"Enter"a basıp içeriğe geçin

Karanlık Sırlarıyla Suudi Arabistan Kraliyet Ailesi

Karanlık Sırlarıyla Suudi Arabistan Kraliyet Ailesi

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=mQ1XaAI_jv4.

Onlar tüm dünyanın en karanlık ve güçlü ailelerinden biri. 100 milyarlarca dolarlık servetleri ve tantanalı yaşantıları nedeniyle gündemden hiç düşmüyorlar. Suudi Arabistan Kraliyet Ailesi Aile içinde tam 7 bin prens var ve her biri devletin önemli konumlarında yetki sahibi. Kısaca elinizi sallasanız bir Suud prensiyle karşılaşabilirsiniz.
Bu prenslerin çoğu ayrı bir sarayda ya da hayal edilemeyecek kadar lüks villalarda yaşıyorlar. Şu anda ülkenin kralı Selman bin Abdulaziz el Suud. 38 çocuğu var ve çocuklarının neredeyse tamamı Amerika, İngiltere, Fransa gibi ülkelerde üniversite eğitimi almış kişiler. Ülkede kral, yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarını elinde bulundurmakta,
başbakanlık görevini yürütmekte ve bakanlar kuruluna başkanlık etmektedir. Kısaca istediği kişinin kellesini tek bir emirle vurdurabilir. Nitekim Arabistan’da idamın çok sık uygulandığı da biliniyor. Ve ülkede garip yasaklar var. Mesela uzun yıllar önce sinemalar günaha teşvik ettiği düşüncesiyle kapatıldı. Şimdilerde ise bir sinema salonu tekrar açıldı. Tabii ki filmlere erkekler ve sadece 9 yaşından küçük kızlar girebiliyor. İlerleyen günlerde bu imkanın genişletileceği de düşünülüyor. Cidde, Mekke, Medine gibi turistlerin de uğradığı bazı şehirlerde dini kurallar az da olsa hafifletilmiş durumda. Ancak ülkenin çoğu şehrinde kadınların pazarda havuç, salatalık gibi sevzelere dokunması bile cinselliği akla getirdiği için yasak. Mahkemelerde iki kadının şahitliği gerekiyor.
Geçtiğimiz yıllarda 7 kişinin tecavüzüne uğrayan bir kadın şahit bulamadığı için 200 kırbat cezasına çarptırılmıştı. Evlilikte 4 kadın alınabiliyor. Erkeklerin ise ilginç bir selamlaşma şekli var. Yanaktan öpmek ya da kafa tokuşturmak yerine burunlarını birkaç defa karşılıklı değdiriyorlar. Kraliyet ailesi ve prensler ise genellikle kurallardan bağımsız olarak yaşıyor. Prenslerin Avrupa ve Amerika’da birçok şirketi ve lüks villaları var. Ancak buralarda kendi ülkelerindeymiş gibi davranarak yaptıklarından dolayı onlarca prens 100 kızartıcı suçlardan yargılanıyor. Yabancı bir ülkeye gittiklerinde kendilerinden söz ettirmeyi iyi biliyorlar. Geçtiğimiz yıllarda kral Selman bin Abdülaziz
fasta geçirdiği tatiline bin kişilik bir ekiple gitmiş ve bir ayda tam 100 milyon dolar harcamıştı. Prens bin Fahit ise Paris’te 500 bin eurosunu çaldırmış fakat polise gitmeyi zaman kaybı olarak gördüğü için şikayetçi olmayı ve ifade vermeyi reddetmişti. Aynı zamanda ailenin en büyük pakıntısı altın ve mücevher. Dünyadaki en pahalı, en değerli her şeyi toplamak gibi bir huyları var. Sadece prens Elvelit bin Talal 750 milyon dolar değerinde hiç takmadığı takı koleksiyonuna sahip. Hatta genellikle prenslerin arabaları altın ve mücevher kaplı. Londra’da yaşayan 25 yaşındaki prens Türkiye bin Abdullah’ın bütün arabaları özel olarak altınla kaplatılmış. Neredeyse bütün eşyaları ona özel olarak tasarlanıyor ve hemen hemen hepsi altın kaplama ya da altın renginde. Bu durum dünya için şaşırtıcı hatta görgüsüzlük olarak algılansa da Suudi kralliyet ailesi içinde gayet sıradan bir durum. Amaç ise en pahalısına, en lüksüne ve en büyüğüne sahip olma tutkusu. Kendi aralarında üstünlüklerini bu şekilde gösterme çabaları var. Bu zenginliğe rağmen Suudi Arabistan aileleri yoksul ülkelere yardımda dünyada son sırada yani yardım etmeyi pek sevdikleri söylenemez.
Suudi Arabistan’ın neredeyse tamamı çöl, ülke içinde birkaç tane dağ bulunuyor. Bu dağlar genellikle serinlemek isteyen zenginlerin evleriyle dolu. Develer ise ulaşım ve eğlence amaçlı olarak hala kullanılıyorlar. Ülkenin çöllük bölgelerinde yaşayan bedevilere rastlayabilirsiniz. Bazı bedevî kabilelerin ise pek misafirperver olduğu söylenemez.
Pek fazla sosyal etkinlik imkanı olmayan ülkede zenginlerin genel eğlencesi arabalar. Çöl yollarında son model araçlarla sık sık yarış ve gösteri yapılıyor. Güvenlik önemlerinin neredeyse hiç olmadığı bu yarışlarda ölüm ve yaralanma sayısı oldukça fazla. Bir diğer eğlence türü de kum sörfü. Tabii ki bu aktivitelerin hepsi erkekler için. Çoğu yerde küçük yaşta araç kullanan sürücülerle karşılaşabilirsiniz.
Varlıklı bir ailenin çocuğuna kimse ceza yazmaya cesaret edemiyor. Kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip değiller. Ve ülkede çalışan nüfusun sadece %5’i kadınlardan oluşuyor ve açlık sınırında olmayan kadınların da çalışması yasak. Tiyatro, heykel, resim ve İslam’a uygun enstrümanların kullanılmadığı müzikler yasak.
Bunlardan birini yapmaya kalkmak kırbaç hatta ölüm cezasına çarptırılmanıza neden olabilir. Ancak Suudi prens ve prenseslerin ülke dışında eğlenceyi çok sevdikleri hatta bazılarının resim müzik gibi alanlarda profesyonelleştikleri biliniyor. Eski krallardan kral Fahit caz müziğe o kadar tutkundu ki gittiği ülkelerin en ünlü müzisyenlerine özel konserler verdirtiyordu. Zaten prenslerin çoğu Amerika ve İngiltere’de eğitimlerini tamamlayarak buralara yerleşiyorlar. Vakitlerinin çok az bir kısmını Suudi Arabistan’da geçirmeyi tercih ediyorlar. Ailenin kalabalık olması, binlerce prens ve prensesten oluşması bir tehlike de doğuruyor. Taht kavgaları ve fikir ayrılıkları çoğu zaman kanlı hesaplaşmalarla son buluyor. Halkın din baskısı ve korkuyla sömürüldüğünü savunan bu nedenle önemli reformlar yapılması gerektiğini söylediği için Arabistan’a giremeyen prens Türkiye bin Bandar kendisi gibi düşünen birkaç prensle birlikte ortadan kayboldu ve bir daha haber alınamadı. El-Walid bin Talal ise Suudi Arabistan’ın en sıra dışı prenslerinden biri. 32 milyar dolarlık kişisel servetiyle dünyanın en zenginleri arasındaki Talal, Twitter, Snapchat, Fox, Apple, Scorp gibi dünyaca ünlü birçok şirkette de önemli hisselere sahip. Prensin gençliğinde zenginlikten dolayı yaşadığı komik bir olay ise şöyledir. Lise ve üniversite öğrenimini Amerika’da yaptığı sıralarda okula limuzin konvoyu ve korumalarla gidiyordu. Bu durumdan rahatsız olup ailesine, baba, bütün arkadaşlarım tramvayla geliyor. Bu yüzden çok utanıyorum. Okula tramvayla gitmek istiyorum.
Şeklinde bir mektup yazdı. Tramvayı ne olduğunu bilmediği için şaşıran babası da yüklü miktarda bir çek yazarak ”Oğlum, bizi küçük düşürme. O halde git kendine bir tramvayı al.” diyerek cevap verir. Talal, reformların en önemli savunucularından biri ve özellikle kadınların iş hayatına atılmasını destekliyor. Bu nedenle dünya çapındaki şirketlerinde çalışanların yarısından çoğu kadın, halk ve uluslararası camiada sevilen biri olan Talal, 32 milyar dolarlık parasının tamamını eğitim kurumlarına ve halka bayışlayacağını da duyurmuştu. Aynı zamanda Suudi Arabistan, askeri giderlere en çok para harcayan dördüncü ülke. Ondan önce Amerika, Çin ve Rusya geliyor. Arap Yarımadası adı verilen bölgede gerek gördüğü her ülkeye askeri müdahale yapıyorlar. Bu müdahaleler için gerekli silahları da Amerika’dan alıyorlar. Geçtiğimiz yıl Trump’ın ziyareti sırasında 50 milyar dolarlık silah alım sözleşmesi de imzalamışlardı. Özellikle komşuları Yemen bu konudan en muzdarip ülke durumunda. Suudi Arabistan’ın sık sık silahlı müdahalelerde bulunduğu Yemen’de 10 binlerce sivil öldü. 84 bin çocuk yetersiz beslenmeden öldü, 14 milyon kişi ise kıtılık yaşıyor. Tabii ki bu durumu hiçbir İslam ülkesinin önemsemediği de ortada. Ülke gelirinin %45’i petrol, geri kalanın önemli bir bölümü ise Hac, Umre, dini turizm ve dünyadaki İslami pazardan geliyor. Genellikle çalışan nüfus dışarıdan göçle gelen işçi kesim. Evlerde çalışanlar ise kölelik statüsü taşıyor.
İslam’dan çıkmanın ya da ülke vatandaşı olup başka bir dine inanmanın cezası ölüm. Kadınlara ise araba kullanma izni bu yıl verildi. Tabii ki her yerde değil, belli yollarda ve günün belli saatlerinde araç kullanma hakları var. Suudi Arabistan’daki aile ilişkileri tartışmanın en sıcak konularından biridir. Mesele şu ki kızlar ergenlik çağından önce çok küçük yaşlarda evleniyorlar.
Bu yüzden birçoğu okuyamıyor, dahası erken amelilik sağlıklarını kötü hale getiriyor, bu da çoğu kez ölüme yol açıyor. Resmi olarak zorla evlilikler yasaklanmıştır. Ancak kız istemese de damat adayı ve gelinin babası arasındaki sözleşmeye dayalı evliliğe izin var. Yani bir şekilde zorla evliliğin yolu açılmış. Tabii ki bu kurallar yine halk için geçerli.
Kraliyet ailesinden prens ya da prenseslere yasa dayatmaya, kral dışında kimsenin gücü yetmediği için prens ve prensesler genellikle özgürlük ve refah içindeler. Peki sizce 7000 prens olan ve servetlerinin değerini bile hesaplayamadığımız bu aileyi gelecekte ne bekliyor? Daha fazla içeriye ulaşabilmek için kanalıma abone olabilir, beni instagram hesabımdan takip edebilirsiniz.
İyi seyirler.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir