"Enter"a basıp içeriğe geçin

20 milyon kişinin ölümünden sorumlu tutulan Joseph Stalin kimdir?

20 milyon kişinin ölümünden sorumlu tutulan Joseph Stalin kimdir?

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=WgG3j7_7GnA.

Lenin’in ölümüyle Sovyetler Birliği’nin yönetimini devraldı. Hakkında en çok kitap yazılan lider olsa da 20 milyon kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor. Kimilerine göre devrimci, kimilerine göre acımasız bir diktatör. Karşınızda Joseph Stalin’in profili. Joseph Stalin 18 Aralık 1878’de Gürcistan’ın Gori şehrindeki bir Rus köyünde dünyaya geldi.
Rusya Gori şehrini 1801’de ilhak etmişti. Babası Vissarion Kunduracıydı. Annesi Ekaterina ise Osetyalıydı ve güçlü bir kişiliğe sahipti. Milyonlarca kişi onu Rusça Çelik Adam anlamına gelen Stalin ismiyle tanısada asıl adı Joseph Vissarionovic Chuashvili’ydi. Kendisinden önce doğan üç kardeşi vardı ancak hepsi bebekken hayatını kaybetmişti. Stalin kötü bir çocukluk geçirdi. Annesi ve babası sık sık tartışırdı. Babası ona ve annesine şiddet uyguluyordu. 7 yaşında çiçek hastalığı geçirmişti. Bu da yüzünde yıllarca geçmeyen izler bıraktı. 10 yaşlarındayken iki defa at arabası kazası geçirdi ve sol kolu sakat kaldı. Yüzündeki izler ve iyileşmeyen kolu yüzünden yaşıtları tarafından zorbalık görüyordu. Köydeki diğer çocukların onunla alay etmesi Stalin’i acımasızlaştırdı. Stalin küçük yaşta kendisini Gori şehrinde bir çetenin lideri olarak buldu ve artık zalimliğiyle tanınıyordu.
Stalin 12 yaşındayken babası fabrikada iş bularak Tiflis’e gitti. Oğlunun da yanında ayakkabıcı çırağı olmasını istiyordu. Ama annesinin planları farklıydı. Annesi Stalin’in çok zeki olduğunu biliyordu ve ruhban okuluna gitmesini istiyordu. Stalin’in annesi ve babasının arasındaki bu fikir ayrılığı peşinden tartışmaları getirse de annesi Stalin’i ruhban okuluna yazdırdı. Bunun üzerine Stalin’in babası eşini ve oğlunu bir daha hiç görmemek üzere terk etti.
Stalin artık babasıydı. 16 yaşındayken Tiflis’teki Gürcü Ortodoks Rahip Okulu’nu kazandı. Bu dönemde Lenin’den etkilenen Stalin, Karl Marx’ın kitaplarını okumaya başladı ve yerel bir sosyalist partiye katıldı. 1899’a gelindiğinde ise otoriteye karşı geldiği için okuldan atıldı. 1901’de Tiflis’teki bir mayıs gösterilerini düzenledi. İki yıl sonra da Bolşevik’lere katıldı. Ardından Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Kafkas Bölge temsilciliğine yükseldi. Bu dönemde işçileri grev yapmaları için örgütlemek ve banka soygunu gibi illegal faaliyetlerde adı geçmeye başlamıştı. Koba kod adıyla gizlenmeye çalışırken 1902’de yakalandı ve bir yıl sonra da Sibirya’ya sürgüne gönderildi. Bu tarihten 1913’e kadar geçen sürede 7 defa yakalandı ve 6 defa firar etti. 1904’te Ekaterine Svanidze ile evlendi. Bu evlilikten Yakov adında bir oğlu oldu. Eşe-Ekaterine 22 yaşında Tiflis’e yakalanıp öldü. İlerleyen yıllarda eşinin vefatıyla ilgili bir konuşmasında onun ölümüyle içimdeki son duygu da öldü der. Oğlu Yakov’a annesinin ailesi bakmaya başlar. Stalin babasıyla ne kadar iyi bir ilişki kuramadıysa oğluyla da aralarında bir o kadar yüksek duvarlar vardı. Babasını çok az görmüştü. Annesi gibi Yakov da genç yaşta 2. Dünya Savaşı’nda Almanya’da esir alınarak öldü. 1905’te Stalin Çar 2. Nikolay’a karşı başlatılan Rus devrimine katıldı. Bu dönemde Lenin Stalin’ı fark etti ve yakınlık kurmaları Stalin’i daha da cesaretlendirdi. İkili buluştuğunda Çar 2. Nikolay çoktan tahttan çekilmişti ve geçici hükümet görev yapıyordu. Lenin ve Stalin ise geçici hükümeti devirerek komünist bir hükümet kurmak için planlar yapmaya çoktan başlamıştı. Stalin aynı yıl Bolşevik Merkez Komitesi’nde görevlendirildi. Partisindeki bazı isimler kaba davranışları ve sertlik politikaları yüzünden Stalin’den hoşlanmasa da Kafkasya’daki parti tabanında Lenin’den sonra en etkili kişi oydu. Artık o komünist hareketin anahtar ismi olmuştu. Stalin pek çok takma isim kullanıyordu. Sürgünde olduğu yıllarda yazdığı bir makalede Stalin ismini ilk kez kullanmıştı. 1917 Ekim Devriminden sonra da soyadı olarak bu ismi kullanmaya başladı ve tüm dünya onu Joseph Stalin olarak tanıdı. Stalin 1919’da Nadia Aleluyeva’yla ikinci evliliğini yaptı. Bu evlilikten de Vasili ve Svetlana adında iki çocuğu oldu. Ancak bu evliliği de kısa sürdü. Nadia Stalin’in politikalarını eleştiriyordu ve bu eleştiriler Stalin’i kızdırıyordu. Nadia Stalin’in de gittiği bir davette akşam yemeğinden sonra intihar etti. 1922’de Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri seçildi. Bu adım ona iktidara yükselmesi için ilk kapıyı araladı. Lenin’in bir süredir hasta olması parti içinde kimin lider olacağı sorusunu gündeme getirmişti. 21 Ocak 1924’te Lenin öldükten sonra partinin yeni lideri Stalin oldu ve bütün rakiplerini tek tek sürgün ettirdi. Yönetimi eline alır almaz 5 yıllık kalkınma planı hazırladı. Sovyetler Birliği’ni sanayi alanında zirveye taşımak istiyordu. Bu amacı uğruna acımasızca hareket etmekten çekinmiyordu. Holomodor’da halkın elinden verimli tarım arazilerini alarak suni bir kıtlık oluşturdu.
Tarım arazisini vermek istemeyen köylülerse açlıktan ölmeye mahkum bırakıldı. Bu katliamda halkın %25’i açlıktan öldü. Kararlarına itiraz edenler ya öldürülüyordu ya da sürgün kamplarına yollanıyordu. Fabrikalara ve çiftliklere el koyuyordu. 25 milyon köylünün evlerinden zorla alınarak büyük sanayi fabrikalarına taşınmasına sebep oldu. Stalin halkın gözünde büyük bir lider profili hatta kendisinde eksik olan baba profilini oluşturmak istiyordu.
Her yerde heykelleri ve resimleri vardı. Hatta Tsaritsin şehrini onurlandırmak için şehrin adını Stalingrad olarak değiştirdi. Sovyetler Birliği’nde yenilikler yapmak istiyordu. Farklı görüşlü olan ve onu engelleyeceğinden şüphelendiği kişileri tutuklatıyordu. Dini kurumları kapatarak kiliselere el koydu. Onun standartlarına uygun olmayan kitaplar ve müzikler tamamen yasaktı. Özellikle hakkında olumsuz bir haber yapılmasına müsaade etmiyordu.
Tüm bunlar yaşanırken parti içerisinde Stalin’i durdurmak isteyen bir muhalefet oluştu. Ama 1934’te yapılan seçimlerde Stalin tekrar başkan seçildi. Böylece Stalin rakiplerini ve muhalefeti iyice tanıdı. Ve başta en büyük rakibi Sergi Kerov olmak üzere hepsini tek tek ortadan kaldırdı. Stalin’in politikaları gitgide daha da sertleşiyordu. Böylece tarihe büyük temizlik ve büyük terör olarak geçen dönem başladı. Bu dönemde birçok devlet yetkilisi ortadan kaldırıldı.
Tutuklanan kişiler kulak kamplarında çalıştırılıyordu. Bu kampta çalıştırılan kişi sayısı resmi kayıtlarda 4 milyon olarak görünse de bazı araştırmacılar 15 milyon kişinin tutulduğunu belirledi. Askeri darbeyi en büyük tehdit olarak görüyordu. Bu nedenle ordunun büyük bölümünü yok etmişti. 1939’a gelindiğinde Stalin ve Hitler arasında Alman-Sovyet saldırmazlık paktı imzalandı. Stalin Hitler’in saldırmayacağını düşünse de Hitler 22 Haziran 1941’de
Barbarossa operasyonunu başlattı. Stalin Almanya’nın işgalini engellemek için Alman güzergahındaki yerleşim yerlerini yaktırdı. Ama bu politikayla kendi halkına zarar verdi. Rus halkı bu nedenle aç ve evsiz kaldı. İkinci Dünya Savaşı kazanılınca Stalin’in de gücü arttı. Sovyetler Birliği artık eskisinden daha güçlüydü. 18 Mayıs 1944’te Joseph Stalin 400 bin Kırım Tatarını Almanlarla işbirliği yapmakla suçlayarak
Sığır trenleriyle Sibirya’ya sürgüne gönderdi. Kırım’daki Tatar Türklerini, Çöçenleri, İnguşları yurtlarında nederek haftalarca açlık, susuzluk ve hastalıkla mücadele etmek zorunda bıraktı. Bu soykırımda en az 191 bin 44 Kırım Tatarı öldü. 14 Kasım 1944’teyse aynı kaderi Ahıskatürkleri yaşadı. Gürcistan’ın Ahıskatürk bölgesinden Kırgızistan’a sürgüne gönderilen 86 bin Ahıskatürkünden 17 bini hayatını kaybetti.
Stalin 1 Mart 1953’te beyin kanaması nedeniyle felç geçirdi ve bu felçten 3 gün sonra 75 yaşında öldü. Stalin büyük bir lider olmak isterken, yerine geçen Kuruşçey tarafından ölümünden sonra düşman ilan edildi.
Lenin’in ölümüyle Sovyetler Birliği’nin yönetimini devraldı.
Hakkında en çok kitap yazılan lider olsa da 20 milyon kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir