Avrupa Çin’den neden korkuyor?
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=dC9p1U3lSHU.
Balık avcılığı denildiğinde akıllara İzlanda’nın gelmesi gayet normal. Otomobil söz konusu olduğunda zihinlerde Almanya’nın belirmesinde de herhangi bir sorun yok. Bülüksellahanası ve Belçika’yı, Elmas ve Güney Afrika’yı, Saat ve İsviçre’yi de uzun uzun anlatmamız şart değil. Yani bazı şeyler bazı ülkelerle alınır. Peki son günlerde Avrupa’da Çin neyle anlatsa belirli misiniz? Casuslarıyla. Hatta Avrupa’yı saran ciddi bir Çinli casuslar korkusuyla karşı karşıya durumdayız.
İnanın bu çok net, bir önceki cümleden çok daha iddialı bilgiler ve verilere sahip.
Hazırsanız Avrupa’nın yeni Çin savaşını anlatmaya hemen başlıyoruz.
Çin’in Avrupa’daki ajanlık faaliyetlerine geçmeden hemen önce sizlere gerçek bir hikayeden bahsetmek istiyorum. 1997’deyiz. Pekin’de bulunan Fransa Büyük Elçiliğine atanan Fransız Dış İstihbarat Servis Personeli Henry May, burada tercüman olarak çalışan Çinli bir kadınla bir arkadaşlık kurdu. Bu durumdan şüphelenen Büyük Elçil Henry May’nin Fransa’ya gönderilmesi yönünde bir talepte bulundu.
Adamımız da hemen Fransa’ya dönmek zorunda kaldı. Sonra ise görevinden istifa edip Çinli arkadaşının yanına gitti. İşte film tam olarak burada koptu. Henry May Fransa’ya dair oldukça mahrem bilgileri arkadaşıyla paylaşmaktan asla geri durmadı. Ne biliyorsa bir bir anlattı. Anlattıkları da Çin İstihbaratlarıyla bir bir paylaşıldı. Yani Çin Fransa Diş İstihbaratına dair en kritik bilgilere tek bir insan sayesinde rahatlıkla dolaşmış oldu.
Henry May hakkında olaydan çok sonra 2018’de açılan soruşturma tutuklamayla nihayetlense de artık iş işten geçmişti. Fransa’nın hangi özel sırları Çin’in elinde bilmek mümkün olmadığından her şey kelimenin tam anlamıyla paramparça oldu. Yani Çin bal tuzağı denen oldukça klasik bir yöntemle Avrupa’nın en güçlü ülkelerinden birini fazlasıyla zor durumda bırakmıştı. Bu vaka aslında Çin’in yöntemlerini ve gücünü anlamamız için gayet iyi bir örnek olsa da biz meseleyi detaylandırmaya tabi ki devam edeceğiz. Çin İstihbarat Teşkilatı uluslararası faaliyetler söz konusu olduğunda dünyanın en sabırlı, en orijinal ve hatta en tehlikeli örgütü desek sanırım yanılmış olmayız. Birçok farklı istihbarat analisti Çin’in espiyonaj faaliyetlerini özetlerken onlarla kimse karşılaşmak istemez sonucunda birleşiveriyor. Peki onları farklı yapan şeyler tam olarak ne? Bu soruyu cevaplandırmak için CIA’nin eski Avrupa Masası şefrelerinden birinin kamuoyuna yansıyan yorumlarına bakabiliriz.
Şef Çin’in yeni uygulamalarının onları Rusya’dan daha tehlikeli bir hale getirdiğimi söylüyor. Hatta şefe göre Çinli casuslar fark edildiğinden bu yana Avrupa’da Rusya korkusu diye bir şey kalmadı. Çünkü Çin, milli motivasyonla teknik birikimi en iyi harmanlayan istihbarat teşkilatlarının başında geliyor. Bir casusu başka bir ülkeye gönderdiklerinde ona herhangi bir alan, konu yahut zaman sınırlaması getirilmiyor. İstediğin süre boyunca istediğin yerde bulun ve bize sadece işe yarayacak bir şeyler söyle deyip yola çıkarıyorlar.
Cebine istediği kadar para mas gibi hayat hikayesi için ise istediği tüm imkanları sunabiliyorlar. Ve Çin İstihbarat Teşkilatı’nın özel yetişmiş bu casuslarının görev alanında yüksek oranda Avrupa olarak karşımıza çıkıyor. Yani sanılanın aksine Çin’in öncelikli rakibi Amerika Birleşik Devletleri değil Avrupa ülkeleri. Tabi Amerika’yı da tümden borçladıklarını sanmayın lütfen. 2021 Temmuz’unda Biden’ın yaptığı açıklamayı bir hatırlayalım. Amerika Başkanı Çin’in bilgisayar korsanlarıyla Microsoft’un tüm mail sistemlerine sızdığını resmen açıklamıştı. Buradaki zararım milyarlarca odalar olduğunu söylemiyorum bile. Yani Çinli casuslar bir yerlere giriyorlar ve çıktıklarında ne oya riskisi gibi kalıyor ne de kendileri. Çin’in bu örnekte de gördüğümüz gibi siber kapasitesi korkunç düzeyde. 2021’deki Microsoft’u çökertme hareketi dünya çapında 30 bin organizasyonu kapsıyordu ve Amerika Avrupa Birliği ve İngiltere’ye göre Pekin’in emrinde çalışan suç örgütleri tarafından gerçekleştirilmişti. Çin ise asılsız ve sorumsuz olarak nitelendirdiği bu iddiaları tabi ki yalanlamıştı. Yani Çin hem insan hem teknoloji istihbaratın korkunç bir katılıkta ve güçlükte üretmeye yönetmeye bilfil devam ediyor. Bu konuda en yetkin diyebileceğimiz birkaç isme daha başvuralım. İngiliz İç İstihbarat Servisi MI5’ın başkanı Ken McCallum ve FBI Direktörü Christopher Wray 2021 Temmuz’unda Londra’da bir konferansa katıldı. Bu konferansta Çin’in iktidardaki komünist partisinin gizli faaliyetler konusundaki atılımlara uzun uzun konuşuldu. İkili bu faaliyetleri oyunun kurallarını değiştirdiler şeklinde yorumladı.
Odaklandıkları asıl noktaysa farklılığın zor önlendiği kanısında ortaklaştı. Çin’in casusluk tekniklerinin Ruslardan çok farklı olması batılı kurumların karşı istihbarat yaklaşımlarını yenilemek zorunda bırakıyor. MI5 bu yıl alışılmadıklı adım atarak kamusal bir uyarıda bulundu. İngiliz vatandaşı Avukat Christian Lee’nin Çin adına çalışan bir etki ajanı olduğu açıklandı. Öte yandan Lee’nin Peking Yanlısı olduğu iddia edilen ihlallerinin suç niteliği taşımadığı ifade edildi. Çinli ajanların alametif harikalarını biraz daha detaylandıralım. Öncelikle kimin Çin ajanı olduğunu bulmak oldukça zor. Çoğu zaman Çinli olmayan insanları da bu tip görevler için kullanabiliyorlar. Bir dosya konusu beliriliyorlar. Bunun için en başarılı yetkililer görevlendiriliyor ve şifreli iletişim gibi birçok hassas alanda eğitim alan kişiler belli bir hedefle yönlendirilmiş oluyor. Ayrıca Çin klasik istihbarat yapılanmaları gibi sadece savunma sanayi yahut askeri sırlara da odaklanıyor. Çin tüm topluma yayılan bir yaklaşma sahibi. Ülkeler hakkında hemen her şeyi her durumda bilmek istiyor. Üstelik bunları yaparken Rus casuslara yapışan şov yapma halinden de fazlasıyla uzaklar. Hedefe ulaşmayı sabırla bekleyip yalnızca işlerini yapıyorlar. Bu konuda herhangi bir prestijsiz iş yahut görevi almaktan da asla ama asla geri durmuyorlar. Yani onlar için bilgi her şey ve bu bilgiler için her şeyi yapabiliyorlar. Rusya ve Çin Batı dünyası için en büyük iki tehditken bu iki ülkenin istihbarat yaklaşımını şöyle kıyaslayabiliriz. Rus casuslar fazla risk alır. Çinli casuslar hep en ideal şartı bekler. Rus casuslar yeri geldiğinde duygusal davranabilir. Çinli casuslarsa robot gibidir. Rus bir casus bazen kibirle beni zaten yakalayamazsın der. Çinli ise bu tavırdan her zaman çok çok uzaktadır. Batılı çok sayıda eski istihbarat uzmanı Çin’in uyguladığı guerilla taktiklerin baş edilmesi en güç tehlike olduğunu söylüyor. Çin’in yöntemlerine dair saydığımız şeylerin sonuçlarına da birlikte bakalım. Amerika’nın tahminine göre Çin ticari espiyoneji her yıl Amerika’dan 600 milyar dolar değerinde fikri mülkiyet çalıyor.
Avrupa birliği ise IP hırsızlığı maliyetinin kendisine her yıl 50 milyar dolar satışa ve 671 bin istihdam kaybına mal olduğunu tahmin ediyor. MI6 eski operasyon direktörü olan ve şimdilerde uluslararası stratejik araştırmalar enstitüsünde kıdemli danışmanlık yapan Nigel Inkster, Çin güvenlik servisleri verim oranından ziyade toplam faydayı önemsiyor diyor. Çinli casusların kesin kimliğini saplamak güç olduğundan burada da Rusya ile oldukça dramatik bir farklılık oluşmuş oluyor. Avrupa başkentleri bu yıl Moskova’nın Ukrayna işgalini başlatmasından beri 600’den fazla Rus diplomatı ve casus olduğu iddia edilen kişiyi sınır dışı etti. Ancak Çin devletiyle Çinli görevliler arasındaki ilişkiler belirsiz ve fazla değişken olabildiği için Inkster’a göre benzer bir durumda aynı şeyi Pekin’e yapmak daha zor. Yani Çin casusları Rusya yahut farklı bir ülkeden herhangi bir casusa göre ülkesinin diplomatik ve siyasal gücünü kullanıyor diyebiliriz.
İçerinin yavaş yavaş sonuna gelirken Çin devletinin üstün istihbarat elemanlarını kullanarak 2024’de kadar ciddi bir kültürel, askeri ve ekonomik bilgi edinip bunların tamamında kullanmayı planladığını söyleyelim.
Avrupa ve Amerika’nın Çin’in bu hamlesine nasıl bir cevap vereceğimi ise hepimize zaman gösterecek.
İlk Yorumu Siz Yapın