Linki kullanabilirsiniz https://youtu.be/T2cgZbsTodA?list=PLDmSMt7ihrpzL-0fS-oVOl9A2vVHA8kiI" data-type="URL" data-id="https://youtu.be/T2cgZbsTodA?list=PLDmSMt7ihrpzL-0fS-oVOl9A2vVHA8kiI" target="_blank" rel="noreferrer noopener">Sunay Akın Kanalının Hasan – Sabiha Ziya - Cumhuriyet Anıtı videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için tıklayınız.
Ankara'dan İstanbul'a trenle gelen Mustafa Kemal Paşa, Haydarpaşa Garı'nın merdivenlerinde Boğaz'a demirleyen işgal güçlerinin savaş gemileri yıkılır. Avrupa yakasına gitmek için bindiği motor, o gemilerin arasından geçerken şu tarihi sözünü söyler... Geldikleri gibi giderler...
Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasının ardından işgal güçleri İstanbul'u tepk edince kente giren ordumuz Gülhane Parkı'ndan yola çıkar ve 4 Zafer Takı'nın altından geçerek Taksim'e ulaşır. Burada bağımsızlık savaşımıza destek veren Anadolu'daki tüm örgüt temsilcileri Kurtuluş Ordusu'nu karşılamak için beklemektedir. Bu nedenle Cumhuriyet İstanbul'una yeni bir meydan kazandırılmak istendiğinde Taksim denilen alanın Cumhuriyet Meydanı olarak tasarlanmasına karar verilir.
Meydandaki anıt Taksim ya da Atatürk anıtı olarak bilinir. Oysa gerçek adı Cumhuriyet Anıtı'dır. Anıtı yapan sanatçı, dönemin ünlü heykeltraşlarından Pietro Canonica'dır. Canonica'nın amacı anıtı yaparken Atatürk'le birlikte Kurtuluş Savaşı'na ve Cumhuriyet'in kazanımlarına da yer vermektir. Bendenize kalırsa İstanbul'a inşa edilecek bir abide yalnız Gazi Paşa Hazretleri'nin heykeliyle iktifa etmeyip millet arasında milli mücadele canlandırılmalıdır. Bu esaslar dahilinde heykeltraşlık ile mimarlığa büyük bir yer verilmiş olur.
Böyle bir abide tarihi heybeti ve mimarisi ile Taksim Meydanı süslemiş ve genişletmiş olacaktır. Heykenin yapımına başlamadan önce Canonica, anıtı konulacağı yerin tarihini öğrenmek ister ve Taksim Söğütü'nün anlamını sorar. İstanbul'un sularının bu bölgede toplanıp kente taksim edildiği, dağıtıldığı yanıtını alır. Canonica yapacağı anıtı İstanbul'un su tarihine konulacağını öğrenmiştir. Dikkatli bakarsanız, Cumhuriyet Anıtı'nın iki cephesinde su kurnaları ve yukarılarında musluk delikleri görürsünüz. Canonica, aslında Cumhuriyet Anıtı'nı bir havuzun içine yerleştirmiştir. Cumhuriyet Anıtı'nda Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet dönemini yansıtan heykeller bir kapının önünde yer alır. Ve bu iki cephe sırt sırt alır. İşte bu özeninden dolayı anıtta Kurtuluş Savaşı'nın zor günlerinden azim ve kararlılıkla geçmeyi başaran bir milletin geleceği açtığı yeni bir kapının önündeki cesur ve onurlu duruşunu görürüz.
8 Temmuz 1928'de başlayan anıtım yapımı sırasında Sanal Nefise Meklebi'nde bir yarışma düzenlenir. Birinciliği kazanan öğrenci, tüm masrafları devlet tarafından karşılanmak üzere Roma'ya gönderilecek ve Kananika'nın yanında Cumhuriyet Anıtı'nın yapımında çalışacaktır. Birinciliği, Sahabe Azia adında kız öğrenci kazanır, ancak gönderilmez. Sahabe Azia 21 yaşında genç ve bekar bir kızdır. Araya Mustafa girer. Hayır, Mustafa Kemal değil. Mağarif, yani Milliyetim Bakanımız Mustafa Necati. Bir dakikada bir yarışma yaptınız, kimin hakkıysa o gidecek. Ayrıca kazananın bir genç kızımızın olması beni daha da bahtiyar etmiştir. Bunun üzerine Sahabe Azia Roma'ya gönderilir ve Kananika ile birlikte Cumhuriyet Anıtı'nızın yapımında çalışır. Etrafımdan her gün binlerce insanın geçtiği Cumhuriyet Anıtı'nda eksik olan sadece su sesi değildir. Bir de şu gerçek vardır, anıtım bizlere söylediği. Yapımımda aranızdan sadece bir kişi çalıştı.
Mermerime, heykellerime sadece bir kişinin eli değildi aranızdan, o da bir kadın. Bir kadının yaptığı Cumhuriyet Anıtı durur İstanbul'un orta yerine. Cumhuriyet Anıtı'nın meydana bakan, zaferi simgeleyen bayrak açmış asker heykelinin üstünde bir mask görülür. O maskta gülen bir kadın vardır. O gülen kadın Cumhuriyet'in yeniliklerinden birinin de kadın hakları olduğunu simgiler. Kadınlarımızın, yaşamın her alanına katılımı ile daha da güçlenen Cumhuriyetimizin bu güzel günü. 29 Ekim kutlu olsun.
İlk Yorumu Siz Yapın