MEVZULAR 22 – Andımız
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=yyjsT3X9BH0.
Mevzulu ahar Züm1 Züm2 Deve cüce oynardık çocukken Ne kadar eğlenceliydi ya Bizim çocukken oyuna sevdiklerden şeylerin tamamı fiziksel reaksiyonlarla ortaya çıkıyordu Deve cüce hop hop hop hop Şimdi sadece bu var bak Her yaşlı oturup sohbet ettiğinde eski günleri anlatır gençliğini anlatır Çocukluğunu anlatır ve bizde sıkıla sıkıla dinlerdik ya Biz çocukken bana namara koyup teknoloji geliştir derdik Şimdi aynı duruma mı düşüyorum bunları anlatarak Bilemiyorum ama sanırım bizim çocukluğumuz çok güzeldi Sokak kavramı vardı, mahalle kavramı vardı Sosyal bağda buluşmak yerine Sokağa çıkıp arkadaşlarımızın inmesini beklerdi Zillere basıp kaçmak diye bir aktivite vardı Bir çok insan tasvip etmeyebilir ama İnanılmaz bir aktiviteydi Yakan top oynayan bir çocuk gördünüz mü son zamanlarda Var yine arka mahallelerdi Maddi olarak yokluk çekip hayaller olarak kazançlı durumda olanlar onlar Hani zamanında bir başarı öyküsüydü ya Gece kondudan çıkıp profesör oldu Artık o bir başarı öyküsü değil artık o olasılıklı bir durum Çünkü onların hayalleri ellerinde hala Mesela çocukken yaptığınız faaliyetlerden başka Ne gelir aklınıza Benim andımız geliyor mesela Andımızın tekrar gündeme gelmesi bir çok İnsanlar tartışma güdüsünü harekete geçirdi Hemen bunu tartışalım, faşist bir şey diyen Oldu, andımız gerekliydi diyenler oldu Yine maalesef memlekette bir futbol müsabakası gibi Her konuda ikiye üçe beşe bölündüğümüz için Bu konuda da bölündük. Bu bizim bölünmemiz gereken bir konu muydu peki? İlkokul yıllarımda her sabah Öğretmenlerimizle beraber bağıra bağıra Andımızı okurduk. Şimdiki sosyal popülerlik Videonum ya da fotoğrafın paylaşılması ya O dönem okuldaki popülerlik buydu Andımızı okumak. Oooo Bu dönemde andımız okutulurken Ya çok faşist ya bu deyip andımıza karşı çıkan var mıydı? Hiç böyle bir polemik duydunuz mu? Çevrenizde böyle bir şey yaşadınız mı? Büyüklerinizle Oturduğunuz masalarda kenarda duran guncuk çocuk olarak Böyle bir tartışmaya şahit oldunuz mu? Oldunuz mu? Olmadınız. Şimdi son günlerde yine zirve yaptı bu konu Kimisi danıştayın kararına hak yerini buldu diyor Kimisi de ne güzel yok olup gitmişti Tekrar neden gündeme getiriyorsunuz diyor Danıştay 8. dairesi geçen hafta Oy çokluğu ile aldığı kararla
Andımızın okunmasını engelleyen yönetmelik maddesini kaldırdı. Ve sonra ne oldu? Ortalık tabi ki yapılan yorumlarla toz duman oldu. Andımız 1933 yılından itibaren Mustafa Kemal Atatürk’ün onayıyla Okutulmaya başlanmıştı. Metin yazarı da dönemin Milliyetin bakanı Reşit Galipbey idi. Andımızın kaldırılması için Atatürk ve millet düşmanı Bazı çevreler zaten epeyce uğraşmıştı Ama başaramamışlardı. Taaki 2013 yılına kadar. Neden 2013 yılı? Açılım süreci. Pek akalılar ne isterse on yapıyorduk. Biliyorsunuz. Show yapıyolardı Diyarbakır’da. Habur sınır kapısında olanlar. Bunu birçok insan unutmuştur. Ama ben söyleyince Vaps diye hatırlayacaklarına da eminim. PKK’nın isteklerinden biri de neydi? Dönetmeliğe bir madde daha konularak 1933 yılından beri göğsümüzü gere gere okuduğumuz Andımızın kaldırılması. Millet itiraz etti tabi. Yapmayın kaldırmayın o bizim değerimiz dedi. Ama kaldırıldı. Yıl şimdi 2018. Danıştay kararını Bu yanlışın düzeltilmesi yönünde verdi. Andımızdan rahatsız olmayanların zaten neden rahatsız olmadığını hepimiz tarihimiz biz biliyoruz. Rahatsız olandan neden rahatsız oluyor?
Çoğu Türk’üm denmesine takılmış. Türk’üm kelimesinin ırkla ya da ırkçılıkla hiçbir alakası olmadığını herkes bilmelidir. Mesela herkes bu milletten. Bu milletten adam olmaz. Bu millet böyle bir millettir der. Bu millet lafını her zaman duymuşsunuzdur. Peki biz ne milletiyiz? Nerenin milletiyiz ya? Biz Türk milletiyiz. Bizim ülkemizin adı Türkiye. Bayrağımızın adı Türk bayrağı. Bu bir ırkı ya da ırkçılığı temsil etmez. Viyana kapılarına kadar dayanan Osmanlılar için batı kaynakları tarih kitaplarında şunu yazmıştır. Türkler Viyana kapılarına dayandı. Avrupalıların tarihlerine bakın. Avrupalılar Osmanlı ile yaptıkları savaşlarda Osmanlı savaşları diye bahsetmemiştir. Türk savaşları diye bahsetmiştir. Yani asırlardır Batı, Dünya bizi Türk olarak milletimizi Türk milleti olarak telaffuz etmiştir. Mesela Avusturya’nın kırsal kesiminde şu söz meşhurdur. Türken kommen. Türkler geliyor. Norveç’te bir Türk kadar kızgın lafı asırlardır kullanılmıştır. İtalyanların şu değil mi meşhurdur. Mamale türki. Anne türkler geliyor. Peki bizi yanlışa düşüren ne?
Bilmeden bu yanlışı yaptıran hatta bu yanlışa savunmamızı sağlayan çok ufak bir tarih oynaması. Bir çok Türkçü bir çok milliyetçi bu duygularla gaza gelen bir çok insan da bize Orta Asya’dan geldi kardeşler. Ama bunun doğrusunu tam olarak Orta Asya’dan geldik biz değildir. Bu bölgenin adı 18. yüzyıla kadar Türkistan’dı. Yani biz Türkistan’dan geldik. Orta Asya ibarisi İngiliz tarihçiler tarafından uydurulmuştur. Özümüzü kaybetmemizi yönelik ufak bir harekettir bu. İrlanda’yı, İskoçya’yı ordusuyla fethedemeyen İngiltere zamanında oralara öğretmen göndererek, çiftçi göndererek fethetmişti ya aynı durum aynı psikoloji ve aynı taktik bizim üzerimizde de uygulanmıştı. Bazı taktikler bir anda dilimize peresenk olur hayatımıza işler ve biz onu doğru kabul edip hayatımıza o şekilde devam ederiz. Ha coğrafi olarak doğru. Şimdi Londra’dan bakarsan orası Orta Asya. 18. yüzyılda ufak bir değişiklikle hafızalarımıza işlenmek istenen şey başarıya kavuşmuştur. Biz de artık oraya Türkistan değil Orta Asya demeye başladık. Türk milletinin binlerce yıllık tarihini ve bu bölgeyle bağını bir İngiliz’de hayatmasını sözcük ile slip atmışız. Türk kelimesinin ırkçılık olduğunu düşünenler şunu bilmelidir. Türk milli bir aidiyetin adıdır. Türk milleti içinde Kürt, Laz, Şerkes, Abaza, Boşnak, Arnavut kardeşlerimiz de vardır. Çünkü bu coğrafyanın adı Türkiye’dir ve bu coğrafyada yaşanılan Türk kültürüdür. Doğal olarak bu coğrafyada yaşayanlarda etnik kimliklerine ve inançlarına bakılmaksızın Türk milletidir. Bayrakları Türk bayrağı, dilleri Türkçedir.
Bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk milleti denir demiştir. Geçmişte FETÖ’nün elebaşına medyeler düzenler bugün andımız düşmanlığı yapıyorlar. Bu çabalar boşuna’dır. Bu milletin dilini bağlayabilir belki de susturabilirsiniz. Ama gönlünden vatan ve millet sevgisini asla silemezsiniz. Yanımda bir bergazı taşıyan bile vardır. Bütün ülkeye mi güvenmiyorsunuz yoksa bu bir önlem midir? Dünyayı sevin, insanları sevin. Ama bazı önlemler şarttır. Önlemlerin en büyüğü Türk ordusudur.
Türk ordusunun faaliyetlerini militarist ya da savaş gibi garip başlıklar altında toparlayamazsınız. Andımızı ırkçılık olarak görürseniz bizi bir arada tutan bağları kopartırsınız. Açık açık söylüyorum. Net yine kızan olacaktır. Ama söyleyeyim kimse şunu anlamıyor. Çok tatlış görebilirsiniz. Olmasa da olur andımız diyebilirsiniz. Andımız belirli bir yolun içinde bulunan ufak bir kul vardır. Bunun sonrası neden bu bayrağın adı Türk bayrağına kadar gider? Mantıksız mı? Bunun sonrası bu ülkenin adı neden Türkiye’ye kadar gider? Silkelenin.
Size şirin, sempatik gözüken, sürekli barıştan, insanlıktan bahseden insanların alt metnenin farklı olduğunu anlayın. Bu kadar saf olmayın. Çok iyi kalpli, çok iyi niyetli bir milletiz. Kapımıza gelip ağlayana para veririz. Sokakta üşüyenin üstünü örteriz. Aç gördüğümüzü doyurmaya çalışırız. Ama bu tarz oyunlara, bu tarz agitasyonlara prim vermemeliyiz. Sen de sen de hepimiz Türk’üz. Hepimiz bu bayrağın altında toplanma mecburiyetindeyiz. Çünkü başka bir Türkiye yok. Bugün vize almak için kapılarında beklediğiniz,
içeri girerken bin bir türlü muamele gördüğünüz Avrupa size kucak açmaz bir tanecik evimiz var. Sen şucusun, sen bucusun. Onları zaten içimizde aşarız da altında toplandığımız bayrağın gölgesinden bir adım taşarsak yanarız. İşte bu yüzden. Bayrı, Türk bayrına bayrağın olsun. Ne mutlu Türk’ün ne. İyi dersler arkadaşlar.
TORK!
İlk Yorumu Siz Yapın