"Enter"a basıp içeriğe geçin

Dünya Çekirdeğine Doğru Kazılmış EN DERİN Çukura Yolculuk!

Dünya Çekirdeğine Doğru Kazılmış EN DERİN Çukura Yolculuk!

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=Mj0rG9iDYKU.

Herkese merhaba ben Ruhi Çenet. Bu videoda hem dünyanın en derin ve gizemli noktalarına doğru birer yolculuk yapacağız, insanoğlunun dünyanın çekirdeğine doğru ulaştığı, kilometrelerce derinlikte ki tünellerini göreceğiz, hem de varsayıma dayalı deneysel bir konu işleyeceğiz. Önce deneysel konu. Dünyanın bir ucunda kazı çalışmasına başlayıp, diğer ucuna doğru up uzun bir tünel kazdığımızı ve bu tünelin dünyanın diğer ucundan çıktığını hayal edelim. Şimdi dünyanın içinden geçen bu delikten atlayalım. Bizi bu yolculukta neler beklerdi? Diğer taraftan çıkarak, dünyanın bir ucundan diğer ucuna yapılmış en hızlı seyahati gerçekleştirebilir miydik? Konuya geçmeden önce bu videonun sponsoru Trendyol’a teşekkür ederim. Açıklama kısmına koyduğum linke tıklayıp ve sizin için oluşturulmuş Ruhi20 kodunu kullanarak,
Trendyol Miele ve Trendyol Men ürünlerinde geçerli olmak üzere 100 TL ve üzerindeki alışverişlerinize 20 TL indirim kazanabilirsiniz. Bir kişi indirim kodundan yalnızca bir defa faydalanabiliyor. Ve kod ay sonuna kadar geçerlidir. İndirim kodu Garage Sale butiklerinde geçerli değildir. Geçerli tüm ürünlere, bu videonun açıklama kısmının en üstüne koyduğum linke tıklayarak ulaşabilirsiniz. Ayrıca tüm kategorilerde inanılmaz indirimler olacak. Efsane günler indirimleri gelecek.
Şimdiden alınacaklar listenizi hazırlayabilirsiniz. İlk başta yer çekimi bizi dünyanın merkezine doğru hızla çekerdi. Ve çekirdeği geçip diğer tarafına geçtiğimizde ise yer çekimi bizi yavaşlatır. Fakat momentumumuz sayesinde diğer kutba göre yukarıya doğru çıkmaya devam ederdik ve diğer uca ulaştığımızda da dururduk. İlk atladığımızda bize uygulanan çekim kuvveti derinlere doğru ilerlediğimizde azalır. Çünkü dünya yüzeyindeki çekim kuvveti, dünyanın ortalarındaki çekim kuvvetinden fazladır. Bu çekim kuvveti dünyanın merkezine ulaşılınca ise sıfırlanır. Çünkü her yerden eşit miktarda çekiliyor oluruz. Merkeze vardığımızda tıpkı uzaydaki bir astronot gibi ağırlıksız hissederdik. Yer çekim kuvveti, daha doğru ifade etmek gerekirse kütle çekim kuvveti, gezegenin kütlesiyle doğru orantılıdır.
Mars dünyadan küçük olduğu için orada kütle çekim kuvveti daha azdır. Ay hem dünyadan hem de Mars’tan küçük olduğu için orada kütle çekim kuvveti daha da azdır. 100 kilogramlık bir kişi Mars’ta 38 kilogram, ayda ise 16,5 kilogram gelirdi. Biz de dünyanın içine düştükçe sanki içinden geçtiğimiz dış katman kesilmiş çesine daha küçük ve tıraşlanmış bir dünyadaymışız gibi daha düşük bir kuvvetle aşağıya doğru çekilirdik.
Peki çekirdeğin diğer tarafına ulaşınca çekim kuvveti ne olur? Bu tür problemleri anlama konusunda şemayı ters çevirmek yardımcı olabilir. Eğer 180 derece çevirecek olursak diğer taraftan da atladığımızı görürüz. Bu durumda da yine MG kuvvetiyle düştüğümüzü görürüz. Yani delikten atlayınca ilk yarıda hızımız sürekli artacak, sürekli artacak ve merkeze geldiğimizde hızlanmamız duracak
ama yine de momentumumuz gereği çok hızlı bir şekilde seyahat ediyor olacağız. Daha sonra ikinci yarıya geçince güç yön değiştirecek. Hızımız sürekli azalacak, sürekli azalacak ve diğer kutba ulaştığımızda eğer birisi bizi çekmezse tekrar geldiğimiz yöne doğru düşmeye başlayacağız. Yani sürekli kuzey kutbundan güney kutbuna, güney kutbundan kuzey kutbuna doğru yukarı aşağı gidiyor olacağız.
Yerçekimi kuvvetine dikkate alarak internette yapılmış matematiksel hesaplamalar ilk atladığımız noktadan dünyanın çekirdeğine ulaşmamızın 19 dakika civarında olacağını göstermektedir. Bu denklemlere göre tahminen düşüş hızımız saatte 40.000 km’ye kadar çıkardı. Diğer bir değişle ses hızının 32 katındaki bir hızla seyahat ederdik. Toplam yolculuk ise tahminen 38 dakika sürerdi.
Herhalükarda dünyanın kuzey kutbundan güney kutbuna yapılmakta olan 40 saatlik uçak yolculuklarından daha kısa olurdu. Tabi bu durumda hava sürtünmesinin olmadığını ve hayali karakterimizin sağa sola çarpmadığını varsayıyoruz. Tünelde hava olsaydı bu hava karakterimizin hızını yavaşlatacaktı. Öyle ki hava sürtünmesi ortalama ağırlıktaki ve hacindeki bir insanın hızını saatte 195 km ile dengeler.
Yani gökyüzünden atlasanız maksimum hızınız 195 km bölü saat civarında olurdu. Bu düşünce deneyini gerçekleştirebilmek için tünelin içindeki havayı tamamen boşaltabilecek bir vakum sistemi olmalı. Ve dünyanın çekirdeğindeki yüksek sıcaklıktan ve hava basıncından korunmak için yüksek teknolojili bir uzay kostümü giymemiz gerekirdi. Bu kostüm nefes alacağımız oksijeni dahi bize sağlamalı. Peki eğer insanoğlunun tek amacı dünyanın merkezine şukur kazmak olsaydı bugünkü modern teknoloji ile ne kadar derine inebilirdik? Dünyanın yüzeyini herhangi bir yerden kazmaya başlasaydık çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye’de de bir mezarın gömüldüğü asgari derinlik, sağlık bakanlığı tarafından en az 1,5 metre olarak belirtildiği için 1,5 metre derinlikten sonra ölülerle karşılaşırdık.
3 metre altına geldiğimizde yer solucanı olarak bilinen ve derinlere uyuk açabilen bazı solucanların yaşadığını görürdük. Aşağıya indikçe 6 metre derinlikte metal dedektörlerle değerli madenleri aramaya çalışan insanların sinyal algılama menziline ulaşırdık. 12 metrede bir hayvan tarafından kazılmış en derin çukur karşımıza çıkardı. Nilt imsahının çukurları. Farklı ülkelerde sığınakları ve yeraltı mezarlarıyla tamamen yerin altında olan şehirler vardır.
Yerin 85 metre altına indiğimizde bu şehirlerin en derin olanı Türkiye Kapadokya’da bulunan derin kuyuyla karşılaşırdık. Bu 18 katlı yeraltı şehri tahminen yaklaşık 20 bin kişiyi barındırıyordu. 100 metre derinlik ise hükümetlerin nükleer atıkları gömdükleri genel derinliktir. 122 metrede ise bir bitki kökünün ulaştığı bilinen en derin mesafe var. Güney Afrika’da bulunan bir incir ağacının ulaştığı nokta. 240 metreye geldiğimizde Japonya’da Honshu ve Hokkaido adalarını birbirine bağlayan dünyanın en derin demir yolu bulunur. 287 metrede ise Norveç’te bulunan dünyanın en derin karayolu tüneli vardır. 305 metre derine indiğinizde ise yüzeyde patlayan birçok atom bombası sizi yine de öldürebilir, sakınamazsınız. 392 metre derine inerseniz inanılmaz bir şekilde insan eliyle kazılmış en derin çukuru görürdünüz. Bu 1862 yılında kazılan ve Birleşik Krallık’ta bulunan Wadingdean su kuyusudur. 603 metrede ise korkunç bir şeyle karşılaşıyoruz. Bir mağaranın içindeki en derin dikey düşüş. Eğer bu mağaranın içinde bulunacak ve bu dikey çukura düşecek kadar şanssız olsaydınız tepeden zemine ulaşmanız 11 saniye sürerdi.
Bilinen en derin mağara ise 2197 metre derinliğe sahip Gürcistan’daki Kuribera mağarasıdır. Ama düşebileceğiniz en derin çukur bundan çok daha derinde. Güney Afrika’da bulunan 3132 metre derinlikte ki Muap Kotsom isminde bir maden, asansörle yüzeyden zemine ulaşıp 4 buçuk dakika sürüyor. 3600 metrede en derinde yaşayan çok hücredi canlıya keşfediyoruz. Bu korkunç görünümlü solucanın ama insanoğlu daha da derinlere inmeyi başardı. Yine Güney Afrika’da bulunan 4000 metre derinlikte ki bir madenin en derin noktasında sıcaklık bunaltıcı bir seviyeye ulaşıyor. 66 santigrat derece. Yüzeyden aşağıya inmesi 1 saatten uzun sürüyor. 6000 metre okyanus tabanlarının ortalama derinliğidir. 10.999 metre ise okyanusların en derin noktası olan Mariana Çukuru’nun derinliği. İnanılması güç ama bu kadar derinliklerde bile insanoğlu plastik çöplerin ulaştığını keşfetmiştir. Ama insanoğlu bundan da çok daha fazla derinlere doğru kazabilmiştir. 12262 mesle Kola Süper Derin Sondajının derinliğidir.
Sovyetler Birliği’nin yer küreği kazmak için başlattığı bu projede araştırmacılar hedeflediklerinin sadece üçte birine kadar kazabildiler. Çünkü sıcaklık 180 santigrat dereceye kadar gelmişti ki bu da kazımakinelerinin çalışmasına engel oluyordu. Ayrıca bu çukur sadece 23 santimetre genişliğinde. Yani kazı ara içine düşemeyeceğiniz kadar dar. Eğer yüzeyden deliğin içine bir taş atsaydınız dibine kadar düşmesi yaklaşık 50 saniye sürerdi.
Yakın bir zamanda bu derinliği Z44 Çavyo Petrol Kuyusu 12376 metre ile geçti. Bu da dünyanın en yüksek gökdeleni olan Bush kalifa binasından 15 tane üst üste konulmasına denktir. Ve Z44 Çavyo Petrol Kuyusu insanoğlu tarafından kazılmış en derin çukurdu. Yer kabuğunun kalınlığı 70 bin metreye kadar çıkabiliyor.
Gezegenimizin merkezi ise yüzeyden itibaren 6371 kilometre derinlikte. Eğer dünyanın yüzeyi İspanya’daki Berselona, dünyanın merkezi de Yeni Zelanda’daki Auckland olsaydı insanoğlunun yer altında kat ettiği mesafe bu minicik önemsiz mesafeye denk olurdu. Bu arada harita tünelleme araçları kullanarak haritada işaretlediğiniz bir noktanın tam karşısındaki noktanın nereye geldiğini görebilirsiniz.
Türkiye’nin tam karşısında pasifik okyanus bulunur. Son olarak ekranda gördüğünüz bunun gibi drenaj delikleri ise bir barajın veya yolun tepesine tehlikeli bir şekilde yaklaşan suyu tahliye etme amacıyla inşa edilir. Aslında normal olarak böyle görünürler. Ancak su seviyesi yükseldiğinde yeryüzündeki dev çukurlar haline gelirler. Umarım video hoşunuza gitmiştir.
Açıklama kısmına koyduğum linke tıklayarak ve ruhi 20 kodunu kullanarak Trendyol Miele ve Trendyol Ment ürünlerinde geçerli 100 TL ve üzeri alışverişlerinizde 20 TL indirim kazanacağınızı unutmayın. Bu videoyu oluştururken yararlandığım bilgi kaynaklarını görmek için açıklama kısmına da bakabilirsiniz. Bir sonraki videolarda görüşmek üzere.
Hoşçakalın.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir