"Enter"a basıp içeriğe geçin

İngiltere’yi Dolandıran Adam: GEORGE SOROS

İngiltere’yi Dolandıran Adam: GEORGE SOROS
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=AUIvgocnw5o.

Hepinize merhabalar ben Ruhi Çenet. Katıla özel yeni videoya hoş geldiniz. Özellikle son dönemlerde pek çok insan borsalarda paralarla oynar oldu. Günümüzde fazlasıyla popüler bir şekilde kripto para olarak karşımıza çıksa da aslında borsalardan hisse senetleri almak veya piyasaların gidişatıyla ilgili öngörülerde bulunmak neredeyse modern bankacılık var olduğundan beri sayısız işlemin ve kurgunun başvuru bir durum. Kolay bir para kazanma yöntemi gibi gözükse de oldukça detaylı bir bilgi birikimi ve analiz becerisi gerektiren bu alan birçok insanın büyük paralar kaybetmesine neden oldu. Hatta kimi bakalarda batanlar kişiler değil bizzat devletlerin ta kendisiydi. 16 Eylül 1992 günü İngiltere Merkez Bankası piyasadaki yoğun spekülasyonlara direnemeyip battığını açıkladı. Bir devletin hele ki İngiltere gibi güçlü bir ekonominin battığını duymak şaşırtıcı gelmiş olabilir.
Ancak servis piyasa ekonomisinde ne kadar güçlü olursanız olum pazara karşı mücadele edemezsiniz. İngiltere tarihine kara çarşamba olarak giren 16 Eylül günü de buna en büyük kanıtlardan biri. Tabi ki her ticari işlemde olduğu gibi bir taraf batarken karşıda bir taraf çıkmakta. Ve kara çarşambada çıkan sayısız yatırımcının arasında George Soros isimli yatırımcı tek bir günde 1 milyar sterling kazanarak ekonomi literatüründe İngiltere’yi batıran adam olarak yerini almıştır.
George Soros aslında uzun bir süredir ekonomi alanında otorite kabul edilen bir isimdi. 12 Ağustos 1930 günü Maceristan’da dünyaya gözlerini Giorgi Şiwars olarak açtı. Orta sınıf bir Yahudi ailesi olan Şiwarslar 1936’da iyice artan Yahudi ayrımcılığına karşı isimlerini değiştirmiş. Bu hamle, 2. Dünya Savaşı’nda Nazilerin Maceristan’ı işgal etmesiyle bu coğrafyanın da nasibini aldığı Yahudi soykırımından sağ çıkmalarını sağlamıştı. Savaşın ilk kısışma zamanlarında sahte kimliklerle Yahudi kökenlerini gizlemeye çalışan Soroslar, korku dolu süreçte pek çok aileyle bu konuda yardımcı olmuşlardı. Savaşın ardından Sovyet Rusya’ya kısmen bağımlı hale gelen komünist Maceristan’daki baskıya dayanamayan aile, 1947 yılında Londra’ya göç etti. George Soros burada bir yandan garsonluk gibi yarı zamanlı işlerde çalışırken, London School of Economics’te Avusturyalı filozof Karl Popper’ın hocalığı altında felsefe eğitimine başladı. Fakat bir süre sonra okulu bıraktı. Her ne kadar felsefe kariyerinden vazgeçmiş olsa da hocası Soros’u oldukça derinden etkilemeyi başarmıştı ve bunun etkileri yıllar sonra ortaya çıkacaktı. Londra’daki en büyük bankalardan biri olan Singer ve Friedlander’da işe başlayan Soros, 1956 yılında Amerika’ya giderek Avrupa stratejilerine dair yaptığı analizlerle Wall Street’te adından söz ettirir oldu. 1973’te başta kendi adını verdiği Soros veya sonradan değişen adıyla Quantum Fund’unu kurdu.
Fakat bu sıradan bir fond değildi, bir serbest fondu. Çalışma prensibi olarak serbest fondlar yalnızca oldukça nitelikli yatırımcıları cüret edebildiği riskli yatırımlar yaparak ekonominin gidişatına göre yaptığı tahminler sayesinde ya para kazanır ya da parasını kurur. Soros kariyeri boyunca piyasaları oldukça başarılı bir şekilde okumayı başararak genel olarak aldığı büyük risklere oranlı büyük paralar kazanmıştır. Önemli başarılarından biri 1987 borsa krizini tahmin etmesi olmuştu.
Tek yanlış noktası Japonya’nın en çok çöken ekonomi olacağını öngörmüşken Hong Kong piyasalarının %50’ye yakın değer kaybetmesiyle bu tahmini tutturamamasıydı. Bu süreçte Amerika borsası %22’nin üstünde değer kaybederek tarihindeki en büyük düşüşünü yaşamıştı. Soros’un en büyük ve tarihe adını yazdıran başarısı ise İngiltere’yi dize getirerek 1 milyar sterlin kazanması oluştu. Tüm bu sansasyona giden süreç 1957 yılında Roma anlaşmasıyla Avrupa Birliği’nin öncüsü netelindeki Avrupa Ekonomik Topluluğu olan EEC’nin kurulmasıyla başladı. Dönemin İngiltere hükümeti bu hamleyi ilk başta çok parlak bir fikir olarak görmeyerek pek yanaşmamış. Fakat topluluğun ekonomik anlaşmalarla tüm ülkelere sağladığı yaraları görünce katılmak istemişti.
1963 ve 1967 yılında yaptığı iki başvuru da o dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’un veto etmesiyle reddedilmişti. De Gaulle eski bir asker ve savaş kahramanı olarak oturduğu koltuğunda tarihçilerin tabiriyle İngiltere’yi tüm liderlerden daha iyi anlamıştı. İngiltere’nin topluluğa girmesini istememesinin nedeni olarak Fransa’nın İngiltere gibi bir güç yanında otorite kaybı yaşamasından çekilmesi gibi görünse de gerçekte neden İngiltere’nin ta kendisiydi.
De Gaulle’un asıl çekincesi İngiltere’nin topluluğu kendi çıkarlarına ulaşmak için peşinden sürüklemesiydi. Gerçekten de İngiltere 1973 yılında topluluğa girerken kendi suları ve tarım alanlarına yönelik avantajlar edinmişti ve bu anlaşmanın üzerinden henüz 40 yıl dahi geçmemişken, 2021’in başında breksiz sürecini tamamlayarak Avrupa Birliği’nden ayrılmıştı.
Birlikten büyük bir gücün ayrılması sarsıcı bir olay olduğu gibi çeşitli ülkelerde de İngiltere’ye benzer bir şekilde birlikten çıkma tartışmaları başlamış durumda. Konuya bakınca De Gaulle, İngiltere’yi gerçekten de herkesten daha iyi anlamıştı. 1979 yılında EEC’deki ülkeler ekonomik anlaşmayı bir ileri adıma taşıyarak ülkelerin para verimleri arasındaki kur farkını belli oranlar arasında sabitleyecek olan döviz değişim mekanizması ERM’i kabul etti.
Fakat İngiltere bunu yine çok parlak bir fikir olmadığını düşünerek girmeyip sonrasında ise özellikle Almanya’nın bu mekanizmadan sağladığı faydaları görünce dahil olmak istedi. İngiliz hükümeti 1990 yılında ERM’ye girerken sistemdeki borçluğu değerlendirip, durumu daha da verimli değerlendirmeyi düşünüyordu.
O sırada 1 pound 2.95 Alman markından işlem görüyordu ve İngiltere’nin amacı bunu 2.7 seviyelerinin üstünde tutarak ERM’deki mevcut en büyük ekonomi olan Almanya’nın üstüne çıkmaktı. Nitekim pound’taki bu yükseliş oldukça suniydi. Almanya’nın enflasyon ve faiz oranları İngiltere’den çok daha düşüktü. İngiltere pound’u yüksek tutmak amacıyla piyasalara sürekli olarak pound pompalıyordu. George Soros başta olmak üzere çeşitli yatırımcılar bu durumu fark ederek İngiliz pound’unun Alman markı karşısında değer kaybedeceğin yönünde büyük çarpanlı ve kısa süreli işlemler açıp piyasayı speküle etmeye başladılar. Pound kullanarak aldığı hisse senetlerini Mark jeansinden ucuza işleme sokarak İngiltere’yi debürüasyona sürüklemeyi hedefleyen Soros, öncesinden pound dehine oynayarak kazandığı paranın üstüne milyarlarca pound borç para alıp 15 Eylül sabahı spekülasyona başladı. Piyasada pound’a karşı oldukça büyük işlem hacmi oluşuyor. 16 Eylül sabahı hükümet bu durumun önüne geçmek için toplamda 700 milyon pound değerinde iki işlem yaptı. Fakat spekülatörler hız kesmeden işlem yapmaya devam ediyor. Pound’un değer kaybının önüne geçemeyen İngiliz hükümeti değeri korumak ve spekülatörleri pound almaya itmek için faiz oranlarını %10’dan 12’ye yükseltti. Çok kaba bir anlatımda bu sayede Merkez Bankası’ndan pound almak güçleşecek ve paranın değeri artacaktı. Fakat spekülasyonların hız kesmeden devam etmesi bu hamleyi boşa çıkardı. İngiliz hükümeti son bir çaresizlikte 16 Eylül öğle saatlerinde faizi %15’e yükseltti. Böylelikle İngiltere gibi güçlü bir ekonomiye sahip bir ülke bir günde faizleri %50 oranında arttırmıştı. Muhtemelen bu noktada hükümet yetkilileri sonun geldiğinin farkındaydı. Çünkü spekülatörler hız kesmeden işlem yapmaya devam ediyor. Tek kurtuluş yolları Almanya’nın pound lehine işlem yapmasıydı.
Tahmin edebileceğiniz üzere Almanlar birer soğuk biri açıp en büyük rakiplerinden birinin çöküşünü seyrettiler. En sonunda İngiliz hükümeti aynı günün akşama mağlubiyeti kabul etti ve ERM’den çekildi. 16 Eylül 1992 günü 1 pound 2.80’den 2.64’e, bir hafta sonra ise 2.53 marka kadar geriledi. 1993 başlarında 1 pound 2.43 mark ediyordu. Yani İngiliz parası 4 ayda yaklaşık %10 değer kaybetmişti. Bu sırada Soros ise 16 Eylül günü yaşanan krizde toplamda yaklaşık 10 milyar pound kazanmıştı. Ve bunun 1 milyardan fazlası bizzat kendine ait kârıydı. Böylelikle İngiltere’yi batıran adam ünvanını aldı. George Soros şüphesiz ki konu ekonomi olduğunda bir de hafif fakat ismini duyurduğu tek alan bu değil. 1979 yılında kurduğu ve şimdiye kadar 32 milyar doların üstünde para bağışında bulunduğu Open Society Foundations,
dünyanın dört bir yanında sosyal sorumluluk faaliyetlerini sürdürmekte. Açık toplum, azınlıkta kalıp çoğunluk tarafından hor görülen insanların aleni bir şekilde varlıklarını ifade edip kendilerine geliştirmeleri temeline dayanmakta. Bu kavramla London School of Economics’teki felsef hocası Puppet sayesinde tanışan Soros, kurduğu sivil toplum örgütü aracılığıyla azınlıkta kalarak zor durumda yaşayan insanlara bir el uzatmak istemişti. Bunda kendisinin 2. Dünya Savaşı’nda bir azınlık olarak korkunç zamanlar geçirmiş olmasının katkısı olduğu şüphesiz. Her ne kadar oldukça masum görünse de George Soros ve OSF pek çok komple teorisinin odak notasında. Dünya genelinde özellikle sağ görüş tarafından bir tehdit olarak algılanan Soros, gerek servetini dünya borsalarını manipüle ederek kazanmış, gerekse tartışmalı azınlıklara da yardım etmiş olmasından dolayı bu tarz eleştirilerin hedefinde.
Hatta 2018 Ekim’inde mektup aracılığıyla evine bomba bırakılmış, paketin şüpheli olmasından dolayı FBI’nin devreye girmesiyle herhangi bir olumsuzluk yaşanmamıştı. Ancak tüm bu şaibeleri bir kenara bırakırsak, Soros’un ekonomi tarihinin gördüğü sayılı dehalardan birisi olduğu kesin. Dünya piyasalarından her zaman bir adım önde olarak yaşanacak gelişmeleri tahmin etmeyi ve her ne kadar tartışmaya açık olsa da tamamen yasal yollarla devletlerden milyarlarca sterling kazanmayı başaran belki de tek insan. Macar milyarder 91 yaşında olmasına rağmen günümüzde hala gerek ekonomi alanında, gerekse sivil toplum çerçevesinde çalışmalarına devam etmekte. Umarım bu video hoşunuza gitmiştir. İzlediğiniz için teşekkür ederim.
Bir sonraki katılı özel videoda görüşmek üzere. Hoşçakalın.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir