Maduro Hakkında 33 ACAYİP GERÇEK
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=sYLeuFskWzg.
Venezuela resmi dili İspanyolca olan bir Güney Amerika ülkesidir. Yaklaşık 912 bin metrekare toprağı çevreler
ve dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birine sahiptir. Bir zamanlar Güney Amerika’nın en zengin ülkesi olan Venezuela, demokratik hükümeti sayesinde tüm dünya tarafından övülüyordu. 1522 yılında İspanya tarafından kolonize edilen bu topraklar, 1811 yılında bağımsızlığını ilan eden ilk İspanyol-Amerikan ülkelerinden biri olmuştur. 1999’da Hugo Chavez’in yönetime gelmesiyle ülke 2013’e kadar altın çağını yaşamıştır. Chavez herkes tarafından sevilen karizmatik bir liderdi. 90’lı yıllarda televizyonlara çıktı ve ülke yönetiminin ekonomik bir eşitlik sağlamadığını savundu. Bu düşünce onu ülkenin fakir kısmına hitap ettirdi ve bu sayede yönetimin başına geçmiş oldu. Ülkenin petrol kaynaklarını çok iyi yönetti. 2004 yılında petrol fiyatlarının dünya genelinde ani yükselişinin ardından Venezuela milyarlarca dolar kazanmış oldu. Chavez bu parayı toplumsal yardımlara yöneltti.
Eğitimi ve sağlık hizmetlerini iyileştirdi. Yemek kaynaklarına yatırım yapıp fakirlik oranını neredeyse yarıya indirdi. 2013 yılında iki yıllık kanserli olan savaşa sonucu ölen Chavez’in ardından yerine onun varisi olarak tanınan Madura gelecekti. Ancak 2013 yılında yaşanan petrol krizi her şeyi değiştirdi. Chavez’in kurduğu bu sistem tamamen petrol fiyatlarının yüksekliğine dayanıyordu. Fiyatlar yüksek kaldıkça dünyaya petrol satan Venezuela’nın halkı rahat kalacaktı.
Ancak 2013’te petrol fiyatları birden düşünce yaşanan ekonomik krizle Maduro bu olay karşısında serseme döndü. 1962 yılında dünyaya gelen Maduro okul kayıtlarına göre liseden asla mezun olmamıştır. Yıllar boyu otobüs şoförlüğü yapmış, bu süre zarfında da Caracas Metro isimli şirketteki sendikada otobüs şoförlüğü’nün gayri resmi elçisi olarak çalışmıştır. Chavez ile olan tanışıklığı 1979 yılında gerçekleşen bir adam kaçırma olayına dayanır.
O günden beri yolları kesişen ikili sağlam bir arkadaşlık oluşturmuşlar ve henüz yardımcı başkan bile değilken herkes tarafından Chavez’in yerine gelecek olan adam olarak bilinmişti. Kansere yakalanan Chavez, Küba’ya tıbbi yardım almak için seyahat edip ülkeyi Maduro’nun ellerine bırakır ve Venezuela topraklarına bir daha asla canlı olarak dönemez. Maduro 2015’teki seçimlere kadar vekil başkan olarak göreve geldi.
Ve yapılan seçimlerde %50.61 gibi bir parmak farkıyla ülkenin başkanı oldu. Kimine göre seçimler hileliydi. Peki Maduro insanların onun seçimlere hile karıştırdığını düşünmelerini sağlayacak ne yapmıştı? Az önce bahsettiğim gibi 2013 yılının sonunda petrol fiyatlarına dünya genelinde düşmesiyle 2014 yılının başlarında bile marketlerde yiyecek bulmak çok zordu.
Maduro kaynakları bilerek kıstı. Söylediğine göre güç ve para sahibi insanların kaynakları ele geçirip vatandaşlara ürünleri fahiş fiyatlara satmalarını istemiyordu. Vatandaşlar haftada sadece iki gün açılan marketler için bitmek bilmeyen sıralara giriyor, boş raflarla karşılaşıp evlerine eli boş dönüyorlardı. Maduro’nun bu planı geri tepti, halk kara borsaya yöneldi. Ancak kara borsa ucuz değildi. Ne de olsa yüksek talep, yüksek fiyat demekti.
2016 Haziran ayından itibaren ülkenin yaklaşık %87’si yemek satın alacak kadar para kazanmıyor ve yine 2016’da yapılmış bir ankete göre ülkenin %84’ü Maduro’nun makamından atılmasını istiyordu. Ancak Maduro nasıl hala lider? Maduro 2015’te yönetimin başına gelince Millet Meclisi’nin 3’te 2’si onu oyla makamından atmak istedi.
Ancak Venezuela’da Chavez’in daha önce çıkarmış olduğu kararname ile yönetme yasasına göre başkan olan kişi tıpkı bir kral veya bir diktatör gibi istediği zaman yasa çıkarabiliyordu. Böylelikle Maduro bu güçle yeni bir yargıtay oluşturdu. Bu yargıtaya arkadaşları, karısı ve oğlu dahil olmak üzere tanıdığı herkesi yerleştirdi. Bu yargıtay 2016 yılında Millet Meclisi’nden her şekilde daha fazla hakka sahipti. Bu hareket ülke içerisinde muazzam protestoların başlamasını sağlayan faktör. Ancak ona saldırmanın nasıl bir bedeli olacağını Venezuela halkı anlamış oldu ve Maduro yine de kendini sağlama almak istedi. 2017 Temmuz ayında yeni bir meclis kurulması için seçim yaptırdı fakat bu seçimlere de hile karıştı ve Maduro’ya sadık olmayan kimsenin yeni mecliste yeri yoktu. Maduro Venezuela’nın en güçlü adamı olmuştu.
Seçim sonuçlarından sonra bitmek bilmeyen protestolar tekrardan başlamıştı ve aralarında adaylardan birinin de bulunduğu 10 kişiden fazla insan öldü. Hükümet 8 milyondan fazla insanın oy verdiğini öne sürse de uzmanlara göre sadece 3 milyon insan oy kullandı. Maduro bu hareketiyle halkın desteği varmış gibi gösterdi ve belki de Maduro halkın sadece 5’te 1’lik kısmının oylarına sahipti. Chavez’in kurduğu karmaşık kur sistemini kendi çıkarlarına göre manipüle etti. Aslında resmi devlet oranlarına göre 1 dolar 10 Venezuela bolivarı ediyor. Ancak yaptığı değişimde bu kura sadece Maduro ve onun arkadaşları yani generaller ve iş adamları erişebiliyor. Normal vatandaşlar kara borsada bugün 1 doları 248.000 bolivara satın alabiliyor. Maduro yüksek miktarda kar elde etmek için su istimal ettiği bu sistemle saatli bir bomba gibi patlamayı bekleyen bir ülkenin en güçlü insanı. Ülkesini düzeltmek için sayısız planı olan bir dahi. İşte planlarından bazıları. Tavşan planı. Tüm dünya Venezuela insanlarının aç olduğunun farkında ve birden fazla ülke yemek ve ilaç yardımı yapmayı teklif etti. Ancak Maduro bu yardımların hepsini kendisini makamından kovabilmek için dış güçlerin uygulamaya çalıştığı bir komplo diyerek geri çevirdi. Halkını doyurabilmek için kendi planları vardı. 15 farklı topluluğa yetiştirmeleri için tavşan yavruları verildi. Ancak insanlar bu hayvanları yemek yerine onları evcil hayvan yapmaya karar verince plan başarısız oldu.
Yönetimdeki insanlar şöyle bir açıklama yaptı. Tavşan evcil hayvan değildir. Hızlı ırer ve 2,5 kilo ağırlığında proteini yüksek kolosirol içermeyen bir ettir. İkinci plan para basmak. Maduro halkın parasız olduğunu görünce para bastı. Bu olay enflasyonun yükselmesini sağladı ve artık paranın bir değeri kalmamıştı. Günlük hayatta o kadar çok para vardı ki bazı marketler parayı saymak yerine ağırlığını tartarak alışverişlerini yapıyordu. Bana şunun açıklamasını yap. Tüm paranın açıklamasını yap. 1 doların karşılığı şu anda Venezuela’da bu galiba zengin oldu. Ne derseniz. Şurada gördüğünüz paraların hepsi 50 dolara tekabüledi. 50 dolar. Venezuela’ya geldimden beri kendimi gerçekten zengin gibi hissediyorum.
Ama halbuki toplamda 50 dolara para bozulurum ve bu 50 dolarla Venezuela’nın kralı olabiliyorsunuz. Venezuela’nın kralı olabiliyorsunuz. Ve halkın açlığı hiçbir şekilde dinmemişti. Maduro yönetime geldikten sonra halk açlıktan ortalama 10 kilo verdi. Buna Maduro diyeti diyorlardı. Maduro da Chavez gibi televizyonlara çıkmayı seviyordu.
Çoğu kez televizyonda Chavez’in ruhunun yanına bir kuş suretinde geldiğini, kendisini desteklediğini söyledi. Chavez’in kanser olma sebebinin ABD olduğunu söyleyip Amerika’yı suçladı.
Hatta ABD’nin ülkesindeki ATM’leri etkisiz hale getirerek Venezuela ekonomisinin böyle çöktüğünü iddia etti. Maduro diyetinin ise farkındaydı.
Hatta bir konuşmasında Maduro diyeti seni sert yapar deyip dalga geçti.
Neden bu kadar çıplak, Gustavo? Dışıya mı geçiyorsun? Ne oldu? Maduro diyeti. Maduro diyeti seni sert yapar.
Canlı yayına çıktığı anlardan birinde odada olan bir gazeteci Maduro’nun arada yemek yediğini fark edince Maduro elini ne zaman masanın altında bulunan tabağa atsa canlı yayın kesiliyor veya kamera başka bir yeri çekiyordu. Maduro canlı yayında yemek yemenin kötü olduğunu farkındaydı. Halkının aç olduğunu farkındaydı. Yaptığı şeylerin doğru olmadığını farkındaydı. Ama politikasına devam etti. Bu acımasız yönetimin altında Venezuela halkı her şeyi denedi. 1 milyonu aşkın vatandaş ülkesini terk etti. Geride kalanlar ve gidemeyenler her gün protesto ve boykot yani hayatta kalma mücadelerine yardımcı olabilecek her şeyi deniyorlardı. İnsanlar polislere güvenmiyorlardı. Çünkü araştırmalar işlenen her 5 suçtan birinin polis tarafından işlendiğini ortaya çıkardı. Aynı zamanda kolluk kuvvetleri protestolarda gerçek mevcut kullanmaktan çekinmiyorlardı.
Yüzden fazla ölü ve binlerce ağır yaralı vardı. Uzmanlar ülkedeki tıbbi tesislerde ihtiyaçların karşılanması için kullanılan temel tıbbi malzemelerin standarda göre %80 daha az olduğunu söylüyor. Yani çoğu hastanelerde x-ray cihazı, tomografi cihazı olmadığı gibi en basitinden yatak, şırınga hatta peçete bile eksik. Bu kadarı yetmezmiş gibi Maduro güç tasarrufu projesiyle halkı bir daha su istimal etti. Hükümet 2016 yılında 40 gün boyunca günde 4 saatlik sürelerle, hastane gibi insan hayatının söz konusu olduğu yerler dahil olmak üzere ülkenin yarısında elektriği kesti. Çoğu hastane mum ışığında tedavileri sürdürmek zorunda kaldı. Ve Venezuela halkı durmadı. Bir grup protestocu protestolarda insan dışkasından ürettiği molotof kokteyliği kullandı. Bu insanlar ilkel insanlar değil. Venezuela 2013 yılına kadar Güney Amerika kıtasının en zengin ülkesiydi.
Dünyanın en geniş petrol rezervlerine sahip. Şehirler, binalar, teknoloji, refah, kültür. İnsanlar her şeye sahipti. Venezuela halkı şu an bulundukları durumu bir adama borçlular. Bazı insanlar açlıktan fare yiyor.
Günümüzde Venezuela dünyanın en yüksek suç oranlarından birine sahip. Geçen yıl her 100 bin insan başına 91 cinayet denk geliyordu. Sadece 2015 yılında toplam 18 bin cinayet işlendi. 2016’da halk imza toplayıp Maduro’yu oturduğu tahttan alacak bir referandum getirmeye çalıştı. Seçim yapmak için yeterli.
Imzayı toplamalarına rağmen Ulusal Oyun Meclisi yani seçimleri organize eden yönetim kurulu seçimleri sayısız defa erteledi ve o seçimler hala erteleniyor.
Venezuela şu an dünyanın en yüksek enflasyon oranına sahip.
Maduro yönetime geldiğindendir yükselmekte olan enflasyon oranı şu an %200 bin civarında ve uzmanlar sene sonunda bu oranın %1 milyon olacağını söylüyor.
İlk Yorumu Siz Yapın