Batı Trakya Türklerinin öncü ismi: Sadık Ahmet

Batı Trakya Türklerinin öncü ismi: Sadık Ahmet

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=wUCpHSEuGZg.

Sadece Türk olduğum için hapse götürülüyorum. Eğer Türk olmak suçsa şunu tekrarlıyorum. Türküm ve öyle kalacağım. O bu sözlerin sahibiydi. Batı Trakya Türklerine Türk dediği için hapse atıldı. Ancak yılmadı. Yazılar yazdı, mitingler düzenledi, parti kurdu. Batı Trakya Türklerinin haklarını her yerde en yüksek sesle savundu. Şüpheli bir trafik kazasıyla hayatını kaybettiğinde ise henüz 48 yaşındaydı. Profilde bugün bu büyük ismi ve mirasını anlatacağız.
Doktor Sadık Ahmet. Bu akıllı adamlar içeride bizim ırtımızı inkar etmek istiyorlar. 1947 yılında dünyaya gelen Doktor Sadık Ahmet, Ankara ve Selanik’teki tıp öğreniminin ardından, yaklaşık 3 yıl Yunan ordusunda zorunlu askerlik görevini yaptı. Ardından 1 yıl zorunlu hizmetini tamamladı ve 1978’de Batı Trakya’ya dönerek doktorluk yapmaya başladı.
Sadık Ahmet mesleğiyle insanların hayatını kurtarıyordu ancak bundan daha büyük hedefleri vardı. Adı silinmeye çalışılan bir milletin ismini, kimliğini ve kültürünü kurtarmak. Sadık Ahmet’i toplumsal meselelerle ilgilenmeye iten sorun, Yunanistan’ın Türk varlığına karşı yürüttüğü inkarcı politikaydı. Yunan hükümeti Türk varlığını tanımıyor, onun yerine Lozan antlaşmasını bahane ederek yalnızca dini kimliğe vurgu yapıyordu. Bununla beraber Yunanistan, çoğunluğu çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan Batı Trakya Türklerinin topraklarını kamulaştırıyordu. Ayrıca 1955-1998 yılları arasında 46 binden fazla Batı Trakya’lı ve 12 adalı Türk vatandaşçıktan çıkarıldı. İşte Sadık Ahmet’i toplumsal konulara iten süreci bu atmosfer oluşturuyordu. Sadık Ahmet 1985’te Batı Trakya’daki hak ihlallerine dikkati çekmek için imza kampanyası başlattı ve 15 bine yakın imza topladı. Ancak bu kampanya hükümetin tepkisiyle karşılaştı. 1988’de 30 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ardından 1990’da bu kez Batı Trakya Türklerine Türk dediği için tekrar hapis cezasına çarptırıldı. Türklüğü ve Batı Trakya’yı davası yapmış Doktor Ahmet için bu hapis cezalarının bir önemi yoktu. Hapse girme sürecine tam da bunu gösterircesine sadece Türk olduğum için hapse götürülüyorum.
Eğer Türk olmak suçsa şunu tekrarlıyorum, Türküm ve öyle kalacağım sözleriyle yorumladı. Mahkemesi görülürken kapıda binlerce kişi vardı ve yeri göğü inleterek şu sloganı atıyorlardı. Biz Türküz. 1990’da düzenlenen genel seçimlerde aldığı yüksek oranda oylarla bağımsız milletvekili olarak mecliste giren Doktor Sadık Ahmet, 1991’de Batı Trakya Türklerini temsil eden ilk ve tek siyasi parti olan Dostluk Eşitlik ve Barış Partisi’ni kurdu.
Yunan hükümeti buna karşılık 1993 yılında seçim yasasına değiştirerek %3 barajını getirdi. Batı Trakya Türklerinin nüfus oranının %1,5 ile %2 arasında olduğu göz önüne alındığında partinin meclise girmesi de engellenmiş oldu. İlerleyen yıllarda Yunan hükümetinin baskıları devam etse de Sadık Ahmet, ülke içinde ve uluslararası ortamlarda Batı Trakya Türklerinin sorunlarını dile getirmeye devam etti. 1995 yılına gelindiğinde Batı Trakya’da yaşayan Türk toplumunun şikayetleri ve istekleri adlı bir yazı kaleme aldı ve şunları söyledi. Batı Trakya Yunanistan’a bırakıldığı günden beri Yunan yönetimleri daima Türk toplumlarına kendileri için bir tehlike olarak gördü. Bu düşünceden hareket edilerek uygulanan politika şu iki ana başlık altında toplanıyor. Birincisi Türk toplumunu göçe zorlamak, ikincisi ise göç olmadığı takdirde asimile edebilmek.
Bu mücadele dolu hayat henüz 48 yaşındayken son buldu. Sadık Ahmet, Batı Trakya’daki azınlığın haklarını koruyan Lozan Barış Anlaşması’nın 73. yıl dönümünde Gümülcüne şehrine bağlı Susurköy dışında şüpheli bir trafik kazasıyla hayatını kaybetti. Kazanın nasıl gerçekleştiği ise hala aydınlatılamadı. Bugün Batı Trakya’da birçok okulun, caminin ve parkın adı Sadık Ahmet ismiyle anılıyor.
Kendi topraklarında ezilmiş bir halk tüm teçhür ve asimile politikalarına rağmen biz Türküz diye haykırırken bu büyük mücadele insanının mirasını omuzlarında taşıyor.
Altyazı M.K.