"Enter"a basıp içeriğe geçin

Dünyadaki en güçlü kadın: İngiltere kraliçesi II. Elizabeth kimdir?

Dünyadaki en güçlü kadın: İngiltere kraliçesi II. Elizabeth kimdir?

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=wr7bPk_LrWg.

Karşınızda İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in profili. Asıl adı Elizabeth Alexandra Mary Windsor. 21 Nisan 1926’da Londra’da doğdu. Doğumundan 8 gün sonra Buckingham Sarayı’ndaki küçük kilisede baş psikopos tarafından vaftiz edildi. Ailesi ona Lilibet diyordu. Babası Kral 6. George, annesi ise Elizabeth Boas Lyon’du.
Aslında Kraliyet ailesinin soy takibini yaptığımızda ilginç sonuçlarla karşılaşıyoruz. Kraliyet ailesi aslında Alman. Alman İmparatorluk ailesiyle akrabalık bağları var. 2. Dünya Savaşı’nda Londra Alman savaş uçaklarıyla bombalanmıştı. Bombayı atan savaş uçağının üzerinde ise Kraliyet’in Alman soy adı yazıyordu. Bunun üzerine halk ayaklandı. Bu olay iç politikada baskıya neden olunca Kral 5. George 1917’de ailenin 1901’den beri taşıdığı Almanca soy adını Windsor olarak değiştirdi. Elizabeth ailenin ilk çocuğuydu. Bir de Margaret adında kız kardeşi vardı. Ona çok düşkündü. Ailesiyle bağları çok güçlüydü. Babası ve annesi seyahate çıktığında onu Londra’da bırakıyorlardı. Çünkü yolculuklara dayanabilmek için yaşı çok küçüktü. Elizabeth de ailesini her özlediğinde onlara mektup gönderiyordu. Elizabeth’in iletişimini kolaylaştırmak için ona özel olarak 1. Kral Transatlantik telefon hattı kuruldu. Çocukluğu boyunca sarayda özel eğitim gördü. Dadısı Marion ona ve kız kardeşine iyi bir eğitim verdi. Bu dönemde akıcı şekilde Fransızca konuşmayı öğrendi. Çok neşeli ve zeki bir çocuktu. Genç yaşlarda Itton Koleji’nin başkan rektörü Henry Martin’dan anayasa dersi aldı. Özel bir okulda eğitim görmeye başladı. Bu okul Kraliçe’nin yaşıtlarıyla temasta kalabilmesi için özel olarak oluşturulmuştu.
Kraliyet ailesiyle ilgili ilginç detaylar sık sık gündeme geliyor. Özellikle de dudak uçuklatan servetleri konuşulmalarına neden oluyor. Kraliyet ailesinin serveti 88 milyar dolar. Kraliyet ailesinin sanat koleksiyonu ve mücevherleri ortalama 25,5 milyar sterlin değerinde. Aile vergilerden de pay alıyor. Kraliçe ise ailenin servetinin en büyük pay sahibi. Kişisel serveti 530 milyon dolar.
Kılıçlardan taçlara kadar 140’den fazla eşya ve 2758 değerli taş içeren mücevherlerinin değeri ise 3 milyar sterlinden fazla. Kraliçe ile ilgili ilginç bir detay da kimliksiz olması. Ülkesinde ruhsat ve ehliyet olmadan araba kullanabiliyor. Aynı zamanda pasaportu da yok. Korgi cinsi köpeklere, atlara ve roman okumaya büyük bir ilgi duyuyor. Korgi cinsi köpeklere ilgisi ise doğum gününde ona hediye edilen bir köpekle başlamıştı. Şimdi ise 30’dan fazla köpeği var. 1929’da babası Kral 6. George hastalanarak çalışamaz hale geldi. Elizabeth babasını sık sık ziyaret ediyordu ve onunla yakından ilgileniyordu. Elizabeth’in erkek kardeşi yoktu. Bu yüzden Elizabeth 10 yaşındayken tahtın veliahtı oldu. Bu nedenle ona Yüce Prenses Elizabeth deniyordu. 2. Dünya Savaşı döneminde Elizabeth kız kardeşiyle birlikte hava bombardımanından korunmak amacıyla daha güvenli olan İskoçya’da kaldı.
Savaş nedeniyle 1940’a kadar Royal Lodge ile yaşadı. Ardından Windsor sarayında yaşamaya başladı. 13 Ekim 1940’da henüz 14 yaşında olan Elizabeth BBC’nin Çocuk Saati programında bir konuşma yaparak İngiliz askerlerini destek verdi. 1945’te ailesinin ve hükümet üyelerinin itirazlarına rağmen sürücülük ve mekanik üzerine eğitimler aldı. Bu dönemde askeri araçları da kullanmayı öğrendi.
Bu eğitimlerin ardından daha küçük yaşlı olmasına rağmen Fahri küçük komutanlığa tayin edildi. Bu dönemde askerlere verdiği destekle şu anda 2. Dünya Savaşı’nda askeri hizmete katılan tek devlet başkanı olarak tarihe geçti. Elizabeth 18 yaşına geldiğinde dönemin İçişleri Bakanı Morrison ona Galler Prensesi ünvanını vermek istedi. Ama babası bu teklife karşı çıktı. Çünkü bu ünvan veliahtı olan erkek prenslerin eşlerine veriliyordu. Elizabeth ise veliahtı. Bu nedenle Galler Prensesi ünvanı uygun bulunmadı. Savaş sona erdiğinde kız kardeşiyle birlikte kimliğini gizleyerek Londra sokaklarındaki kutlamalara katıldı. Sonrasındaysa yaşadıklarını biz ailemizden dışarıdan tanınmadan insanlara bakmak için izin istedik. Tanınmaktan korkuyorduk. Sevinç duygusu bizi sarmıştı diyerek anlatacaktı. 1947’de İngiltere sömürgelerine ilk ziyaretini yaptı. 21 yaşındaydı. 21 Nisan 1947’de Güney Afrika’dan İngiliz Milletler Topluluğu’na başvurdu. Ve burada bütün hayatı boyunca halka ve kraliyete hizmet edeceğine dair söz verdi. 20 Kasım 1947’de Edinburgh dükü Philip’le evlendi. Philip kraliyet deniz kuvvetleri teymeniydi. Elizabeth’le de uzaktan kuzenliler. Onu 8 yaşından beri tanıyordu. Philip aynı zamanda Yunanistan ve Danimarka prensiydi. Karaliçenin bu evlilikten Prens Charles, Prens Edward, Prens Andrew ve Prenses Anne adında 4 çocuğu oldu. Şu anda 96 yaşında olan Elizabeth’in 12 torunu var.
6 Şubat 1952’de eşi Philip’le Kenya’dayken hayatının kırılma anını yaşadı. Bu onun için üzücü bir anda. Çünkü babası Kral 6. George’un uykusunda öldüğü haberini aldı. Yerine geçen isimse o olmuştu. Yani o artık bir kraliçeydi. Aynı yıl daha 25 yaşındayken tahta çıktı. Taç giyme töreni ise 1 yıl sonra 2 Haziran 1953’de yapıldı. Tören çok görkemliydi. Ve ilkleri barındıran bu tören uzun bir saltanatın başlangıcı oldu. Tören televizyonda yayınlanmıştı. Bu kraliyet ailesi için bir ilkti. Tahta çıkışıyla birlikte İngiliz Milletler Topluluğu Başkanı, Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Pakistan ve Selan Kraliçesi oldu. 1956’dan 1992’ye kadar geçen sürede bazı bölgeler bağımsızlıklarını kazandı. 4 Kasım 1952’de ilk parlamento açılış konuşmasını yaptı. Elizabeth’in Kraliçe olduğu dönemin İngiltere’sinde tablo pek de parlak değildi.
Ülkede hala savaşın etkisi vardı. Şehirlerde bombaların izleri hala duruyordu. Şeker ve et karneyle dağıtılıyordu. Halk doğal olarak bu durumdan şikayetçiydi. İngiltere’nin pozisyonu da tehdit altındaydı. İmparatorluk çoktan gerilemeye başlamıştı. Bu durum 10 yıl içinde düzelmeye başladı. 90’lı yıllar Kraliçe için oldukça zor geçti. Bu dönemde Windsor sarayında büyük bir yangın çıktı. Bu yangında sarayın bir bölümü küle döndü. 90’ları Kraliçe için zorlaştıran bir diğer şey de 3 çocuğunun boşanmasıydı. Özellikle Prens Charles ve Prenses Diana’nın boşanması herkesi derinden sarsmıştı. 1997’nin Ağustos ayında da Diana şüpheli şekilde bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Kraliçe, Diana’nın trajik ölümü karşısında oldukça sakin ve sessizdi. Bu sükunet İngiliz halkının hoşuna gitmiyordu. İngiliz basını da Kraliçe’yi sert dille eleştiriyordu. Diana’nın çektiği acılardan ve ölümünden Kraliçe sorulu tutuluyordu. Bu iddialar hala yakasından düşmüş değil. Son dönemde Torunu Prens Harry ve Meghan Markle’ın evliliği ve kraliyet görevlerinden ayrılarak Amerika’ya gitmeleri de basında büyük yer bulmuştu. Böylece kraliyet ailesi uzun süre konuşulmuştu. Kraliçe Elizabeth’in ilerleyen yaşı da hasta olduğu yönündeki söylentilere neden oldu. Böylece ölürse yerine kimin geçeceği ve olasız senaryolar konuşulmaya başlandı. Aslında Kraliyet’in ve Kraliçe’nin otoritesi oldukça sembolik ama buna rağmen hala ülkenin politikasını belli ölçüde etkileyebiliyor. O tüm başbakanlarla diplomatik ilişki içinde bu diplomatik bağlar Margaret Thatcher iktidarı döneminde gerilmiş olsa da diğer dönemlerde diplomatik anlamda büyük bir gerilim yaşanmadı. Kraliçe ve Kraliyet hakkında bugüne kadar onlarca kitap ve makale yazıldı. Kraliçe Elizabeth’in hayatı ve kraliyet ailesi birçok kitabın yanı sıra Netflix’te yayınlanan The Chrome dizisinde de konu oldu.
Elizabeth şu anda Kraliçe Victoria’nın saltanatını geride bırakarak Britanya’nın en uzun süre tahta kalan hükümdarı ve dünyanın en uzun süre hüküm süren Kraliçe’si ve hüküm sürmeye devam ediyor.
Karşınızda İngiltere Kraliçe’si 2. Elizabeth’in profili.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir