ÇİN’İN EN GÜÇLÜ ADAMI (MAĞARADA YAŞADI)
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=_bg2ZPrbZic.
Çin Komünist Partisi tarafından ailesiyle birlikte sürgüne gönderildi. Mağara’da yaşadı, tarlada çalıştı. Şehre geri döndüğünde ise babasını hapishaneye atan komünist partinin kadrosuna katıldı ve adım adım yükseldi. Sonunda ise Çin Komünist Partisi’nin genel sekreterliğine yani Çin’in bir numaralı koltuğuna oturdu. Profilde bu hafta baskı ve zulümle dolu geçmişine rağmen bugün geldiği noktada yüz binlerce insana baskı ve zulüm uygulayan,
otoriter rejimini dünyaya ihrac eden, ismi çok konuşulan ancak gerçekten kim olduğu çok az bilinen bir isim var.
Şii Jim Pink.
Komünist Parti’nin etkin ve güçlü bir ismiydi. Ancak Şii henüz 10 yaşındayken babası partiden ihrac edildi. Mayıs 1966’da kültür devrimi başladığında ise Çin hükümetine bağlı üniversite öğrencilerinden oluşan milisler, Şii’nin evini basarak aramalar gerçekleştirdi. Bu çalkansılı süreçte bunalıma giren kız kardeşi intihar etti. Şii 15 yaşına geldiğinde ise babası hapishaneye gönderildi.
Kendisi ise ailenin kalını ile birlikte Mağz Zedung’un Kırsal’da çalışmayı teşvik politikasıyla bir köye çalışmak üzere gönderildi. Burada işçiler için tesis edilen mağaradan oyulan evlerin birinde yaşamaya başladı. O mağarada başını yastığa koyduğunda bir gün Çin’in bir numaralı koltuğunda oturacağını hayal bile edemezdi. Ancak hayal ettiği bir şey vardı. Kırsal’dan kaçmak ve yeniden şehirde yaşamak. Bir ara kaçtı da ancak yakalandı ve köye geri gönderildi.
7 yılda mağarada yaşamaya devam etti. Bir yandan eğitim hayatına devam ediyordu. 1975’den 1979’a kadar Pekin’deki Tsinghua Üniversitesi’nde işçi köylü asker öğrencisi statüsünde kimya mühendisliği bölümünü okudu. Bu üniversitede bugün Türkiye’de ya da Batı’da bildiğimiz şekliyle bağımsız bir eğitim öğretim şekli yoktu. Bölüm farkı olmadan derslerin %15’ünde maksistleriniz mağcul felsefe inceleniyor. %5’lik bir vakitte öğrenciler işçi olarak çalışıyor ve Halk Kurtuluş Ordusu hakkında askeri eğitimler de alıyordu. Şii bir yandan Çin Komünist Partisi’ne girdi ve adım adım yükselmeye başladı. 1997’de ÇKP’nin 15. Merkez Komitesi’nin yedek üyesi seçildi. 1999 yılında Fujian vali yardımcılığına terfi etti. 2000 yılında ise Fujian valisi oldu. Ekim 2007’deki 17. Parti Kongresi’nde Çin Komünist Parti’nin 9 kişilik politbüro daimi komitesine atandı. Kasım 2012’de ise Çin Komünist Partisi’nin 18. Merkez Komitesi tarafından Genel Sekreter ve Merkez Vaskeri Komisyonu Başkanlığı görevlerine seçildi. Başka bir deyişle Çin’in başkanı oldu. Şii göreve geldikten sonra yolsuzlukla mücadele sözü verdi. Bu amaçla başlattığı yaptırımlarda 200 binden fazla düşük rütbeli memur, uyarı, para cezası ve rütbe indirilme yaptırımlarıyla karşılaştı. Bu mücadele halktan destek görüyordu ancak büyük bir kesimde Şii’nin bu yolla başkan Muadom Buyan’a görülmemiş örçekte bir siyasi tasfiye gerçekleştirdiğini ve muhaliflerini ortadan kaldırdığını düşündü. Şii Jinping yönetimi dendiğinde akla gelenlerden biri de sansür. Şii kendisinden önce başlayan internet sansürü konusunda önceki yönetimlere göre çok daha katı bir politika izledi. Google ve Facebook’ta dahil olmak üzere Çin’deki internet kullanımını kontrol etmek için çok güçlü bir tavır aldı ve ülkedeki internet sansürünü internet egemenliği kavramı olarak savundu.
2012’de hazırlanıp 2013’te uygulanmaya konulan internet sansürü hareketiyle sansür kapsamına alınan kavramların bazıları şunlar.
Şii Jinping yönetimiyle beraber Doğu Türkistan’da yapılan Çin zulmü de arttı.
Çin’in anlık iletimini Uygulaması VİÇET’den kaldıran yetkililer karakterle ilgili yeni gifler oluşturmak istendiğinde hata mesajı verilmesini sağladı.
Şii sadece ülke dışında da uluslararası medyayı kontrol altına almayı amaçlayan pek çok adım attı. Yapılan lobby çalışmalarıyla şii dünya kamuoyunda sessizliği satın aldı. Ulusal ve uluslararası yayın yapan CGTN ve CCTV gibi Çin merkezinde medya kuruluşlarının neredeyse tamamı Çin Komünist Partisi’nin tam kontrolünde çalışıyor. Parti kontrolünde çalışmayan varsa bu partinin politikası dışına çıkan bir haber yapamıyor. Bunların dışında Çin uluslararası sahada da propaganda gücünü artırıyor. Stanford Üniversitesi’nin İnternet Gözlemevi tarafından hazırlanan rapora göre ülke dijital otoriterliğini ve sansür politikalarını dünyaya ihraç etmek için büyük bir bütçe ayırmış durumda.
Bu rapora göre Çin sosyal medya platformlarına yaptığı reklam yatırımlarıyla tüm platformları neredeyse istila ediyor. Siyasi gözlemciler Çin’yi Başkan Mao Zedong’dan bu yana en güçlü Çin lideri olarak nitelendiriyor. Peki bu güç nereden geliyor? Mağduriyetlerle dolu bir yaşantının ardından babasını hapse atan, kendisini ailesiyle birlikte sürgüne gönderen ve kız kardeşini intihara sürükleyen sistemin başına geçmek elbette bir güçtür.
Öte yandan bizzat kendisinin yaşadığı zulme rağmen Komünist Parti’yi iyileştirmek yerine daha da katılaştırdı ve isminin anıldığı her yerde iki miras bıraktı.
Sansür ve zorbalık. Çin Komünist Partisi tarafından ailesiyle birlikte sürgüne gönderildi.
Mağara’da yaşadı, tarlada çalıştı.
İlk Yorumu Siz Yapın