"Enter"a basıp içeriğe geçin

2020 DÜNYA EKONOMİK KRİZİ

2020 DÜNYA EKONOMİK KRİZİ

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=J9L5NLAFiis.

Hepinize merhabalar ben Ruhi Çenet. Dünyanın iki en büyük ekonomisi olan ABD ve Çin arasında yıllardır devam eden bir ticaret savaşı mevcuttu. Ticari anlaşmazlıkların sonucunda her iki ülkede birbirlerinden ithal ettikleri ürünlere yüksek oranda gümrük vergisi getirmişlerdi. Ve ABD Çin arasındaki bu ticaret savaşlarından dolayı son zamanlarda Çin’de ortaya çıkmış olan salgının ABD tarafından üretilmiş bir biyolojik silah olduğuna yönelik komplo teoriler mevcuttu.
Fakat bugün görüyoruz ki salgın neredeyse ABD’nin tüm eyaletlerine de yayılmış durumda. ABD’de 100 binden fazla insana bulaştı, 1500’den fazla kişi hayatını kaybetti ve Amerika salgının yeni merkez üstü haline geldi. İşte bu New York’un en işlek noktası Times Square’den bir güncel görüntü. Bildiğiniz gibi 8 gün önce bir canlı yayına başlamıştım ve yayın hala devam ediyor.
Bu yayında salgının dünyada kaç kişiye bulaştığını, Türkiye’de kaç kişiye bulaştığını, kaç kişinin hayatını kaybettiğini an be an güncelleyip size aktarıyorum. Salgının son durumunu öğrenmek ve kontrol etmek isterseniz hala yayında olan ve 3 ay boyunca devam edecek canlı yayınımı izleyebilirsiniz. Aşağıda linki mevcuttur. Dünya genelinde neredeyse 1 milyon insana bulaşmış bu salgın her geçen gün daha seri bir şekilde yayılıyor.
Ve bu yayılım dünyanın her yanındaki büyük küçük tüm ülkelere zarar verirken tüm şirketler de zarar görüyor. Salgının ne zaman biteceği öngörülemediği için ekonomik krizin büyüklüğü ve ne kadar süreceğini de tahmin etmek zor. İşte bu belirsizlik ekonomik serpintiyi daha da kötüleştiriyor. İşletmeler sadece müşterilerini kaybettiği için değil. Ekonominin daha da kötüleşip kötüleşmeyeceğini bilmedikleri için geri adım atıyorlar. Boşta kalan üretim tesislerinde tedarik zincirleri kesintiye uğruyor.
İnsanlar artık işe gidemiyorlar ve işletmeler faaliyetlerine durdurdukça müşterilerini ve gelir kaynaklarını kaybediyorlar. Dünya ekonomisi günümüzde birbirlerine tamamen entegre olmuş ülke ekonomilerinden oluşur. Makroekonomik olarak bu düzeni sürdüren ise dış ticarettir. Her ülke salgının yayılımını azaltmak için sınırlarında tedbir aldığından dolayı ithalat ve ihracat da büyük sekteye uğruyor. Kriz ABD’deki işsizlik başvurularının 3.3 milyona ulaşmasıyla daha farklı bir boyuta geçti. ABD Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre önceki hafta ülkede sadece 282 bin başvuru vardı. Bu hafta 3 milyon Amerikalı işsiz kalmış durumda. Salgının başladığı günden bu yana borsalarda da büyük düşüş yaşandı. İnsanlar yatırım amacıyla aldıkları hisseleri satıp paralarını nakitte tutmaya ve altın almaya başladılar.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, salgı nedeniyle 2020 küresel büyüme tahminini %2.6’dan %-0.5’e çekti. Salgının Türkiye’de turizmle bağlantılı sektörleri de etkilemesi nedeniyle Türkiye’nin bu yıl %1.4 küçüleceği tahmin edildi. Ayrıca Almanya ekonomisinin %3, Fransa’nın %1.4, İngiltere’nin %2.6 ve İtalya’nın %2.7 küçüleceği öngörüldü. Hizmet sektöründeki düşüş ise imalatı geride bıraktı.
Özellikle seyahat, turizm ve yeme içme gibi tüketiciye %100’e hizmet verilen sektörlerde çöküş yaşanıyor. Euro bölgesinin bileşik PMI göstergesi Mart ayında 51.6’dan 31.4’e geriledi. Türkiye’nin yaptığı ihracatta Avrupa Birliği’nin payı %45’in üzerindedir. Yani sıkıntılar yaşayan Avrupa Birliği’ne ihracat yapan Türk şirketleri de zor duruma düştü. Türkiye’de salgından dolayı çalışma hayatı da aksadığı için iş yerleri ya kapatmaya gidiyor ya da çalışanların maaşları aksıyor.
Geliş çerçeveden bakarsak Uluslararası Finans Enstitüsü’nün verilerine göre, salgının etkili olduğu son 60 günde Türkiye gibi dış finansmana bağlı gelişmekte olan ülkelerin piyasalarından yabancı yatırımcılara ait yaklaşık 83 milyar dolar sıcak para kaçtı. Havacılık sektörü ise büyük zararlar gördü. Yüzden fazla ülke diğer ülkelere seyahat kısıtlaması getirdi. Avrupa Birliği daha önce hiç görülmemiş bir uygulamayı hayata geçirdi
ve 30 gün boyunca Avrupa Birliği dışındaki ülkelere sınırlarını kapattı. Analitik firması Forward Keys bu süreç boyunca yaklaşık 48.200 uçuşun bu yasaktan etkilenebileceği ve toplamda 10.2 milyon koltuğun satışının mümkün olmayacağını öngörüyor. Benzer şekilde alınan kararlar doğrultusunda Amerika’da Avrupa Havalimanlarından kalkan uçuşların girişlerini yasakladı. Flight Raider’dan alınan görüntülerde salgından önceki hava trafiği ile şu anki hava trafiği arasında çok büyük farklılıklar görülüyor. Çin, dünyadaki toplam üretimin üçte birini oluşturuyordu ve dünyadaki en büyük parça tedarikçisiydi. NASA’nın kirlilik izleme uydularından alınan verilerle, salgından sonra Çin’deki endüstriyel üretimin düşüşü ve ülke genelinde azot-dioksit oranının azalması uzaydan bile fark edilmişti. Ülkemizi önümüzdeki bir ayda, iki ayda veya bir yılda ne bekleyeceğini öngörmek gerçekten zor.
Ben de bu videoda ülkemizin ünlü ekonomistlerinden Atilla Yeşileda ve Mert Yılmaz’a aklımdaki soruları sordum.
Ne kadar parası vardır ki kaç ay? İçisini, garsonunu besleyebilir. Sonuçta bu insanlar da işsiz kalıp işsizlik ödeneği için başvuracaklar ama orada da fonlar fevkalade kısılı. Dolayısıyla dünya ve Türkiye çok zor bir dönemde ve bu salgın devam ettiği sürece de ekonomilerde daralmaya, durgunluğa engel olmanın bence bir çaresi yok. Çoğunluk görüşünü inşallah doğru yansıtıyorum. Dur bu sene bitmez.
Havalar ısındığında virüsün öleceği konusundaki tahminler bu virüs için geçerli olmayabilir. Ben olsam ihtiyatlı bir insan veya devlet olarak ya da bir kuruluş şirket olarak bu salgın bir iki yıl şiddetli veya orta ölçekte şiddetli devam edecek bir şekilde plan yapardım. Mesela iki ay boyunca devam etse şiddetli bir şekilde ondan sonra birden yavaşlasa, iki aylık dönemde bizi ne bekler Türkiye’de?
Türkiye’ye özel bir çalışmaya rastlamadım. Dünyadan gelen raporları okuyorum. Ekonominin %20 yıllık daralması bunu 6’ya bölmek lazım. %3,5 falan daralırız yani şöyle söyleyeyim adam başına gelir 10.000 dolar diyelim onun biraz altında. O iki ay içinde onun 35 dolarını kaybederiz. Bu karşılanmayacak bir zarar değil. Peki işsizlik ne durumda olur iki ay sonra böyle devam ederse? Çok kaba bir tahmin. 300-400 bin civarında işletme kapandı. Bunların hepsinin…
Türkiye’de mi kapandı? Evet. Yani bunun yarısı Süleyman Soylu’nun resmi açıklaması 150.000’di bu geçen hafta. O zamandan beri bunda alışveriş merkezleri ve gönüllü olarak tatile çıkan otomatik, tekstil vs. de eklendi. Onun için 300.000 diyorum. Bunların her biri 3’er kişi çalıştırsa 900.000 kişi işsiz kalır. Eğer yazın devam istiyorsan hiç yazdan bahsetmiyorum çünkü turist gelmezse o zaman 2 milyon insan işsiz kalır. Turizmde yani 700.000 ile 1 milyon insanımız kendine istihdam sağlıyor. Ama işte ona gıda taşıyanlar var geçici olarak otelden otele giden animatörler var, üretenler vs. var. 2 milyon insan geçen sene Türkiye turizmden 26 milyar dolar net gelir elde etti. Bunun %40’ını kaybetsek ne ediyor? 10-12 milyar dolar civarında bir gelir kaybetmiş olabiliriz. Ama dediğim gibi daha erken eğer hakikaten bir sün yazın şu veya bu sebeple ultraviolet şunlara hassas olabilirsiniz. Bilemiyorum ki inşallah ölür. Eğer öyleyse o zaman insanlar çıkarlar evleninden. Zaten bıkmış olacaklar bu durumda. Hem yurt içi seyahat hem de uluslararası turizm yeniden canlanır. Çok uç bir tahmin yaparsak dolar euro bazında ne bekleyebiliriz? Dünya çapında 2 ayda biterse bu salgın dolar değer kaybeder. Çünkü faizleri sıfıra çektiler seçimler geliyor ve ekonomisi çok ağır hasar görecek. Türk lirası Çin yuanı bu salgından ekonomik olarak az hasar gören ülkelerin para belirlileri de değer kazanmaya başlar.
Şöyle söyleyeyim normal bir dünyada dolar TL kurunun 5.75 civarında olması lazım. Bu benim şahsi görüşüm değil bilimsel araştırmalar var o gösteriyor. Türkiye gibi ülkeler toplu olarak ciddi bir virüs riskine tabi olduğu düşünüldüğü için dolar yükselebilir. Bir de tabii halkımız normal olarak böyle zamanlarda TL’ye değil dolara ve altına güveniyor. Yani bu 100 yıldır yerleşmiş bir gelenek.
Ama işler normale dönerse halktaki kaygı azalırsa o dolarları satıp yeniden TL’ye dönerler. Türkiye’de bankaların ATM’lerinin para vermediği bir durum görür müyüz? Yok görmeyiz dediğim gibi bu Allah göstermesi salgının İtalya İspanya boyutlarına gelmesini gerektirir. Sebebi de şu bizde bankalarda bir sıkıntı olmaz onlar devlet kahanesinde. Para basmakta da bir sıkıntı olmaz merkez bankası. Ama sen o banknotları bil fiil ATM’ye yerleştirecek eleman bulabilir misin?
Soru budur. Kuvvetle muhtemelen bir işsizlik üzerinde kendini hissettirecek. Bu sorunu ortalık kalktıktan sonra kendini önümüzdeki dönemde uzun dönemde bir enflasyon olarak hissettirmesi mümkün. Türkiye’nin ihtiyat akçesinin büyük ölçüde kullanıldığı söyleniyor. Vergilerde indirimler yapılıyor. Bizim bunları kaldıracak gücümüz var mı sizce? Şimdi şunu söyleyeyim eğer kastettiğiniz şey geçerse ki şu merkez bankası yedek akçelerin alınması hikayesi ise orası bir tartışma konu oldu. Şunu da unutmamak lazım. Türk Ticaret Kanunu gereği bu şeyler merkez bankasında kendi özak yapısı itibariyle bir ihtiyat akçesi, yedek akçe tutuyor. Evet geçen sene Türkiye gerçekten bütçe açığı konusunda bence belli fazlasıyla açtı. Şimdi bugün gelinen noktada bütün dünyada ekonomilerin bir tek derdi var. Şartları durdurmamak, ekonominin dönmesini sağlamak ve yeni işsizlik yaratmamak. Bu nedenle de bu politikalar uygulanacak. Yani devlet birtakım destekler verecek, işsizlikle mücadele etmeye çalışacak, vergiler indirilecek. Bu işten normalize hale geldiğinde devlet tekrar durup bu verdiklerinin önerilir kısmını geri alacak zaten. Çünkü siz sokağa çıkmıyorsunuz, hiçbir şey harcamıyorsunuz, tüketmiyorsunuz ve devlet zaten oradan bir vergi almıyor. Bu işin sonu pek çok ülke için belki para basmaya gidecek. Ama Türkiye’nin zaten bugün en önemli ekonomik sorunlarına bir tanesi enflasyonun yüksekliği. Para basmak Türkiye içinde, başka ülkeler içinde kısa vadeli çözüm gibi gözüküyor olabilir.
Ama bugünün kısa vadeli çözümlerin orta uzun vadeli başka bir takım makro ekonomik sorunları beraberine getirecek. Maalesef Türkiye’de bunlardan nasibini alacak. Mümkün olduğunca kontrol altında tutmamız lazım. Çünkü bular çekildiğinde herkes kendi kendiliğine baş başa kaldığında yeniden bir yüksek enflasyon, daha da yükselmiş bir enflasyonla baş başa kalırsak, bu tekrar bizim için faizleri yükselmesi demek, tekrar kırılganlıkları demek pek çok şeyi bir döngü halinde yaşama riskimizi ortaya çıkartacak. Türk dedesi kan kaybetmeye devam eder mi sizce bu yıl içinde? Bu sadece Türkiye’ye özel bir durum değil. Dünyada pek çok şeyin fiyatlamasında gerçekten bir cinnet fiyatlaması yaşanıyor. Yani ne alırsanız alın finansal piyasada değer kaybettiğini görüyorsunuz. İste sede alan para kaybediyor, altın alan para kaybediyor, petrol alan para kaybediyor. Petrol üretenler petrolün yediği dayaktan dolayı etkilendiler. Rusya gibi herhalde. Pek çok şey. Bu işler normalize olduğunda bütün gelişmek doları ülkelerde olduğu gibi Türk lirası varlıklarına da bir değer kazanımını göreceğiz. Ama sürecin uzaması bu fiyatlamanın köşeye doğru gitmesine neden olur. Altı yirmi beşin üstünde bir fiyat zaten bizi altı ellere kadar götürecekti. Altı altmış bir görmüş. Altı altmış dediğiniz yer çoğumuzun gerek beklenti olarak gerekliyorsa fiyatlaması olarak iki bin yirmi yıl sonunda görmeyi hedeflediğimiz seviyeyi. Şimdilik altı ellinin altında buralarda bir yerde tutunmaya çalışıyor. Gözüken şu ki altı on beş, altı yirmi beş bir kere buraların altı artık kalmadı.
Ama altı ellinin üstünde kalan bir kur şartlar da daha zorlaşırsa şüphesiz ki bir miktar daha yukarı gidecek yeri var. Eğer bugün marketlere gidip istediğimiz ürünü raflarda bulabiliyorsak bu tarımsal üretim sayesindedir. Açlığı, kıtlığı görmemek için tarımsal üretimin ve hayvancılığın devam etmesi gerekiyor. Salgının kırsala sıçramaması o yüzden çok önemli.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bir bilimsel komite oluşturarak ilçe bazında köy köy üretimin nasıl sürdürülebileceği konusunda üreticileri bilgilendirmesi ve bir planlama yapması hayati önem arz ediyor. Tarım uzmanı Ali Yıldırım ise eğer önlem alınmazsa önümüzdeki bir iki ayda ülke genelinde kıtlık görebiliriz diyor. Ne kadar doğru ne kadar yanlış siz yorumlarda kendi fikirlerinizi belirtin. Umarım bu video hoşunuza gitmiştir. Her hafta yeni bir video yapıyorum. Yeni videolarımı kaçırmamak için kanalıma abone olabilirsiniz.
Videoma konuk olan Atilla Bey ve Mert Bey de çok teşekkür ederim. Ekonomik konusunda güncel videolar yapmaktalar ve eğer ilginizi çekerse onlara da açıklama kısmındaki linklerden abone olabilirsiniz. Son olarak insanların evde kalmalarının bu denli önemli olduğu bu günlerde çorbada tuzun olması maksadıyla bazı akşamlar canlı yayın açmayı düşünüyorum. Bu yayınlarda karantina günlerine özel sohbetler edebiliriz, kitaplar okuyabiliriz. Eğer böyle bir etkinlik serisi isterseniz bu videoyu beğenerek veya abone olarak bana belli edebilirsiniz.
Bir sonraki videolarda görüşmek üzere.
Hoşçakalın. Ben Ruhi Çenet.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir