Dünyanın En Güçlü Kadını ‘MERKEL” Hakkında 25 İNANILMAZ GERÇEK
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=Sim6_qCq-cM.
Herkese merhaba ben Ruhi Cennet. Angela Merkel Forbes tarafından 10 kez üst üste dünyanın en güçlü kadını seçilmiştir. Aynı zamanda Donald Trump’tan sonra dünyanın en güçlü 3. insanı konumunda. Almanya şansöylesi 4 seçimde kazandığı inanılmaz zaferlerle 12 yıllar Almanya’nın ilk ve tek kadın lideri. Avrupa Birliği’nin fiili başkanı, kriz anını yönetmek, korkularını göstermemek ve sır tutmak konusunda bir usta. Üstün zekası ise onu her zaman diğer politikacılardan ayırıyor. İşte Özgür Dünya’nın yeni liderinin hikayesi. 1954’te Hamburg Almanya’da doğdu. İkinci Dünya Savaşı sona ereli 9 yıl olmuştu ve korkunç etkileri hala devam etmekteydi. Nazilerin yenilgisinden sonra Almanya parçalanmış ve savaşı kazanan ülkelere bölünmüştü. Parçalanma geçici olarak planlansada politik anlaşmazlıklar başlamıştı. Almanya’nın batı kısmında Amerika, Fransa ve İngiltere gibi batılı ülkeler tarafından Federal Alman Cumhuriyeti oluşmaya başladı.
Doğu kısmında ise Sovyetler Demokratik Alman Cumhuriyeti’ni ilan etti. Sovyetler Batı’nın tüm ticaretini ve iletişimini durdurma kararı aldı. Bu da Batı ve Doğu Almanya arasında bir sınır oluşmasına sebep oldu. Bu sınır demir perde olarak bilinir. Almanya ikiye bölünmüştü. Sosyalist Doğu Almanya ve Kapitalist Batı Almanya. Bu dönemde 3 milyon insan Doğu Almanya’dan Batı Almanya’ya kaçmış fakat Merkel’in doğmasından birkaç hafta sonra, beklenilenin aksine ailesi Batı’dan Doğu Almanya’daki küçük bir köye göç etmeye karar vermişti. Merkel’in babası bir din adamıydı. Doğu Almanya’daki bir kilise ona bir iş teklifi yaptı ve babası kabul etti. Bu oldukça tehlikeli bir karardı. Çünkü rahip olarak çalışmayı kabul ettiği Doğu Almanya’da kiliseler zulme uğruyordu. Sosyalist olan kesim o dönemlerde ateist politikalarını halka saldırgança dayatmaya çalışıyordu. Hatta Merkel’in annesi bir öğretmen olmasına rağmen eşik kilisede çalışıyor diye çalıştığı okuldan kovuldu. Öyle bir yerde yaşıyorlardı ki yanlış bir kelime bile bütün aileyi tehlikeye sokabilirdi.
Doğu Almanya diktatörlüğünde yaşıyorsanız düşündüğünüzü söyleyemez, özgürce seyahat edemezsiniz. Tam da bu zamanlarda Merkel kime güvenip kime güvenmeyeceğine dair 6. bir his kazandı. İlerideki hayatındaki akıl almaz gizliliği ve hep gardını tutması burada öğrendiği bir şeydi. Doğudan kaçmaya çalışanlar ise linç yiyor, dövülüyordu. Daha fazla insanın Doğu Almanya’dan kaçışını önlemek için sınırın kapatılmasına karar kalındı. Böylelikle 1961’de Berlin duvarının inşaatına başlanmış oldu. İlk sınır sadece dikenli tellerden oluşurken 106 kilometre uzunluğunda ve 3.6 metre yüksekliğinde bir duvar ürüldü. Üstüne tırmanmayı önlemek için pürüzsüz bir buğuru eklendi. Hatta duvarın önüne çivili tuzaklar, bekçi köpekleri ve 302 tane gözleyici yerleştirildi. Böylelikle o dönemde küçük bir kız olan Merkel ve ailesi kapana kısılmıştı.
Yıllar sonra şansöyle koltuğuna oturduğunda şunları söyleyecekti.
Merkel’in okul hayatı her zaman çok başarılı oldu. Mükemmel notlara sahip bir öğrenciydi. Karl Marx Üniversitesi fizik bölümünden başarıyla mezun olunca kuantum kimyası hakkında doktora yaptı. Sonrasında bir bilim kadını olarak Doğu Almanya’nın Bilim Akademisi’nde çalışmaya başladı. Yıl dönümünden tam iki gün sonra ardından Berlin duvarı yıkılmıştı ve Doğu Almanya’da yok olmuştu. Bu olay Almanya’nın kaderini değiştirdiği gibi, Angela Merkel’in hayatında da yeni bir sayfa açmıştı, artık özgürdü. Politika ile ilgilenmeye başladı ve Hristiyan Demokratik Partisi’ne kazıldı. Almanya’nın bütünlüğe ulaşmasından sonraki ilk seçimlerde, Merkel basın konferanslarında konuşmacı olarak işe başladı. Politik kesim, onun doğudan gelen utangaç, özgüvensiz ve tecrübesiz küçük bir kız olduğunu düşünüyordu. Diplomatlar tarafından fazlasıyla hafife alınmıştı ve batıda küçümseniyordu. Fakat Merkel olağanüstüydü. Basındaki başarılarıyla herkesi zekasına hayran bırakmış, dönemin şansölyesi Helmut Kohn onu işe almıştı. Böylelikle Merkel, partideki en genç üye oldu, kısa bir zamanda Kohn’un güvenini kazandı ve onun politikayı ele alışını yakından inceledi. Basamakları hızla tırmanan Merkel 1994’te Çevre ve Nükleer Savunma Bakanı oldu. Partinin başına geçmeyi aklına koyduğunda ise doğru zamanı beklemişti. Helmut Kohn, Muhalefet Partisi’nin başkanı Schroeder’e karşılayınık düşmüştü ve artık partinin tek umudu Merkel olmuştu. Tam bu sırada Merkel açık bir mektup yazdı ve bu mektup Almanya’daki bütün gazetelerde yayınlandı. Mektupta Holt’a yaşlı at diye hitap ediyor ve ona veda ediyor gibi. Partinin lideri olacağını beyan etti ve Holt’u istifaya sürükledi. 2005’te yapılan seçimle Schroeder’in üstesinden gelerek Almanya Şansölyesi koltuğuna oturan ilk kadın oldu ve 12 yıldır 4 seçimi arda arda kazanarak iktidarını hala sürdürüyor.
İdare Bakanı Wolfgang Nowak, Merkel hakkında şunları söyleyecekti.
Merkel pozisyonundaki diğer bütün dünya liderlerinden daha fazla uzun sürede kaldı. Angela Merkel’in bu kadar güçlü bir lider olmasının ve sürekli başa gelmesinin en önemli sebeplerinden biri Almanya’nın ekonomisini büyük ölçüde kalkındırmasıydı. 2008’de önce Amerika, sonra Avrupa ülkeleri ve ardından bütün diğer dünya ülkeleri epeyce yüzyılcısı. Bu sebeplerde birçok bir İlgisi var. Almanya’da işsizlik oranları %11’i bulurken gayrisafi yurtiçi hasıla 2.8 trilyona kadar düşmüştü ve hatta Almanya’ya Avrupa’nın hasta adamı deniliyordu. Merkel akıllı bir politikayla halkı yerli malları tüketmeye yöneldi ve işsizlik oranlarını %4 azaltırken gayrisafi yurtiçi hasılaya tam 1 trilyon eklemiş oldu.
Öncelikle Alman ekonomisi Avrupa’da bilinci, dünya sıralamasında ise 4. sıraya yükseldi. Aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerin ekonomisine yardım etmenin, önce dünya ekonomisine, sonrasında da Almanya’ya katkısı olacağını öngören Merkel, kazan kazan politikasıyla hareket etmeye başladı ve kısa bir sürede tüm Avrupa ülkesini krizden tek başına kurtarmaya başardı. Kriz son bulunca daha çok teleporteye çıktı. Almanya’nın ihracatları artmaya başladı. Bu da ülke ekonomisinin hızla yükselmesi demektir.
Merkel tek politikayla hem ülkesinin hem az gelişmiş ülkelerin hem de dünyanın ekonomisini geliştirmiş, başarılı stratejileri bütün liderlerin ilgisini çekmişti. Politikaları tüm Avrupa Birliği tarafından kullanılmaya başlandı ve başardığı kalkınma onu Avrupa Birliğinin en nüfuzlu başkanı yaptı. Bu politikayı hayata geçirmek kolay olmadı.
Amacı için durmak bilmeyen diplomat, Putin’e basın önünde baş kaldırdı. Kiev’de başarı konferansları düzenledi, Irak başbakanıyla müzakereler yaptı, Münih’te güvenlik konferanslarına katıldı ve Obama’yla Washington’da görüştü ve bunların hepsini sadece bir haftada yaptı.
Aldığı eğitime ve ekonomik kahramanlığına rağmen bazı kararları ise oldukça tepki aldı. Almanya 2015’ten beri mültecilerin en çok akın ettiği Avrupa ülkelerinden biri oldu. Çoğu Irak, Suriye, Afganistan gibi ülkelerden geliyordu. Mülteci akımı Avrupa’nın gündemine hızla oturdu ve ne yapılması gerektiğine dair farklı fikirler Avrupa Birliği’ne hakimdi. Çoğu Avrupa ülkesi ve Merkel’in içinde bulunduğu parti mültecilerin ülkeye girmesine izin verilmemesi gerektiğini düşünürken,
gelen mültecilerin ekonomiyi kötü etkileyeceğinden, işsizliği arttıracağından ve suç oranlarını yükselteceğinden de korkuyordu. Aynı zamanda Suriye, Irak ve Afganistan gibi ülkelerle diplomasiye girilmesinden kaçınılıyordu. Fakat Merkel Avrupa Birliği’ne ve kendi partisine karşı gelerek, Orta Doğu’dan gelen 1 milyondan fazla mülteciyi Almanya’ya aldı. Bazıları bu politikanın oldukça mantıklı olduğunu savunsa da, Almanya’da ve bütün Avrupa’da protestolar başlamıştı. İnsanlar Merkel’e karşı ayaklanıyor ve mültecileri istemediklerini belirtiyordu. Merkel bu politikasını diğer ülkeler de uygulatmaya zorlayınca, onu Avrupa Birliği’ni diktatörlüğe sürüklemekle suçladılar. Hatta yaşanan bu olaylardan dolayı Almanya Dışişleri Bakanı istifa etmişti. Halk Merkel’in yöneticiliğini sorgulamaya başlamış ve Merkel diye bir fiil türetmişlerdi. Bu kelimenin anlamı karar verememektir. Ülkedeki fikir ayrılıklarına rağmen Merkel sağ çıkmayı başardı. Hatta kullandığı LGS’i bütün dünyada bilinir oldu. Başta dalga konusu olsa da sonradan oldukça popüler oldu ve insanlar bu harekete Merkel’in Ters Elması adını koydu. Bu hareketin bir anlamı olmadığını beyan etse de destekçileri için uygulayıcılık ve güveni temsil ediyordu. Hatta bu işaret o kadar yaygınlaştı ki, Almanya’nın sokaklarında dahi rastlayabilirsiniz. Merkel basına ve diğer siyasetçilere karşı her zaman güçlü bir duruş sergilemiştir. Bunun en güzel örneği Putin’e korkusuzca baş kaldırmaları ve onun kışkırtmalarına soğuk ve sakin tepki vermesi. 2007’deki bir konuşma sırasında Putin, Merkel’in köpekleri olan pubisini bilerek siyah labradorunun yanında getirdi ve dolaşmasına izin verdi. Merkel ise sakin davrandı ve olayı kontrol etmeye çalıştı. Donald Trump’la çoğu zaman anlaşmazlıkları oldu. İtici politikasını desteklemeyen siyasetçilerin başında Trump geliyordu. İlişkilerini geliştirmek adına Merkel ve Trump’ın kızı Ivanka bir iş konferansına beraber yer almışlardı. Doğruluğu kesin olarak bilinmese de Ivanka hakkında 5 yaşındaki bir çocukla uğraşmak gibiydi dediği söyleniyor. Merkel’in Recep Tayyip Erdoğan’la da inatçı bir ilişkisi vardır. Almanya’da 3 milyona aşkın Türk’ün yaşaması ile beraber iki liderin arasında anlaşmazlıklar çıkmıştır. Merkel hiçbir zaman Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesini istememiştir. Hatta 2017’deki referandum için Erdoğan kendi kampanyasını Almanya’da tanıtmak istemiş ve Merkel Erdoğan’a izin vermemiştir. Bu anlaşmazlıklara rağmen doların yükselmesine karşı Türkiye’nin ekonomik açıdan istikrarsızlaşması kimsenin çıkarına değil demiş ve Türkiye’ye destek olup Trump’a karşı çıkmıştır. Aynı zamanda Merkel dünya basınında ve politik hayatında her zaman kapalı bir kutu gibi davranmıştır. Özel hayatını her zaman ayrı tutmuştur. Öyle ki kuantum kimyacısı olan ikinci kocası Merkel’in 12 yıldır süren politik hayatına rağmen bir kez bile röportaj vermemiş, kameraların arkasında kalmıştır. Merkel’in televizyondaki ilginç görüntüleri de oldukça konuşuldu. Kim milyoner olmak ister programının Almanya versiyonuna katılan Merkel’in sorusu, Almanya nasıl yıkıma uğrar oldu?
Seçenekler ise eski Alman parasına dönmek, Yunanistan’ın Euro parasından çekilmesi, Eurobond parasına geçmek ve Merkel’in aynı şekilde devam etmesiydi. D şirkini seçen Merkel soruyu bilmişti. Merkel’in dış politikaları, özellikle mültecileri ülkesine alması, onu Avrupa Birliği’nin ve belki de dünyanın fiili başkanı olmak istemesinden ve bu şekilde belki de onun dünyanın en güçlü kadını kalmak istemesinden kaynaklanıyor olabilir.
Belki de vatandaşları memnun olmasa da tüm bir ülkenin kaderi bir insanın egosunun etkisinde kalmış olabilir. Bu videoda şimdilik bu kadar. Daha önce Vladimir Putin ve Donald Trump hakkında videolar yayınlamıştım. O videoları da buralardan izleyebilirsiniz.
Yeni videolarımı kaçırmamak içinse YouTube kanalıma buradan abone olabilirsiniz. Bir sonraki videolarda görüşmek üzere. Hoşçakalın.
İlk Yorumu Siz Yapın