Peygamberimiz’in (sav) Vefat Anında Azrail (as) İle Konuşması
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=g8BMH_xkNOk.
Resul-i Kibriya Efendimiz bu fâni dünyada artık son dakikalarını yaşıyordu. Bu esnada Hz. Cebrail, Hz. Azrail ile birlikte geldi, Resul-i Kibriya Efendimizin hal ve hatırını sordu. Sonra, ölüm meleği Azrail içeri girmek için izin ister dedi. Ne senden önce kimseden izin istedi, ne de senden sonra isteyecek. Peygamberimizin son günü ve vefatı Peygamber Efendimizin aleyhisselatü vesselam, hayatında mühim hadiselerin meydana geldiği pazartesi günüydü, Rebiyüle vel ayının 12’si. Böyle bir pazartesi gününde mübarek gözlerini dünyaya açmıştı. Bu günde Resul-i Kibriya Efendimizin aleyhisselatü vesselam bir ara hastalığı hafifleyip kendine geldi. Bu hafifliği hisseder hissetmez yatağından kalktı, hazırlıklarını yaparak mescid-i şerife teşrif etti. O sırada ashab-ı kiram saf bağlayıp, Hz. Ebu Bekir’in radiyallahu anh arkasında sabah namazını kılıyorlardı.
Kainatın efendisi bu nurani manzarayı görmekte son derece sevindi. Hatta tebessüm buyurdu. Kendileri de Hz. Ebu Bekir’e radiyallahu anh uyarak namazını eda etti. Resul-i Kibriya Efendimiz’i aralarında mütebessim bir simayla gören sahabiler, bütün bütün sıhhat buldu düşüncesiyle son derece sevindiler. Peygamber Efendimiz aleyhisselatü vesselam hücre-i saadetlerinde. Son günün sabah namazını Ebu Bekir’e radiyallahu anh uyup ashabının arasında kılarak, onları sevince gark eden Fahri Kainat efendimiz, namazın edasından sonra yine hücre-i saadetlerine döndüler, yataklarına yaktılar.
Bu arada kumandan Hz. Usame radiyallahu anh son defa kendisiyle vedalaşmak üzere geldi. Resul-i Ekrem aleyhisselatü vesselam Allah’ın bereketiyle artık hareket et! buyurdu. Emri alan kumandan Hz. Usame bin Zeyd doğruca ordugâha gidip mücahitlere hareket emrini verdi. Ebu Bekir’in radiyallahu anh izin isteyip sünühtaki evine gidişi. Pazartesi günü Hz. Ebu Bekir de Fahri Kainat efendimizin durumunun bir ara iyileştiğini fark etmişti. Bunun için huzura girip, ”Ya Resulallah Allah’a hamdolsun, onun lütuf ve keremiyle sağ salim sabaha çıktınız.
Müsaade buyurursanız sünühtaki evime gideyim.” dedi. Resulü Kibriya efendimiz ”Olur.” buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir sünühtaki evine gitti. Müslümanlara ve ev halkına son ses denir. Son gün, Pazartesi, Peygamber efendimiz aleyhisselatü vesselamın mübarek dillerinden şu cümleler dökülüyordu. ”Ey insanlar! Karanlık gece kıtaları gibi fitneler geliyor. Ey insanlar! Siz bana karşı hiçbir şeyle delil bulamazsınız.
Zira ben ancak Allah’ın kitabı Kur’an’ın helal kıldığını helal, haram kıldığını da haram kıldım. Ey kızım Fatıma! Ey halam Safiye! Allah katında makbul olacak ameller isteyiniz. Bana güvenmeyiniz. Çünkü ben sizi Allah’ın gazabından kurtaramam.”
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin Hz. Fatıma’ya söyledikleri. Hz. Fatıma, Resulü Ekrem’in hayatta kalmış olan biricik kızıydı. Kainatın efendisinin evlat sevgisini kendisiyle tatmin ettiği tek evladı.
Hz. Fatıma Tüzzehra güzel ahlakta, yürüyüşte, oturuşta, kalkışta Peygamber efendimiz’e en çok benzeyen evladıydı. Resulü Ekrem hastalığının son gününde bir ara biricik kızı, güzel ahlak ve zerafet timsali Hz. Fatıma’yı yanına çağırdı. Hz. Fatıma gelince onu sol tarafına oturttu. Ona gizlice bir şey söyledi. Hz. Fatıma’yı birden bir hüzün ve keder havası kapladı. Arkasından gözyaşları boşanmaya başladı. Peygamber efendimiz aleyhisselatü vesselam sonra bu güzide kızına gizlice bir şey daha söyledi. Bu sefer biraz evvel gözyaşı döken Hz. Fatıma radiyallahu anhuma birden gülümsüyüp sevinmeye başladı. O sırada orada bulunan Hz. Aişe radiyallahu anhuma daha sonra bunun sebebini sorunca Hz. Fatıma şu cevabı verir. Önce bana pek yakında dünyadan ve benden ayrılacağını söyledi. Bunun için ağladım. Sonra da ailem içinde en evvel bana sen kavuşacaksın deyince de sevindim.
Ve artık son anlar. Rebiyülevel ayının 12’si pazartesi günü. Güneş batıya doğru kayıyordu. Peygamber efendimizin mübarek başları Hz. Aişe’nin kucağında göğsüne dayalıydı. Artık nefes alıp vermekte güçlük çekiyordu. Dili Allah’ı zikretmekle meşguldü.
Allah’ım beni Refik-i alâya ulaştır. Duasını tekrarlıyordu. Bu esnada bile ümmetine irşatta bulunmaktan geri durmuyordu. Namaza dikkat edin ve devam ediniz diyordu. Bu hazin manzara orada bulunan Hz. Fatıma’nın yüreğini adeta dağılıyordu.
Bir ara Rasulü Kibriya efendimizi bağrına bastı. Vay babamın çektiği ızdıraba. Diyerek gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı. Rasulü Kibriya efendimiz bugünden sonra baban hiçbir zaman ızdırap çekmeyecektir. Buyurdu ve ilave etti. Kızım sakın ağlama. Ben vefat ettiğim zaman
İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râce’ûn. Hz. Cebrail ile Hz. Azrail’in birlikte gelişleri Rasulü Kibriya efendimiz bu fâni dünyada artık son dakikalarını yaşıyordu.
Bu esnada Hz. Cebrail Hz. Azrail ile birlikte geldi Rasulü Kibriya efendimizin hal ve hatrını sordu. Sonra ölüm meleği Azrail içeri girmek için izin ister dedi. Ne senden önce kimseden izin istedi ne de senden sonra isteyecek. Rasulü Kibriya efendimiz müsaade edince Hz. Azrail içeri girdi. Efendimizin önünde oturdu. Ya Rasulallah yüce Allah senin her emrine itaat etmemi bana emretti. İstersen ruhunu alacağım istersen sana bırakacağım dedi. Rasulü Kibriya efendimiz Hz. Cebrail’e baktı o da ya Rasulallah meleği ala seni beklemektedir dedi. Bunun üzerine Hatemül Enbiya efendimiz ya Azrail gel memuriyetini yerine getir buyurdu. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin Rabbine kavuşması. Mübarek başları Hz. Ayşe’nin kucağında göğsüne dayalıydı. Yanında su kabı vardı. İki elini suya batırıp ıslak ellerini mübarek yüzlerine sürdü. Mübarek dudaklarından La ilahe illallah cümlesi döküldü. Sonra ellerini yüzünden kaldırdı. Gözlerini evin tavanına dikti.
Merhaba ey Refiki ala diyerek 63 yaşındayken mübarek ruhu Refiki alaya yükseldi.
Amin.
İlk Yorumu Siz Yapın