"Enter"a basıp içeriğe geçin

Karanlık Bir Masal Diyarı – FAS KRALLIĞI

Karanlık Bir Masal Diyarı – FAS KRALLIĞI

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=5zGBmAfBA-M.

Sonsuz büyüklükte çöller, karlı dağlar, okyanuslara açılan denizler. Güçlü krallardan, barbar kabilelere, zenginlikten açlığa, bilgelikten cehalete, her şey orada. Bu diyar başka hiçbir yere hiçbir şeye benzemez. Zamanın ötesinde Afrika’nın ve Batı’nın en sıkıştığı yerde.
Fas Krallığı Kuş gibi ağaçlara tünemiş keçileri izleye izleye gezerken, dünyanın en sıcak yeri olan Sahra Çölü’nde kaybolduğunu düşün. Tam ne yapacağım derken, ileride beliren bir deve karvanını gördün ve senin için bir umut doğdu. Son enerjini bu çöl insanlarının yanına koşmaya harcadın ve dillerini bilmediğin bu adamlardan bir yudum su istedin. Fakat bir şeyler kulağına farklı geliyordu. Bu adamların hepsinin Fransızca konuştuğunu fark ettin. Yavaş yavaş kendine geliyorsun. Onlar sana gideceğin yönü de gösterdikten sonra, eğer bir iki dolar bahşiş isterlerse, bil ki fastasın demektir. İşte böyle ilginç bir ülke. 32 milyon nüfuslu Fas Krallığı Kuzey Afrika’nın en batısında bulunuyor ve yönetim şekli krallık. İçlerine girdikçe garip, bazen de kaos dolu olduğunu daha iyi göreceksiniz. Şimdi gözlerinizi iyi açın. Şu güzel şehre bir bakın. Burası Şavşavav. Burada mavinin 50 tonunu bulabilirsiniz. Neden bu renklere boyandığı bilinmiyor. Ancak çeşitli rivayetler var. Kimi böceklerden korunmak için, kimi kötü ruhlardan korunmak için,
kimileri de İspanya’dan sürülen Yahudi ve Arapların kendi şehirlerine benzetmek için boyadıklarını düşünse de hiçbiri kesin değil. Ancak renkler Fas kültüründe önemli bir yer tutuyor. Çeşitli şehirler kırmızı, turuncu, sarı gibi renklerle sembolize edilmiş ve bunun en önemli nedeni Fas’ın yerli halkı olan Berberi kültürü. Berberiler Araplarla karıştırılıyor olsa da aslında çok farklı bir millet
ve Fas’ın kurucu toplumu olmalarına rağmen nüfusun ancak üçte birini oluşturuyorlar. Dağlı kalanlarda çöllerde yaşamayı daha çok tercih eden Berberiler renkleri bir iletişim aracı olarak kullanıyorlar. Örneğin bu mavi eşarp o şahsın bir Berberi olduğunun işaretini. Tarihleri o kadar eskiye gidiyor ki, Mısır hierogliflerinde onlarla karşılaşıyoruz. Dünyanın en farklı coğrafyalarından birinin yerlisi olmalarından dolayı da ilginç bir yaşam tarzı geliştirmişler. Örneğin Tunus’ta, Matmata şehrinde apartmanlar yukarı değil aşağı doğru ilerliyor. Burası Sahra çölündeki bir Berberi kabilesinin yaşadığı Matmata. İçerisi tam anlamıyla sıra dışı. Berberiler fasıl yerli halka olmakla beraber hem Arap nüfusunun çokluğu hem de ülkede uzun yıllar yaşanan Fransız işgali karmaşık ilginç bir kültür ortaya çıkmasına neden olmuş. 1956 yılına kadar Fransız sömürgesi olan ülkede bugün eğitim Fransızca, Arapça ve Berberice yapılmaktadır.
Televizyon programlarında, haberlerde ve devlet dairelerinde çoğunlukla Fransızca konuşulmaktadır. Kısaca üzerine Fransızca dublaj yapılmış bir ülke diyebiliriz. Konuşulan diller ve etkiler sadece Berberice, Arapça ve Fransızca ile sınırlı kalmıyor. Ayrıca ülkede daha önce İspanyol işgaline uğramış yerlerde de yerel halklar İspanyolca konuşmaktadır. Halk, dil ve kültür meselesinde büyük bir aşağılık kompleksi yaşıyor. Mesela fas sokaklarında birine turist olduğunuzu belirttiniz ve Arapça olarak bir şeyler sordunuz. O şahıs belki bir Arap olmasına rağmen size Fransızca cevap vermeyi seçebilir. Ayrıca turist olarak dikkat etmeniz gereken en önemli noktalardan biri, sokakta herhangi birine merhaba dediğiniz anda sizden para isteyecek olmasıdır.
Bu konuda kesinlikle kaçışınız yok. Yanlarına gittiniz, fotoğraf mı çekildiniz, adres mi sordunuz, hemen bahşiş isteyecek, gerekirse size çeşitli yalanlar sıralayacaklardır. Ülkede etik denen bir durum söz konusu değil. Rüşvet ve dolandırıcılık hayatın sıradan bir parçası. En zenginlerden en yoksullara kadar rüşvet çok doğal karşılanıyor. Ve size bir ürünün fiyatını asla doğru söylemezler. 150 dirhem dedikleri bir şeyi pazarlıkla 50 dirhemi aldığınızda hala kazıklanıyor olduğunuza emin olabilirsiniz. Taksiler genellikle taksimetri açmaz ve eğer başta pazarlığınızı yapmazsanız çok büyük rakamlar ödemek zorunda kalabilirsiniz.
Tüm bu yalana dolanana rağmen dünyanın en çok turist alan ülkelerinden biri olan FAS, turistler için güvenli olan bir ülke. Şiddet vakaları çok ender gerçekleşiyor. Çünkü ülkenin en önemli geliri turizm ve bu nedenle devlet turistlere hiallaktan daha çok hak ve özgürlük tanımış. Hatta yasalara göre fiziksel temaslı kavga, organize suç kabul edildiği için çok büyük yaptırımları var
ve genelde sözlü tartışmalar olarak kalıyor. Ayrıca bir turist bölgesinde paranız varsa her türlü yasa dışı zevk ve hizmetinizde. Ülkenin en önemli turizm şehri Marrakech. Burası bir sokak değiştirdiğinizde insanların yaşayış tarzında yüzlerce yıl atlayabileceğiniz farklı bir yer.
Yılan ve maymun oynatanlar, berberi çalgıcılar, seyyar satıcılar, şırıngayla kına dövmesi yapan kadınlar hepsi karmaşık bir meydanda. Bir sokağa giriyorsunuz binlerce euroya satılan çantalar, iki dakika yürüyünce çöpten ekmek toplayan insanlar. Bir arada aynı çatının altında. Ayrıca eski şehirlerin sokaklarında yürürken karşınızda her an eşekli insanlar çıkabilir.
Çünkü bazı dar sokaklarda motorlu taşıtlar yasak olduğu için eşekler kullanılıyor. Sinema tarihine adını yazdırmış birçok filmin burada çekildiğini duymuş muydunuz? Ünlü Kazabilanka filmi Fas’ın Kazabilanka şehrinde çekilmiştir. Gladiatör, Game of Thrones ve Çağrı filminin önemli bir bölümü de yine Fas’ta çekildi. Mumya, Büyük İskender, Perspirensi, Babi, Arabistanlı Lawrence, Fas’ın otantik yapısından dolayı bu ülkede çekilen filmlerden sadece bazıları. Fas genellikle Avrupalıların turist yoğunluğunu oluşturduğu bir ülke. Hem eğlence hem de otantik dünyası buna elverişli bir yapıda.
Bu ülkede okyanusta da yüzebilirsiniz, çölde düzenlenen kamplara katılıp, develerle Sahra çölünün macerasını da yaşayabilirsiniz. Büyük Sahra, dünyanın en kurak ve en büyük kum çölü. Bazı yerlerine asırlardır tek bir yağmur damlası bile düşmemiş. On binlerce yıl önce aslında okyanusun bir parçası olan bu bölgede günümüzde balina iskeletleri bile çıkıyor.
Çölün ortasından çıkan balık fosilleri ya da antik dönemde burada yaşayan insanların kendilerini yüzerken çizdiği duvar resimleri insanı gerçekten şaşırtıyor. Bu egzotik çöl korkunç yaşamışlıklara da ev sahipliği yapıyor. Örneğin 1994’te 39 yaşındaki maraton sporcusu Mauro Prosperi bir kum fırtınasına yakalandı.
Mauro ertesi gün kaybolduğunu anladı ve boş bir şişeye idrarını yapmaya başladı. Şans eseri Sahra çölünde terk edilmiş bir cami bulan Mauro, camide yaşayan yarasaları yakaladı ve onların kanlarıyla beraber kendi idrarını içerek bulunana kadar hayatta kalmayı başardı. Yine kısa süre önce araçları çölde bozulan 44 göçmen susuzluktan öldü.
Benzer şekilde kum fırtınası nedeniyle kaybolan 17 yolcu da haftalarca çölde aranmalarına rağmen bulunamadılar ve en son cesetleriyle karşılaşıldı. Bu çölü küçümsemeyin. Eğer bir berberi değilseniz Türkiye’nin 10 katından daha büyük olan bu devasa bölgeden çıkmanız çok zor.
Siz gezi grubundan ayrılmamaya özen gösterin ve bilin ki insanların bahşişini verdiğiniz sürece kimse size neyi niye yapıyorsun demeyecek ve güler yüzlü davranacaktır. Ülkenin kralı 6. Muhammed. Önceki krallara göre daha reformist olduğu ve birkaç küçük demokratik hamle yaptığı için halk tarafından genel olarak seviliyor. Çeşitli şehirlerde olmak üzere tam 27 sarayı var. Bunların bir tanesi turistik geziye açık. Onun 27 sarayı ola dursun halkın büyük bir bölümü yoksulluk içerisinde. Şu an izlediğiniz haberde Afrika’da bulunan İspanya sınırından yük taşıyan kadınları görüyorsunuz. Bu kadınlar küçük bedeller karşılığında bu yükleri saatlerce ve her gün taşıyarak yaşam mücadelesi veriyorlar.
Hatta sık sık ağır yüklerin altında kalarak ölüyorlar. Keliminin tam anlamıyla yük katırı olarak kullanılıyorlar. Bu yoksulluktan dolayı faslı genç kızlar genellikle Avrupalılarla evlenmeye çalışıyor. Hayalleri o ülkeden gitmek. Özellikle Fransa ilk tercihleri. Her faslı ailenin Avrupa’da yaşayan birkaç akrabası mutlaka var.
Peki tüm bunlara rağmen fas dinarının Türk lirasından bugün itibariyle daha değerli olduğunu biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız ben söylemiş olayım. Gelelim fas kültürünün ilginç bir yönüne daha. Düğünleri. Fas’ta kadınlar özgür giyim hakkına sahipler ve bu devlet tarafından koruma altına alınmış. Ancak erkekler ve kadınların diyaloğa girmesi toplum tarafından pek hoş karşılanmıyor.
Düğünler ise bir hafta kadar sürebiliyor ve düğün gününde damat ve gelin tahtlar üzerinde taşınarak kendilerini kral ve kraliçe olarak hissetmeleri sağlanıyor. Düğünler oldukça masraflı ve detaylı. Bizimle benzer yönü ise hem düğün öncesi kına gecesi hem de gelinamamı geleneğinin bulunması. Yemek konusuna gelirsek her yerde kus kusla karşılaşacaksınız. 50 çeşidini görebilirsiniz. Ben pek sevmedim ama size afiyet olsun. Ülkede çeşitli festivaller var. Eşek festivali bunlardan bir tanesi. Bir de İmiçil kasabasında evlilik festivali yapılıyor. Hikayeye göre birbirini seven ve kavuşamayan iki gencin gözyaşları buradaki gölleri oluşturulmuş. Bunun arasına her yıl insanlar o göllerin kenarında toplanarak amma yapıyorlar. FAS gençleri bu tarz kültürel etkinliklerde karşı cinsle tanışma fırsatına sahip olduklarından özellikle bekarların sosyalleşmesi için önemli zamanlardır bunlar. Dünyanın birçok yerinden insanlar bu kadim festivali izlemeye geliyor. FAS eğer bir turistseniz gezmekten ve görmekten keyif alacağınız bir ülke ama oranı yerli alık için aynı şeyi söylemek zor. Nitekim çok büyük bir sınıf farkı var.
Kimileri zenginlik içinde yaşarken kimileri açlıktan ölme sınırında. Yıllar önce FAS’ta geçirmiş olduğum bir hafta boyunca görebildiklerimi sizlere aktarmaya çalıştım. Dünyanın bu farklı ülkesi yaşamaya değil ama görmeye değer bir coğrafya. Gittiğinizde birçok garip olay başınıza gelse de oradan dönerken birkaç gün daha kalabilseydim keşke diyorsunuz.
Özellikle sahra çölünde kurulan kamplarda gece gökyüzünü izlerken kendinizi yıldızlara dünyanın diğer yerlerinden çok daha yakın hissediyorsunuz. Ben Engin Deniz. Kanalıma abone olmayı ve beni instagram hesabımdan takip etmeyi unutmayın.
Görüşmek üzere.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir