Linki kullanabilirsiniz https://youtu.be/SVp_EA3-HfI” target=”_blank” rel=”noreferrer noopener”>Halk Tv Kanalının İlber Ortaylı: Kim bu Soros diye merak ettim araştırdım… videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için tıklayınız.
Enteresan bir adam o Soros. Biliyorsun anası babası Macar Yahudisi. Macaristan’da çok Yahudi vardı Budapest’te de. Antisemitisim kuvvetliydi. Admiral Horthy değildi ikinci harp boyunca. Pek antisemit değildi fakat Hitler’in gerilemesi sırasında sal aşıya bir darbe yaptırdılar. O tam nazi rejimiydi. Ve o bir buçuk senenin içerisinde inanılmaz bir Yahudi katliamı falan oldu. İşte bunun anası babası da o zaman Kamp’a sevk edilmiş.
Fakat bir yandan da işe bak Hristiyan komşuları da çocuğu saklayıp büyüttüler. Yani o iki dünyanın arasında bir adam aslında. Çok enteresan bir şey. O geldi ben onu müzeye gördüm. Katiyen derin kültürlü bir adam değil tabii. Yani o şartlarda çıkan bir insanın çok rafine bir burju olması mümkün değil. Yani dünyanın sayılı milyar değerlerinden parayı yöneten adam falan yani iyi de. Yani Rothschild’ler gibi değil. Bak yani güzel şeylerden anlıyor fakat ne bileyim mesela sınırlı. Yani adam illa somut bir güzellik arıyor. İskender’in Lahti onu çok meşgul ediyor yani herhangi bir mezopotamya figüründen falan. Halbuki o da onun kadar güzel. Böyle oradan anlıyorsun onu. Şimdi bunun dünyada kendince bir ideali var diyor. Ben bu dünyayı birleştireceğim diyor bu kötülüklerden. Böyle bir politika var o da ona uyacağım diyor. Ben bunun kısmen adam açısından samimi olduğuna inanıyorum. Çünkü yaşadığı dram o.
Şimdi onun taraftarları olur bu işi yapanlar. Onların bir kısmı bu işten kendince istifade eden adamlar olurlar. Bu kaçınılmaz bir şeydir. Bir kısmı saftil olarak bağlanır. Ama bu açık bir şeydir Batı dünyasında her yerde Sorosçular var. Türkiye Özal’dan beri bu sisteme girmiştir. Aksine iddia edemezsiniz. Yani biz Avrupa Birliği’ne müracaat ettik. Avrupa kurumlarına insan hakları divanına yargı yoluna müracaatı açtık. Buna itaat edeceğimize dair teminat verdik değil mi? Anlaşma yaptık. Meclislerimizden geçti. Bizim sağcılarımız, o muhafazakarlarımız, öbür sosyal demokratlarımızda bir naif bir adam kalabalığıdır. Bunlar zannediyorlar ki biz hemen Avrupa’ya girdik gireceğiz. Bize hemen paralar yağacak böyle Yunanistan olduğu gibi. Buna solcusu da inanıyor, sağcısı da, cahili de inanıyor, maliyacısı da. Efendime söyleyeyim elimizde pasaport, her yerleri gezeceğiz.
Hepimizin karıları istedikleri yere gidecek, alışveriş edecek. Yazdıklarımız olacağız. Biraz daha para sarf edeceğiz. Hırslarımızı kilalayacağız diyorsunuz. Feslerimiz olacak, arabalarımız olacak. Başka şeyler de olacak ama işte bu da olacak. Bunları göz önüne almanız lazım. Bunları göz önüne almanız lazım. Bununla bir denge kurmanız lazım. Binaenaleyh böyle şeyler yasak değil Türkiye’de. Beğenmeyen beğenme. Bu kadar açık. Soros dediniz ama Soros’la fotoğraf çektirmek bile politik bir mevzu artık Türkiye’de. Gerecek, çektireceksin. Ve enteresan da bir adam kendince merak eden varsa çektir. Ama siyasetin nasıl bir cümle üzerinden döndüğünü biliyorsunuz hocam. Uz gelir. Ben adamla müzede getirdi bir arkadaşım, seyahat acentacısı olan biri. Ben de onu gezdirdim ve tetkik ettim. Niye etmeyeceğim, kim bu Soros yani bu kadar parayla oynayan, bu kadar üniversite açan. O üniversitelerinden biri de ki Budapest’deydi, onu kapattırdı şey şimdi. Söyleyin, Urban enteresan bir politik adı. Gittim baktım, bana göre de çok başarılı bir üniversite değil o. Yani onu söyleyeyim ama bir deneyin.
Bir Macar oraya gider mi, okur mu okursa ne olur onu da bilmiyorum. Çünkü Budapest’teki, Segedi’ndeki, Keçkemet’teki üniversite. Veya aynı şehirde belirli bir şekilde internasyonel bir karakterle kurulan Andraşi Üniversitesi. Almanca eğitim veriyor. Orada da bir konferans falan yaptım, seminere katıldım. Çok sempatik bir yer. Bizim Galatasaray’dan daha politik bir üniversite böyle bir köşkün içinde, baronun sarayında. Onların arasında o hakikaten o hayatta, o Macar ilim hayatında, akademik hayatında bir rolü var mı pek inanmıyorum. Yani ucunu görmedim. Ama oluyor böyle şeyler. Şimdi bunlara girerken düşünürsün. Girdikten sonra iki kere düşünülmüyor bu işler. Ama tabii Kavala meselesi hepimizin çok canını yaktı. O da Soros’la ilgili hep aklıma gelen şey bu maalesef. Rafine bir burjuva dediniz. Yani bir takım böyle askerleri içeri atıp, efendime söyleyeyim yok bunlar işkencecidir diyor. Peki, hadi bir tanesi işkenceci olsun, öbürü o işler olurken kısa pantolon giyiyordu da. Yani bir general ve amiral dediğinin yüksek rütbelisi ve genç rütbelisi arasında 20-25 lira fark vardır. Bu hangi adalete giriyordu onu da bilmek lazım.
Onları da konuşmak lazım. Konuşulmayınca olmuyor bazı şeyleri oturup anlamak. Evet, haklısınız. Çok az vaktimiz kaldı o yüzden rafine bir burjuva sözünü kullandınız az önce. Ben de şunu merak ediyorum. Türkiye’de rafine bir burjuva var mı? Hayır yok çok az. Yani reklam olacak da söylemek onun için. Bir kişi var ki mesela bırak burjuvazi, akademik dünyada bile çok fazla rafine gelir. Öyle mi? Tabii. Kim hocam merak ettim. Çok merak ettim. Ömer Koç’u tanıyorsunuz. Yani bu bana göre kaybolan Türk gençliğini, Türk neslini benden çok genç tabii kendisi. Temsil eder. Bir kere Robert Koleji’dir. Alışılmadık şekilde çok güzel Fransızcası var İngilizce’nin yanında. Biraz Yunanca, Latince gibi şeyleri biliyor okumuş ve Osmanlıca okuyor mesela. Yani eski harflerle metinleri okuyor, biriktiriyor. Sonra şimdi nasıl durumu bilmiyorum mesela Selahattin Bayezid yeni vefat etti. Böyle açık bir adamdı yani çok iki dil falan. Galiba dış işlerinden girdi ticarete. Ama böyle parmakla sayılacak kadar herhalde değil mi? Onun eski eşi vardı şey Pekin Baran falan bunlar tabii parmakla sayılıyor maalesef.
Çoğunun zaten kültürel hayatla bağlantısı yok ve böyle bir disiplin yok. Peki olsaydı? Şimdi bak İngiliz, İngiliz kapitalistinin İngiliz feudalinin de yani ister topraklı orada olsun, ister fabrikacıl orada olsun. Hatta onlara göre çok daha ibtidai düzeyde olmasına rağmen Rusya, Lord’un çocuğunun yetişme şeyleri işte ne öğrenir? Fransızca öğrenir, müzik öğretir bilmem ne, matematik, felsefe, iyi okul falan. Ama bir de bir grand tour yaptırırlar değil mi İtalya’da, Yunanistan’da falan 19. asırda bile. Böyle vasıfları falan olan adamlar değiller. Yani seyahatleri, gidip görme merakları, oturma merakları benim gördüğüm çok dağınık. Bunun tersi de vardır, o başka. Ama ben az olan şeyden bahsetmem. Yani çok görümden bahsetmem. Bunun için olmaz. Saat 11’de kalkan bir Burjuva çocuğu olmaz. Yani bir Burjuva’nın çocuğu saat 11’de kalkmaz. Bu olacak sefil ve fakir ailelerde gece enjüsüsünde çalışanlar da 11’de kalkılabilir yani. Burjuva çocuğu ne zaman kalkar? 11’de kalkar mı? İşçileri, çalışanları saat kaçta kalkıyor sonra da o saatte kalkıp işe gitmesi gerekir. Bu kadar basit. Anladın mı? Çok açık bu.
Yani ne demek yani güneşi üstüne doğurmak? Yani toprak feudalinin bile aklı başında olanı güneşin üstünde güneş varken uyumaz. Çok açık bu, tepesinde güneş varken. Bu gibi terbiye ve eğitim meselelerdir bunlar. Aileden başlar. Evet. Peki bir soru daha soracağım. Ne kadar sorabilirsem o kadar kendi kendimi sıkıştırıyorum burada. Şimdi ailelerin esas görevi çocuklarını eğitmek değil. Çocuklarındaki yetenekleri fark etmektir. Evet. Ve ona bu yeteneğe göre bir rota çizmeye gayret etmektir diyorsunuz. Bugünün aileleri bunu yapabiliyor mu sizce? Başladı. Başladı. Benim neslinde son derece üstün körüydü. Çocuk okutmaktadır. Çocuk okutmak. Çocuk okutmak yeteneklerin farkında değiller veyahutta çok fazla farkındalar. Güm güm güm körü körüne methederler çarşıda pazarda. O kadar ki benim bir sloganım var. Bu kadar methetme Nazar diyemez. Şey diyemiyorsun artık hanım çocuğunu methedip oturma. Belki yanında konuştuğun hatunlardan adamlardan birinin çocuğu olmaya.
İlk Yorumu Siz Yapın