DÜNDEN BUGÜNE AZERBAYCAN-ERMENİSTAN SORUNU
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=gnujHV17E9E.
Bağımsız iki devlet. Azerbaycan, Ermenistan. Ve bir türlü çözülemeyen dağlı karabah sorunu. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sorunları anlatacağım. Ama büyük oyunun esas oyuncusu kim? Bu olaylara hangi ülke sebep oldu? İşte geçmişten günümüze dek Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri. 19. yüzyıla dönelim. Rusya ve İran, Kafkasya topraklarına hakimiyet kurmak ister.
Rusya, İran’ı bir güzel affeder. Azerbaycandaki Türk anlıklar birer birer Rusya tarafından ele geçirilir. Türkmençay antlaşmasıyla Azerbaycan Türkleri ve vatanları ikiye bölünür. Artık Güney Azerbaycan-İran’ın, Kuzey Azerbaycan Rusya’nın hakimiyetindedir. Rusya bir taraftan Osmanlı Devleti’ne karşı yürüttüğü savaşlarla sıcak denizlere inmek istemektedir. Hemen planı kurar. Rusya bölgeyi elinde tutabilmek için Ermenileri sistemli olarak kullanacaktır. Önce Osmanlı topraklarındaki Ermenileri Osmanlı’ya karşı bir güzel kışkırtır. Çarlık Rusya, Güney Kafkasya’da ele geçirdiği Türk anlıklarını, Türk topraklarını Ermenileştirme politikası yürütecektir. Ermenileri Osmanlı İmparatorluğu’ndan ve İran’dan Güney Kafkasya’ya göç ettirmek için cesaretlendirir. Osmanlı Rus savaşlarından sonra büyük sayıda Ermeni nüfusu Güney Kafkasya’ya, özellikle de Dağlık Karabağ bölgesine yerleştirilir.
Dağlık Karabağ’da Ermeni nüfusu 1831 yılında 20.000’e yakınken, göç nedeniydi Ermeni nüfusu 1916 yılına kadar 100.000’i aşar. Rusya ele geçirdiği topraklara Ermenileri yerleştirmeye devam eder. Bölgedeki Türkler, göçmen durumuna düşerek Atayurtlarını terk etmek zorunda bırakılır. Böylece Azerbaycan’la Ermenistan arasındaki çatışmanın temeli, Rusya’nın Türk yurtlarına Ermenileri yerleştirmesiyle atılmış olur.
İran ve Rusya güçlerini göstermek için bir milletin kaderiyle oynamıştır. Yıl 1917, Rusya’da yaşanan Ekim Devrimi ile Çarlık rejimi yıkılır. Çar II. Nikolay gider, Nenin gelir. Rus İmparatorluğu çökünce bölgede Çar’ın hakimiyeti altındaki bütün esir milletler, bağımsızlıklarını kazanmak için çatışmalar başlatır. Kim bu milletler? Azerbaycan Türkleri, Ermeniler ve Gürcüler.
Rusya’da Bolşevikler merkezde kontrolü ele aldıktan sonra Güney Kafkasya’ya yönelir. Bu bölgenin üç toplumunu temsilen üç delegeden oluşan bir heyet gönderirler ve Kafkasya Yürütme Meclisi adında idari bir yapılanma kurulur. Bölgede yaşayan üç büyük topluma mecliste temsil hakkı verilerek çatışmaları bir nevi engellemeye çalışırlar. Bu meclisin kurulmasıyla Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan topraklarında federatif bir devlet kurulur. Trans Kafkasya Demokratik Federatif Cumhuriyeti.
Kurulan hükümetin beş bakanı Gürcü, üç bakanı Ermeni, üç bakanı da Türk kökenli olur. 3 Mart 1918, Sovyet Rusya, birinci Dünya Savaşı’ndan çekilmek için Osmanlı Devleti’ne barış teklif etmiştir. Karşılığında ise Trans Kafkasya sınırları içinde bıraktığı Kars, Ardahan ve Batumu Osmanlı’ya geri verecektir. Brestli-Tavşkantlaşması imzalanır ve 40 yıl önce kaybettiğimiz Kars, Ardahan ve Batumu geri alırız.
Ayrıca Rus ordusu Doğu Anadolu’da Ermeni çetelerini silahsızlandıracaktır. Bunları duyan Ermeniler hop oturur, hop kalkar. Bu toprakların kendilerinin olması gerektiğini savunurlar. Ermeniler, Gürcülerle anlaşıp Osmanlı Devleti’ne karşı silahlı mücadele kararı alır. Ancak Azerbaycan, Türk kardeşlerinin karşısında durmayı tabii ki kabul etmez. Üç milletten oluşan Trans Kafkasya Demokratik Federatif Cumhuriyeti de dağılır. Gürcistan ve Azerbaycan 26 Mayıs’ta, Ermenistan 28 Mayıs’ta bağımsızlığını ilan eder. Türk toplumlarında kurulan ilk laik ve demokratik devlet Azerbaycan olmuştur. Fakat bağımsız bir Azerbaycan’ın kurulması Sovyet Rusya’yı rahatsız eder. Bakü hala Bolçeliklerin hakimiyetindedir. Bakü Sovyeti ordusu Genceşe doğru harekâta başlayınca Azerbaycan Osmanlı Devleti’nden askeri yardım ister. Osmanlı Devleti Türk kardeşlerine bu yardımı yapmaya seve seve hazırdır. Emmer Paşa’nın emriyle Kafkas İslam Ordusu kurulur. Ancak bu durum diğer ülkeleri korkutmaktadır. Petrol zengini Bakü’nün Türklerin eline geçmesini istemezler. Ermeniler, İngilizler ve Ruslar birleşerek karşı kuvvet oluşturur. 15 Eylül 1918 Emmer Paşa’nın talimatıyla kardeşi Nuri Paşa 12.000 kişilik Kafkas İslam Ordusunun başına geçer
ve Bakü’yü Ermeni şetelerinden Bolçelik birliklerinden kurtarır. Böylece Azerbaycan’ın başkenti Gence’den Bakü’ye taşınır. Bakü kurtarılmıştır. Ancak Azerbaycan’ın yardımına koşan Osmanlı Devleti zor durumdadır. 1. Dünya Savaşı’nın ardından Osmanlı Devleti’nin fiilen sonunu getiren Mondros Ateşkes antlaşmasının imzalanmasıyla Osmanlı Birlikleri Bakü ve Azerbaycan’ı tamamen terk etmek zorunda kalır. Azerbaycan kurtulmuştur.
Şimdi sıra Türkiye’nin kurtuluş hikayesindedir. 12 Ocak 1920’de Rusya dışında dünyanın 23 devleti Azerbaycan Cumhuriyeti’nin varlığını resmen tanır. Aradan 3 ay geçer. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Sovyet Rusya’nın gözünde bir tehdittir. Rusya bölgeyi kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirme hedefinden vazgeçmemiştir. Bu yüzden Azerbaycan’ın içinde Bolçeliklerin pişfiklemesiyle sürekli karışıklıklar çıkar.
Rus ve Ermeni askerler birleşerek tekrar Bakü’ye girer. Kurtuluş savaşını veren Türkiye bu defa kardeşlerine yardıma gidemez. 28 Nisan 1920’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti kuruluşundan sadece 2 yıl sonra 11. Kızıl Ordunun işgalini uğramıştır. Bolçelikler hakimiyeti tamamen ele geçirir. Nuri Paşa Azerbaycan’ın işgalinde duyduğu üzüntüyü şöyle anlatır.
Ağabeyimin şehit olması kalbimi ne kadar sızlattıysa Azerbaycan’ın istilası kalbimi ondan daha çok sızlattı. Ağabeyim bir faniydi fakat Azerbaycan’daki Türklük ebedidir. Keşke hayatımı kaybetseydim de Azerbaycan Türklüğün dışında kalmasaydı. 11. Kızıl Ordu Azerbaycan’ın ardından Ermenistan’da da Bolçelik yönetimi kurar. Yıl 1922 Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği resmen kurulur.
Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan, Kafkasya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin üyeleri konumunda birliğe dahil edilir. Aradan bir yıl geçer. Stalin, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin topraklarında bulunan Dağlık Karabağ’da özerk bir bölge oluşturmaya karar verir. Dağlık Karabağ Azerbaycan’a bağlı kalacaktır. Ancak özerk bir bölge statüsü kazanmıştır. Zaten Rusya zamanında Ermenileri buraya göç ettirmişti. Özerk bölge kararının ardından da yine çok sayıda Ermeni Dağlık Karabağ bölgesine yerleşir.
Bu bölgenin Ermenistan’a bağlanmasını isterler. Ancak Stalin bu talebi reddeder. 1980’lerin sonunda Sovyetler Birliği parçalanmaya başlar. Bu süreci durdurmak için yeni önlem paketleri ortaya atılır. Klasnost ve Perestroika politikaları. Yeni politikalarla birliğin içinde olanlara bazı ekonomik, sosyal ve siyasal atlar verilecek ve bu konularda daha esnek bir yönetim anlayışı benimsenecektir. Bunu diyen Ermeniler fırsat bu fırsat. Hemen örgütlenerek Dağlık Karabağ üzerinde hak iddia etmeye başlar.
Ekim 1987’de Ermenistan’ın başkenti Erivan’da bu talebe destek için 40.000 kişilik miting düzenlenir. 18 Ekim 1987. Olaylar o kadar büyür ki Dağlık Karabağ’ın Çardaklı köyündeki Ermeniler bölgedeki Azerbaycan Türklerine saldırı düzenler. İki ülke arasındaki düşmanlığı git gide büyür. Ermenistan’da yaşayan Türkler Azerbaycan’a, Azerbaycan’da yaşayan Ermeniler de Ermenistan’a göç eder. 20 Şubat 1988. Dağlık Karabağ özerk bölgesinin Ermeni vekilleri birleşerek bir karar alır. Biz Bakü’den ayrılıyoruz kardeşim. Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlanacağız derler. Bakü ve Moskova yönetimi oldu paşam. Başka isteğiniz var mı diyerek bu kararı reddeder. Çatışmalar yüzünden Dağlık Karabağ bölgesi bir türlü huzura kavuşamaz. Çözümü iki milleti birbirinden ayırmakta bulurlar. Dağlık Karabağ bölgesinde henkendeden Azerbaycan Türkleri, Şuşa’dan da Ermeniler çıkarılır.
1989 yılında Moskova, Dağlık Karabağ bölgesinin özelliğini kaldırarak doğrudan Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlar. Ancak Ermeniler Moskova’nın bu kararını yok sayar. Ermenistan parlamentosu Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’la birleştiğini iran eder. Artık savaş kaçınılmazdır. Ermeni ulusal hareketi ve Azerbaycan halk cephesi oluşturulur. Elçibey liderliğinde kurulan halk cephesi kendi halkının haklarını, topraklarını korumak için demiryolu ağını tahrip ederek ülkenin Ermenistan ve Gürcistan’la bağlantısını keser. Azerbaycan halkının ulusal lideri Haydar Aliyev de Sovyet yönetiminin ikiyüzlü politikalarının farkındadır. Azerbaycan için de Sovyetler Birliği’nden ayrılmak için bağımsızlık hareketleri başlar. Kontrolü kaybetmek istemeyen Sovyet ordusu 20 Ocak 1990’da Bakü’ye girer. Sovyetler Birliği’nde uygulanan yeni ve özgürlükçü politikalar yüzünden tüm bastırılmış görüşler ortaya çıkmıştır. Sovyetler Birliği başkanı Gorbachev’un bu politikaları birliğin parçalanmasını durduracağına daha da hızlandırır. Sovyetlerin eskisi gibi yönetilmesini savunan bazı generaller Gorbachev’a darbe girişiminde bulunur. Sovyetler Birliği kendi içinde çöpmeye başlamışken Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki dağlık-karabah çatışmaları savaşa döner. Ermeni güçlerinin köy ve yerleşim alanlarını yağmalamasıyla bir milyona yakın Azerbaycan türkü göçe zorlanır. Sovyet-Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ise tamamen dağılmıştır. Ermeni militanlar işgal ettikleri topraklarda Sözde Dağlık Karabah Cumhuriyeti’ni ilan ederler. Bayrak olarak nitelendirdikleri bez parçası ise Ermenistan’ın bayrağını üçgen şekilde ayırıyor, birleştiğinde ise yampuz gibi tamamlıyor. Azerbaycan topraklarında kurdukları Sözde Cumhuriyeti Ermenistan’ın bir bölümü olarak görüyorlar. Ancak bu durum hiçbir ülke veya uluslararası örgüt tarafından tanınmaz
ve bölgenin tamamı Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bir parçası olarak kabul edilir. Ermeniler her geçen gün Dağlık Karabah bölgesinde Azerbaycan topraklarını işgal etmeye devam eder. Bu çatışmaların faturası iki ülkeye de ağır olacaktır. 1991 ve 95 yılları arasında Azerbaycan 6 kez devlet başkanı değiştirir. Ermenistan ise ciddi ekonomik zorluklar yaşar. Rusya’ya dış borçlarını ödeyemeyen ülke borçlarına karşılık hemen hemen bütün önemli endüstriyel kurumlarının yönetimini Ruslara bırakmıştır. Ermenistan’ın enerji ithalatının neredeyse tümü Rusya’nın kontrolü altındadır. Yani Ermenistan gerçekte devlet olarak iflas etmiş bir nevi kukla ülke haline gelmiştir. 1950’l 1992 Sovyet gücünün çekilmesinin ardından Güney Kafkasya’da güç ve etki boşluğu doğmuştur. Bu boşluğu doldurmanın heveslisi çoktur. Yeni bir yarış başlar. İrancı’yımız Ermenistan’ın yanında durur.
Hani Müslüman kardeşliği, İran neden Ermenistan’a destek veriyor? Şöyle ki, İran sınırlarının kuzey batısında bulunan bölgede Azerbaycan Türkleri yaşamakta 35 milyon civarında bir Türk nüfusundan bahsediyorum. Bu sayı Azerbaycan Cumhuriyeti’nin toplam nüfusunun 3 katından bile fazla. En başta anlatmıştım. Rusya ile İran aralarında savaşıp Azerbaycan Türklerini ikiye bölmüştü. Bu yüzden İran sınırlarında olmasına rağmen bu bölgenin adı hala Güney Azerbaycandır. Ancak güçlü bir Azerbaycan, İran’ı korkutmaktadır. İran sınırlarındaki Türk nüfusunun Azerbaycan’la birleşme talebi ihtimaline karşı Ermenistan yalnızlıklı politikalar güder. 1828 Türkmenç Hayatlaşmasına kadar tek bir parça olan Azerbaycan Türklerinde yeniden birleşme isteği uyanabilir. Ki zaten uyanmıştır. Artık yeni Azerbaycan’ın dış politikada üç önemli hedefi vardır. Kardeşleri Türkiye ile yakınlaşmak, Rusya’ya mesafeli durmak ve Güney Azerbaycan ile birleşmek.
Bu yüzden Azerbaycan’ın Rusya ve İran’la yıldızları hiç barışmaz. İran ve Rusya’da kafa kafaya verip Ermenileri alttan alttan destekler. Tabi batılı kurumlar da bu bölge ile yakından ilgilenmektedir. Azerbaycan’ın talebi üzerine Birleşmiş Milletlerle Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Bünyesi’nde bir sakın çalışmalar başlar. Karabağ konusunda batılı ülkelerin aktif rol alması güç manyağı Rusya’yı rahatsız eder. Burası benim arkabahçem.
İki tarafı da ben kontrol etmeliyim der ve doğrudan girişimde bulunarak tarafları Sochi’de bir araya getirir. Bu görüşmede geçici süreli bir ateşkes sağlanır. Ancak Ermenilerin Karabağ ve Nahçıvan’da tekrar saldırılar düzenlemesi ateşkesi geçersiz kılar. 1993 yılına gelindiğinde Azerbaycan topraklarının %20’si Ermenistan’ın işgali altındadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararla Dağlık Karabağ bölgesinin Azerbaycan’a ait olduğu
ve Ermeni kuvvetlerinin işgal ettikleri toprakları derhal terk etmeleri gerektiği bildirilir. İttidara gelen Haydar Aliyev iş başına gelir gelmez acilen savaşı durdurmak ister. 12 Mayıs 1994’te çabaları karşılık bulur. Ateşkes imzalanır. Savaş durumu geçici bir süre sona erer. Ancak yine gerçek bir barış getirmez. Ateşkes neredeyse her yıl Ermeniler tarafından ihlal edilir. Sınırda çatışmalar hiç bitmez. Avrupa Konseyi parlamenter meclisi aldığı kararla Ermenistan’ı saldırgan bir devlet olarak nitelendirir. Azerbaycan, uluslararası kamuoyunda haklıdır. Kardeşim bütün dünya bu işgale karşı dururken Ermeniler nasıl yada Azerbaycan topraklarında işgallerine devam edebiliyorlar? Cevabı Büyük Oyun’un baş oyuncusu Rusya’da. 1993’ten 96’ya kadar Ermenistan’a 1 milyar dolarlık silah hibe ederler. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serkisyan 2010-2018 yılları arasında Rusya’nın Ermenistan’a 50 bin tondan fazla silah gönderdiğini açıklar. Ermenistan Rusya’nın en önemli stratejik partnerlerinden biri. Rusya’nın önerisiyle kurulan kolektif güvenlik örgütünün de üyesi. 16 Ağustos 2010 Azerbaycan ve Türkiye arasında stratejik ortaklık ve karşılıklı yardım anlaşması imzalanır. Saldırıya uğrayan ülke tüm imkanlarla desteklenecektir.
Ermenistan’ın bir hayali var. Hiçbir zaman gerçekleşemeyecek bir hayali. Miatsiyel Hayastat Denizden denize, Hazar denizinden Akdeniz’e kadar büyük Ermenistan’ı kurmak. Yıl 2011 Ermenistan’da Ermeni dili ve edebiyatı yarışması düzenlenir. Öğrencilerden biri Cumhurbaşkanı Serkisyan’a, Batı topraklarımızı Ağrı dağıyla birlikte geri alabilecek miyiz diye sorar. Serkisyan, Karabağ’ı biz aldık, Ağrı’yı da siz yeni nesiller alacaksınız der. Ermenistan’ın niyeti bellidir. 23 Aralık 2015’de Rusya ile Ermenistan arasında ortak hava savunma sistemi kurulması anlaşması imzalanır. Ermenistan’ın hava sahasının güvenliği Rusya’ya teslim edilir. 2016 yılında Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesinde ateşkesi tekrar bozar. Cephe hattında 4 günlük çatışma yaşanır. Ve Azerbaycan, Dağlık Karabağ bölgesinde stratejik açıdan önemli tepeleri Ermenistan’dan geri alır. İşin enteresan yanı savaş sırasında Rusya çatışmaya müdahil olmaz.
Ermeni güçlerine herhangi bir destek sağlamaz. Bir nevi Ermenistan’ın aklının başına gelmesi için intikam almaktadır. Çünkü 4 gün savaşı patlak vermeden birkaç gün evvel Washington’da Obama önderliğinde lükleer güvenlik zirvesi gerçekleşmiştir. Rusya bu zirveyi boykot ederek katılmaz. Ancak Ermenistan Cumhurbaşkanı Serkisyan, Rusya’nın boykot ettiği zirveye katılarak Amerikalı yetkililerle görüşür. Sen misin Amerika ile yakınlaşan? Rusya 4 gün savaşında Ermenistan’ı yalnız bırakarak ona şu mesajı verir. Sen bir kere bana bağımlı bir ülkesin. Benim onayım olmadan ne cüretle benden ayrı hareket edebiliyorsun? Benim boykot ettiğim zirvede senin ne işin var? Şimdi yalnız kal da gör bakalım. Bu hayal kırıklığı Ermenistan iç siyasetinde ve toplum nezdinde ciddi bir krize neden olur. Karabağ’da 4 gün savaşında görüldüğü gibi bu bağımlılık Ermenistan için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Ermenistan’ın yüzüne Rusya’nın kuklası olduğu gerçeği sokağa gibi çarpar. Türkiye ve Orta Doğu’ya en yakın yer Ermenistan.
Bu yüzden Rusya için oldukça önemli. Rusya Ermenistan’a İskender Mey füzelerini yerleştirir. Eşeğini sağlam kazığa bağlar. Ermenistan bugüne kadar Noto ve Amerika dengeli bir ilişki yürütmeye çabalasa da İskender füzelerinin varlığı Ermenistan’ı Rusya’nın bölgesel askeri yapılanmasına döndürür. Rusya’nın bu desteği Ermenistan’ın güvenliğini sağlamaktan öte batıyla yakınlaşmasını engellemektir.
2016 yılı başında Rusya Ermenistan’a 200 milyon dolarlık bir kredi üzerinden Smurch roketleri ve Igla S mobil hava savunma sistemlerini satmış ayrıca ordusunun modernizasyonu üstlenmiştir. Türkiye Ermenistan sınırında bulunan 102. Rus askeri üssünün 2013 yılından beri neden genişletildiği ise ayrı bir muamma. 25 Şubat 2020 Azerbaycan ve Türkiye arasında yeni anlaşmaları imzalanır.
Askeri-Mali işbirliği anlaşmasıyla Türkiye Azerbaycan’ı askeri alanında 200 milyon Türk lirası değerinde mali destekte bulunur. Türk savunma sanayisinin ürettiği silahlı insansız hava aracı yani Sihalar özellikle Suriye ve Libya’daki Rus yapımı silahlara karşı büyük başarı göstermiştir. Azerbaycan Savunma Bakanı Hasanov Türkiye’den Sihalar alacaklarını açıklar. 12 Temmuz 2020 Ermenistan Azerbaycan’ın sınır kenti olan Povuz’daki mevzilere saldırı başlatır. Burası daha önce hiç çatışma yaşanmamış bir bölgedir. Azerbaycan saldırıları geri püskürtür. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin Türkiye’den temin ettiği TB-2 Bayraktar Sihaları Ermenistan’ın Rus üretimi hava savunma sistemlerini yerle bir eder. Türkiye Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, Sihalarımızdan mühimmatlarımız ve füzelerimize, elektronik harp sistemlerimize kadar savunma sanayimiz her zaman Azerbaycan’ın emrindedirler.
Bu açıklamanın ardından Rusya, Ermenistan’la hava savunma alanında ortak eğitim kursu başlatır. Sihalara karşı mücadele için Rus uzmanlar Ermenistan’ın subaylarını eğitir. 30 Temmuz’da Türkiye ve Azerbaycan, Vakü ve Nahçıvan’la geniş kaptamlı ortak askerî tatbikat başlatır. 27 Eylül sabahı Ermenistan, Azerbaycan mevzilerini ve sivil yerleşim yerlerini bir kez daha hedef alır. Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermenistan’ın saldırılarına karşı cephe boyunca karşı saldırı başlattığını duyurur. Dostunu da düşmanını da iyi tanı derler. Gürcistan, Ermenistan’a giden ve içinde askeri mühimmat bulunan uçaklara hava sahasını kapatır, Ermenistan’a destek vermesin diye. İran ise tam tersini yapar. Rus uçaklarının İran hava sahası üzerinden Ermenistan’a girişine izin verir. Ortodoks Gürcistan’ın karşısında Müslüman’ın diyen İran’ın yaptığını şaşırdık mı? Şaşırmadık. Sadece İran’ın hava ve kara sahası Ermeniler için açık. İran’dan Ermenistan’a tırlarla silah yardım yapılır. Bu haber üzerine İran sınırında bulunan Güney Azerbaycan bölgesindeki Azerbaycan Türkleri ayaklanır. Ermenistan’a yardım gitmemesi için yola barikat kurarlar. Azerbaycan ordusu kritik öneme sahip Cebrail kenti gibi bazı topraklarını Ermenistan işgalinden kurtarır. İlham Aliyev kararlıdır. Ateşkes için tek şartımız Ermenistan güçlerinin işgal ettiği topraklarımızdan çekilmesidir der.
Ancak Rusya’nın çağrısı üzerine Moskova’da yapılan toplantıda Ateşkes kararı çıkar. Her ne kadar Ateşkes kararı alınsa da Ateşkes daha başlamadan Ermenistan Azerbaycan’daki sivillere saldırır. Türkiye sahada da masada da sonuna kadar Azerbaycan’ın yanında olmaya hazır. 30 yıldır işgal altında olan Karabağ Azerbaycan toprağıdır. Türk yurdudur. Tek millet iki devletiz. Vevzuvetendirse zefer türkündür.
Enmez demişsek bu bayrak. Enmeyecektir. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimiz. Kederi bizim kederimizdir.
İlk Yorumu Siz Yapın