309 Yıl Uyuyan Ashab-ı Kehf (7 Uyurlar) – Serdar Tuncer
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=jfSerTG99L0.
Selamun aleyküm Erenler ve dahi Erenlere gönül verenler, hatta ve hatta Erenlere gönül verenleri sevenler ve dahi Bağsübade-el Mevd hakikatine yakinen iman edenler. Ne demek Bağsübade-el Mevd? Öldükten sonra dirilmek. Cenab-ı Hak biz dünyadan göçtükten sonra, kıyametten sonra günü geldiğinde bütün insanları diriltecek.
İşte buna Müslümanlar iman eder. Zaten iman etmeden Müslüman olunmaz. Ama bir de buna yakin kesbetmek var. Hakikaten böyle oldu. Mesela İbrahim aleyhisselam Allah-u Teala diyor ki, ”Ya Rabbi nasıl sen öldükten sonra dirilteceksin?” İnanmıyor musun Ya İbrahim? Haşa Ya Rabbi. Yakinim artsın istiyorum diyor. Merak eden ilgili ayetin tefsirine etraflıca bakabilir. Bir eve penceresi kadar düşer ayın ışığı. Hacı Ubeydullah Ahrar Kudüs-i Sürruh böyle buyurmuş. Ashab-ı Kef, Kral Dakyanus devrinde bir rivayete göre Tarsus’ta yaşamış yedi genç. Tarsus’ta olduğu da rivayet ediliyor, Ürdün’de bir yerde olduğu da rivayet ediliyor, başka bir yerde de olabilir. Şimdi yedi kişi oldukları rivayet edilir fakat burada da Kur’ân-ı Kerim’de kesin bir sayı verilmiyor. Ashab-ı Kehve’de ayrı. Bir dönemde yaşadıklarını biliyoruz. Yaşadıkları devirde Dakyanus isminde, kuvvetle muhtemel, Putperestli hükümdar olduklarını biliyoruz. Ama böyle yaygın kanaat olarak da yedi kişi olduklarını biliyoruz. Yemliha, Mislina, Mekselina, Mernuş, Deberuş, Şazenuş, Kefeç’te Tayyuş. Bu isimler enteresandır. Ashab-ı Kehve’nin isimlerini bazı irfan ehli gece uyuma zorluğu çeken kişilere tavsiye etmiş. Söyledikçe uyattığında uyku tutmuyor. Diyor ki say onları çünkü Allah onları 309 sene uyuttu. Az sonra geleceğiz oraya. Uyuyamıyorsan gözlerini kapat onların ismini say diyor. Yemliha, Mislina, Mekselina, Mernuş, Deberuş, Şazenuş, Kefeç’te Tayyuş, Kıtmir. Bak Kıtmir’i de say. Niye? O onlarla beraberdir. Salihlerle beraberdir. Onun için Ashab-ı Kehve, Kıtmir diye anlatıyoruz. Hadise şu. Bu gençler, rivayet o ki, Dakyanus’un da yakınında bulunan gençler, hani akrabasından olabilirler, sarayda görevli olabilirler, salih gençler. Dakyanus, Putberest zaman geçtikçe ilahlık iddiasında bulunuyor. Tıpkı işte Firavun’un dediği gibi, ben Allah’ım, haşa demeye başlıyor. Ve kendisine inanmayanları, tevhid ehli olanları da zulmederek, işkence ederek, onları şehirlerin girişlerinde asıyor falan insanlar görsünler de imanlarından vazgeçsinler. Bu bizim Ashab-ı Kehve’mizin de yanındaki gençlerin de tevhid ehli olduğunu duyunca,
küplere biniyor ve çağırttırıyor onları huzuruna. Sizi cezalandırırım diyor. Fakat rivayet o ki, o gençler diyorlar ki, biz imanın zevkini tattık. Senin tehditin ne olursa olsun, biz yolumuzdan dönmeyiz. Biz Allah’a iman ediyoruz. İfadeleri de şu, bizim bir ilahımız vardır ki, ondan başka ilah tanımayız.
Yerlerin ve göklerin Rabbini bırakıp da kullarının yaptığı cansız taş parçalarını da kullara da asla tapmayız. Senin teklifini kabul etmeyiz. Hükmün neyse onu yapabilirsin. Tabii böyle olunca iyice kızıyor, hiddetleniyor ve onların saraydaki vazifelerini iptal etmiş, rütbelerini söktürmüş. Onlara üç gün mühlet tanımış. Size demiş üç gün mühlet, bu üç gün içerisinde kararınızı verin yoksa gazabımdan korkun. Diğerlerine yaptığımı size de yaparım. Yakınımdı demem, şuydu demem, buydu demem, sizi de asarım. Demiş ve gitmiş Ninova’ya. Dakyanos’un Ninova’ya gidişinden istifade o üç gün içerisinde gençler rahatlamışlar ve demişler ki, bir çare düşünelim, bir çare bulalım. Bulundukları şehrin yüksekçe bir mevkiinde bir mağara var. O mağaranın içine giriyorlar. Rivayetlerde şöyle bir şey anlatılıyor, diyor ki Ashab-ı Kef aslında altı kişiydi. Onlar mağaraya doğru giderken birisiyle karşılaştılar, bir çoban. Çobanın yanında da köpeği. O çoban sordu onlara siz kimsiniz, nereye gidiyorsunuz? Biz dediler, kralın zulmünden bıktık, tevhidehliyiz, bir mağaraya sığınmaya gidiyoruz. Dedi ki ben de sizinle geleceğim. Oldular yedi kişi, kıtmirde onların arkası sıra yola düştü. Beraber girmişler, mağaraya sığınmışlar. Mağarada evlerinden getirdikleri, yiyecekleri yiyorlarmış. Gece gündüz Cenab-ı Hakk’a ibadet ediyorlarmış ve yalvarıyorlar. Duaları çok güzeldir. Ayet-i Celle bize haber veriyor. Rabbimiz bize tarafından bir rahmet ver ve şu durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla. Böyle dua ediyorlar. Bu dua, rivayet o ki Resul-i Ekrem Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem
hicret esnasında Hz. Ebu Bekir Efendimiz’e bir mağaraya sığınır ya, işte içerde Efendimiz aleyhisselatü vesselamın bu Ashab-ı Kehf’in duasıyla dua ettiği rivayet ediliyor. Rabbimiz bize tarafından rahmet ver ve bize durumumuzdan bir kurtuluş yolu lütfet. Bu duayı ettiği rivayet ediliyor. Burada enteresan bir şey var. Efendimiz aleyhisselatü vesselamın tevazuğu, yani bir adetullah var, bir sünnetullah var.
Allah daha evvel benzer bir durumda mağara ehlini bu duaları sebebiyle esirgemişti. O zaman ben de bu duayı edeyim. Tevazuun zirvesi. Efendim, Dakyanos, Ninova’dan dönünce Ashab-ı Kehf’in durumundan haberdar olmuş. Neredeler? Demişler ki efendim filan mağaraya gitti, o mağaraya sığındılar. Haa demiş hadi gidelim. Adamlarıyla beraber mağaranın kapısına gelmiş. Bakmış Ashab-ı Kehf içeride ben demiş onlara vereceğim cezayı biliyorum. İbretlik bir ceza olsun. Kapatın mağaranın kapısını demiş. Büyük kayalarla mağaranın kapısını kapatmışlar. Güneş ışığı girmeyecek kadar kapalı diri diri içeride ölsünler demiş. Madem ki benim ilahlığımı kabul etmiyorlar, açlıktan, susuzluktan, ıztırapla ölsünler. Bu mağara da onların mezarı olsun diyor.
Allah-u Teâlâ ayet-i cellede Ashab-ı Kehf’in o mağaradaki durumunu anlatırken şöyle diyor. Ey Resulüm orada bulunsaydın güneşi görürdün. Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder. Batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden, onlara temas etmeden göçerdi. Böylece onlar güneş ışığından rahatsız olmadan mağaranın bir köşesinde uyurlardı.
Sonra Cenab-ı Hak Ashab-ı Kehf’i uyandırmış. Mağara’da gençler uyanıyorlar. Ha bu arada gene Kur’ân-ı Kerim’de de haber verildiğinden hususu söyleyelim. Köpekleri de mağaranın girişinde ayaklarını öne doğru uzatmış yakmaktaydı diyor. Kıtmir başlarında öyle bekliyor. Ayrılmamış onlarda. Cenab-ı Hak Ashab-ı Kehf’i uyandırdığı vakit aralarında konuşuyorlar. Biz diyorlar ne kadar uyuduk burada? Yani bir gün ya da biraz daha fazla uyuduk herhalde diyorlar.
Ha tamam. Bu arada o dönem belki yaşanan hadiselerden birinin sebebiyle belki bir heyelân oldu, belki bir deprem oldu, bir şey oldu. O sırada mağaranın kapısındaki kayalar açılmış. Zaten kapı açılıp da içeri güneş ışığı girince muhtemelen uyanıyorlar. Uyandıkları vakit diyorlar ki ya bir gün ya da biraz daha fazla uyuduk. Bu enteresandır. Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam hadis-i şerifte diyor ki insanlar uykudadır, ölünce uyanırlar.
Bu hadis-i şerifin ışığında baktığımız vakit yaşadığımız her şey aslında bir rüya. Öleceğiz ve rüyadan uyanacağız. İşte Efendimiz o hadisin devamında diyor ki insanlar öldü dirildi konuşacaklarmış. Biz dünyada ne kadar kaldık diye aralarında konuşacaklarmış. En uzun yaşayan insan diyecekmiş ya bir gün ya da biraz daha fazla kaldık. İşte bakın Ashab-ı Kehf’in mağarada uyandıktan sonra dediği gibi. En uzun yaşayan deyince 80 yaş 100 yaş gelmesini aklında. 1000 yıl gelsin.
1000 yıl ya da 950 sene Hz. Uh’un ömrü. Onlar bile diyecekmiş ki bir gün ya da biraz daha fazla uyuduk. Birisi şöyle diyor Rabbiniz kaldığınız müddeti daha iyi bilir. Şimdi içinizden birini şu gümüş parayla şehre gönderin de bir baksın. Temiz bir yiyecek alsın gelsin, dikkatli davransın. Sakın kimseye de gözükmesin. Çünkü şöyle düşünüyorlar. Biz uyuduk, bir gün uyuduk, bir günden biraz daha fazla uyuduk. Kral neydi kralın adı? Firavun. Dakyanus.
Dakyanus, Firavun’un benzeri. Firavun gillerden Dakyanus bu. Dakyanus hala hayatta zannediyorlar. Hala o zulüm devam ediyor zannediyorlar. Anlatabiliyor muyum? Aman kimseye gözükmeyin de gidin yiyecek bir şeyler alın gelin. Şehre gidiyor ve 309 sene geçmiş aradan. Bakıyor böyle şaşkın. Şehir değişmiş, sokaklar değişmiş, evler değişmiş, insanların kıyafetleri başka. Şaşkın bir şekilde yiyecek bir şeyler almaya gidiyor. O hali düşünün.
Ve kapıdan içeri girip parayı uzattığı vakit alacaklarını aldığında adam diyor sen bir hazine buldun herhalde. Niye? 309 sene öncenin parasını getirip veriyor. Sen bir hazine buldun falan diyor. Yok diyor hazine bulmadım. Tutuyorlar onu, krala şikayet ediyorlar. Fakat o dönem yaşayan kral salih bir zat. Müminlerden güzel bir insan. Ve o da dua ediyor diyor ki anlatmaya çalışıyor insanlara. Bak Allah var, ahiret var, nasıl ahiret var diyorlar. Ya öleceğiz ondan sonra dirileceğiz. Nasıl dirileceğiz? Soru bu. O da diyormuş ki ya Rabbi şu kavme inkar ettikleri hakikat hususunda bir tecelli göster. Öyle niyaz edermiş. Ya buna inansınlar. Asal bu keften olan gençler şikayet ediliyor vesaire kralın huzuruna çıkarılıp getirilip hadiseyi kendilerine anlattıkları vakit kral Allah’a çok hamd etmiş. Demiş ki şükürler olsun ya Rabbi.
O benim anlatmaya çalıştığım şey için bana bir lütfta bulundum, ihsanda bulundum. Dönüp kavmine diyor diyor bak gördünüz mü? Gördünüz mü? Allah dilerse 309 sene bir mağarada salih gençleri uyutur. Sonra bir gün uyumuşcasına diriltir ve getirir. İşte bunu yapan Allah günü geldiğinde diriltmeye de kadirdir, bir delir.
Böyle zannediyorum ki bu hadisenin ertesinde bir gün kadar sonra Cenab-ı Hak Ashab-ı Kehvi katına alır vefat ederler. Ashab-ı Kehvi’nin hadisesi kabaca böyle fakat burada dikkat etmemiz gereken bir husus var. Ashab-ı Kehvi’nin yanındaki köpek Kıtmir yani ona köpek demeye müteddip olur. Kıtmir cennete girecek saadetli hayvanlardan bir tanesidir.
Beş hayvan derler bazı rivayetlerde on hayvan derler cennete girecek. Mesela hatırlayalım onları. Salih aleyhisselamın devesi, İbrahim aleyhisselamın buzası, İsmail aleyhisselamın koçu, Musa aleyhisselamın ineği, Yunus aleyhisselamın balığı, Üzeyir aleyhisselamın eşeği, Süleyman aleyhisselamın karıncası, Belkıs’ın kuşu Hüdhüd, Ashab-ı Kehvi’nin köpeği Kıtmir ve Efendimiz aleyhisselatü vesselamın devesi. Bu on saadetli hayvanın cennete gireceği rivayet edilir bazı rivayetlerde de beş diyor. Bunlardan bir tanesi Kıtmir ve mevzumuz Kıtmir. Baboş, Kıtmir niye cennete giriyor biliyor musun babacım? Niye? Güzel insanlarla beraber olduğu için. Maranür’de olduğu için de baba niye aralarında kedi yok ki? Bizim Luna cennete gitmeyecek mi? Luna cennete gitmeyecek ama Peygamber Efendimiz kedileri çok seviyormuş. Hatta bir sahabe var biliyor musun? Adı Ebu Hüreyre.
Hüreyre ne demek? Ebu Hüreyre. Kediciklerin babası demek. O sahabe Efendimiz kedileri çok sevdiği için Peygamber Efendimiz ona kedicik babası dermiş. Ya Ebu Hüreyre gel bakalım demiş. Efendimiz de kedileri çok severmiş. Yani şöyle bir şey olabilir. Sen Luna’yı çok seviyorsun ya. İyi bir insan olursan cennete gidersen Allah belki sana orada bir Luna verebilir. Aynısında. Yok. Nasıl yok? Çakır istiyorum. Çakır mı istiyorsun?
Sen karar ver. Allah’ım Luna olmasın. Çakır olsun. Aranızdanlaşın. Şimdi Ashab-ı Kehfin köpeği Kıtmir’in cennete gitmesi hadisesi enteresandır. Bu programda çok fazla üzerinde durduğumuz bir ayet-i jell’e vardı. Astağfirullah. يَا اَيُّهَ الَّذِينَ عَمَنُوا اتَّقُ اللّٰهَ وَكُونُوا مَا اَثْصَادِقِينَ Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber ol. Sadıklarla beraberlik mühimdir.
Şimdi Lüt aleyhisselam bir peygamber fakat karısı fasıklarla beraber olduğu için cehennemliklerden oldu. Fasıklaştı. Fakat Kıtmir salihlere bekçilik yaptığı için cennete gidecek saadetli hayvanlardan birisi oldu. Bala Cami Hazretleri de mesela buna işaretle bulunur ve çok güzel bir söyleyişle işaret eder.
Ya Resulallah Kıtmir ashabı Kehvin köpeğiydi cennete gitsin. Ben senin ashabının köpeğiyim. Cehenneme gideyim. Reva mıdır? Şimdi bu misal üzerinden sadıklarla beraberliğin ehemmiyeti anlatılır ve bir Kıtmir misal hani onlar gibi olamadık ama Erenlere gönül verdik, gönül verenleri sevdik, sevenlere laf ettirmedik. Bizim hesap.
Onlarla beraberlik inşallah onların gittiği yere gitmeye vesiledir diye umut edilir. Ancak Kıtmir ne yapmış biliyor musunuz? İki rivayet var. Bir, 309 sene boyunca ashabı Kehf uyumuş. Kıtmir 309 sene boyunca gözlerini bile kırpmamış. Hiç uyumamış. Nasıl uyumamış Serdar Bey? Uydurabilir mi öyle? Ben bilmem. Ashabı Kehf 309 sene uyutup bir gün uyuduğum zannıyla uyandıran Allah onların Kıtmir’i de o kadar süre boyunca hiç uyutmamaya kadirdir. Ol der oluverkün feyakün. Mesele nasıl uyumamış değil. Doğru soru şu. Niçin uyumamış? İki sebep söylerler. Birincisi onları seviyor. Ben uyur kalırım. Onlar da kalkar gider. Bu güzel insanlardan ayrı kalırım korkusu. İkincisi ben uyurum da onlara bir zarar gelir endişesiyle uyumamış. Başlarında bekçiliklerini yapmış. Hani Kıtmir olmayı istemek kolaydır ama olabilmek öyle. Kolaydan bir iş değildir. Aziz dostlar, Cenab-ı Mevla Ashabı Kehf’in de recatını âli eylesin. Bizi de şefaatlerinden mahrum etmesin.
Ba’su ba’del mevd sırrına da ölmeden evvel yakinen âgâh olanlardan eylesin. Evliya-ı kirâm hazeratına yakınlıkta da bir Kıtmirlik lütfetsin. İçimizde ondan bir iz, bir eser taşımayı nasip etsin.
Efendim Mevla bize de ihsan etsin inşallah. Niyazımız odur. Eyvallah.
İlk Yorumu Siz Yapın