"Enter"a basıp içeriğe geçin

Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov kimdir?

Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov kimdir?

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=fKopDfZGYbQ.

O Sovyetlerin başındaki son isim, hakkında en çok eser yazılan 100 kişiden biri, Nobel Barış Ödülü’ne de layık görülen bu isim, ülkesinde yaptığı reformların ardından Sovyetler Birliği’nin dağılmasına neden olan kişi olarak hafızalara kazındı. Karşınızda Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un profili. Mihail Gorbaçov 2 Mart 1931’de Rusya’da Stavropol’ün bir köyünde dünyaya geldi. Ailesi çiftçiydi, annesi Ukraynalı, babası Rus’tu. Çocukluk yıllarına doğduğu köyde geçirdi, eğitim hayatına da burada başladı. Okurken aynı zamanda tarlada çalışıyordu. Başında belirgin bir doğum lekesi vardı. Bu doğum lekesini sevmiyor olacak ki ileride resmi fotoğraflarından bu lekeyi sildirecekti. Yürüyüşe çıkmayı, doğayla iç içe olmayı ve futbolu çok seviyordu. Özgüvenli ve kibar biriydi. Gençlik yıllarında çok fazla kitap okuyordu.
Hedefini net olarak belirlemişti, hukuk okumak ve siyasete atılmak istiyordu. 1955’te Moskova Üniversitesi’nde hukuk okudu. Daha 21 yaşındayken Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ne katıldı. Ardından Genç Komünistler Birliği’nde çalışmaya başladı. Teşkilatta birinci sekreterlik görevi de yaptıktan sonra partisinin merkez komite üyesi oldu. Aslında bir avukat olan Gorbaçov, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin pek çok biriminde görev aldı. 1953’de Raiza Gorbaçovayla evlendi.
Bu evlilikten bir kızı oldu. Sovyet Rusya’sında politikacuların çocukları için ayrılan özel okullar varken, o kızını sıradan bir devlet okuluna göndermeyi tercih etti. Gorbaçov aslında batıya göz kırpıyordu. Giyim tarzı, tavırları, davranışları önceki Sovyet liderlerinden farklıydı. Eşi Raiza da görünüm olarak Sovyet politikacuların eşlerinden daha çok Amerikan First Dadyleri andırıyordu. 1985’e gelindiğinde partinin genel sekreterliğini yapmaya başladı. Ekim 1988’de ise Sovyetler Birliği’nin devlet başkanı oldu. Sovyetlerin yeni lideri olduktan sonra ülkenin ekonomisini ileriye taşımayı başaramadı. Bu nedenle parti üyeleri tarafından eleştiriliyordu. Ama dış politikada önemli adımlar atmayı başardı. Aslında Gorbaçov’un yurtdışında gördüğü saygıyı ülkesinde görmemesi oldukça ilginç. Sık sık devlet başkanlarıyla görüşmeler yapıyor, çeşitli ülkelere ziyaretlerde bulunuyordu. Bu resmi ziyaretlerle Sovyetler Birliği’nin dış dünyadaki itibarını artırmasına katkı sağladı. Bunların içinde en önemlisi ise Çin’e gitmesi idi. Çünkü o 30 yıl sonra Çin’e giden ilk Sovyet lideriydi. Özellikle batıyla ilişkilerini iyileştirmek istiyordu. Dış siyasetteki rotasını bu yönde çizdi. 1985’te bir Sovyet lideri olarak ABD Başkanı Ronald Reagan’la yaptığı Cenevre zirvesi bu yönde attığı önemli adımlardan biriydi. İki lider Cenevre’de silahsızlandırma, bilim, kültür ve eğitim konularında karşılıklı bilgi alışverişinde bulunma konusunda anlaşma imzaladı. İkili bir yıl sonra tekrar bir araya geldi. Gorbaçov parti içinde de bazı yenilikçi adımlar atıyordu. Parti kadrosunu gençleştirmeye çalışıyordu. Genç isimleri parti bünyesine kattı. 1990’da da George Bush başkanlığındaki ABD ile görüşmeleri devam etti. 9 Eylül 1990’da ABD’den ekonomik yardım istedi. Bu talebinden 3 ay sonra Doğu-Batı ilişkilerinde radikal değişikliklere öncülük ettiği gerekçesiyle Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. Yıl sonuna doğru Sovyetler Birliği altındaki tüm cumhuriyetlere referandum çağrısı yaptı. Referandumdan Sovyetler Birliği ile ilgili sonuç çıktı. Ardından Gorbaçov’u delirmek için darbe girişiminde bulunuldu. Gorbaçov Karadeniz’deki tatili sırasında tutuklandı. Darbe bastırıldı ama bu girişim referandumdan sonra imzalanacak anlaşmanın iptal edilmesine neden oldu.
Darbe girişimi sürecinde Gorbaçov’a en çok destek çıkan isim Boris Yeltsin’di. Yeltsin darbenin bastırılmasını sağlasa da bu durum Yeltsin’in güçlenmesine Gorbaçov’un da gücünü kaybetmesine sebep oldu. Halk artık Boris Yeltsin’i bir kahraman gibi görüyordu ve halkın Gorbaçov’a karşı azalan güveni yıl sonuna doğru giderek arttı. Gorbaçov reformist bir liderdi.
Yeniden yapılanma ve açıklık olarak nitelendirdiği çalışmaları soğuk savaşın sona ermesine büyük katkı sağladı. Ama onun bu reformları Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin ülkesindeki politik üstünlüğünü kaybetmesine neden oldu. O dünya sahnesinde kazanan olarak görülse de aslında ülkesindeki politik otoritesini artık kaybetmişti. Ve nitekim 25 Aralık 1991’de Sovyetler Birliği Devlet Başkanlığı görevinden istifa etti.
İstifasından bir gün sonra da Sovyetler Birliği dağıldı. Artık Sovyetlerin altındaki cumhuriyetler bağımsızlığını kazanmıştı. O aslında Sovyetler Birliği ile Batı arasında yeni bir dönemin ilk adımlarını atmak ve sorunların çözülebileceğine inanmak istemişti. Ama istediği gibi olmadı. Sovyetler Birliği’nin düzeni alt üst olmuştu. Artık Gorbaçov tamamen yetkisiz kalmıştı. 25 Aralık 1991’de televizyondan yaptığı bir konuşmayla halka seslendi.
Konuşmasında, görevimi kaygı içinde ama umutla bırakıyorum diyerek istifa etti. İstifasından sonra birkaç kez daha devlet başkanlığı seçimlerine katıldı. Ama bu girişimleri de istediği gibi sonuç vermedi. Aldığı oy %0,5’den bile daha azdı. O artık emekli eski devlet başkanı olarak medya organlarında yorumculuk yapıyordu. Putin’in en sert muhaliflerinden biriydi. Ona göre Putin gittikçe daha baskıcı bir rejim kuruyordu.
Sovyetlerin son lideri olarak tarihe geçen Gorbaçov aynı zamanda hakkında en çok eser yazılan ilk 100 isimden biriydi. Yıllarca böbrek rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördü. 30 Ağustos 2022’de Moskova’da tedavi gördüğü hastanede 91 yaşında hayatını kaybetti. Ölümünün ardından 90’ların sonunda ölen eşinin yanına defnedildi. Ölümünün ardından Kremlin Söğütçüsü Dimitri Peskov bir konuşma yaparak
Gorbaçov her zaman ülke tarihinde kalacak bir devlet adamı dedi. Pek çoğuna göre Peskov’un dediği gibi olsa da Gorbaçov yıllarca Sovyetler Birliği’nin dağılmasına neden olan isim olarak gösterildi. Halk yıllarca Sovyetlerin çöküşünden onu sorumlu tuttu. Bu yüzden de cansız olduğuna inanıldı. Bir kesimse onu ülkesinin çıkarlarına hizmet eden,
soğuk savaşı bitiren ceformist bir lider olarak görmeye devam etti.
Karşınızda Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un profili.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir