Dünyanın En Zengin İnsanı MANSA MUSA’nın Hayatı ve Hakkında İlginç Bilgiler
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=A_57lvFde7c.
Herkese merhaba ben Ruhi Çenet. 21. yüzyılda dünyanın en zengin adamı 2018 itibariyle 105 milyar dolarlık servetiyle Microsoft’un sahibi Bill Gates’i de geçen Amazon şirketinin kurucusu Jeff Bazostur. Ama insanlık tarihinin gelmiş geçmiş en zengin insanı bugün dünyanın en fakir kıtası olan Afrika’dan çıkıyor.
Milattan sonra 14. yüzyılda günümüzdeki Gahan Timbuktu ve Mali topraklarını kapsayan Mali imparatorluğunu yöneten Mansa Musa, bugünün parasıyla 400 milyar dolarlık servetiyle ölümünün üzerinden 700 yıl geçmesine rağmen hala dünyanın gelmiş geçmiş en zengin insanı ünvanını elinde tutuyor. Asıl adı Kankan Musa olan ama mandenk dilinde kralların kralı yani imparator anlamına gelen Mansa lakabıyla anılan Musa, 1312 yılında babasının çıktığı seferden bir daha dönmemiz üzerine 32 yaşında tahta geçti ve Mali imparatorluğunu 1337 yılına kadar yönetti. 1312’de Mansa Musa tahta geçtiğinde Avrupa’nın büyük bölümü kıtlık ve iç savaşlarla harabeye dönerken pek çok İslam ülkesi ve Afrika krallığı günden güne zenginleşiyordu. Aslında Musa’nın yaptığı bölgesindeki bu zenginliği meyvelerini kendi krallığına kazandırmaktı. Timbuktu şehrini stratejik olarak topraklarına katıp Gao şehri üzerinde tekrar güç elde ederek Akdeniz ve Batı Afrika kıyısı arasındaki önemli ticaret yollarının kontrolünü kazanarak 400 şehirli devasa Mali imparatorluğunun Afrika kıtasının en önemli ticaret ve kültür merkezi haline gelmesini sağladı. Hatta özellikle başkent Timbuktu gerek kültürel gerek mali bakımından öyle bir zenginliğe öyle bir üne kavuştu ki dönemin ileri gelen Ortadoğlu bilim adamlarının düşünürlerin ve sanatçıların buluşma noktası oldu. Mansa Musa o yılların en önemli bilim insanları ve alimlerinin Timbuktu’ya yerleşmesi için onlara her türlü imkanı sağladı. Bu şehirde o dönemler dünyanın en büyük üniversitesini açtı ve tüm İslam dünyasından öğrenciler buraya beyin göçü yaptı. Musa iyi bir lider olmasının yanında, iyi bir komutan ve cesur bir savaşçıydı. Hükümdarlığı döneminde ülkenin gelir kaynaklarına tuz ve altın ticaretinin yanı sıra fetihlerde elde edilen ganimetleri de ekledi ve bu fetihler yalnızca ganimetlerin artmasını değil ülke sınırlarının geliştirmesini de sağladı. Böylece Mali imparatorluğu artık doğuda bakır madenleriyle ünlü Niger’e, batıda Tekrur’a, güneyde ormanlık bölgesiyle ünlü Volta Kallon’a ve önemlisi kuzeyde Sahra’nın tuz madenlerine dek geniş ve zengin bir coğrafyaya hükmetti. Mansa Musa akıllı oynamış, maden ve ham madde bakımından güçlü bölgelere odaklanmıştı. Yaşadığı dönemde inanılmaz bir servete sahip olan Musa aynı zamanda oldukça dindar bir hükümdardı. Tarihçilerin inancına bağlı ve başka dinlere saygısıyla örnek bir insandı şeklinde tanımladığı Musa, yaptırdığı camilerle Afrika mimarisinin temellerinin de atılmasını sağladı. Fetih için sefer düzenlediğinde dahi geçtiği noktalarda cami medrese veya kütüphane varsa restore ettiriyor yoksa inşa edilmesini emrediyordu. Dünya Mansa Musa’nın zenginliğinin ihtişamına ilk kez 1324’te Mekke’ye çıktığı haç yolculuğunda şahit oldu. Haç yolculuğu yapmaya karar verdikten sonra bir fermanla bolluk içindeki halkından bu büyük yolculuk için altın ve erzak bağışlamalarını istedi. Ülkenin dört bir yanından kilolarca altın ve erzak geldi. İmparatorluğun başına oğlu Muhammed’i bırakan Musa her biri 130 kilo altın yüklü 70 deve, altın asalları taşıyan 500 köle, cariyeler ve hacca gitmek isteyen 60.000 kişiden oluşan büyük bir kafileyle ki bu nüfus o dönem için büyük bir orduya denk gir yola çıktı. Yolculuk boyunca konakladıkları her yere cami yaptıran, fakirlere yardım eden ve altın dağıtan Musa, konakladığı şehirlerden biri olan Kahire’de sadaka olarak o kadar çok altın dağıttı ki Mısır’da altının değeri düştü ve ülkenin 12 yıldır kriz içinde olan ekonomisi düzeldi. Sadece kafiledekilerin yaptığı alışverişle bile esnaf zenginleşti, ülkede ticaret ve dolayısıyla ekonomi canlandı. Büyük haç yolculuğu sırasında geçtiği yerlerden kafilesindeki hacılar için toprak ve mülk de satın aldı. Mali İmparatorluğu ve halkının hac yolculuğu boyunca yaptığı alışverişler, harcadığı paralar yalnızca Orta Doğu’da değil Venedikli tacirler sayesinde Avrupa’da da büyük yankı uyandırdı. Avrupalılar bu zengin ülkeyi ve hükümdarını merak etti.
Venedikli tacirler ülkelerinde Mali’nin Afrika’nın en önemli ticaret merkezi olduğunu konuşmaya başladı. Bu efsanevi hac yolculuğu dünya tarihini de değiştirecek pek çok olay sebep oldu. Zaten kıtlık içinde olan Avrupalı tüccarlar gözlerini hiç bilmedikleri bu bakir kıtaya çevirdi. 1488’de Portekizli karşı Bartolomeo Dias kıtanın kıyılarını dolaştı ve Ümit Burnu’nu geçince Afrika’nın detaylı bir haritası çizildi.
İşte bu tarafından bakılınca Mansa Musa Afrika’yı dünyaya tanıtmakla iyi mi etti kötü mü etti karar vermesi gerçekten zor. Çünkü iştahı kabaran Avrupa coğrafi keçifler ve denizciliğin gelişmesiyle birlikte soluğu Afrika’da alacak, sömürgeleştirmelerin temelleri bu dönemde atılacaktı. Karakıta’nın kaderi keçifler ve işgallerle değişecek, tüm doğal zenginlikleri bugün gelişmiş olarak adlandırdığımız batılı ülkelerin eline geçecekti. Tarihin en güçlü, zengin, talihli ve düşmanlarının en çok korktuğu, çevresine en çok iyilikte bulunmuş bu hükümdarın ölümüne dair tarihte net bir bilgi yok. Sadece 50 yaşlarındayken doğal nedenlerle öldüğünü biliyoruz. Fakat ölümünden henüz iki kuşak geçmeyecekti ki, hanedanlığında büyük bir iç çekişme başlayacak ve bu çekişme ülkesini tümüyle perişan edip büyük bir iç savaşa dönüşecekti.
Yani Musa’nın efsanevi serveti daha iki kuşak geçmeden iç savaşlar ve işgallerle eriyip gidecek ama onun yaptırdığı üniversiteler, kütüphaneler ve camiler, Mali tarihinin altın çağının simgesi olarak bugün bile ayakta kalacaktı. Yeni videolar için YouTube kanalıma da aşağıdaki linklerden abone olabilirsiniz.
Bir sonraki videolarda görüşmek üzere. Hoşçakalın.
İlk Yorumu Siz Yapın