İhanetlerin Kraliçesi KLEOPATRA Hakkında 27 İLGİNÇ GERÇEK
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=V89mpFUDauw.
Herkese merhaba ben Ruhi Cennet. 2. kanalıma hoş geldiniz. Erkek egemen bir dünyada imparatorlukları yöneten, tek bir sözüyle devletleri titreten bir kadını o. Bu video, dünyanın yaşamış en güçlü kadını Kleopatra’nın videosu. İyi seyirler. Kleopatra kimdir? M.Ö. 69 yılının başlarında doğan Kleopatra, bu krallığın son hükümdarıdır. Oğlu Sezeryon tarafından verilen ünvan ile son firavun olarak bilinmektedir.
Tarihin bilinen en güçlü kadınlarından biri olan Kleopatra, hüküm sürdüğü 22 sene boyunca Mısır’a istikrar, kararlılık ve refah getirmiştir. Mısır’a şimdiye kadar hükmedenler arasında belki de en iyi eğitimi almıştır. Kleopatra Mısırca okuma ve yazmayı bilen tek kraliçeydi ve 8 yabancı dil biliyordu. Bu zekâsını özellikle erkekler üzerinde kullanmaktan asla utanmadı. Güzelliğini ve çekiciliğini batı dünyasının en güçlü erkeklerini etkilemek için kullandı. Kleopatra’nın Tahta Çıkışı Anne ve babasının kardeşi olduğunu düşünen Kleopatra, babasının ölümünden sonra tahta geçmek ve gücü elinde tutmak için kendi kardeşi 13. Pütolami ile evlenmiştir. Kısa süre içerisinde kendi istekleri için yaptığı hareketler doğrultusunda aralarında bir iç savaş çıkmıştır ve 13. Pütolami onu Mısır’dan sürmüştür. Diğer bir taraftan M.Ö. 48 yılında Yunanistan’daki savaşı kaybedince Pompey Mısır’a kaçmaya karar verdi.
Pompey İskenderiye’ye vardığı sırada iç savaş hâlâ sürmekteydi ve 13. Pütolami Pompey’i vardığı zaman öldürttü. Pompey’i aradığı sırada İskenderiye’ye gelen Cesar ölümü duyunca sinirlendi ve iç savaşı bitirmek için görüşmeler başlandı.
Görüşmelerden önce Kleopatra Cesar ile buluşmuş ve onu çekiciliğiyle etkileyip büyülemişti. Bu yüzden anlaşmalar sırasında Cesar Kleopatra’nın işine yarayacak türden şartlar koşarak onu ayrıcalık tanımıştı. 13. Pütolami şartları kabul etmeyince Nis savaşında hayatını kaybetti ve Kleopatra işlerine karışamayacak olan 11 yaşındaki en küçük kardeşi 14. Plotami ile evlenerek tekrardan tahta geçmiş oldu.
12. Kleopatra ve Cesar İlk tanıştıkları zaman 22 yaşında olan Kleopatra, Romalı hükümdarın güç sahibi kadınlardan hoşlandığını duymuştu. İç savaş hakkında görüşmelere geldiği zaman Cesar’ın aklını çenmiş kendisini aşık etmişti.
Milattan önce 47 yılında Cesar’ın Kleopatra ile ilişkileri başlamıştı. Kısa sürede gayri resmi bir çocukları oldu ve ertesi sene yani milattan önce 46 yılında Kleopatra Roma’ya Cesar’ın villasına taşındı.
Cesar Roma’da onun için şölenler gösteriler düzenledi.
Bir gösteride de sahte bir savaş düzenledi. Aralarında atlı süvarilerin de bulunduğu bu savaşta her iki tarafında 1000 askeri vardı. 20’er firden oluşan bir fil savaşı hatta 4000 kürekçinin bulunduğu sahte bir deniz savaşı bile düzenledi. Cesar Roma’ya döndüğü zaman Pompeii yendiği savaştan önce sözünü verdiği venüs tanrısını adadığı tapınağı yaptırdı.
Bu tapınağın içerisine venüs’ün bir heykelinin yanına da Kleopatra’nın altından bir heykelinin yanına diktirdi. Bu olay Roma halkın hoşuna gitmemişti. Ancak kimi tarihçiler Cesar’ın Kleopatra’ya aşık olmadığını hatta sevmediğini iddia eder. Teoreye göre Cesar Mısır’ı almak istiyordu ve iç savaş sırasında bu fırsatı kesinlikle yakalamıştı.
Ancak Mısır’ı almak demek Mısır’ı yönetecek birinin Mısır’a konması anlamına geliyordu. Mısır Roma topraklarına katılsa bile orayı yönetecek kişinin Roma’ya denk bir güçlü olacağını fark eden Cesar, Roma’yı böyle bir riske atamayacağına karar verdi. Bu yüzden Kleopatra ile çocuk yaparak çocuğa Cesar isminin konulmasını istedi. Böylelikle günün birinde çocuk büyüyüp tahta geçecekti ve Cesar Mısır’ı çocuk üzerinden kontrol edebileceğini umuyordu.
Bu teoreye göre Marcus Antonius sadece Cesar’ın planını devam ettiriyordu. Belki de Roma’nın Cesar’a en ihtiyaç duyduğu zamanlarda Mısır’da olmasını sağlamıştı. Ancak bu süre zarfında Cesar Mısır kültürü ve bilgeliği hakkında çok şey öğrenmişti. Roma’ya döndüğü zaman takvimi yeniden düzenledi. Nüfus sayımı yaptırdı. Halka açık bir kütüphane için planlar yaptı ve sayıca proje sundu.
Cesar’ın Ölümü Cesar öldüğü sırada Kleopatra Roma’daydı. Cesar’ın ölümünün ardından Mısır’a gitmiş iç savaşların dinlemesini beklemişti. Cesar’ın güvenilir arkadaşı ve ünlü komutan Marcus Antonius, yeğeni ve varisi olarak nitelendirilen Octavia, son olarak da Kleopatra’nın da desteği ile Cesar’ın katillerinin yarattığı dalga durdurulmuş ve Roma’ya tekrardan barış getirilmişti.
Kleopatra ve Marcus Antonius, M.Ö. 41 yılında ilk iç savaş bittiği zaman Marcus Antonius, İskenderiye’yi ziyaret etmeye karar vermişti. Cesar hala hayattayken bile dedikodusu dönen bu ilişki Marcus Antonius’un Mısır’a gelmesiyle kesinleşmiş oldu ve Kleopatra’nın sonunu getirecek olan bu ilişki resmi olarak başladı. Sadece bir yılın ardından ilişki tohumlarını verdi ve Kleopatra’nın Antonius’tan ikizleri doğdu. Lakin Marcus Antonius, Octavia’nın kız kardeşiyle evliydi. Bu evlilik Marcus ile Octavia arasındaki ilişkiyi daha da güçlendiriyordu. Fakat araya Kleopatra’nın girmesiyle Marcus eşinden boşanarak kısa bir süre içinde Kleopatra ile evlendi ve bir çocuk daha yaptılar. Bu olay Octavia’nın hiç hoşuna gitmemişti. Yıllar içinde Marcus Antonius Roma’dan eline ayağını çekecek, kendisini karısına ve karısının getirdiği eğlencelere verecekti.
Her geçen gün Kleopatra’ya daha da bağlanıyor, sözlerini daha da çok yerine getiriyordu. İskenderiye bağışları Milattan önce 35 yılında gerçekleşen bu olay, Octavia için bardağı taşıran son damlaydı. Marcus Antonius Roma adına aldığı toprakları ve Roma’nın sahip olduğu bazı toprakları Kleopatra’ya ve çocuklarına vermek istiyordu. Festivaller yapıldı, ünvanlar çocukları ve Kleopatra’ya verildi.
Kleopatra’ya kralların kraliçesi ve Mısır’ın kraliçesi ünvanları verilmişti. Marcus Antonius bu bildirileri senatoya yolladı ve hızlı bir ret cevabı aldı. Octavia artık bu olaya bir dur dedi ve Roma Cumhuriyeti’nin son savaşı başlamış oldu. Roma Cumhuriyeti’nin son savaşı ve Kleopatra’nın ölümü Milattan önce 32 yılında Octavia, Marcus Antonius’un Roma’daki gücünü tamamen ortadan kaldırdıktan sonra Kleopatra’ya savaş açtı. Milattan önce 31 yılında yapılan deniz savaşını Kleopatra kaybetti. Milattan önce 30 yılında ise Octavia Mısır topraklarına girip, Antonius’un askerlerini yeniliğe uğrattı. Bu olay Marcus Antonius’un intihar etmesine sebep oldu. Antonius öldüğünde Kleopatra’nın kollarındaydı. Kleopatra ise Octavia’nın kendisini Roma’ya savaş ganimeti olarak götüreceğini duyunca kendini zehirleyerek öldürdü. Kleopatra’nın ölümü günümüzde hala bir tartışma konusu. Bazı kaynaklar kasıtlı olarak kendini bir yılana ısıtması ile olduğunu söylemekte. Ancak Kleopatra ani bir şekilde ölmüştü ve yılanın ısınmasıyla ölmüş olsaydı ölümü uzun bir süre almalıydı. Antik tarihçisi Trabo Kleopatra’nın yanında sürekli olarak zehirli bir tarak taşıdığını yazmaktadır. Yani kendisini muhtemelen onunla öldürmüş olabilir. Kleopatra, Romalıların gördüğü her toprağı ele geçirmek istediği bir dünyada kendi krallığı için bir yer arıyordu.
Kendi halkının iyiliği için gereken her şeyi yaptı. Bürokrasiyi düzeltti, rüşveti neredeyse ortadan kaldırdı, vergi devrimi yaptırdı ve halkının refah seviyesini yükseltti. 2007 yılında, milattan önce 32 yılına ait Kleopatra’nın portesi bulunan antik bir madenipara bulundu. Bu resme göre aslında Kleopatra filmlerde gösterildiği ve kitaplarda anlatıldığı kadar bir güzelliğe değil, sıradan bir görüneme sahipti. Onu anlatıldığı kadar etkileyici yapan güzelliği dış görünüşü değildi. Kleopatra, Romalı ünlü tarihçi Plutarchos’un belirttiği gibi güzel olmaktan çok zeki ve kültürlüydü. Sesi istediği her titrişimi çıkarıp, istediği her dili kullanabildiği çok terli bir müzik aleti gibiydi. Antik paranın sergilendiği arkeoloji müzesinin direktörü Lindsay Ellison Jones ise, Romalı yazarların bize anlattığı Kleopatra, akıllı, karizmatik ve baştan çıkarıcı bir sese sahip.
Ama açık ve net bir şekilde, güzeller güzeli idi demiyorlardı. Kleopatranın baştan çıkarıcı bir güzel olduğu, son zamanlarda ortaya çıkmış bir imaj şeklinde açıklama yaptı.
Yani aslında Kleopatra’yı karşı konulamaz yapan, güzelliği değil zekasıydı.
İlk Yorumu Siz Yapın