Firavun – Allah’a Meydan Okuyan Hükümdar!
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=bRGcXVu7osA.
Ben sizin en yüce Rabbinizim diyen bir kral. Antik Mısır medeniyetinin hükümdarı. Kur’an’da da adı 74 defa geçen bir adam. İnanılmaz zenginliğiyle Kızıldeniz’in sularına gömülen ve asırlar sonra cesedi mucizevi bir şekilde bulunan
Firavun’un dehşetli hikayesi. Antik Mısır halkı Nil Nehri Deltasında yaşayan, düşmanlarıyla savaşlara girmekten çekinmeyen bir halktı. Firavun unvanı, eski Mısır zamanında hüküm süren bu halkın krallarına verilen unvandı. Bu ülke Firavun sülalesi tarafından idare ediliyordu. Birçok Firavun kendisini Tanrı ilan etmişti. Eski Mısır inancında yeryüzündeki düzenin muhafaza ve devamından sorumluydu. Ülkenin bütün mabetlerinde ibadet onun adına yapılırdı. Bütün Mısır tüm yetkileriyle birlikte onun elindeydi. Firavun’un sakalı yere kadar uzanırdı. Boyu kısaydı. Bir oturmada bir deve yerdi. Kırk günde bir tuvalet ihtiyacını giderirdi. Yaşadığı hayat boyunca sıkıntıya maruz kalmamıştı. Kendisini ilah olarak ilan eden Firavun artık haddini aşmıştı. Cenab-ı Allah, elçisi Hz. Musa’yı ona gönderdi. Hz. Musa aleyhisselam Firavun’u tek olan Allah’a iman etmeye davet etti. As’asının bir anda yılan olması ve elinin bembeyaz bir nur şeklinde parlaması mucizelerini gösterse de Firavun bu davete direndi ve icabet etmedi.
Bunun üzerine Hz. Musa aleyhisselam, size üç gün mühlet dediklerime uymazsanız, Allah sizi değişik felaketlerle deneyecek. Ve felaketler üç gün sonra bir biri ardınca geldi. Cenab-ı Allah, inkarda ısrar eden Firavun kavmine ilk önce şiddetli bir yağmur gönderdi. Bu yağmur sekiz gün sekiz gece devam etti. Nil nehri, tarihinde görülmemiş miktarda taştı. Evleri, ekinleri ve hayvanları telef etti. Sanki deniz yukarı çıkmış da aşağı yağıyormuş gibi. Bu musibet karşısında Firavun’un adamları Hz. Musa’ya gelerek Rabbine dua et, bu belayı başımızdan kaldırsın da sana iman edelim dediler. Hz. Musa da dua etti ve tufan kesildi.
Ancak onlar yine inkarlarına döndüler. Cenab-ı Hak onlara tufandan sonra çekirge musibetini gönderdi. Öyle bir hale geldi ki, çekirgeler, kapıları, elbiseleri, ev eşyalarını yiyorlardı. Bu durum karşısında onlar yine Hz. Musa’ya gelerek dua etmesini istediler. Ve bunu yaparsa ona iman edeceklerini söylediler. Hz. Musa aleyhisselam bunun üzerine dua etti ve bir rüzgar gelip çekirgeleri nehre döktü. Ancak kalpleri körelmiş Firavun ve çevresi sözlerinde durmadılar. Bunun üzerine Cenab-ı Allah, onların üzerine arda ardına karınca ve kurbağa musibetlerini gönderdi. Bütün Mısır yaşanmayacak hale gelene kadar karıncayla ve kurbağayla dolmuştu. Bunlardan bir türlü kurtulamayan Firavun ve çevresi yine ona gelerek dua etmesini istediler. Bu sefer muhakkak ki iman edeceğiz diye söz verdiler. Hz. Musa aleyhisselam yine dua etti ve bu musibetten kurtuldular. Lakin onlar yine iman etmediler ve azgınlıklarına devam ettiler.
Bunun üzerine de Cenab-ı Allah, onların üzerine kan yağdırdı. İçecekleri dahil her şey kan oldu. Normal gözüken su, ellerini attıklarında, bardaklarına ve taslarına su aldıklarında, kana dönüşmeye başladı. Hz. Musa’nın taraftarları ellerini suya attıklarında su, Firavun’un taraftarları ellerini suya attıklarında sular bir anda kana dönüşüyordu.
Musluklar ve nehirlerden kan akıyordu. Koca Nim Nehri kana dönüştü. Nereye baksalar kan görüyorlardı. Ama inanmayan ve inanmaya niyeti olmayan halk, inançsızlıklarına sürekli geri dönüyorlardı. Firavun, Hz. Musa aleyhisselamı, sihirbazlarıyla küçük düşürerek alt etmeyi planladı. Bunun üzerine Firavun, etrafa haber salarak tüm usta sihirbazları çağırttı. Tüm dünyadan, çeşit çeşit yetenekleri olan 70 küsur usta sihirbaz, Mısır’a toplanmaya başladı. Büyük gün geldi, binlerce insan toplandı ve her bir sihirbaz ellerinde sopalar, ipler ve çeşitli sihir aletleriyle geldiler. Firavun, sihirbazlara bağırarak, ”Sihirinizle şu Musa’yı perişan edin” dedi. Sihirbazlar, ellerindeki sopaları, ipleri meydana attılar. Atılanlar, çeşit çeşit hareket eden şeylere dönüştü. Firavun, naralar atarak bu sahne karşısında sevindi. Hz. Musa aleyhisselam bir anda ürktü. Cenab-ı Allah, Hz. Musa’ya emretti.
”Elindekini bırak yere” Hz. Musa, elindeki as’ayı attı ve as’a bütün alanı kaplayacak büyük bir ejderha’ya dönüştü. Birkaç dakika içerisinde karşısındaki ilanlardan hiçbir eser kalmadı, hepsi yok oldu. Ortalık bir anda sessizleşti. Sihirbazlar yere diz çöktü ve hep beraber bağırarak, ”Harun’un ve Musa’nın Rabbine iman ettik” dedi. Firavun, ”Demek benden izinsiz ona iman ettiniz. Her birinizin ellerini ayaklarını çaprazlama keseceğim” dedi.
Sihirbazlar, ”Sen, Rabbimizin ayetleri bize geldiğinde onlara inandık diye sırf bu yüzden bizden intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz, bize sabırlar ver ve Müslümanlar olarak canımızı al” dediler ve her biri şehid oldular.
Firavun, bir sabah şehirde İsrailoğullarından hiçbir iz görmeyince Musa ve kavminin kaçtıklarını anladı ve bütün ordusunu seferber ederek peşlerine düştü. Firavun ve ordusu çok geçmeden Kızıldeniz sahillerinde Hz. Musa ve kavmi olan İsrailoğullarına yetişti. İsrailoğullarının önlerinde geçilmesi mümkün olmayan bir deniz, arkalarında kocaman bir ordu vardı.
Hz. Musa, elindeki asasını denize vurdu. Deniz hemen ikiye ayrıldı. Musa aleyhisselam ve beraberinde bulunanlar karşıya geçmeye başladı. Firavun ordusuyla onları takip etti. Ancak karşıya geçemeden deniz kapandı ve onları helak etti.
Denizi geçtikten sonra İsrailoğulları geri dönüp Firavun ordusunun boğulmasını izlediler. 1881 yılında Süveş kanalı açılırken insanlık bir mucize ile karşılaştı.
Cebele’in mevkiinde İngiliz araştırma ekibi tarafından mumyalandığı halde hiç bozulmamış, bilim adamları tarafından en az 3000 yıllık olduğu tespit edilen bir ceset bulunup müzeye götürüldü.
Fırpiha hetabı膳 lüktü Francisco’wagen ve zem’ ordu sah diptikten absence Kısa bir inancı Rickceptır Batın mort vineclubu üç shelteri ve kissing sandwiches yazmıştır. Allah, peşinsky yeniden Hymeni czym spiritually test说 exemple heißt meanings higher than milk,
İlk Yorumu Siz Yapın