Dünyanın en tehlikeli ülkesi: Meksika
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=hJddY_Jy_14.
Bundan yaklaşık 16 yıl önce 11 Kasım 2006’dayız. Dünya tarihinin gördüğü en büyük suç operasyonlarından biri Meksika’da başladı. Bir tarafta yaklaşık 260.000 asker ve 35.000 federal polisiyle Meksika hükümeti, diğer tarafta ise 100.000’i aşkın üye sayısıyla Meksika kartelleri vardı. Ortalık resmen yangın yeri.
Devlet yılda ortalama 30 milyar dolar gelir elde eden kartelleri ortadan kaldırmak istiyor. Dünyadaki hemen her gelelimde bir şekilde ortaya çıkan Amerika Birleşik Devletleri de güney komşusuna destekten geri durmuyordu. Evet bu savaşa ve sonuçlarına yeniden döneceğiz. Ancak bugün anlatacaklarımızı yalnızca bu savaşta sınırlı değil. GZT’nin çok neti, alışık olmadığımız kadar hızlı bir girişle içeriye başladı. Bizansene havalı bir girişe gerek yok dedim çünkü bugün dünyanın en tehlikeli ülkesi Meksika’nın bilinmeyen yönlerini masaya yatıracağız. Meksika bir kutu. Savaşlar her yerde. Korkunç kartelleri ve hükümetiyle başladığınızda. Konu yeterince ilgi çekici bana güvenebilirsiniz. Neyse başlayalım. İçeriye geçmeden yalnızca birkaç tane rizalcaz. GZT olarak yaptığımız işi seviyoruz ve çok çalışıyoruz. Amacımız da GZT YouTube kanalı 1 milyon aboneye ulaştırmak. Bu da sadece sizin katkınızla mümkün. Abone ol butonuna tıklayarak. 1 milyon yolculuğumuzla bize destek olabilirsiniz. Bir kişiden ne olur demeyin. Bizim için çok önemli. Şimdiden teşekkür ediyor. Ve hemen içeriye dönüyoruz. Başlayalım. Tehlike kısmına geçmeden Meksika’yı biraz daha yakından tanıyalım istiyorum. Kuzey Amerika’nın güneyinde yaklaşık 2 milyon kilometre kalelik bir ülkeden bahsediyorum. Resmi adı ise Birleşik Meksika Devletleri.
Başkenti Meksiko City ve nüfusu kısa süre önce 130 milyonu geçti. Bu onları dünyanın en kalabalık 10 ülkesinden biri yapıyor. Tarihleri boyunca yaklaşık 300 yıl İspanyol kolonisi olarak bilindiler ve bağımsızlıkların ilernesi mirleri 1821 de gerçekleşebildi. Ülke Amerika Savaşı, Reform Savaşı ve Fransız müdahalesi gibi çok sayıda zorlu süreç yaşadı. Bunları şu an detaylandırmayacağız.
Dünyanın turizm cennetlerinden birinin nasıl suç ülkesine dönüştüğünü anlatmak ve ülkeye dair ilginç detaylardan bahsetmek niyetindeyiz. Bu dönüşümü daha net anlamak için Latin Amerika’nın kısa tarihine bakmak iyi bir tercih olabilir. Askeri darbeler, toplumsal ayaklanmalar, ekonomik krizler, yoksulluk ve suç. Saydıklarımın tamamı Latin Amerika ülkeleri için oldukça normal ve alışıda geldik meseleler. Dünyanın en tehlikeli 50 şehrinden 40’ı bölgede yaratıyor. Güvenlik, Adalet ve Barış Konseyi’nin 2020 tarihli verilerine göre Latin Amerika’da her 100 bin kişide 109 cinayet işleniyor. Bu dünya ortalamasının birkaç katı. Börgenin en tehlikeli şehirlerinin %60’ı Meksika’da. Son 20 yılda 2.5 milyon latin cinayete kurban giderken cinayetlerin 800 binden fazlası Meksika’da yaşandı. Celaya, Tijuana, Juarez ve Ensenada listenin en tehlikeli 4 şehri ve tabi tamamı Meksika’da. Söz konusu alandaki istatistikler, dünyanın en tercih edilesi ülkelerinden birini, gezegenin en tehlikeli ülkesi yapmaya yetiyor. Bu tehlikenin en büyük kaynaklarından biri ise, Meksika’nın hemen her noktasına yayılmış karterler desek sanırım yanılmış olmayız. Yavaş da olsa girişte bahsettiğimiz savaşa gelmiş bulunuyoruz. İçerimizi izleyen herkesin tanıdığını düşündüğü Pablo Escobar’ın 1980’lerin başında Meksikalı kaçakçılarla oluşturduğu ortaklıklar, ülkenin coğrafi konumunun da etkisiyle büyük ölçüde belirginleşti ve buraların temel suç övesi haline geldi. Karteller her yerdeydi ve bununla mücadele için Meksika hükümetinin acil kararlar alması şarttı. Bu kararlar dönemin devlet başkanı Felipe Calderon tarafından alındı ve tarihin en büyük suçla mücadele operasyonlarından biri resmen başlatıldı. 2006’dan bugüne 12.000’i aşkın kartel üyesi öldürülürken 120.000’den fazla üyesiye tutuklandı.
30.000’den fazla üyenin ise akıbeti halen belli değil. Bu savaş süresince Meksika cephesinde de 400 asker ve 4.000’den fazla polis öldürüldü. Bunların yalnızca bir sayı olmadığı fark edildiğinde savaşın boyutları da daha net biçimde anlaşılmış oluyor.
Meksika’nın zararlı maddelerin transferi konusunda gerçek bir üsle dönüştüğü günlerde başlayan operasyonlar belli periodlarla ancak asla bitme noktasına gelmeden gerçekleşmeye devam etti. Meksika’da bugün bile turizmle doğrudan iç içe olan birçok nokta aslında tehlikeli sevkiatların gerçekleştiği bilimlere dönüştü. Peki karteller neden turistlerin yoğun olduğu bölgeleri hedef alıyor? Bu sorunun cevabını arayan Uyuşturucu ile Mücadele Dairesinin eski Uluslararası Operasyonlar Şefi Mike Wigil ABD sınırında yaşanan son düzenlemeler nedeniyle Riveria Maya bölgesinin karteller tarafından oldukça cazip bir bölge haline geldiğini bildiriyor. Mike Wigil güvenlik güçleninin bölgede kontrolü ele alamaması nedeniyle Yucatan Yarımadası’nın büyük bir bölümünün kartellerin kontrolüne geçtiğini söylüyor. Wigil ayrıca karteller ekonomik olarak nüfus alanını genişletmek ve uyuşturucu trafiğini kontrol etmek için turistik bölgeleri elinde tutmak istiyor diye de ekliyor. Yani Meksika dünya tarihinin en büyük suçla mücadele operasyonlarından birini hayata geçirmiş olsa da istenen ve beklenen temizlik asla gerçekleşmedi. Bugün dünyanın en tehlikeli caddelerini arayan biri mutlaka Meksika’dan adreslerle karşılaşmak zorunda diyebiliriz.
Yalnızca karteller değil, dolandırıcı ve kapkaçı hatta çok sayıda kiralık katilinde Meksika’da oldukça kolay biçimde varlık alan oluşturduğundan bahsedebiliriz. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın Meksika’ya seyahat edecek Türk vatandaşları için yayınladığı uyarı metni bile oradaki son durumu anlamamıza yardımcı olabilir. Metin şunu söylüyor. Meksika’da vatandaşlarımızın güvenlikleri konusunda duyarlı olmaları ve özellikle geceleri kent merkezleri dışındaki bölgelere gitmemeleri tavsiye edilmektedir. Dünyanın hali hazırda en tehlikeli ülkesini konuştuk ancak Meksika birçok özelliği ile alaka toplayabilecek kadar daha farklı bir ülke. Ülkeye dair az bilinen detaylara da bir göz atalım. Öncelikle Meksika topraklarında en fazla sürüngene ev sahipliği yapan ülke konumunda. Toplamda 707 değişik sürüngen türü mevcut ve bunların bir kısmı da zehirli yılanlar. Özellikle tatil bölgelerindeki yılanlara dair uyarılar Meksika’da çok sık biçimde tekrarlanır durumda. Ülke boğa güreşinin anavatanı olmamasına rağmen dünyanın en büyük boğa güreşi arenası bizzat Meksika’da. Meksikalılar boğa güreşi izlemekten büyük keyif alıyor. Ülkede bu tip müsabakaları analiz eden televizyon programları dahi mevcut. Meksika ayrıca renkli televizyonun icat edildiği ülke olarak biliniyor. 1942’de Gilerme González Camerana ilk renkli televizyonu dünya ile buluşturmuştu.
Muceddin ismini söylerken yine dikkatimi çekti ve Meksika’daki uzun isimlerin nedenini de araştırdı. Yeni doğan bebekleri hem annesinin hem de babasının soyadının verilmesi bu kadar uzun isimlerle karşılaşmamızın temel nedeni. Bazılarını okumak bile gerçekten işkence gibi. Neyse devam edelim. Meksika oldukça ilginç bir politik rekorada sahip. Pedro Lascuari yalnızca 45 dakika süren başkanlığıyla bu alanda zirvede yer alıyor. Kendisi 19 Şubat 1913’de başkan seçildi ve bu koltukta bir saat bile oturamadı. Bu tarihin en garip askeri darbelerinden biri olarak da tarihe geçmiş durumdu. Meksika mutfağıyla bilinen ülkelerden biri. Brito başta olmak üzere çok sayıda Meksika yemeği dünyanın dört bir tarafında ilgiyle tüketiliyor. Ülkenin mutfağı çok güçlü olsa da oldukça sağlıksız yemekler yaptıklarına söylemeliyiz. Meksika dünyanın obezite ile en çok muhatap olan 3. ülkesi konumunda.
Meksika halkı içinde oldukça can sıkıcı bir yakıştırma sık sık yapılıyor. Turist olarak ülkeye giden birçok insan Meksika halkının oldukça tembel olduğunu ve bir şeylere ertelemek konusunda da gayet sıkıntılı olduklarını söylüyor. Meksika ayrıca dünyadaki en zengin dil çeşitliliğine sahip ülkelerden biri. İspanyolca’ya ek olarak Meksika’da kullanılan tam 68 yerel dil bulunuyor. Araştırma sürecinde ilgimi çeken bir diğer bilgi ise taksi konusunda karşıma çıktı.
Meksika dünyada en fazla taksiye sahip olan ülkeymiş. Hatta o kadar çok taksi bulunurmuş ki dünyada taksi ücreti en ucuz olan ülkede Meksika’ymış. Meksika’da bir tuvalete tuvalet kağıdı atmak tamamen uygunsuz hatta cezalandırılmaya değer bir darvunuş olarak değerlendiriliyor. Yani bu konuda fazlasıyla hassaslar. Meksika’yı, suçla ilişkisini, tarihi durumlarını, büyük savaşı ve ilginç özellikleri tek tek konuştuk.
Ülkeyi çok netlerde misafir ettiğimiz en garip ülkelerden biri olarak editor hafızasına kaydettiğimi de mutlaka söylemeliyim.
Buradaki suç seviyesinin ne zaman normale döneceğini ise tabi ki zaman gösterecek.
İlk Yorumu Siz Yapın