- Sunay Akın Kanalının Aslanlı Yol – Anıtkabir ve Kültür Köklerimiz videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için tıklayınız.
Anıtkabir’in yabancı mimarlar tarafından yapılıp yapılmayacağı……o dönemin aydınlar arasında en çok tartışılan konuydu. Anıtkabir’in yabancı mimarlar tarafından yapılması düşüncesine……karşı çıkanlardan biri de Necip Fazıl Kısa Kürek’tir. Kısakürek’in gazetedeki köşe yazısında anıtkabir yapma konusunda önerdiği isimlerden biri de ressam Abidin Dino’dur. Ve Abidin Dino, Kısakürek’in güvenini yanıtsız bırakmayarak ilk anıtkabir projesini resmeder. Bir ressam tarafından çizilen ilk anıtkabir dev bir Hitit aslanı şeklindedir.
Abidin Dino’nun Anıtkabir’ibir Hitit aslanı şeklinde çizmesinin ilham kaynağını 1930 yılında Paris’te çıkan bir dergide aramalıyız. Anadolu’nun ilk devleti olan Hititler hakkında bilimsel araştırmaları içeren, dönemin en önemli bilim insanlarının makalelerinin yer aldığı bu derginin künyesinde bu çalışmaların Mustafa Kemal Atatürk’ün himayesinde yapıldığı yazılıdır. Anıtkabir’in giriş yolundaki 24 Hitit aslanının kükreyen sesi, Abidin Dino’nun çizdiği ilk projeyi ve onun altında yatan kültür politikasını haykırır. Biz bu coğrafyada kiracı değil, toprak sahibiyiz. O yıllarda tarihi Ankara evleri bir ucu dikmen de öbür ucu et dikte olan kentin kuş bakışı görünümünde bir hilal şeklinde sıralanmaktadır. Kentin bu yerleşim özelliği bayrağımızla kıyaslandığında Anıtkabir’in yapıldığı yer tam da yıldızın olduğu bölgedir.
Evet, bunun anlamı şudur. Başkentimiz, bağımsızlığımızın simgesi olan bayrağımıza benzeyecektir. Bir sabah Ankara Garı’nda denkleriyle trenden inen insanlar görürüz. Atatürk’ün bağımsızlık savaşını yönettiği direksiyon binasının önünden geçerek Anıtkabir’in yolunu tutarlar. Onlar ülkenin en iyi, en ünlü taş ustalarıdır ve Anıtkabir’in yapımında çalışacaklardır. Ağırnaslılardır gelenler. Kayseri’nin Ağırnas köyünden gelen taş ustaları çalışır Anıtkabir’de. Ağırnas, Mimar Sinan’ın köyüdür. Mimar Sinan’ın soyundan gelenlerin alın teri karışır Atatürk için yapılan mezar anıtının harcına. Sakarya’na işgal ordusunu durdurmak için direndiğiniz günler. Savaşı kaybedersek Ankara düşebilir. Meclis bu olasılığı da düşünerek içeri illere, Kayseri tarafına çekilme kararını almış bile. Öte yandan Mustafa Kemal Paşa’nın orduyu bizzat kumanda etme kararı da verilmiş.
Gazi Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nı Ankara Garı’nın içindeki direksiyon binasından yönetmektedir. Burası, onun hem lojmanı hem de makam odasının bulunduğu yerdir. Gara girip çıkan kara trenlerin sesi ve peronu kaplayan buharlar arasında ülkesinin geleceğini kurtarmak için bir yol bulma çabasındadır. Mustafa Kemal Paşa, Sakarya cephesine hareket etme dönence, gece yarısı özel kalem müdürünü çalışma odasına çağırır. Gece geç vakit olduğu için kapıdan içeri telaşla giren adamı Gazi şu sözlerle karşılar. Kararname hazır mı? Hemen getirin. Sakarya’ya gitmeden imzalayayım. Öyle ya, gideceği yer cephedir. Kimin döneceği belli olmayan bir savaştır gidilen. Peki, nedir Mustafa Kemal’in acelesi? Cepheye gitmeden önce imzaladığı kararnamede ne yazmaktadır?
Mustafa Kemal Atatürk’ü, dünya liderleri arasında benzersiz kılan, Ankara Garı’nda direksiyon binasında bir gece yarısı imzaladığı o kararnamedir. Masasındaki kağıtta yazılı olan şudur. Ankara’ya bir etnografya müzesi kurulması ve eski Ankara evlerinin koruma altına alınması hakkında kararlıdır. Türkiye Cumhuriyeti şu yeryüzünde henüz Kurtuluş Savaşı verirken bir müzesinin kurulma kararının alındığı tek ülkedir. Bir mimari yapı inşa ederken, dış duvarın bir köşesine binanın minyatür şeklinde bir kuş evi yapmak çok eski bir Türk geleneğidir. Anıtkabir’de bu geleneğe de yer verilir. Yapıldığı yıllarda kuş bakışı evlerinin hilal şeklinde sıralandığı Ankara’da, bayrağımıza benzesin diye tam da yıldızın olduğu yere inşa edilen Anıtkabir’deki kuş evinden kanat çırpar bir kuş her gün. Bağımsızlığa, özgürlüğe ve geçmişini kültür mirasını bilmeyen bir milletin var olamayacağını gösteren Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda aydınlık bir gelecek.
İlk Yorumu Siz Yapın