ABD’nin karanlık askerleri: Blackwater
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=PvaXUmWkU6k.
Bundan yaklaşık çeyrek asır önce, yıl 1997, Amerikan Deniz Kuvvetleri Özer Birliği’nin iki eski askeri Eric Prince ve Al Clark, o dönem için çok da alışılmadık bir girişime imza attı. Bu proje Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni bir orduya kavuşması anlamına geliyordu. Bugün konuşacağımız oluşum tam da bu noktada ortaya çıktı. Özer Güvenlik Şirketi gibi görünen ancak yaptığı eylemler,
iliştiği suikast ve sabotajlarla dünyanın en karanlık organizasyonlarından biri olarak anılan Blackwater’dan bahsediyor. İlk etapta ordu ve kolluk kuvvetlerine eğitim desteği sağlamak gibi oldukça sıradan bir görev tanımı ile çalışmaya başlayan şirket, sonraları bu tanımı bambaşka bir noktaya sürükledi. GZT’nin çok neti Amerika Birleşik Devletleri’ne ve onlar için, hatta dünya için çok sayıda kritik noktaya konuşulanmış Blackwater’ı anlatmak için hazır. İçeriğimize geçmeden YouTube ailemize katılmanız halinde size her gün en az bir özgün içerik sunacağımızı hatırlatmak isterim. Söz veriyoruz pişman olmayacaksınız. Blackwater’un kurulma öyküsüne, yaptıklarına ve yapabileceklerine geçmeden önce, Blackwater ve türeynelere doğuran süreçten bahsedelim. Öncelikle para karşılığı savaşan asker kavramının çok da yeni olmadığını söyleyebiliriz. Hatta tarihin düzenli orduyla yapılan ilk savaşlarından biri olan kardeş harbinde de, dünya benzer bir durumla karşılaşmıştı. Hititlerle savaşan Mısırlılar, bir başka Kuzey Afrika Krallığı olan Numidiyadan asker kiralamıştı. O dönemden şimdiye kadar belli büyüklükler ve periyotlarla oluşan paralı asker toplulukları, Soğuk Savaş sonrası gerçek bir iş alanı buldu. Soğuk Savaşın bitmesiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri’nin başını çektiği birçok ülke,
askeri teşkilat yapılanmasındaki personel sayısını azaltma yoluna gitti. Hatta ABD 1960’lardaki asker sayısını yalnızca 30 yılda 3’te 1 seviyesine kadar düşürdü. Devletlerin asker sayılarındaki azalma sonucu ortaya çıkan eksiklik ve değişen güven anlayışı, özel askeri yapılanmaların önünü açmış oldu. Ve geldik 1997’ye. 1989 ve 1993 arasında Bababuş’un savunma bakanlığını yapan, sonraları da ABD’nin 46. Başkan Yardımcısı olacak, Ditchain’i ülkesinin uzak coğrafyalarda giriştiği sorumlu faaliyetlerde bir yardımcı kuvvete ihtiyaç duyacağını düşündü. Bu düşüncesini projelendirmek için de çok beklemedi. Blackwater, Cheney’nin talimatı, Elik Prince ve O’Lerke ile resmen kurulmuş oldu. Şirket faaliyetlerini Kuzey Kaliforniya’da kurduğu oldukça geniş bir alanda özel denemeler ve eğitimlerle başladı. Kırılma anı ise Yemen’de yaşandı. Burada ABD’nin savaş gemisi USS Cole’a gerçekleştirildiği iddia edilen operasyon ve öldürülen 17 ABD askeri sonrası, Blackwater bizzat George Bush’un talimatıyla yurt dışına çıkarıldı. Öncelikle Irak ve Afganistan’daki hassas bölgelerin korunması ve Amerika Birleşik Devletleri için olası tüm soru senaryolarının ortadan kaldırılması görevi Blackwater’a tebliğ edilmişti. Şirket söz konusu ülkelerde personel sayısını hızlıca artırırken tarih bir anda 31 Mart 2004’de geldi. Kralüce’de ABD askerleri ve inşaat şirketi KBR’a yiyecek taşıyan 4 Blackwater çalışanı, el bombası ve makineni tüfeklerle öldürülmüştü.
4 askerin fotoğraflarının kamuoyuna yansıması sonrası Blackwater’ın bilinen ilk büyük ve kanlı operasyonu resmen başlamış oldu. Ferluce’de tam 17 sivil Blackwater mensuplarınca öldürüldü. Bu şirketin gerçekten ticari amaçlar güven bir şirket olmadığına dair ilk güçlü delil olmuştu. Ferluce’de yaşananları çok sayıda farklı operasyon herhangi bir ara vermeksizin takip etti. Blackwater çalışanlarının bir kısmı 2008’de kasten adam öldürmek dahi çok sayıda suçlama ile hakim karşısına dahi çıktı. Yani ABD hükümeti Blackwater’ı gizli ve güçlü tutmaya çalıştıkça ortalık daha da karışıyor, şirketin suçları bir anda ortaya çıkıyordu. Dünya kamuoyu Blackwater’ın dolayısıyla ABD dış politikasının kirliliğini konuşmaya başlamışken şirket oldukça kritik bir karar aldı. Bu isimden kurtulmamız lazım dedi ve 2009’da Blackwater ismi XS servüs olarak değiştirildi. Bu isimde yalnızca bir yıl dayanabildi. Şirket artık akademi olarak biliniyor. Blackwater’ın, pardon XS servüsün, pardon pardon akademinin karıştığı skandaları konuştuk ve bitirdik sanmayın lütfen. Blackwater’ın adı 2019’da Venezuela devlet başkanı Nicolas Maduro’nun devrilmesi süreciyle yoğun biçimde anıldı. Şirket kurucusu Prince Trump’a 5000 paralı askerden oluşan özel bir orduyu Venezuela’ya konuşlandırma teklifinde bulundu. Irak ve Afganistan’da yaşananları Venezuela’ya da taşımak isteyen Prince’in teklifi Trump tarafından reddediyse de Kamuoyu uzunca bir süre bu planı konuşmaya devam etti. Blackwater’ı yavaş yavaş tanıyoruz. Sizce böyle bir şirketin Libya’daki karışıklıklarda da söz sahibi olmaması mümkün mü? Tabii ki hayır. Eric Prince ve ona bağlı çok sayıda özel güvenlik uzmanının Libya’da darbeci Hafter’e defalarca kez istihbarat desteği sağladığı açık kaynaklara birçok defa yansıdı. Hatta Blackwater’ın Hafter’e destek için saldırı helikopteri, istihbarat desteği, keşif uçağı ve denizden destek ile son derece iyi finanse edilmiş operasyonlar planladığı da uzun süre konuşuldu. Blackwater’ın paralı askerlik tanımını yeniden oluşturacak kadar farklı bir hamlesi ise Amerika’nın Wall Street Journal gazetesinin haberiyle ortaya çıktı. Gazete Eric Prince’in Afganistan’dan tahliye olmak isteyenleri 6.500 dolar karşılığında Kabil havalimanına kadar getirip tahliyelerini sağladığını yazdı. Bu kadarı Beyaz saraya bile fazla gelmiş olacak ki Söğücü John Spocky ücretli tahliyeler için şu açıklamayı yaptı. Vicdanı ve ruhu olan hiçbir insan bir ülkeden kaçmaya çalışan ve canları için endişe duyan insanların ızdırap ve acılarından kar sağlamaya çalışmaz. ABD’nin profesyonel ve fazlasıyla karanlık ordusunun kamuoyuna ve mahkeme tutanaklarına yansıyan tehlikeli operasyonlarını konuştuk. Blackwater’ın tek görev alanı bu operasyonlarda değil.
Şirket çok sayıda terör örgütüne özel üretim silah ve mühimmatları sattığı iddiasıyla da sık sık gündeme geliyor. Terör örgütleriyle iletişim konusunda özel bir kurum için ekip kurduğu dahi söylenen Blackwater özellikle Orta Doğu’daki çok sayıda kanlı eylemin finansör olarak değerlendiriliyor. Dünyanın Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşı konuştuğu bu günlerde Rusların Blackwater’ı Wagner’ın ciri tattığı Ukrayna’ya gerçek Blackwater’ın da girmemiş olması neredeyse imkansız.
Bu konuda video platformlarına yüklenen çok sayıda video ve görüntüde yayınlanmaya devam ediyor. Yani kısacası dünya üzerindeki tüm karışıklıklarda bir ülçe gibi hareket eder ve bunlara gizli operasyonlarla dahil olan bir şirketle karşı karşıyayız. Askerlerine ayda 9.000 ile 25.000 dolar arası değişen ödemeler yapan,
yılda ise 20 milyar dolardan fazla gelir elde ettiği iddia edilen Blackwater ürettiği silahlar, iliştiği operasyon suikast ve sabotajlarla 21. yüzyılın en tehlikeli oluşumlarından biri konumunda. Peki savaşlardan, kaos ve sorunlardan bu kadar beslenen bir şirketin tüm savaşlara dahil olması, hatta sıfırdan savaşlar çıkarmasını beklememizden daha normal bir şey olabilir.
İsmi, faaliyet gösterdiği alanlar ve yöneticileri ne kadar değişirse değişsin, Blackwater ABD adına demokrasiyi ve insan haklarını çiğnemeye devam ediyor. Bundan yaklaşık çeyrek asır önce, yıl 1997,
Amerikan Deniz Kuvvetleri Özer Birliği’nin iki eski askeri Eric Prince ve Al Clark o dönem için çok da alışılmadık bir girişime imza attı.
İlk Yorumu Siz Yapın