"Enter"a basıp içeriğe geçin

En İlginç Ülke Hindistan ve Sıradışı Gelenekleri

En İlginç Ülke Hindistan ve Sıradışı Gelenekleri

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=CO6fT57I8oo.

İNTRO Hindistan, dünyadaki en farklı ve en renkli yer olabilir. Ama emin olun orada yaşamak, ipte yürümek kadar zor.
1,5 milyarlık yoğun nüfus, yoksulluk, suç, kargaşa ve yüzlerce çeşit din, ülkeyi tam anlamıyla bir cümbüş alanına çeviriyor. Eğer yolunuz bir gün oraya düşerse, burnunuza gelecek olan kokulara hazırlıklı olun. Çünkü Hindistan’daki evlerin %50’sinde tuvalet yok. Raporlara göre 650 milyon kişi tuvaletini sokaklara yapıyor. Ülkede cep telefonu ve televizyonu olan evlerin sayısı tuvaleti olanlara göre daha fazla.
Bu sebeple Hindistan’ın bu probleminin ekonomik değil, kültürel nedenlere bağlı olduğu düşünülüyor. Devlet son yıllarda her eve tuvalet yaptırmak için seferberlik başlattı. Fakat pek de etkili olduğu söylenemez. Kirlilik sorunu bu kadarla da sınırlı kalmıyor. Mumbai’de bir gün geçirmek, 50 adet sigara içmekle eşit. Hindu geleneğine göre 7 yaşına gelmiş kız çocukları bir erkek köpekle evlendiriliyor.
Bu köpeğin onu koruyacağına inanıldığı için yerleşmiş olan gelenek ülkenin hemen hemen her yerine yayılmış. En az bunun kadar garip bir evlilik çeşidi de kurbağalar arasında gerçekleştiriliyor. Eğer kuraklık varsa iki kurbağa arasında yapılan evliliğin yağmur yağdıracağına inanılıyor. 12 yılda bir gerçekleştirilen Kumbh Mela, 60 milyondan fazla insan haftalar boyunca Ganji Nehri’nin kenarında bir arada yaşıyor. Dünyanın en büyük dini etkinliği olarak bilinen Kumbh Mela, karşılaşabileceğiniz en sıradışı ortam. Ülkede yasalar sert de olsa, eğitimsizlik ve yoksulluk inanılmaz boyutlarda bir suç ağının oluşmasına neden olmuş. Bilmediğiniz bir yere girmeniz asla çıkamayacağınız anlamına gelebilir. Ülkede yılda 44 bin cinayet işleniyor. Bu rakam Brezilya’dan sonra ikinci sırada. Ülkenin önemli bir bölümü, günde 1 dolardan daha az para kazandığı için insanlar ek gelir elde etme amaçlı böbreklerini satıyor. Yasa dışı yollarla Hindistan’da yılda 500 bin insanın böbreğini sattığı biliniyor. Günümüzde birçok yerde devam ettiği bilinen kölelik Hindistan’da en üst seviyeye ulaşmış durumda. Ülke genelinde toplam 15 milyondan fazla köle olduğu tahmin ediliyor.
Aslında yasak olmasına rağmen köleler, efendilerine cinsel hizmet de vermek zorunda. Eğer köle bunu kabul etmezse, çok daha ağır şartlarda çalıştırılacağını bildiği için yapmaya mecbur bırakılıyor. Türkiye’nin kölelik sıralamasında dünyada 28. olduğunu, uluslararası araştırmalara göre ülkemizde toplam 185 bin köle olduğu bilgisini de üzücü bir bons olarak ekleyelim.
Tabii ki bu köleliği ilkça koşullarına göre düşünmeyin. Günümüzde kişilik hakları elinden alınarak baskı ile zorla çalıştırılan insanlar demek. Bu tanıma göre maalesef ülkemizin de durumu iç açıcı gözükmüyor. Hindistan dünyada en çok tecavüz vakasını yaşandığı yer. Bu nedenle kadınların kurduğu ve bütün ülkeye yayılmış olan bir çete bile var. Öyle ki bu kadınlar tecavüzcüleri yakalayarak herkesin ortasında sopalarla dövüyor. Pembe çete ismindeki bu grubun 50 binden fazla üyesi var ve isimleri gibi pembe giyiniyorlar. Renkli olduklarına bakmayın. Kadına karşı şiddete, istismara, yolsuzluğa ve çocuk evliliklerine karşı çok sert ve acımasızlar. Devlet bu grubu komünist devrimci olmakla suçlasa da kendilerini ancak bu şekilde savunabildikleri için dünya kamuoyundan önemli ölçüde destek görüyorlar.
Hindistan sokaklarında her an ineklerle karşılaşmanız mümkün. Öyle ki bir inek trafiği kitleyebilir. O sırada arabalar onun geçişini beklemek zorunda. Kazara inek öldürenler çeşitli hapis ve para cezalarına çaptırılıyor. Ayrıca bu kişiler 12 ay boyunca toplumdan soyutlanıp hiçbir işe dahi sokulmuyorlar.
Hinduizmde inekler uğurlu ve kutsaldır. Onların inancına göre inek tüm kainatın anası olan tarı çanın sembolüdür. Caddelerde, alışveriş merkezlerinde, camilerde, pazarlarda, özetle diledikleri her yerde serbestçe dolaşabilir, bulunduğu yeri pisletebilirler. Onlara en ufak bir tepki yoktur. Aksine selam verilir, saygı gösterilir.
Etinin yenilmesi yasaktır. Bu kültür o kadar yerleşmiş ki ülkedeki Müslüman ve Hıristiyanlar dahi Hindular kadar onlara değer veriyor. Bilerek kesmenin cezası ise 8 yıl hapis. Bu kadar çok büyük baş hayvan nüfusu olduğu için Hindistan süt üretiminde dünyada açık ara farklı ilk sırada.
Hindistan’da aklınıza gelebilecek her türlü coğrafi koşulu bulabilirsiniz. Uçsuz bucaksız ormanlar, deve kervanları ile yolculuk yapılan çöller, dünyanın en büyük sıra dağları olan Himalayalar, sayısız elde ememiş adalar var.
Hatta çoğu bölgesinde medeniyetin hiç mi hiç ulaşmadığı ilkel halde yaşayan kabileler bile var. Bu yerlere turistler, hatta sıradan Hintlilerin dahi gitmesi devlet tarafından yasaklanmış. Koruma altına alınan ilkel kabileler, sınırlarına girenleri öldürmekten çekinmiyor.
700 milyon kadar insan kutsal kabul ettikleri Ganges nehrinin çevresinde yaşıyor. Ganges onlar için o kadar değerli ki ucunun cennete aktığına inandıkları için ölüler yakılıp külleri buraya dökülüyor. Ganges’da yıkanmak ve suyunu içmenin önemi de çok büyük. Her an nehrin içinde milyonlarca insanı ibadet ederken görebilirsiniz.
Tabi ki 100 milyonlarca insanın kanalizasyon atığını ve fabrikaların zehirli çöplerinde taşıdığını varsayarsak bu hiç de sağlıklı gözükmüyor. Yine de inanç bulaşıcı hastalık korkusunun önüne geçmiş. Hindular nehri Tanrıça Ganga’nın kişileştirilmiş formu olarak kabul ettikleri için bu kutsallığı atfediyorlar.
Hindistan’ın belki de en çok ilgi çeken karakterleri Sadular. İnanılmaz derecede yoksullar ancak kutsal olarak kabul ediliyorlar. Hayatlarını Sadu olmaya dayan bu kişiler çalışmaz, sadece ibadet eder, çıplak dolaşırlar, mülkiyet edinmez, para taşımaz ve ancak hayırseverler önlerine bir tas yemek koyarsa karınlarını doyururlar. Oldukça barışsever olduğu bilinen Sadular kendi nefislerini yenebilmek için garip oruçlarda tutuyorlar. Örneğin bir elini hiç indirmemek bunlardan biri. Yıllarca ellerini havada tuttukları için birçok Sadunun kolları artık sabit kalmış. Evliliklerde ise servet değerini bulan başlık parası var. Ama erkek değil, kadınlar ödüyor bu parayı. Düğünü de kız tarafı yapıyor. Kız tarafının ödediği yüksek başlık parası ve şaşalı Hint düğünlerinin maliyeti nedeniyle çoğu aile kızlarını evlendiremiyor bile. Devlet önlem almaya çalışsa da yerleşmiş olan bu kültür değişecek gibi değil. Bazı kabilelerde ise çok eşli evlilik var. Farklı olansa çok eş alanlar erkek değil, kadınlar. Kadınlar birden fazla erkekle evlilik yapabiliyor.
Bu kabilelerin tarihinde kadın nüfusunun erkek nüfusundan çok daha az olmasının yüzyıllar içinde çözüm olarak böyle bir seçenek ortaya çıkardığı düşünülüyor. Nüfusun %80’i Hindu, %15’i Müslüman, %2’i Sih, geri kalanlar ise Hristiyanlık, Yahudilik ve daha farklı yerel dinlere inanıyorlar.
Zengin ve eğitimli kesimde görülmese de yoksul ve eğitimsiz mahallelerde Müslümanlar ve Sihler arasında şiddetli çatışmalar var. Aynı zamanda toplamda 22 tane resmi dil egemen. Ama en çok konuşulanlar Hintçe ve İngilizce. Maymunlar da ülkenin en önemli sembolleri arasında. Birçok yerde şehirlere yerleşmiş olan maymun çetelerini görebilirsiniz.
Bunlar dükkanlardan yiyecek çalmaktan tutun da turistlerin eşyalarını gasp etmeye kadar birçok suç işliyor. Ülkenin belki de en eğlenceli yönü onları izlemek olsa gerek. Hindistan 250 yıl boyunca İngiliz egemenliğinde kaldı. İngilizler Hintlilerin yoğun nüfus artışının yoksulluk getireceğini bildikleri için önlem almaya çalışsa da başarılı olamamışlar.
Çünkü Hindistan’da eskiden emeklilik denen bir şey olmadığı için insanlar yaşlanınca kendilerine bakması amacıyla tonla çocuk yapıyorlarmış. Günümüzde yeni getirilen emeklilik haklarıyla bu durum değiştirilmeye çalışılsa da yüzlerce yılın getirdiği alışkanlık çok çocuklu aileleri azaltmıyor. Ve 30 yıl içinde Hindistan’ın Çin nüfusunu geçeceği tahmin ediliyor. Aynı zamanda Hindistan dünyanın en büyük teknolojisine sahip ülkeler arasında ilk sıralarda geliyor. Kısa zaman önce Ay yüzeyine bir uzay aracı indirdiler ve Mars’a uydu göndermeyi başardılar. Bu şekilde uzaydaki madenleri kullanmaya başlayacakları bir projeye girdiklerini biliyoruz. Kısaca inanılmaz bir teknolojiye sahipler. Ancak kaymağını sadece toplumun en üst tabakası yiyor.
Sonuç olarak fakir ve zengin sınıf arasındaki fark da günden güne artmaya devam ediyor. Hindistan akıl almaz tezatların olduğu bir ülke. Devleti ne yapmayı planlarsa halk tam tersini yapıyor desek yalan olmaz. Ülkede 14 yaşına kadar eğitim zorunlu. Fakat 500 milyondan fazla insan okuma bilmiyor. Nüfusun sadece %10 üniversite mezunu olmasına rağmen NASA çalışanlarının %36’sı, Amerika’daki toplam doktorlarının %38’si ve bilim insanlarının da %12’si Hintlilerden oluşuyor. Devlet suç oranını azaltmak için ağır cezalar getirmiş. Fakat bu durum azaltmak bir yana oranı neredeyse iki katına çıkarmış. Dedik ya tezatlar ülkesi Hindistan.
Şaşırtıcı, ürkütücü ve bir o kadar da çekici. Daha fazla içeriye ulaşabilmek için kanalıma abone olabilir, beni instagram hesabımdan takip edebilirsiniz.
İyi seyirler.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir