"Enter"a basıp içeriğe geçin

Bir liderin hikayesi

Bir liderin hikayesi
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=LpDSKfPGpEg.

Aslında Hafız Esed’in liderlik işini hazırladığı kişi iyi bir askeriye eğitimi almış en büyük oğlu Basildir. Ama Basile Esed 1994’de trafik kazasında ölünce tüm hesaplar alt üst olur. Londra’da göz doktorluğu yapan ikinci oğul Beşar 28 yaşındayken apar topar ülkesine döndürülür. Gelir gelmez teymer rütbesiyle askeri kariyerine başlar ve basamakları üçer üçer çıkararak 6 yıl içinde maraşenliğe yükselir.
O zamana kadar ülke yönetmeyi aklından dahi geçirmeyen Doktor Beşar devlet tecrübesini de arttırmak zorundadır. Dertsiz başına dert almıştır. Babasının ölümünden bir gün sonra Suriye Meclisi başkan seçilme yaşını 40’dan 34’de yani Beşar Esed’in yaşına düşürür. Beşar aynı gün genel kurmay başkanı ilan edilir ve Suriye’nin yeni lideri seçilir. Nusayrı yani Arap alevisi olan Beşar Esed 2000’de Suriye’nin seçkin Sünni ailelerinden Altaşların kızı Esmail’e evlenir.
Bu zarif kadın Londra’da büyümüş ve finans eğitimi almıştır. Beşar Esed’le de Londra’da tanışmışlardır. Bu evlilik Esed’lerin mezhepçi olmadığını kanıtlar niteliktedir. Esma Esed çıplak giyimiyle kadın hakları ve eğitimi konusunda ilerici pozisyonlar alarak halk tarafından sevilmiştir. Beşar Esed daha koltuğa oturmadan ülkeye geniş çaplı internetin gelmesine öncülük ederek insanların dış dünyayla etkileşiminin önünü açar. Bu onun değişimden yana olduğunu göstermiştir. Her eve bir internet girmeli der. Beşar Esed siyasi tutukluların dörtte üçünü serbest bırakır. Sivil toplum örgütlerine ve özgür tartışma platformlarına izin verir.
Ekonomiyi modernleştirmek, yozlaşmayla mücadele ve kendilerine özgür demokrasi getirmek adına geniş çaplı reformlar yapacağının sözünü verir. Esed başa geldiğinde halka çok güzel konuşmalar yapar. Suriye tipi bir demokrasiden bahseder. Batı demokrasisi uzun bir tarihin sonucudur ve kendi geleneklerini oluşturmuştur. Biz bize özgür demokrasi deneyimine sahip olmak zorundayız der. Halk reformlar süreciyle Beşar Esed’in gelişini Şambaharı olarak adlandırır. Artık ülke tamamen huzura kavuşacaktır.
Farklı görüşlerden aydın ve siyasetçiler demokrasik reformların yapılacağı ümidiyle harekete geçer. Divini ve etnik parti kurulamaz kaideyla yeni siyasi partilere izin veren yasa çıkartılır. Böylece Suriye’de çok partili hayat başlayacaktır. Basın özgürlüğünün artırılması içinse özel yayın organlarına izin verilmesi kararlaştırılır. Suriye’de aydınların reform talepleri kısmen karşılanmaya çalışılsa da Amerika’nın 2003 Uğur Akışkali’yi başlatılan bu dönüşümün askıya alınmasına sebep olur. 2 milyondan fazla İrap mülteci Suriye’ye sığınır. Bu durum ülkenin ekonomisi üzerinde baskı oluşturmaya başlar. Arkasından 2005’te dönemin Lübnan başbakanı Refik Hariri suikasta uğrar. Hariri Suriye’nin ülke üzerindeki etkisinin kırılmasını savunmaktaydı. Bu yüzden suikasttan Suriye rejimi sorumlu tutulur. Amerika, İsrail, Fransa üçlüsü hemen suikasti kınayan açıklamalar yapar. Ama Suriye rejimi bunu reddeder. Suikasti incelemekle görevlendirilen Birleşmiş Milletler Araştırma Komisyonu’nda açıkça Suriye rejimini suçlar. Lübnan halkı Suriye’yi sokaplarda protesto etmeye başlar. Esed bunun üzerine 29 yıl Lübnan’da bulunan Suriye birliklerini geri çekmek zorunda kalır. 2005’te yapılan Bağaz Partisi Kongresi’nde babasının döneminden kalma 96 merkez komite üyesinin 70’ini tasviyeder. Dünya kamuoyunda Beşar Esed, Amerika’nın da istediği gibi siyasi ve ekonomik olarak dünyadan uzaklaştırılmaya çalışılır.
Lübnan’da yaşananlardan 5 yıl sonra Başbakan olan Saad Hariri, babasına düzenlenen suikast konusunda Suriye’yi suçlamakla hata ettiğini söyler. Açılan uluslararası soruşturmanı ise yalın ifadelerle yanlış yönlendirildiğini söyler. 2011 yılına gelindiğinde ise Orta Doğu’da halklar özgürlük mücadelesi adı altında birçok Arap diktatörünü resmen devirmişti. Arapbaharı olarak adlandırılan bu dönemde Mısır, Tunus, Yemen ve Libya’da devlet başkanları devrilirken diğer Arap ülkelerinde köklü değişimler yaşanır. Arapbaharı’nın rüzgarı domino etkisi göstererek tüm Orta Doğu ülkelerine sıçramaktadır. Ve bir gün Suriye’nin kapısını da çalar. Ülke çapında protestolar başlar. Artan işsizlik ve yoksulluktan kaynaklanan öfke git gide büyür. Beşar Esed’in ise gitmeye hiç niyeti yoktur. Halkta onu seven kesim de çoktur.
ve herifden nochiz uhhh
Asad’ın başkanı değil, o yüzden değil.
Ama o çok iyi bir adam.
Genel lafın genişletileceğini ve Ağustos ayında da genel seçimlerin yapılabileceğini söyler.
26 Şubat 2012’de Bağaz Partisi’nin devletin ve toplumun lideri olduğunu belirten 8. maddenin çıkarıldığı anayasat hastaneli referanduma sunar. Ama muhalifler yine de yatışmaz. Gösterilerin seyri de değişmeye başlar. Demokratik taleplerle ortaya çıkan ayaklanma kısa bir süre içinde cihatçı unsurların savaşa dahil olması ile Arap baharı, Arap kışığına dönüşür. Beşer Asad samimi protestolarla şiddet eylemlerinin ayırt edilmesi gerektiğini söyler.
Hükümet sivillerin de bulunduğu gösterilere geniş çapta tutuklamalar, polisin şiddeti ve sansürle cevap verir.
Altyazı M.K.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir