300 Yıllık Sır – MASONLAR Hakkında Her Şey
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=iuHYJewqEbM.
Müzik Burası terk edilmiş bir Mason mabedi. Benzerlerin de olduğu gibi duvarlar Masonik sembollerle dolu. Ormanlık arazi içinde kalan bu yapı bir zamanlar gizlice buluştukları yerlerden biriydi. Artık kimse yok. Masonluk, dünyanın en eski ve gizemli yapılanmalarından biri. Haklarında bir çok şey duyduk. Ancak sırları hala tam olarak bilinmiyor. Bu insanların amaçları ne? Bugüne kadar sakladıkları gizemler neler? Şu ana kadar Masonlukla ilgili yapılmış en detaylı videoyu izlemek üzeresiniz. Başlıyoruz.
Mason, Fransızca bir kelimedir ve duvarcı demektir. Tam olarak ne zaman ortaya çıktığı bilinmiyor. Ancak sembolik olarak Masonlar Hiram Usta adında birini kendi kurucuları ve ilk Mason kabul ederler. Efsaneye göre Hiram Usta, Süleyman Peygamber tarafından yaptırılan Süleyman Tapınağını inşa eden ustadır. Kendisi dul bir kadının çocuğu olarak da bilinir. Tabii ki bu sembolik bir kuruculuktur. Eldeki delilere göre ise bilinen ilk Mason yapılanmaları ortaçağ Avrupa’sına dayanıyor. Özellikle 13. yüzyıldan sonra büyük kiliselerin inşaatlarını yapan ustalar inşaat sırlarını saklamak, yeni duvar işçilerinin çıraklığa, kalfalığa ve ustalığa geçişini belirlemek için Mason localarını, yani duvar işçilerinin meslek birliklerini kurmuşlardır.
Fakat bir özellikleri vardı ki onları bugünkü kıvamına getirdi. O da şu, meslek sırlarını barındırdıkları ve kiliseleri inşa ettikleri için Vatikan tarafından sırlarını ve toplantılarını gizli tutabilme hakkı tanınmıştı. İşte bu hak sayesinde Avrupalı reformist ve düşünce insanları zaman içerisinde Mason localarına girmeye başladılar.
Bu süreçle beraber 24 Haziran 1717 tarihinde Londra Büyük Locası kuruldu ve bugünkü geleneksel Masonluk sistematiği başlamış oldu. Bu süreçten sonra Amerika’nın kuruluşu da dahil olmak üzere birçok konuda Masonlar büyük rol oynadılar. Örneğin Amerika’nın kurucu büyüklerinden ve doların üzerindeki kişilerden olan Benjamin Franklin, George Washington önemli Masonlardandır.
Ve bunu saklamamışlardır da. Amerika’nın kuruluş belgesi sayılan bağımsızlık beğennamesini imzalayan 56 kişiden 15’i Mason’dur. Önemli Masonik sembollerden olan tek gözün ya da peryel ve gönyenin ABD’deki birçok anıtta sıkça görülüyor olması işte bu isimlere bağlanmaktadır.
Ancak bunların eskiye dayanan ve göze hoş gelen semboller olduğu için Masonlukla alakalı olmayan birçok alanda da kullanıldığını unutmamalıyız. Peki Masonluk Osmanlıya ilk olarak nasıl girdi? Şaşırtıcı bir şekilde bir Osmanlı padişahı Mason’dur ve bu tarihçiler tarafından da ortak olarak kabul edilmektedir. Osmanlı topraklarında Masonluğun gelişimi incelendiğinde Londra’daki ilk büyük lojanın kuruluşundan sadece 4 yıl sonra 1721 yılında Fransız Masonlarının İstanbul’da bir loja kurdukları görülür. Fakat bu Osmanlılara ait bir loja değil Fransızların bir koluydu. Padişahlar arasındaki tek Mason ise 5. Murat’tır. Sultan 5. Murat henüz şehzadelik dönemindeyken 22.1872 yılında Tekriz Töreni ile Masonluğa giriş yapmıştır. Kendisi padişah olduktan bir süre sonra akıl sağlığını kaybetmiş bu nedenle tahttan indirilerek yerine kardeşi 2. Abdülhamid geçmiştir. Sultan 2. Abdülhamid ise ilk zamanlarda Masonluğa karşı olumsuz tavır almamıştır.
Bu tutumunda İngiltere ve Fransa gibi ülkelerle Osmanlı arasındaki uluslararası ilişkilerinde etkili olduğu söylenebilir. Ancak Masonlar Mason olduğu için 5. Murat’ın yeniden tahta çıkmasını istediklerinden dolayı Abdülhamid ile sık sık çatıştılar. 5. Murat’ın 1905 yılındaki vefatından sonra 2. Abdülhamid’in Masonluğa karşı tutumunda net bir değişim fark edilir.
Daha önce gözetim altında tuttuğu İstanbul’daki Masonik faaliyetlere eskisi kadar hoşgörüle davranmadığı görülür. Birkaç yıl İstanbul’da Masonik faaliyetler görülmez ancak diğer Osmanlı şehirlerinde Mason locaları açılmaya devam etmiştir.
1909’da ilk Türk Mason locası kurulur. Hatta yine bu tarihlerde yapılan ve bugün Ziraat Bankası Karaköy binası olarak bilinen tarihi binanın işlemelerinde Masonluğun korucusu kabul edilen Hiram ustayı ve Dul kadını temsil eden çeşitli heykeller görebilirsiniz.
Binadaki heykellerde Dul kadının çocuklarıyla olduğu görülür. Masonik anlatıma göre Hiram usta Dul bir kadının çocuğudur. Bu nedenle Masonlar için Dul kadının çocuğu tanımı da kullanılır.
Mason localarında zaman zaman Dul kadının kesesi gezdirilir. Bu bir para kesesidir. Eski bir gelenek olarak herkes kesenin içine para koyar ya da ihtiyacı olanlar bu keseden para alır. Tabi ki bu gizlilik esasına dayalı olarak yapılıyor.
Kimler Mason olabilir? Öncelikle bir Tanrı inancına sahip olması gerekiyor. Herhangi bir ateist Mason olamaz. Masonlar Tanrı tanımı için evrenin Ulu Mimarı sıfatını kullanırlar.
Ve hür ve kabul edilmiş Masonluğa baktığımızda 21 yaşını doldurmuş bireyler Mason olabilir. Mason çocuklarına ise 18 yaşında bu haktan anıyor ve erkek olmalı. Geleneksel Masonluğa göre Türkiye’de ve dünyada kadınlar asla Mason olamaz.
Sosyal çevresinde takdir edilen, eğitimli ve örnek teşkil eden bireyler olmalı ve mesleklerini icra etmelerine bir engelleri bulunmamalıdır. Yani genel olarak engelliler Mason olamıyor.
Her ne kadar Masonlar ekonomik bir şart gözetmediklerini söylese de bugüne kadar yoksul bir Mason pek de görülmüş değildir. Şahıslar kendileri aday olurlar. Aday olan kişilerin hakkında derin bir araştırma yapılır. Eğer aday tüm incelemeler sonucunda onaylanırsa, tekris adı verilen bir kabul töreni yapılır.
Bu tören Masonların mabet adını verdiği ve locaların içerisinde kimsenin giremediği bir bölümdedir. Tören tamamen mistik unsurlarda yoğrulmuştur.
Neredeyse insanlık tarihindeki bütün ritüellerden alıntılar vardır. Adayın gözleri bağlanır ve çeşitli sorular sorulup sözler söylenir. Şu anda gizli çekilmiş bir kabul töreninden kısa bir bölüm izleyeceksiniz.
Sayın baylar, her şeyden önce bize söz verdiğinizi istiyorum. Aramızda alınmanız kabul edilse de edilmese de bizim düşünce odası dediğimiz o karanlık bölgeye girdiğimiz andan başlayarak şu ana kadar görüp işittiklerimizi ve bundan böyle burada işleyeceklerimizi gözlerimiz açıldıktan sonra da göreceklerimizi de görmek istiyoruz.
Hiç kimseye söylemeyeceğinize namusunuz ve onurunuz üzerine söz vere misiniz?
Baylar, az önce okunan anı şimdi benimle birlikte tekrarlayınız. Evrenin ulu mimarı simgesiyle, burada bulunan masum topluluğu önünde, kendi istek ve buyrultumla içtenlikle dolu olarak söz veriyorum.
Bana söylenilecek ve gösterilecek mason gizemlerini bir masondan başkasına ve mason locasından başka yerde açıklamayacağım.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta her ülkenin mason localarının kabul törenlerini kendi kültürleriyle harmanlayarak yapmalarıdır. Türkiye’deki localarda Şeyh Edebali, Dede Korkut, Yunus Emre, Ebu Hanefi gibi Türk kültürünün ve İslam dünyasının önemli isimlerinden alıntılar yapılır. Burada mesele, kısadan hisse vermektir. Her mason locasında Kuran, İncil ve Tevrat bulunur. Üyelerin dini neyse o dinin kitabına da yemin ederler. Eğer Hindistan’daki mason localarına gidecek olursanız orada Hinduizm temelli bir masonluk görürsünüz. Türkiye’de Müslümanlık temellidir.
Avrupa ülkelerinde ise Hıristiyanlık temelli. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Zaten her ülkenin mason locası birbirinden bağımsızdır. Örneğin İngiltere’deki loca Almanya’daki locayı etkileyemez ya da yönlendiremez. Sadece locanın temel prensiplerinde ve gizlilik kurallarında birbirlerine bağlıdırlar.
Masonlar birbirlerine kardeş derler ve birbirlerinin zor zamanlarında yanlarında olacaklarına dair söz verirler. Değer sıralamaları ise şöyledir. Önce kendini seveceksin, sonra aileni seveceksin, sonra vatanını seveceksin, sonra mason kardeşlerini seveceksin. Çünkü kendisini ve ailesini sevmeyenin vatan sevgisinden şüphe edilir diye düşünürler.
Aynı zamanda mason localarında din ve siyaset tartışmak kesinlikle yasaktır. Bu temel ilkelere aykırıdır. Tabii ki bireysel dostluklarında ve özel sohbetlerinde bunu konuşabilirler. Ancak loca toplantıları ve mabet toplantılarında asla bu konular tartışılmaz. Hatta bir dönem siyaset Türkiye’deki locaların bölünmesine neden olmuştur.
Süleyman Demirel başbakan olacağı zaman mason olduğu dedikoduları basında yer almıştı. O da locadan mason olmadığına dair bir belge istedi ve o dönem büyük üstad bu belgeyi verdi. Nitekim çoğunluk bu durumun masonlunun prensipleriyle uyuşmadığını düşündüğü için bu olayda yer alanlar locadan çıkarıldı ya da istifa etti.
Peki bu insanların amacı nedir? Neden mason olmak istiyorlar ve böylesine karmaşık ritüeller gerçekleştiriyorlar? Masonik yayınlar masonluğun amacını iyi ahlaklı ve erdemli insanlar arasında kardeşliğin kurulması, insanlığın hürriyet içinde fikri ve sosyal olarak gelişmesi, olgunlaşması, gerçeği araştırmasıdır şeklinde açıklar. 2010 yılında Fatih Altaylı’nın sunduğu TKTek programına dönemin mason locası büyük üstadı Remzi Sanver katılmış ve Türkiye tarihinde bir ilk olarak masonlukle ilgili derin açıklamalarda bulunmuştu. Remzi Sanver’in anlatımına göre masonluk insanı kamil olma yolunda, kişisel gelişim ve olgunluğa erişmede önemli bir yoldur. Daha iyi bir dünya, daha yardımsever insanlık için böyle bir yol vardır.
Tabii ki bu tanımın mason locası eski büyük üstadına ait olduğunu da unutmamak gerekiyor. Neden böyle ritüeller yapıldığı kendisine sorulduğundaysa, ”Biz bir tiyatro oynuyoruz, izleyicisi olmayan bir tiyatro.” demişti. Masonluğun 33. derecesi nedir? Masonluğu anlamak için bu noktaya biraz dikkat etmelisiniz. Aslında masonluğun 3 seviyesi vardır. Çırak, Kalfa ve Usta. Ancak bir de masonluğun paralel versiyonu diye tanımlayabileceğimiz RIT adı verilen ayrı mekanizmalar görülür. Genellikle mason locasına üye olanlar, bu ritlerden birine de üye olurlar. Örneğin Türkiye’de uygulanan RIT, İskoç RIT’i olarak bilinir ve 33 seviyededir. Her seviyeyi atlamak ortalama 8 ayla 1 yıl arasında bir zaman alır. 33. seviyede ancak 33 kişi olabilir. Birçok çeşitli RIT vardır. Örneğin eski Mısır menfezini kabul eden RIT 99 seviyelidir. Bu ritlerden birini seçmek masonun kişisel tercihine ya da o ülkede yaygın olarak tercih edilmesine bağlıdır. Her derece atlamada ayrı bir tören yapılır ve her derecenin o derecedeki kişinin bildiği sırları vardır. Video açıklamasına koyduğum linklerde bu derecelerin isimleri gibi detaylı bilgilere ve kaynaklarıma ulaşabilirsiniz. Mason sembollerinin anlamları nedir?
Tabi ki hepsine giremeyiz ancak birkaçını inceleyelim. En ünlü mason sembolü ortasında G harfi olan pergel ve gönyedir. Pergel ve gönye hem matematik hem de inşa alanında temel ürünlerden biridir. Ancak içindeki G harfinin anlamını masonlar da bilmiyor. Buna İngilizce God yani tanrı, geometri gibi anlamlar verenler olduğu gibi her mason kendi anlamını da yükleyebilir. Örneğin gönül, güzellik anlamları verebilirler. Masonlukta sembollerle düşünme mantığı vardır. Ancak semboller net anlamlara değil kişisel ve kültürel olarak değişen anlamlara sahiptir. Durun mason sembolleri demişken şuna bir bakın. Goggles Gmail emblemiyle mason önlüğü arasındaki benzerlik sizi de şaşırtmadı mı? Muhtemelen bu tasarımı yapan kişi bir masondu. Tek göz, tanrının gözü, sürekli izlenmek kimlerine göre masonların gözü masonların üzerindedir anlamına da gelmektedir. Sütunlar Mabet içindeki sütunlar genellikle Süleyman tapınağını sembolize etmektedir. Zaten mabette ritüeli yöneten Üstad da Kral Süleyman’ı sembolize ediyor. Tokmak
Adaletin tokmağı Hiram ustanın tokmağı anlamlarındadır. Güneş ay sembolleri mason ritüellerinde önemli bir yer tutar. Bu sembollerin masonluğa karşı olanları dağıtmak için kullanıldığı ve ayrıca disiplini sembolize ettiği bilinmektedir. Lojalarda güneş doğu tarafında, ay ise batı yönünde yerleştirilir. Bunların loja çalışmalarında ve ritüellerindeki önemi masonik kaynaklarda şöyle anlatılır. Güneş, ay ve yıldızlar ilahi ve geometrik gerçekleri oluştururlar. Bu ilahi ve geometrik gerçekler loja çalışmalarında doğruyu süslerler. Akasya bitkisi ise ölümsüzlüğü sembolize eder. Davut yıldızı ise insanı sembolize eder ve ismi ile kullanılmaz. Ayrıca masonik yaş ve masonik takvim de vardır. Bir masonun derecesi yaşı olarak da kullanılır.
Bazı mason ritleri de sembolik olarak insanlık tarihini milattan önce 4000 yılından başlatırlar. Yani günümüze 4000 yıl eklerseniz masonik takvimi elde etmiş olursunuz. Masonların illüminati ile ilişkisi var mıdır? Fatih Altaylı Tek Etek programında Remzi Saviye’ye masonluk ve illüminati ilişkisini sorduğunda Remzi Saviye şu cevabı vermiştir.
Illüminati 19. yüzyılda kurulmuş ve dünya düzenini değiştirmek gibi politik amaçları olan bir yapılanmadır. Kurulduktan bir süre sonra ise yok olmuştur. Öncesinde ya da sonrasında masonlarla bir bağı asla olmamıştır. Günümüz Türkiye’sinde 15.000 hür ve kabul edilmiş mason ve 260’dan fazla loja bulunmaktadır. Genellikle her loja iki haftada bir toplanır. 1935 yılında mason locaları ülkemizde kapanmış, 2. Dünya Savaşı sonrasında ise dünyadaki baskı unsurlarının yıkılması, özgü düşünce fikirlerinin yeniden belimsenmeye başlamış olmasıyla, 1948 yılında Türk masonları İstanbul valiline dilekçe yazarak yeniden faaliyete geçme kararı vermiş, ancak hür ve kabul edilmiş büyük mason locasının kurulması 1956 yılını bulmuştur. Şu bir gerçek ki 19. ve 20. yüzyılda Dünya Savaşları’nın dönüşüm zamanlarında her görüş ve fikirden isim mason localarına girerek izlenmeye ve takip edilmekten kendini bir nevzede olsa korumaya çalışmıştı. Aynı zamanda bu güçlü insanlarla tanışarak çevre yapmanın da bir yöntemiydi.
Ancak günümüzde mason localarının dünya çapında ne eski gücü ne de eski gizliği vardır. Kimine göre ise masonları gözümüzde bu kadar büyütmemizin sebebi dışa kapalı olmalarıdır. Onlar kendilerini güçlü ve gizemli göstermeyi seviyorlar. Aslında tek yaptıkları şey, zengin iş adamlarının çevre edinmek için bir araya geliyor olmaları. Başka hiçbir amacı yok. Gizli olandan korktuğumuz için abartıyor ve komplo teorileri üretiyoruz.
Tabii ki bu bir bakış açısıdır. Kimine göre ise ülkeleri yönlendiren dünyanın en güçlü gizli örgütü. Kimine göre ise diğer derneklerden hiçbir farkı yok. Peki sizce hangisi? Ben Engin Deniz. Beni video açıklamasına koyduğum Instagram hesabından da takip edebilirsiniz.
Görüşmek üzere.
İlk Yorumu Siz Yapın