"Enter"a basıp içeriğe geçin

Mağaraya dalmak ile denize dalmak arasındaki farklar nelerdir? | Teke Tek Bilim

Mağaraya dalmak ile denize dalmak arasındaki farklar nelerdir? | Teke Tek Bilim

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=7e7bH21RXS4.

Siz bu tehlikeli ve zor işi meslek gibi yapıyorsunuz galiba değil mi? Hobbin meslek mi? Bu hobi kısmı aslında. Asıl meslek ne? Yani ben mağaracılığı hobi olarak ilgileniyorum ama kendi yaptığım işler de çok ilintili olduğu için işte arkeoloji olsun, dalış olsun bir şekilde çok interaktif bilimlerle beraber şeyler çıkabiliyorum. Mağaray dalışı ile deniz dalışının ve göl dalışının farkları nelerdir? Çok farkları var. Demin işte Sinan Hocamın gösterdiği o mağaranın 36 metreden girip 14 metre yükselen paten kısmı mesela siz açık bir dalış yapsanız istediğiniz zaman suyun üstüne çıkabilirsiniz ama burada öyle bir şey yok. Ve ters profil izlendiği için, geride dönerken ters derinliğe indiği için daha fazla dekomprasyon ya da vurgun yemi riski de oluşuyor yani. O derinlikte vurgun yemi riski var mı? Var. Yani orada metre ve zaman uzadığı için çok uzun süreleri beklemesi gerekiyor. Merak ettiğim şu şimdi. 36 metreden mağaranın içerisinde çıkıyorsunuz ve mağara deniz yüzey ile aynı.
Dekompresyon kuralları aynen burada geçerli değil mi? Geçerli. Ya Jakub Kushto, Vokluz’de vurgun yemiş. O yüzden orada sadece mesafe değil, bir yandan da dekompresyonları yaparak o mesafe çıkmak lazım. O çıkıldığının farkına varmak lazım. Bir de geri çıkarken de ters profil. Aynen. O zaman daha da süreç uzuyor. Ne kadar da gütüp lazım? Kaç saat de gütü alabiliyor? Yani ben size söyleyeyim burada dalış bir saati çok rahat geçer ve o zaman 80’in, 85’li senelerin tüp teknolojisi yani kapalı devreler o zaman o kadar revaçlı değil ya da çok prototip. Yani çok büyük tüpler kullanmaları gerekir. Herhalde sağa sola elektripler bırakmak lazım. Aynen, tarz backup planlar vesaire olabilir. Ama nispeten çok riskli bir dalış. Şu açıdan sonra mağarayı gördüğüm daldım olamaz bu yani şey için. Yani mutlaka bir dalışta problem olur hava azalması. Onun için de işte güvenlik açısından kapatmışlardı. Ama şimdilerde hani söz buradan geldiği için mesela Fransa’dan bahsettiniz 3 kilometreye devam eden su sistemleri var. İşte masif central bölgesinde ve kapalı devrelerle yani çok uzun mesafe su altı motosikletleriyle beraber çok uzun süreli 100 metre, 150 metre ile yapılan dalışlar var. Yani bunlar artık teknolojik olarak mümkün. O zamanda işte dünyada bu mağara dalış keşifleri çok farklı bir paterne girmiş durumda. Yani çok farklı mağaraları ölçebiliyoruz, keşfedebiliyoruz ya da buralarla ilgili çok enteresan bir durum. Mağara dalışından önce mesela orayı bir araştırmak gerekmiyor mu? Burasının sonu nereye gidiyor? Dibinde bir uçurum var oradan şöyle haldağ 200 metre derinde. Şöyle bazıları sistem mağaraları direkt su ile giriyorsunuz ve çıkıyorsunuz. Bazıları demin Toroslardan bahsederken işte Taşeli Platos’un da dikey mağaranın içi sifon geçerek de ilerleyebilir.
Sonu da sifonlayabilir. Yani sifondan bahsettiğimizde o dibindeki göl kısmı. Yani burayı ilerletmek istiyorsanız dalmanız lazım. Ama oraya dalmak için oraya malzemeyi indirmeniz lazım. Günler geçirmeniz lazım. Çok sıkkı lojistik ve planlama gerekiyor. Sifon nedir onu anlatalım. Şimdi mağaranın içinde nehir gidiyor. Aşağı iniyor. Önüne bir engel çıkıyor. Dalıyorsun, geçiyorsun öteki taraftan çıkıyor. Bizim göksu bizim öyledir.
Evet, yani bizim Türkiye’deki birçok mağara sifonla bitme durumunda. Çiveferalık geldi. Yani ama şöyle de güzel bir durum da ortaya çıkarabiliyor. Mesela bizim 10 senedir devam eden yeni bir mağaramız var. Morca mağarası. Taşeli Platos’un, hatta peynirlik önü mağarasında da çok yakın bir bölge. Burada resimleri yok. Onun 1240 metre sifonundan aldığımız bir örnek var. Kalides örneği var. Muhtemelen yeni tür olarak tanımlanacak. Kalidesi de mağaranın içerisinde. Evet ve popülasyonu çok fazla. Beyaz, albino ama yani mikroskop. Götsüz. Götsüz. Ve orada milyon senedir tamamen oradalar ve ilk defa biz karşılaştık. Yeniyor mu? Yani yemeye çalışan bir arkadaşımız oldu, zorla engeller dedik. Onun macerası çok ayrı. Yani örneğin çıkarılması, analizi vesaire. Yani sonuçta. Nerede bu mağara tam olarak nerede? Taşeli Platos’un da çukur, pınar ve peynirlik önü mağaralarına çok yakın bölgede. Taşeli orta. Kaç metre derinlikte?
Eksi 1270 metre. Yani giriş irtifası 2200 metre. 4 derece içerisi, suda 4 derece. 4 derece. Her şeye 4 derece. Evet. Biz orada. Dolu dolanacak yani. Biz orada 5 ya da 5.5 gün geçirdik. Mesela 4 derecelik bir suya daldığınız zaman özel elbiseyle herhalde kuru elbiseyle dolaşıyorsunuz. Evet normalde öyle olmak durumunda ama bu lojistikle ilgili aşağıya inmesi, çıkması günler sürdüğü için öyle her şeyi yanınızda ideal götüremiyorsunuz. Donmadınız mı peki yani? Yani dondum. Yani tabii ki çok kısa süre. Kaç dakika kadar denirsem 4 derecedeki yani. Yani 10 dakikalık bir dalış oldu. Çok kısa süre. 10 dakika bir dalış. Ama bizim amacımız orada bir ön keşif. Yani bir gidiyor mu gitmiyor mu? Hani patern nedir? Hani su acımı nedir? Çünkü sonrasında birçok farklı noktadan farklı derinlikte sifonlar bulduk. Muhtemelen bir water table orada oluşmakta. Ya tabanına ulaştık ama su nereye gidecek? Şimdi bu da hidrogeoloji açısından ciddi bir sorun.
Biz oradan boya boya atarlar su nereye gidecek görmek için. Öyle çalışmaları Beşir Gölü’nde yaptılar. Demin bahsettiğim 6 meşk mağarasında yani 7-8 metre uzaktan. 1960’lardan beri o Michel Bakalovic vardı meşhur Fransız Pelevrak. O bütün Antalya çevresindeki tepedeki platolarla boya attı. Antalya’da çıktı. Boyalar. Onun makaleleri vardır. Var var yani o işte mağaraların yani çalışma kısmı yabancılarla da beraber yapılıyor.
Türklerinin de katkısı var. Bizim ayrı yaptığımız çalışmalar da var. Şimdi burada tabi gördüğümüz deniz mağaraları yani Sinan Hoca’nın bahsettiği. Bir mağaraya girerken arkada bir ip falan mı bırakıyorsunuz? Bırakılıyor ama yani kara mağaraların o pek yok. Biz normal ölçüm alıp haritasını yapıyoruz. Yok yani su mağaralar. Su mağarasında var tabi ki bir hat çekilmesi gerekiyor. Zaten şanslıysanız görüş var. Fotoğraflarda güzel videolarda güzel oluyor ama bizim çoğu da aldığımız yerde görüş sıfır. Yani hiçbir şekilde göremezsiniz. Mutlaka. Ben Antalya’da bir su altı mağarasına girdim. Yani bir 5 metre falan giriyorsun sonra açıklığa çıkıyorsunuz. Ben de daldım karşıdan balıklar bana gelmeye başladı. Ve balıklar çarptı falan ödüm patladı. Ben onu soracağım. Şimdi bizim falezlerde de bu koskiye benzer mağaralar olabilir. Olabilir abi tabi. Ben bir tanesi Antalya’da gidip ama tabi çok kısa bir yani. Hemen dinlat olsun gidiyor sonra yani. Alt kısımlarında var. Hayır belki içinde buna benzer şeyler olan da vardır.
O vokluz kaynakları var Sinan. Kesin var da aynı yapı. Vokluz kaynağı var. Yani o kaşla maşla falan. Vokluz kaynağı ne demek? İşte o karst kaynağı. Şeyden çıkıyor. Nereden çıkıyor? Mağaranın içinden geçip geliyor. Şimdi biraz konuyu atlayarak gideceğim ama bu Antalya bölgesi dediğin için o yukarıda karayın ve biliyorsunuz öküzünü mağarası var. Yani burası preyüsterik mağaralar. Hani o da. İhsan Kılıçköy’den rahmetli çalıştıydı oralar. Çok uzun tabakalaşma var yani orada ve önünde o dönemlerde göl olduğunu ben raporlardan okumuştum. Yani bu bu dönemlerinde ciddi yukarı doğru kızının mağarası var. Acılar vesaire kalkık dönemler. Yani bu bir hadse eğer belki de hani Akdeniz’in Antalya bölümünün devamında da belki böylesi bir mağaranın. Antalya’nın altı dedikçe şirin geçiyor. Evet Antalya ama o Traverten yani Antalya Traverten taraçaları üzerine oturtulmuş. Altında bir sürü mağara var tabi. Antalya’nın kanizasını oraya basın. Evet evet. Yani bizim işte bu fotoğraflarda gördüğünüz bizim Ali Etem keskin arkasından gören güneş ışığı mı? Gün ışığı mı? Gün ışığı. Bunlar deniz mağaraları ama eskinin pusil mağaraları. Yani suyun aslında bundan su üstündeymiş 15 bin yıllar. Bunların metreleri aşağı en derini 40 metrelerde çok daha derinde olanları var. Onları konuş.
Fakat arkadaşım bir dakika bu zamanında açıkta imiş. Evet bu Gelindire mağarası bunun formasyonu çok farklı. Bunun aslında karının içinde ama seviye olaraktan deniz seviyesinde. Ama hayır şimdi bak burada su görüyor. Bu su deniz suyu bu tatlı su. Fakat bu tatlı su da oradan gelmiş buraya. Tabi. Ya bu mağara oluşurken bu su yok. Yok. Ha bu yağmur suyu birbiri yağmış. Perdeler falan suyun içinde oluşmak. Fakat muazzam bir bereklik oluyor mağaraslarında. Evet.
Yani o işte in suyu mağarasına da dalış yapıldı. Orada da su çekildikçe yeni paten ya da galeri çıkıyor. Yani haritası değişiyor. Ve Türkiye’nde şu anda en uzun ikinci mağarası. Peki Türkiye’de kaç su altı mağarası var böyle bilinen dalış yapılan? Yani şimdi rakam söylemen biraz zor olur ama yani 30 40 tane olduğunu şu an biliyoruz. Şundan dolayı biraz çok açık da bunlar dolaşmıyor. Bunlar içinde foklar yaşıyor.
Bu Akdeniz fok koruma programında olduğu için de çoğunun yeri lokasyon olaraktan belirtilmiyor. Bu gördüğünüz gibi. Ha bu mağarada foklar mı yaşıyor? Evet bazıların da çoğunlukla yaşıyor. Bunlar da dalış yapılan mağaralar. Turistik amaçlı dalış yapılabilen mağaralar. Ama bildiğimiz ufak girişleri çok ufak olup hani dalış yaptırılmayan ve söylenemeyen de çok sayıda mağarada var. Peki siz bunlara dalma hakkına sahip misiniz? Yok. Yani biz özel izinle bunları proje buğazlı yapabiliyoruz.
Çünkü zaten mağara dalışı kendi başına ayrı bir dal olduğu için çok da rekreasyonel dalış limitlerinde değil. Ama bazı mağaralar kovuk tadında olabilir. Yani çıkışını görebildiğimiz mağaralar ise hani onlara dalışlar yapılıyor. En son Hatay Samandağ’da bir sınıra çok yakın bölgede deniz mağarası var. Girişi 15 metrede devam ediyor. Muhtemelen içinde volkanik formasyonlar da var.
Bu 3 ağız mağarası var da yine Prezistorik, Samandağ bölgesinde oraya da çok yakın özellikle. Peki nereden aklınıza gelsin mağaraya dalmak? Normal insana bir akıda gelmez böyle şeyler. Doğal olarak süreç sizi oraya getiriyor. Siz mağarcılıkla başladınız, mağara dalışına geçtiniz. Dalışla başladım, mağaracı oldum, mağara dalışına geçtim. Böyle devam ediyor. Yani bu süreç işin içine bunun sonuçları… Fakat bu yaygın yapılan bir şey.
Ama Türkiye’de o yaygın değil yani. Türkiye’de araştırma yaygın değil maalesef. Dünyada da aslında. Ama gelişiyor. Gelişiyor. Yapanlar çok uzun süre emek vermesi lazım. Çok tecrübeye dayalı bir şey bu. Eğitimle de bir yere kadar yol alabilirsiniz. Onun için güvenlik tabii çok önemli. Riskli de tabii ki. Ama dediğim gibi bu süreçler çok uzun süreli süreçler. Hadi ben girdim bir günde ölçtüm.
Yani yarısında mağarayı da alalım, şuraya yok yani. Yok. Kimle de aldığınız da çok önemli. İşte yabancılar da birbirini bilir, biz onları biliriz. Onlar gelir, biz gideriz. Böyle bir kapalı bir çevre gibi düşünün. Ezootrik bir kulüb gibi değil ama hani… Biliyor insanlar. Tecrübeli insanlar çevresi. Tabii mesela ben yurtdışında da birtakım mağaralara gitmiştim. Bu Krubera mağarasını bilirsiniz. En derin mağarası dünyanın. Abazya’da. Orada mesela üç tane sifon gitmiş. Orası kaç metre?
Oranın derini eksi 2200. 2200 metre aşağı mı? Evet, giriş irtibası da 2200. Deniz seviyesi mi diyorsunuz? Deniz seviyesi ama mağaranın son 50 metreyi dalıştan geliyor. Haa. Yani son 50’lisine dalarak Genadisamokin o sonucu ulaşıyor. Gülük bir yağmur suyu mu? Tatlı su tabii ki. Üç metre bir şey kaldı. Eğer ölçümlerde hata yoksa. Hatta onu Amerikalılar da bir Karadenizli proje devam ettirdiler.
Tatlı su çıkışlarını araştırıyorlardı. Mesela savaş çıkınca onu Türkiye’ye alma durumu falan olacak. Yani böylesi süreçler de var. Bakanları inceliyenler. Yani hidrogeolojisi açısından ayrı bir bölüm olarak da mağara dalışı kullanılıyor. Yani bir şekilde o geologlar zaten ya mağara dalgıcı oluyor ya da geolog oluyor. Peki mesela bu büyük yeraltı gölleri vardır Cehal Hocam. O göller böyle bir mağara oluşumunun sonucunda mı oluşuyor? Tabii, tabii, tabii.
Başka türlü nasıl yapacaksın? Yani büyük büyük boşluk açmak mağaraya. Mesela bizim son dönem çok enteresan çalıştığımız mağar var Beşşehir Gölü’nde. Pınarlıada diye. Adanın içinde bir mağara, fosil mağarı. Beşşehir Gölü yükselirken sualtı mağarasına dönmüş. Ve derinlikte çok fazla değil. 10 metre ama mesela üstten aldığımız su örneği göl suyu.
Alttan aldığımız su, tabandan gelen su Serdar Hoca’ya gönderdik bayarıya. Onu analiz etti ve onu söyledi. Yani yukarıdaki su ayrı su, aşağıdaki kaynak suyu alttan gelen üstteki yağma suyu. Çok daha berrak aşağısı ve bazı bölümleri hiç dokunulmamış sert dizemin. Yani oralara girmedik. İleride belki oradan işte söylediğiniz karot vesaire alınabilirse. Kay adibi yani. Kayı mı değil mi bilmiyoruz. Hiç dokunmadık. Çünkü in sütü yani intak bir yer. Yani oraya dokun girmemeniz lazım. Bilimsel bir veri açısından önemli bir bölge olabilir diye düşündük. Zaten bir kere gittik çalıştık. Öyle rezerve bir alanda. Bu yeraltı göllerin derinlikleri ne kadar oluyor mağara içerisinde? 100 metre 150 metre denizde su oluyor mu? Yani bildiğim kadarıyla o kadar yok ama uzunlukları var. Yani yayılımları da çok değişik. İlmamut mağarasında nehir var ya. Tabii. Yani mesela demin o Kanatöler’den şeyden bahsettiniz. Orada 30 sene devam eden mağara var. 250 kilometre su alt. Ama her yeri birbirine bağlı. Her sene bir taraftan bir yerlerini bağlıyorlar. Florida’nın altı peynir gibiydi. Çok büyük sistemler bunlar. Bir de onlar tatlı su mağarlı. Yani sıcak su. Hani nispeten çalışması rahat. Yani 20 derecede 22 derecede çalışıyorsunuz. Kanatöler nerede diziliyor böyle biliyor musun? Çik sulupe kraterinin etrafında. Bir alakası var mı acaba? O tabii. Çünkü çarpınca… O zaman kireç taşlarını kaldırıyor. O kireç taşların üzerinde. Orası böyle çepecek mağaraymış. Mesela Celal hocam Hırbatistan’dan bahsettim. Mesela Bosn-i Ersek’te Mostar’da. Herkes işte Mostar köprüsünü falan bilir. Çok büyük su altı mağara sistemleri var. Ve orada bir dalış merkezi var. Buraları dalış da yaptırıyor. Ben de gidip de almıştım 3-4 tanesini. Bir kilometre giden, derine inen. Mesela Makedonya’da Matka Virolo kanyonu vardır.
Onun içinde bir mağara. 300 metre derinliğe gidiyor ve hala daha şeyini bulamadılar. Daha da gidiyor yani. Tabii. Mesela ÇEK Cumhuriyetinde Avrupa’nın en derin mağarasını ölçtüler. 400 metre. Şimdi ismi aklımda değil ama 300 metreye dalan dalgıç. 300 metreden aşağıya drone gönderdi.
O drone ile ölçümü aldılar.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir