Açık Cezaevi | Bedelli Askerlik | Yunanistan | Devlet Bahçeli | Uzay Ajansı
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=F3gteppb7gQ.
Herkese merhaba ve programa hoş geldiniz. Dün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan kabine sonrası bir sürü açıklama yaptı ve de bir sürü insana da kızdı. Her zamanki gibi. Ben biraz onlardan öne çıkan haberlerden, öne çıkan açıklamaları biraz sizinle konuşmak istiyorum. Bir tanesi gözüme çarpan açık cezaevlerindeki hükümlülerin koronavirüs izinlerini, böyle bir izinleri varmış, 31 Temmuz 2023 yılına kadar uzatıyoruz.
31 Temmuz 2023’e kadar uzatıyoruz. E hani koronavirüs bitmişti? Niye geri tıkmıyoruz onları? Bence bir iki sebep var. Yani niye yapmadığımızı. Bir seçim için onları bir nevi küçük bir havuç eşek muamelesi yapıyoruz. İki bakamıyoruz. Çünkü yani kim bakacak? Para yok. Üç, bilmiyorum. Çözemedim.
Açık ama cezaevlerine bir baktım. Nasılmış? Yani ne yapılıyormuş? Açık cezaevlerinde ihal indirimi, yani ihal indirimi alınca açık cezaevine gidiyormuşsun. O zaman oraya sevk ediliyor musun? Ahşap, seramik, dokuma ve tarım gibi pek çok işler yapılmaktadır. Ayrıca mahkumların 4 ayda bir 7 gün izin hakkı varmış. Yani benim burada çalışan denizin bile daha az hakkı var. Hatta bu izin hakkında yol süresi de dahil edilmektedir.
Daha da önemlisi, şey yok, firara karşı önemli bulunmayan bir yermiş. Gardiyan yok, perdisörün hiçbir şey yok. Ama yani koronavirüs bitmişken niye hala böyle uzatıyoruz? Acaba bu bir seçim mesajı mı? Gelin ikinci mesaja bakalım. Yoklama kaçağı gençlerimiz bedelli askerlik uygulamasından faydalanabilinecek. Hımmmm, ne ilginç değil mi?
Yoklama kaçağı, ben askerliğimi gururla yaptığım için yoklama kaçağı yapanlarla ilgili çok rahatça konuşabilirim. Ya utanmıyor musunuz kendinizden? Gidin askerliğinizi yapın. Aaa ne biçim insanlarsınız. Benim gibi delikanlıca bir şekilde 28 gün yapın tabii ki. Siz de yapın. Abi yani şunu anlamıyorum. Yoklama kaçağı anlıyorum ama 550 bin yoklama kaçağından bahsediyoruz. Ne ilginç değil mi? Bir anda onlara da böyle küçük bir yanak verildi.
Sonra tabii ki bu konuşmanın sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımız, Yunanistan Başbakanı ile ilgili, pardon ismini söyleyemiyoruz. O isim söylenmemesi gerekiyor artık. Michotakis ismi. Dedi ki artık benim için Michotakis diye birisi yok. Niye kızıyoruz biz Yunanistan Başbakanı’na ve aynı zamanda NATO müttefikimize dikkatlice şey yapmanızı rica ediyorum. Çünkü NATO ile bu haziran sonlarına doğru büyük bir toplantı olacak NATO’da. Biz hatırlıyorsanız Finlandiya ve İsveç’e hayır dedik. Biz sizi istemiyoruz NATO’da veto ettik. Ondan sonra telefonlar geldi. Cumhurbaşkanımız dedi ki bizim duruşumuz çok iyi yerde falan filan dedi. Telefonlar geldi hafif bir yumuşama başladı. Ya işte dur bakalım konuşun. Biliyor musun ne istiyoruz Türkiye olarak? Ya bunu da yurtdışındaki ülkeler bir türlü anlamıyor. Ama flört edilmek istiyoruz. Flört edin bizimle. Hoş şeyler söyleyin. Anlatabildim mi? Silah gösterin. Ondan sonra çiçekler alın. Biraz para verin. Kolay bir lokma değiliz anlatabildim mi? Şirinlikler yapın bize. Kimse yapmıyor bize bir şirinlik. Hemen böyle. NATO işte dedi ki Finlandiya ve İsveç girecek. Baba dur. Konuşalım. Ne oluyoruz? Yok.
Biz Karnistan’a kızıyoruz çünkü onlar bir sürü FETÖ’den yargılanan subayları onlara geri vermiyor. Bir sürü üstümüz var. Doğrusunu söyleyeyim mi? Tam bilmiyorum konuyu. Niye kızdığını bilmiyorum. Gelin birlikte izleyelim ama. E şimdi biz bu yıl Stratejik
Benim için hiç o takis diye birisi yok. Kendisiyle böyle bir görüşmeyi de yapmayı asla kabul etmiyorum. Çünkü biz sözünde duracak Şahsiyetli, onurlu siyasetçilerle yola gideriz. Ya siz de osuz eğer ben de tam bilmiyorum niye Kalka ettiğimiz Yunanistan’a yani. Bildiğim bileli yani Türkiye Türkiye olalı.
Osmanlı İmparatorluğu olalı. Kalkılıyoruz Yunanistan’la. Her seferinde bir düşman olarak görüyoruz sonra seviyoruz sonra bir ara böyle Kardak adası üzerinde Allah korusun savaşmak istiyoruz savaşmıyoruz bilmem. Abi ne olacaksa oluyor. Ya bakın günün sonunda şunu söylemeye çalışıyorum size. Bugün Mevlüt Çavuşoğlu İsrail’e gitti. Evet uzun yıllardan beri ilk defa bu kadar üst düzey bir görüşme yapılıyor İsrail’de.
Devlet Erkan’ımız tarafından. Hatırlıyorsunuz One Minute ile çıkmıştı bütün bu İsrail olayı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan ben İsrail halkına değil ben moderatöre One Minute dedim. Demişti. Ey Ak Parti Gençliği. Onu unutmayın İsrail’e One Minute demedi Sayın Cumhurbaşkanımız. Videolarda var yoksa aşağıdaki linkten de bizim kendi Bize ait olan videolardan da izleyebilirsiniz. Ya bakın bu bir siyaset tamam mı? Dış politika böyle. Cumhurbaşkanımız da
bu şekilde yönetiyor siyasetimizi. Yapacak bir şey yok. Öyle seviyor. Açık gönüllük ediyor ki ya ben Micho Takis’i sildim diyor. Aradan bir ay sonra diyecek ya Micho Takis kardeşin ne olduğunu iyi misin? Hadi bir ihsanla konuşalım diyeceğiz. Öyle. Biz öyle şey yapıyoruz yani Cumhurbaşkanımız dış siyaseti dış politikayı bir nevi böyle kankiler gibi şey yapmaya çalışıyor. Yönetmeye çalışıyor. Onun da sistemi bu. Sevelim sevmeyelim ama elimizde Cumhurbaşkanımız var. Ondan dolayı saygı duymamız gerekiyor. Ama tabii ki kim durmadı burada bu NATO ile ilgili hele Mr. Kapat. Çünkü Sayın Devlet Bahçeli hemen atladı. NATO’dan ayrılmak bile tercih olarak gündeme alınmalı. Ya Mr. Kapat NATO’yu da mı kapatalım? Onu kapat bunu kapat. Lütfen ya artık bırakın yani. NATO’dan mı çıkacağız? Ne olacak sonra NATO’dan çıktık oradan çıktık buradan çıktık tek başımıza böyle oturup gene Türk usulü şey siyaset bir çukur kazacağız içine sonra yukarıya bakıp siz buraya gelin buraya buraya bu çukur içine gelin bizimle. Ne diyeceğiz? Allah aşkına. Son haber Uzay Ajansı. Cumhurbaşkanımız açıklama yaptı dedi ki İnşallah dedi 2023’te bir Türk vatandaşımızı uzaya yollayacağız dedi. Hatta şeyler bile çıktı işte kaç kilo olması gerekiyor boyda olması gerekiyor kaç yaşında olması gerekiyor ve de size şimdiden söyleyeyim bütün o kriterleri uyuyorum. Baktım teker teker uyuyorum. Tek sıkıntı astımlı olduğum için biraz zorlanabilirim. Ama önemli değil yani ben ümitliyim belki beni seçerler uzaya gitmek için. Ama
şunu da söylemeden durmayacağım. Bu biz kendi uzay böyle roketimizle gitmeyecek. Parasını basacağız ondan sonra Elon Musk’ın böyle şey uçak gibi uzay şeylerini turist gibi yollayacağız bir tane Türk bayrağı vereceğiz. Hadi helal olsun diyeceğiz uzaya yolladık. Ya hedeflerimiz uzay olmamalı bizim. Hedeflerimiz uzaya giden dolar TL paritesi olmalı. Uzaya giden bizim enflasyon olmalı. Onları durdurmak için şey yapalım. Ne yapacağız? Ben uzaya adam yollayıp da ne yapacağım?
O parayı niye oraya harcıyorum? O parayı ben oturup da ekonominene harcamak istiyorum. Yeni fabrikaya harcamamız gerekiyor. Millet anlamıyor ki uzaya gidişimizden. Millet sizden gurur duymayacak. Sayın Cumhurbaşkanım uzaya adam yolladık diye. Çünkü milletimiz maalesef ve maalesef Rize Dernekleri Federasyonu gibi 12. Rize günlerinde uzaya
çay gönderme etkinliği yapacak. Anlatabildim mi? Resimler bile var. Çay bardağı, çay, rocket, uçacak, en yükseğe paraşütle gidecek. Bunu yapmaya çalışıyor halkımız. Uzaya çay yollamaya çalışıyor. İnsan değil, daha orada değiliz. Bakın Ayasofya bile. Söylemeden de geçmeyeceğim. Ayasofya da biliyorsunuz maalesef ve maalesef o
eski kapı kullarını yiyen insanlar var. Şimdi ise duvardaki taşları poşetlere koyan insanlar var. Bu resimlerde gördüğünüz gibi bizim hedefimiz uzaya olmamalı. Bizim hedefimiz biraz daha bizim ulaşabileceğimiz hedef olmalı. Mesela doları 10 altın altına indirmek. Basit bir hedef. Veyahut da daha da önemlisi Sayın Cumhurbaşkanım ve Sayın Büyüklerim ve de Sayın Devlet Liderlerim.
Enflasyon hedefleri tuttursanız bile benim için yeterli. Değil mi? Neyse. Programı izlediğiniz için çok teşekkürler. Hayatınızda bir eksiklik olduğunu hissediyorum. Ama ona gidermeniz için bir çözümünüz var. Çözüm çok basit. Abone olmayı, yazı yazmaya ve yorum yazmaya ve de tabii ki like atmayı unutmayın.
Çok teşekkürler. Yarın görüşmek üzere.
İlk Yorumu Siz Yapın