"Enter"a basıp içeriğe geçin

Her Gün Kullandığınız Kelimelerin Şaşırtıcı Kökenleri

Her Gün Kullandığınız Kelimelerin Şaşırtıcı Kökenleri

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=xBIUceN21cI.

Her gün anlamını hiç bilmediğimiz onlarca kelime kullanıyoruz. Bu sözcüklerden bazılarının öyle hikayeleri var ki insana nereden nereye dedirtir cinsten. Bluetooth onlardan biri. Hikayesi ise şöyle. Harold Bluetooth ismindeki Viking kralı, Danimarka ve Norveç’i uzun yıllar birlikte tutmasıyla ünlüydü. Ve diğer acımasız vikinglerin aksine savaşmaktan çok konuşmayı sevdiği söylenen eski İskandinav kralı,
günümüzde hala unutulmadı. Onun iki ülkeyi bir arada tutabilmesinden etkilenen mucizler, teknolojik cihazlar arasındaki bağlantı kurmaya yarayan sisteme Harold’ın soyadını, yani Bluetooth adını vermişlerdir. Panik. Yani aniden yaşadığımız aşırı korku, endişe gibi hisler. Kökeni ise çok eskileri, antik Yunan’a kadar gidiyor.
Eskiden çobanların ve kırlarda gezintiye çıkan insanların karşısında bir anda belirerek korkmalarına neden olan, çirkin görüntülü, yarı insan ve yarı keçi şeklindeki Pan isimli mitolojik tanrıdan gelmektedir. Pan, dağların, kırları ve vahşi yaşamın tanrılarındandır. Aniden insanların karşısına çıkarak yaşattığı hisse Panik ismi verilmiştir.
Ünlü Roma İmparatoru Sezar, düşmanlarını bertaraf ettikten sonra, Veni, Vidi, Vici yani gerdim, gördüm, yendim cümlesini kurmuştur. Tarihe geçen bu söz, teknolojinin gelişiminden sonra, mucizlere esin kaynağı olmuş ve vidi yani gördüm kelimesi video olarak kullanılmaya başlanmış. Amin kelimesi kutsal kitaplarda yazmasa dahi birçok dinde ortak olarak kullanılmaktadır. Hristiyan ve Yahudiler amen, Müslümanlar amin olarak telaffuz etmektedirler. Bilinen en eski kökeni ise Mısır Tanrısı Amon’a dayanmaktadır. Amon’a tapan Mısır halkı dualardan ve ibadetten sonra Amon diyerek rütüellerini son buldururlardı. Bu gelenek aynı şekilde Ortadoğu kökenli bütün inançlara yerleşmiştir. Antik Yunan mitolojisinde tanrıların tanrısı sayılan Zeus, ara sıra bulunduğu yüce Olimpos dağından yeryüzüne iner ve güzeller güzeli perilerle vakit geçirirdi. Bu perilerden biri de muhteşem bir sese ve hitabet yeteneğine sahip olan Ekoydu. Fakat Zeus’un karısı bu ilişkiyi kıskanır ve Ekoyu cezalandırmaya karar verir. Cezası ise her kelimeyi iki kere tekrarlamak zorunda kalmasıdır. Her cümlesini yankılanıyormuş gibi tekrarlamak zorunda kaldığı için, bugün sesin yankılanması anlamına gelen Eko kelimesinin çıkışının hikayesi de bu şekilde başlamış oluyor. Diğer kelimemiz de hepimizin yakından bildiği ünlü spor markası Nike. Nike aslında Yunan mitolojisindeki zafer tanrıçasının adı. Firmanın kurulma aşamasında kendilerine isim arayan şirket yetkilileri esin kaynağı olarak mitolojiye yönelmişler ve bu hatta karar kılmışlar.
Şirket yetkilileri Nike, Ares, Zeus, Poseidon gibi isimler arasında kalıp son olarak Nike üzerinde karar kılmışlardır. Kanka sözcüğü ise Çingene dilinden gelmektedir. Günümüzde yakın arkadaş, dost anlamına gelen kanka, Çingene dilinde kanko olarak geçer ve anlamı yoldaş demektir.
Çingene tarihinin binlerce yıllık geçmişine kadar gidildiğinde bu sözcükte aynı anlama rastlanmaktadır. Ve kanko kelimesi İspanya’dan Brezilya’ya kadar bütün Çingene toplumlarında hala yaygın olarak telaffuz ediliyor. Hepimizin hayatında yer alan bir kelime daha, müzik. Müzik artık sadece haz verici bir eğlence değil aynı zamanda günümüzde iletişiminde önemli bir parçası. Kelimenin kökeni ise Yunan mitolojisindeki Zeus’un dokuz kızına dayanıyor. Bu dokuz kız, dokuz ilham perisi olarak da bilinir. Bu perilere müzler denirdi. Söylenceye göre kırlarda, ağaçlık alanlarda şarkı söyleyip çalgılar çalarak, çevrelerine mutluluk ve esenlik veren bu ilham perilerinin yaptıklarından müzik sözcüğü türetilmiştir. Müzik, müzlere ait olan müzlerin yaptığı demektir. Derbi, yani günümüzde önemli takımların spor müsabakalarına verilen isim. Kökeni ise İngiltere’deki bir kasabada yaşananlara dayanıyor. Derbi kelimesi bu kasabanın adı. Kasabanın kontu Edward Smith Stanley’in 1700’lerde başlattığı at yarışlarına derbi denmiş. Zaman içinde de tutulan bu isim, diğer spor müsabakaları içinde kullanılır hale geldi. Anlamı çok garip hikayelere dayanan bir diğer kelimemiz de labirent.
Girit adasında kral Minos, denizler tanrısı Poseidon’dan bir işaret göndermesini istiyor. Beyaz bir boa. Poseidon krala işaret olarak beyaz boayı gönderiyor. Ancak geleneğe göre kral Minos, bu beyaz boayı tekrar Poseidon’a teşekkür için kurban etmek zorunda. Öyle ki kral boanın güzelliğinden dolayı onun yerine başka bir boa kurban veriyor. Poseidon bu saygısızlığa kızarak kralın karısını beyaz boaya aşık ediyor ve kraliçenin bu boadan yarı insan yarı boa bir oğlu oluyor. Bu çocuk insan yiyen bir canavar haline geldiği için kral Minos yaratıktan kurtulmak amacıyla içine girildiğinde bir daha çıkılamayan bir yapı inşa ettiriyor ve canavarı oraya sokuyor. Bu yapının adı ise labirent. İşte kelimenin ortaya çıkışı ve hayatımıza girişinin hikayesi böyle.
Fenomen sözcüğü ise son dönemlerde sansasyonel olan, bir anda parlayıp tanınan, televizyon dünyası dışındaki ünlü olan kişiler için kullanılıyor. Aslında internetten çok daha eski bir tarihi var. Antik Yunan’da ortaya çıkan, beliren anlamında kullanılan paina menon’dan gelmektedir. Hatta fotoğraf, fantazi gibi kelimeler de paina menon’dan türetilmiştir. Ülke nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan Marmara bölgesinin adı da Yunanca kökenli. Marmara, Yunancada mermer demektir. Eskiden bu bölge mermer yataklarıyla dolu olduğu için Yunanlar tarafından Marmaras yani mermer adası olarak anılırmış. Günümüzde de çok az bir değişimle aynı şekilde kullanılmaya devam ediyor. Yunan mitolojisinde Satir denen bir yaratık.
Hani şu vücudunun üst kısmı insan, alt kısmı keçi olan, şarap içip flüt çalan, kırlarda çırılçıplak koşan, ormanda kızları kovalayan mitolojik karakter. Arapça’ya Saitira, Türkçe’ye de soytarı olarak geçmiştir. Anlayacağınız genelde soytarı dediğimizde hükümdarın karşısına çıkıp komiklik, şaklabanlık yapan birini düşünsek de
kelimenin kökeninde keyfiyeti ve cinsel azı simgeleyen hayal ürünü bir yaratık yani Satir vardır. Fırtına kelimesinin kökeni de Roma tanrıçası Fortuna’ya dayanıyor. İtalyanca Fortuna, kader, kısmet, baht ve deniz kazası anlamına gelmektedir. 200 yıl öncesine kadar Osmanlı’da da Fırtına’ya Fortuna denmekteydi.
Robot deyince akla metal vücutluğu, insansı makineler veya mutfak roboto geliyor. Ama aslında ilk robotlar insanmış. Kaynağı ise Çekçe’de köle, zorla çalıştırılan işçi anlamındaki robotnik kelimesi. Bu vesileyle Çek dilinde köle anlamına gelen robot sözcüğü hepimizin hayatına girmiş oldu. Her insanın en az bir tane fobisi mutlaka vardır.
Kontrol altında tutamadığımız korkular için kullanılan bu kelime, Yunanca korku anlamına gelen fobisten türetilmiştir. Mitolojide fobis, korkma duygusunun tanrısıdır. Morfin kelimesi ve Matrix’in unutulmaz karakteri, ilhamını antik Yunan’daki düşler tanrısı Morpheus’tan alıyor. Morpheus rüyalardan sorumludur ama özellikle de kralların ve kahramanların rüyalarında.
Kısaca bugün genel olarak tıbbi amaçlarla kullanılan morfin, ismini Morpheus’un rüya görmeye sebep olan gücünden alıyor. Narsist. Kişinin kendini sevmesi, hatta kendine tatması anlamında bir kavramdır. Psikolojide en belirgin kişilik bozukluklarından biridir ve böyle insanlar genellikle çevrelerindeki kişilerle iyi ilişkiler kuramaz
ve daha başarılı insanları etraflarından uzak tutmak ya da başarılarını altüst etmek için uğraşırlar. Yunan mitolojisindeki Narcissos yakışıklı bir avcıdır. Av sırasında çok yorulduğu için biraz soluklanmak ve su içmek amacıyla nehir kenarında mola verir. Nehirden su içmek üzere eğildiğinde suyun yüzeyinde kendi yansımasını görür ve o an donak alır. Daha önce hiç fark etmediği ve başka bir yerde görmediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir. Yerinden dahi kalkamaz ve kendi süreyetine aşık olur. O ana dek kimseyi sevmediği kadar kendi bedenini sever. Kara sevdaya düşer. Kendi kendini izleyerek son günlerini geçirir. Ne yemek yiyebilir ne de su içebilir. Ömrünü, sudaki yansımasını izleyerek eritir, tüketir ve çöker.
Öldükten sonra bedeni Nergis çiçeklerine dönüşür. Narsist kelimesinin de, Nergis kelimesinin kökeni de Narkisos’un bu hikayesine dayanmaktadır. Daha fazla içeriye ulaşabilmek için kanalıma abone olabilir, Instagram hesabımdan beni takip edebilirsiniz.
İyi seyirler.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir