Kraliçe Elizabeth’in 2. Dünya Savaşı’nda mesleği neydi?
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=965wAZMeBF8.
Dünya tarihinin son büyük monarkı diyebileceğimiz Kraliçe II. Elizabeth’in ölümüyle pek çok sitede hayatına dair bilgiler, fotoğraflar görür olduk. Ama bugün Kraliçe’nin Lady Diana veya Meghan Markle’la yaşadığı gerilimlerden çok daha başka bir konuya değinmek istiyorum. İkinci Dünya Savaşı’ndaki rolü ne? 13 Eylül 1940’ta Almanya İngiltere’ye hava saldırılarını başlattığında
tam 5 adet patlayıcı bomba İngiltere’nin kalbine düştü. Buckingham Sarayı’na. Kraliyet şapeli, iç avlu ve kapılar korkunç şekilde vurulmuştu. Bu esnada birkaç çalışan ağır yaralandı. Kral 6. George ve eşi Kraliçe Elizabeth bu kaos ortamından kaçmak yerine şehirde kalmaya karar verdiler. Bu oldukça sembolik ve önemli bir karardı. Elbette basında da büyük ilgi gördü. Kraliyet çifti hava saldırılarıyla harap hale gelen bölgeleri tek tek gezmeye başladı. Kraliçe evlerini kaybedenlere yapılacak yardımlarla bizzat ilgilendi. Munarşik düzenin sembolik liderleri halklarına kucak açmış görünüyor ve çok seviliyorlardı. Peki ya bu esnada kendi çocuklarını nasıl korudular? Prenses Elizabeth 1939’da savaş başladığında henüz 13 yaşındaydı. Tıpkı Londra’da yaşayan diğer birçok çocuk gibi Elizabeth ve kız kardeşi Prenses Margaret Londra’ya hava saldırıları başar başlamaz tahliye edildiler. Elbette onların tahliyesi kentteki diğer çocuklarınkinden farklı olarak Neazir kalesine gerçekleşti. Bu süreçte hükümetin yurtdışı çocuk kabul kurumu 2500’den fazla çocuğu Avustralya, Yeni Zelanda, Afrika ve Kanada gibi yerlere tahliye ediyordu. Yani Elizabeth ile Margaret’in kine pek tahliye edilir mi bilinmez. Her neyse geleceğin kraliçesi Elizabeth böyle bunalımlı bir dönemde ilk büyük ve girişimci hamlelerinden birini yaptı. BBC’nin çocuk saati kapsamında ailelerin moralini yükseltmek için Neazir kalesinden yaptığı konuşuma büyük yankı uyandırdı. Tahliye planına bağlı olarak ailelerinden kopmak zorunda kalan çocuklarla konuştu ve onlara moral vermeye çalıştı. Prenses’in bu girişimine kamudan çeşitli yanıtlar ve tepkiler gelmişti. Sosyal araştırma projesi MESS Observation’dan röportajcılar halkın nabzını ölçmek ve Prenses’in konuşmasıyla ilgili tepkileri görmek için anketlere başladı. Ankete katılan %57’lik nüfusun %38’e yayını dinlemişti. Bunlardan da %20’si Elizabeth’in bu hareketinin ne kadar sevimli, içten ve nazik olduğunu söylüyordu. Geri kalanı ise bu konuşmayı yazanın Elizabeth bile olmadığını, bunun sadece bir şov olduğunu ve insanları susturmak için gerçekleştirildiğini söyledi. Ama elbette pek çok gazete, konuşma hakkında olumlu yorumlar ve haberler yaptı. Elizabeth daha bu yaşında büyük yankı uyandırmayı başarmış ve bir yeniliğe imza atmıştı. Ancak savaşta yapacakları bununla sınırlı değildi. Savaş ilerledikçe zor koşullarda hayatı devam ettirmenin gerekli üzerine yoğunlaştı. 1943’te hükümetin gıda kıtlıyla mücadele için geliştirdiği Zafer için Kazı kampanyasına destek olmak üzere Wessler Kalesi’ndeki hisseleriyle ilgilenirken görüntülendi. 16. yaş günü geldiğinde hayatında bir ilk daha gerçekleşti. Elizabeth doğum günü sabahında Wessler Kalesi’ndeki bir geçit töreni esnasında askeri alayı ilk kez teftiş etti. 1944’te 18 yaşına geldiğinde İngiliz ordusunun kadın kolu olan yardımcı bölgesel hizmete katılmak istedi. Aslında bu pek tuhaf değildi, zira savaş sırasında İngiltere kadınları askere alıyordu. 30 yaşın altındaki bekar kadınlar silahlı kuvvetlere katılmak karada veya sanayide çalışmak zorundaydı. Elizabeth’in de her zaman orduya ve askeriyeye ilgisi vardı. Kral George kızının savaşın bu alanında aktif olma isteğini kabul etti. Elizabeth yardımcı bölgesel hizmette ikinci bir as subayı olarak görevine başladı ve daha sonra kaptanla eşdeğer olan Junior Commander’a terfi etti. Mart 1945’te teknisyen olarak eğitim almaya ve yardımcı olmaya başladı. O zamanlar gazeteler ona ototamirci prenses adını takmıştı. Elizabeth’in bulunduğu bölgesel hizmetlerde kadın askerleri için aşçılık, telefonculuk, şoförlük, posta işçiliği, ışılak operatörlüğü ve mühimmat müfettişliği gibi çok çeşitli işler mevcuttu. Bazı kadınlar silahları ateşlemelerine izin verilmemesine rağmen uçaksever birimlerinde görev yapıyordu. Elbette bunlar son derece tehlikeli işlerdi ve savaş sırasında bu birimlerden yaklaşık 330 kadın hayatını kaybetti. Daha fazlası ise ağır yaralandı. Haziran 1935’e kadar Britanya İmparatorluğu’nun dört bir yanından iç cephede ve deniz aşırı birçok savaş alanında hizmet veren yaklaşık 200 bin kadın üye vardı. Prenses Elizabeth günlerinin çoğunu eğitim tesisinde geçiriyordu ama elbette bir kraliyet üyesi olarak diğer kadınlarla kampta kalmıyordu. Weasley Castle’e, teesislere son derece yakındı ve prenses her akşam evine dönebiliyordu. Teesisdeki görevlerini yerine getirirken babası, annesi ve kardeşi onu ziyaret ediyor, motor bakımı hakkında aldığı eğitimleri izliyorlardı. 8 Mayıs 1945’te Avrupa’da savaş sona erdi. Londra’da binlerce insan bunu kutlamak için sokaklara döküldü. Prenses Elizabeth şenliklerin tadını çıkarmak için kız kardeşiyle birlikte kalabalığa karıştı.
1985’te BBC’ye verdiği bir röportajda o gece fark edilmeden nasıl kaçmaya çalıştıklarını anlattı. Tanınmaktan korktuğumuzu hatırlıyorum. Bu yüzden üniforma şapkamı gözlerimin üzerine iyice çektim. Sanırım hayatımın en unutulmaz gecelerinden biriydi dedi. Yardımcı Bölgesel Hizmet’in üyelerinden biri olarak Elizabeth, kraliyet ailesinden ilgili silahlı kuvvetlerine aktif şekilde katılım sağlayan ilk kadın olarak tarihe geçti. İkinci Dünya Savaşı Elizabeth için yalnızca askeri başarılar demek değildi. Tüm dünyanın bildiği üzere büyük bir aşkla sevdiği hatta hayattaki en büyük zaafı olarak bilinen eşi Prens Philip’le evliliklerinin temeli de bu savaş sırasında atıldı. Çift ilk kez çocukken tanışmış, daha sonra 1939’da Darkmouth Kraliyet Deniz Koleji’nde tekrar bir araya gelmişti. Elizabeth’in mürebbiyesi Marion Crawford’a göre Prenses Philip’in Zikint yakışıklılığından etkilenmişti. Crawford, küçük prensesleri adlı anı kitabında genç Elizabeth’in Philip’i gördüğünde yüzünün kızardığını anlatıyordu. İkinci Dünya Savaşı sırasında Philip, Akdeniz ve Pasifik filolarında görev yaparken mektuplaşmaya başladılar. Philip döndüğünde Elizabeth’in babası Kral 6. George’dan ona evlenme teklifi etmek için izin istedi. Çift 9 Temmuz 1947’de nişanlandıklarını açıkladı. Düğün nişanların duyurulmasından sadece 4 ay sonra 20 Kasım’da Westminster Abbey’de düzenlenen bir seromoniyle gerçekleşti. Anlayacağınız İkinci Dünya Savaşı, Kraliçe’nin hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri olarak kaldı. İkinci Elizabeth’in bir kadın olarak savaştaki role hakkında yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın.
Altyazı M.K.
İlk Yorumu Siz Yapın