Faizi düşürerek enflasyonun düşmesi mümkün mü? Prof. Dr. Ege Yazgan yanıtladı
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=bXF-eGRAr9A.
Hocam şimdi biz size şunu sormak istiyoruz. Şimdi faiz arttık. Türkiye bütün dünyanın ve ekonomi tarihini tersine çevirmeye çalışan bir model deniyor. Bu modelde faizi düşürerek enfesiyonu düşürme çabası. Şimdiden bir işe yaradığını görmedik. Uzun havada yarar mı yaramaz mı? Onu da bilmiyoruz. Pahalı bir deney üzerimizde yapılıyor. Göreceğiz sonuçlarını.
Ancak şunu da Amerika tarafından izliyoruz ki yükselen faizler Amerika’da şimdi başka bir tehlike başlattı. Gerçi yükselen dediğimiz Türkiye gibi değil tabii ki şu anda Amerika’da üçler civarında bir faizden bahsediyoruz. Buna rağmen bu faiz bile Amerika’da eğer bir ve iki arttırın daha olursa ciddi bir resesyon, bir durgunluk, bir gerileme tehlike başlayacak.
Bu nasıl etkiler dünyayı ve acaba faiz arttırmamak doğru bir politika olabilir mi bu resesyon tehlikesinden ötürü? Evet şimdi böyle bir tehlike var. Şimdi iki nedeni de var tabii. Birincisi bu bizden bahsetmiyoruz tabii. Yine Amerika ve tabii bir ölçüde de Avrupa aslında. Bir enflasyonun bir karakteri burada talep enflasyonu değil maliyet enflasyonu olarak geliyor.
Enerji fiyatlarındaki yükselme ya da pandemiden sonra üretim pahalarında, üretimin pahalılmasından kaynaklanıyor. Tabii burada böyle durumlarda zaten ders kitabına da baksanız hani enflasyon tamamen maliyet enflasyonu ise buna faizle müdahale etmek pahalı bir müdahale yöntemi oluyor. Çünkü evet enflasyonu yine ortadan kaldırırsınız ama öyle bir maliyetle kaldırırsınız ki bunu yapmaya değmez.
Yani çünkü zaten de maliyet enflasyonu olduğu için de çok da fazla bunu yapmanıza gerek yok. Biraz daha bekleyip enflasyonu normal bir hale gelmesine faizi çok fazla yukarıya çekmeden ya da belki de hiç dokunmadan bunu da mücadele etmek. Ders kitabında da 3 aşağı 5 yukarı duruma göre böyle anlatılır.
Şimdi ama burada biraz iş tabii Fed bunu bilmez onu mu biliyor tabii ki ama o da beklentilerin çok fazla işin çığrından çıktığını düşündük ki muhtemelen böyle müdahale etmek gereğini duydu. Yani faizi aslında talebi aşağıya doğru çekip bunu yapmaktan çok kararlılığını belirtip, beklentileri yönetip işte insanları ya da fiyat yapıcıları o yönde ikna etmeye yönelik bir adım olarak bunu yaptı.
Şimdi yanlış karar olabilir tabii yani bu şey bir tanesi bir nokta daha var tabii burada klasik bizim ders kitabına baktığımız zaman hani görmediğimiz bir taraf. Bir de Amerika’da büyük bir borç yükü var bütün dünyada özellikle pandemi sonrasında da 2009 krizinden sonra da artmış olan büyük borç yükü var.
Şimdi bu borç yükü bir anlamda aslında negatif real faizle bir süre yani çok uzunca bir süredir negatif real faizle yaşadılar ama böyle değil yani bizdeki gibi böyle 60-70’ler gibi bir şey değil. Yani birkaç puanlık negatif ve 1-2 puanlık negatif real faizlerden bahsediyoruz. O bir şekilde bu borcun bir şekilde değil çok açık bir şekilde aslında alacaklılığından alıp bir şekilde real bir gelir transferi yapıyor borçluya doğru. Dolayısıyla borçluğunun borç yükünü biraz aşağıya doğru indirip. Aslında parası olanlar ekstra bir vergi kesiyormuş gibi değil. Aynen öyle aynen öyle dolayısıyla da borçluları da biraz rahatlatıyor ve daha az kırılgan hale getirebildi bir süre.
Şimdi ama bu yetti mi bu şu anda geldiğimiz dönemde onları tam olarak bilmiyoruz. Böyle bir durumda da bu kadar büyük bir ağır borç yükü varken de faizle yukarıya doğru çektiğiniz zaman onların borçlarını tekrar yenilemeleri söz konusu olduğu zaman daha büyük bir maliyetle artan faizlerle yenilecekler. Dolayısıyla burada da bir takım iflaslar vesaireler olup tekrar bu zincirleme böyle bir resesiyona doğru gidebilecek bir yere doğru götürebilir. Şimdi birinci nokta bence burası.
En önemli benim gördüğüm yani daha maliyet enflasyonu tarafından ziyade bu borç tarafından oluşabilecek yük bence daha riskli gibi gözüküyor. Dolayısıyla bunların sonucunda da bir resesyon tehlikesi bence var. İkincisi şimdi Kamil hocama söylediği nokta var aslında baktığınız zaman bu yapı aslında bu maliyetlerdeki bu değişim bir seferlik değil belki de kalıcı oldu.
Tam da dediği gibi işte Kamil hocanın orada belki artık yeniden şekillenen dünyada eskiden olduğu gibi ucuza malları ara mallarını şunları bunları ya da kullandığı bazı yine tüketim mallarını Çin’den vesaire üretilecek daha yüksek bir maliyet yapısıyla gelecek. O zaman aslında bizdeki enflasyona da biraz benziyor bu bu açıdan. Bizde de baktığınız zaman İtal malları sürekli olarak kurda var. Aynı zamanda gerçekten onların dolar cinsinden artışları da var.
Dolayısıyla yani bizdeki enflasyon da böyle hani beşlerin altıların altına falan çekmek yani keşke bunları konuşabilecek bir durumda gelsek. Ama yine de öyle kolay bir iş değil bu nedenle dolayı. Dolayısıyla orada ısrar da edilirse hani iki hedefi çünkü bu iki rakamı nereden çıkıyor? İşte sıfır olmasın pozitif bir şey olsun bir de çok az iki olsun.
Yani bence gerçekten ama yani ben bunun daha farklı bir açıklamasını bulmadım yani. Çünkü böyle hani böyle bir model çalıştıralım. Bunun sonucunda da işte bize böyle 1.98 enflasyon en iyisidir veren diye bir şey yok. Dolayısıyla iki rakamı buradan geliyor. Belki o iki rakamı hani şu anda bu yeni yapıdan dolayı dört olmuştur. Eğer dörde geldiğinde bir enflasyon gelirse ki oraya da gelmesi daha da indireyim derseniz o zaman işte resesyonu daha da azdırabilirsiniz. Yani bütün bunlar bir araya geldiği zaman böyle bir tehlike bizde var dünyada var. Dolayısıyla böyle bir şey olursa şimdi böyle bir şey olmasına da çok fazla da gerek yok aslında. Şu anda girilen enerji kriziyle bizim ana pazarımız olan Avrupa’da zaten talep düşüyor. Erhan Hoca da bahsetti. Dolayısıyla böyle zaten bu var bir de üzerine bir resesyon eklenirse.
Dolayısıyla bizim şu son yıl ihracatla büyüdük dış taleple diyelim daha ağırlıklı olarak iş talepten ziyade. O zaman bizim tabi bu sene tekrar aynısını inileme bizim mümkün olmayacak. O net zaten gidiyoruz. Avrupa’daki ve Amerika’daki resesyonun en büyük ticari partneleri olması, en büyük ihracat ülkeleri olması için Türkiye’ye de üretim düşüşüyle yansıması ve döviz açısını arttırması çok kabiliyorsun.
Bence çok net. O zaman eğer biz bu seçim ortamında böyle bir yerde biz talepi pompalamaya devam edersek, yani hem dış talep azalırken iç talepi pompalamaya devam edersek zaten enflasyonumuz var. O zaman enflasyonu daha da fazla arttıracağız. Dolayısıyla zaten enflasyonun üzerinde bir maliyet baskısı da var zaten ama burada artık onun dışına çıkmış durumda zaten. Sağlı sola tokat edecek millet o zaman yani.
Hem enflasyon hem maliyet enflasyonu hem… Öyle olur. Tabii öyle olur. Yani en büyük sorunumuz burada bizim döviz sorunumuz. Aslında net olarak bu meydanda. Yani bizim problemimiz şu anda bu düzeni devam ettirecek olsak bile, yani diyelim ki bu faizlerle böyle gidiyoruz, büyümeyi de bu şekilde istihdamı vesaireyi düzülmeye gidiyoruz. Bunun önündeki tek engel yani bu anlamda bunu yapmazsanız tabii enflasyonu bir tarafa bıraktım yani enflasyon gidiyor. Ücret artışlarını da veriyorsunuz. İşte o da onu takip ediyor vesaire ama döviz bulmazsanız bunu çevirmeniz mümkün değil. Çünkü ithalat yapmak zorundasınız. Yani büyüyebilmeniz için ithalat yapmanız lazım bu büyüme olması. Onun için de size döviz lazım. Sürekli olarak hem akım yani cari işlemler açından dış ticarete açından gelen akım bir dövize ihtiyacınız var.
Bir de tabii şeyleri borç yükünüz var. O borcu tekrar çevirmeniz lazım. O çevirmeniz için de öyle bir şey var. Orada bir problem yani olmaz diye düşünüyoruz net olarak ama şu oluyor. Orada bir problem gerçekten olmuyor. Bankalar bir şekilde senikasyonları tercih ederlerse şimdi tercih etmiyorlar. Tercih etmemeye başlıyorlar. Ama bunları tekrar çevirebiliyorlar. SDS’lerin yüksekliği ötürü tercih etmemeye başlamalara kaçınılmaz. Evet yani kaçınılma.
Birlikte yönerecekler içerideki vatandaşların dövizlerini almaya çalışacaklar. Yüzde beşten dört buçuktan bankaların öyle şeyleri var. Şu anda öyle değil şu anda birileri ikiler seviyesinde ama. Bazı yapan bankalar var. Var ufak tefek yapmaya başlayacaklar. Bankalar var ama şu an onları engellemek için de hazine bence yanlış bir kararla döviz cinsi hesaplara şey koydu. Ekstra stopaj getirdi. O da yastık altındaki dövizin çıkıp ekonomiye girmesi engelleyen başka bir unsuru oldu. Bankalar…
Rektem arası tamam vereceğim. Hocam özür dilerim. Lütfen cümleyi bitirin. Şunu söyleyecektim yani böyle bir yerde böyle bir durumdayken döviz sizin en… Şu anda Türkiye en temel problemi döviz. Döviz olacak yani olacak şu anda da öyle gibi görünüyor. Tuzisiz onun kavamı sebebi döviz ihtiyacı da döviz talebinde Türkiye’de artması kaçınılmaz.
Bir dakika sen.
İlk Yorumu Siz Yapın