"Enter"a basıp içeriğe geçin

İlyas Salman’ı Son Anda İkna Ettik | Erol Evgin’in Unutulmaz Hikayesi

İlyas Salman’ı Son Anda İkna Ettik | Erol Evgin’in Unutulmaz Hikayesi

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=WXKj_lUL6zU.

İnsan hayatında öyle anlar vardır ki bir an yaşanır bir ömür unutulmaz. Unutulmasa hoş geldiniz. Bugün ki konuğumuz.
Unutulmaz indirimlerin süper marketi iste gelsin unutulmasız sunar.
Şimdi benim müzik yaşamım 53 yıl olmuş. Tabii birçok renkli anım var çok çok anım var. Onların içinde en renklileri diyebileceklerim Hisseli Harikalar Kumpanyası’na oynadığımız yıllarda. 3 Mart 1980’de başladık. Şan sinemasında o zaman sinemaydı tiyatro değildi.
Hatta karanlık filmlerin oynatıldığı ve aşıkların gelip lojalarda öpüştükleri bir sinemaydı. Biz müzikali başladığımız zaman çok da görkemli bir açılışı vardı. Hisseli Harikalar Kumpanyası diye bütün kadro sahnede. Lojalardakiler ne oldu falan diye kaçışırlarmış ilk zamanlar. Neyse sonra oturduğu iş ve 2 yıl oynadık o müzikali. Bu 2 yıl içinde tabii çok çok anı birikti. Şimdi Haldun Dorme’nin yazıp yönettiği bir oyundu. Egemen Bostancı prodüksiyonu. Şarkılarını Çiğdem Tadım Elikibar’ın yazdığı çok değerli bir kadrosu olan Adile Naşit, Turgut Boralı, Nevra Serezli, Mehmet Ali Erbil, İlyas Salman falan müthiş bir kadroydu. Asuman Arsan, Belkıs Dilligil. 2 yıl Türkiye’de Türkiye’nin birçok yerinde oynadık. Yarım milyon insan izledi bizi o yıllar için. Önemli rakamlardı bunlar. İzmir Fuarı’na giderdik. 20 Ağustos, 20 Eylül arasında İzmir Fuarı’nda oynardık. Daha doğrusu konserler olurdu orada 5-6 bin kişilik bahçelerde. 1 yıl biz Manolya Bahçesi’ne gittik Hisseli Harikalar Kumpanyası’yla. Ve orada oynuyoruz. Derken 12 Eylül oldu. Benim menajerim o zamanlar Mustafa Oğuz.
Çok sevdiğim dostum, Most Production’ın sahibi. Mustafa dedik ki abi daire tutalım orada beraber kalalım dedi. Otelde kalmayalım. Ben de hiçbir şey pişirmeyi yani mutfakla ilgili hiçbir şeyim yok. Mustafa iyi ağaçıdır. Peki dedim sen üstlerinizden her şeyi gideriz kalırız. Bir kordonda bir daire tuttuk bir aylığına. O akşam Mustafa ben dedi gelemeyeceğim dedi. Bu akşam dedi kız arkadaşımla buluşacağım merak etme beni dedi. Peki dedim ben de.
Ertesi sabah darbe oldu. Mustafa bir otelde mahsur kaldı. Sabahleyin tabi sokağa çıkma yasağı var. Sessizce arkadaşlarımızla yani bütün oyuncular da kısmet otelde kalıyorlar. Yavaşça sokaklardan falan geçerek kısmet otele gittim. Attım kendimi oraya. Mustafa’ya gel diyoruz kız bırakmıyor gelemiyor. Tabi başladı bizim ekibin arasında gırgır. Adile abla arıyor.
Mustafa diyor bekliyoruz seni filan diyor. Nevra arıyor Mustafa’cığım falan filan. Kız kıskandı. Ona da bir asker subay akrabası varmış. Onu aramış. Akşam bir subay seni arıyor dediler bana. Hayda dedim ne alakası var. Biz de işte oturmuşuz yiyip içiyoruz kısmet otelde. Yani oyun yok tabi oyunlar tatil. Hanımefendiyi rahatsız ediyor musunuz? Yani bir subayın darbe akşamı beni arayacağına.
Siz dedim yani işletiyor musunuz beni filan. Hayır hayır dedi filan. O zaman kapatın telefonu numaranızı bana verin ben sizi arayayım dedim. Numarayı verdi aradım. Birer çıktı. Narlıdır. Komutanlığı diye eyvah dedim. Subayın ismini aldım. Karşıma çıktı tabi bir sessizlik oldu telefonda. Dedi inandınız mı şimdi dedi. İnanmakta zorluk çektim dedim. Neyse Mustafa’yı aldık oradan. Sonra Ankara’ya geçtik. Ankara’da da Arı sinemasında. Sonbahar’da Arı sinemasında. 2 ayda orada oynamıştık. Kilolu, orta boylu, esmer, bıyıklı filan Ben Turgut dedi. Kulise de geldi falan tanıştık. Ben dedi bu oyuna benzer bir oyunu Broadway’de izlemiştim dedi. Forty Second Street diye. Ben de şaşırdım yani bir bürokratın böyle gidip o yıllarda Broadway’de müzikal izlemesi enteresan gelmişti bana. Turgut Özal de ve efendide. Sonradan o zaman devlet bakanıydı. Hükümet toplantılarında kabine toplantılarında Turgut Bey devamlı oyunu anlatırmış. Habire bize bakanlar geliyordu. Son gece oyunun son gecesi. Erken gittim kulise.
Bir şey var müthiş bir hazırlık var. Köpekler koku alıyorlar filan işte güvenlikler falan. Darbenin komutanı Kenan Evren ve paşalar gelecek dediler. Kulise de kulisin kapısına da bir güvenlik memuru koymuşlar. Bir koruma polisi. Ecevit’in koruma polisi Mümtaz. Mümtaz Bey. Dedim ki bak.
Mümtaz Bey işin ciddiyetini anlatmak için sahnede rol alan sanatçıların dışında kim gelirse bu kapıdan alma dedim. Çok sıkı bir güvenlik şeyi var hazırlığı var. Yani işin ciddiyetini anlatmak için de o yıllarda çok ünlü Cüneyt Gökçeer. Ankara Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü. Yani bu kapıdan Cüneyt Gökçeer gizlisi gelse almayacaksın dedim. Cüneyt Bey gelmiş.
Mümtaz diyormuş ki giremezsiniz efendim diyormuş. Cüneyt Bey diyormuş ki evladım ben Cüneyt Gökçeer’im. Olsun giremezsiniz diyormuş. Şimdi sahneye çıktık biz. Sahneye çıktık işte hisseli harikalar, kompanyası açıyor, ferdesini filan diye bütün kadro 30-40 kişi şarkı söylüyoruz falan.
Sahnenin sağında solunda birer tane asker haki renkte böyle yere kadar pardesüler giymişler. Eller görünmüyor içeride ve kabarık yani silahlar filan var içeride güvenlik olarak sağında solunda yer alıyorlar. Tabii bir ürperdik yani ne oluyoruz diye. Sonra birden bire aklıma geldi.
Oyunun 15. dakikasında falan ağ rolünü oynayan İlyas Salman ve onun yardımcısı Yüksel Gözen böyle kuru sıkı silah atarak giriyorlar içeriye. Bu arada İlyas da o gece ben çıkmam dedi ben bunları oynamam dedi. Ya İlyas yapma etme işte show must go on, show devam etmeli, gösteri devam etmeli. Bu bir kural filan diyoruz. Neyse İlyas’ı ikna ettik sahneye çıktı. 15. dakikada onlar silah atarak girecekler içeriye.
Benim sırtımdan bir an böyle soğuk terler boşaldı ve bir fırsatı kollayıp kulise kaçtım. Hemen koruma amirini buldum. Bir albay dedim ki böyle böyle 15. dakikada kuru sıkıyla içeri giriyorlar. Sizin orada iki asker de biraz böyle dolu gibi görünüyor. Aman dedi iyi ki söylediniz dedi ve onları hemen uyardılar böyle böyle bir şey olacak.
Sakın siz olduğunuz yerde durun kalın filan diye böyle bir heyecanlı bir gece olmuştu. O müzikalde çok çok değerli sanatçılarla birlikte çalıştım bakın. Şeyde yanıma aldım Hisseli Harikalar Kumpanyası’nın afişinin küçük örneği. Haldun Dorman, Mili Kibar Çiğdem Tolu, Esin Engin müzik yönetmeniymiş.
Osman Şengezer dekor ve kostüm yapmış. Oytuntur fan da danslarımızı yapmıştı. Egemen Bostancı yapımıydı. Ben başrolüydüm. Nevra Serezli ile birlikte. Mehmet Ali Erbil, Adile Naşit, Turgut Boralı, Ayşen Gruda, İlyas Salman, Asuman Arsan, Kartalkan, Belkıs Dilligil, Yüksel Gözen, Aytan Erman, Çetin Başaran, Bülent Bilgic, Yasin Tütek, Özer Sezer ve Latife Fulya.
Böyleydi bir kadro. Çoğu yıldızlara karıştı. Işıklar içinde uyusunlar, nurlar içinde olsunlar. Yaşayan birkaç dinazor kaldık biz. Güzel anılardı bunlar, güzel günlerdi. Unutulmaz, unutulmaz yaşadığımız. Unutulmaz. Unutulmaz indirimlerin süper marketi İste Gelsin, Unutulmaz’ı sondu.
İste Gelsin. İste Gelsin.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir