Merkez Bankası | Murat Kurum | Çöp İthalatı | Uzay Ajansı
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=5FJgoom25tE.
Herkese merhaba ve programa hoş geldiniz. Merkez Bankası bugün faiz oranlarını arttırmayacağını, daha doğrusu sabit tutacağını açıkladı. Ki garip bir fikir, garip bir proje olmaya başladı bu. Çünkü dolar 16’ın üstünde dolaşıyor, 16.5’lara doğru gidiyor. Enflasyon yükseliyor. Ama bu Merkez Bankası’nın faizleri sabit tutmasının inadını kimse anlamış değil. Dünyada enflasyon var mı? Var. Oradaki Merkez Bankalar ne yapıyor? Çok basit. Faizleri yükseltiyor. Ama biz? Bizde NAS var. Biz yapmıyoruz kardeşim. Merkez Bankası sabit tutmaya karar verdi. Şunu merak ediyorum. Faiz sebep sebep enflasyon neticeyse niye faizleri indirmiyoruz o zaman? Yani niye 14’ten 12’ye 11’i 9’a indirmiyoruz? Niye 14 gibi bir rakamda tuttuk? Sizin ilginizi çekmiyor mu? Yani faiz dinimize bir nevi ters düşüyorsa niye sıfırlamıyoruz o zaman? Niye 14’te kaldık? Ki uzun bir süreden beri 14’te kalıyoruz.
Bunun soran var mı? Şu mu yoksa? Acaba biz 14’te kadar indirdik daha da indirmek istiyorduk ama baktık ki bu teori işe yaramıyor ve de bu sebepten dolayı biz en iyisi şimdilik tutalım ve de olduğumuz pozisyonda tutalım. Türk Lirasını. Yani nedir o? Dolar’a karşı ezilen bir Türk Lirası olarak. Yani Sayın Nebati Bey gözlerinden artık ışıltılar falan filan çıktığı falan yok.
Ses seda yok Nebati Bey’den. Devletimiz de bir şey yaptığı da yok. En fazla ne oluyor? Bugün işte Çevre ve Şehircilik Bakanı ne dedi? Yüksek kiralar üzerine bir Cumhurbaşkanımız 1-2 hafta içerisinde bir açıklama yapacak. Ne diyecek? Limit koyacak, şey koyacak. Kim dinleyecek? Kim yapacak bu limitleri? Kim uygulayacak bunları? Ya şimdi kira polisi mi çıkacak? Ha? Nasıl şey gayrimenkur polisi vardı hatırlıyorsunuz işte sahibinden.com’a bakıp fiyat yükselmiş deyip kirada mı aynı şey olacak? Koşa koşa devlete mi gideceğiz? Benim ev sahibim benden daha fazla para istiyor diye ne yapacağım ben? Polise mi gideceğim?
Kira polisine mi uğrayayım ki şey yapacağım şikayet edeceğim. O ne yapacak? İsteyemezsin diyecek. Peki diyecek, istemiyorum adamı o zaman diyecek. Kimse ne yaptığını bilmiyor. Vallahi billahi kimse ne yaptığını bilmiyor. Hatırlıyor musunuz 1 ay evvel bir tane bir haber çıkmıştı Mart ayıydı. İngiltere’de galiba Bloomberg televizyonuydu. Bir GPS koymuşlardı bir çöp şeysinin çöplerin arasına bir GPS koydular. Merak ediyorlardı bu çöp nereye kadar gidiyor diye.
Ondan sonra GPS’i takip ettikleri zaman Adana olduğunu gördüler. Adana’da böyle bir boş bir alanda çöplerin öyle oturduğunu durduğunu haberi yaptılar. Geçen hafta The Guardian İngiltere’de çöplerin plastik çöplerinin %40’ının Türkiye’ye gittiğine dair haber yaptı.
Akabin’in de Avrupa Birliği Statistik Kurumu dedi ki Avrupa Birliği’nin çöplerinin yarısından daha azı Türkiye’ye gidiyor dedi. Yani Avrupa Birliği yılda 33 milyon ton ihracat ederken Türkiye’ye aşağı yukarı 14.5 milyon ton ihrac ediyormuş Avrupa Birliği.
Bir nevi biz Avrupa’nın çöplüğü olmuşuz. Haberimiz bile yok. Çevre ve Şehircilik Bakanımız açıklama yaptı. Türkiye hiçbir zaman çöp ithalatı yapmadı dedi. Şimdi yeni bu dezenformasyon kanunu çıkarsa bu ne demek olacak biliyor musunuz? Bunu Bakan Kurum söyledi ya Türkiye hiçbir zaman çöp ithalatı yapmadı. Ben de bu haberi yapınca çöp ithalatı yapmış diyor Avrupa Birliği Statistik Kurumu böyle bir şey söylüyor dersem ben ters tuşuyorum.
Sayın kurumla ve de ben yalan haber yapmış oluyorum ve de 3 yıl yapmış oluyorum bu yeni kanun çıkarsa. Ama gerçekten yani nereye baksanız bir yanlış var burada zaten. Şimdi şunun farkındayız. Çöp ithalatı yapmak, çöp ihracatı yapıyoruz artık. Yani çöplerin Türkiye’ye gelmesinin bir nevi finansal bir sebebi var.
Nedir o finansal sebep? Siz çöpleri çok iyi çevirebiliyorsunuz. Plastik şeyleri çevirip ondan sonra yeni ham maddeler üretebiliyorsunuz. Ama kapasitemiz bu kadar da değil. Yani bu Adana’daki yere baktığınız zaman Adana’daki resimlere baktığınız zaman boş bir arsada çöpler. Nedir o? İngilizlerin Tesco yani Migros marketleri gibi çöp torbalarıyla dolu bir yer olarak görüyorsunuz orayı. Ne zamandan beri biz çöp ithalatı yapmaya başladık?
Ben yasak olduğunu hatırlıyorum. Bu kadar mı parasız kaldık? Bu kadar mı ihtiyacımız var? Onu anlamıyorum. Zaten yeterince hafta sonları kavga ediyoruz insanlara. Belgrad Ormanı olsun, yok Anadolu’yu sarındaki büyük park olsun. Millet çöplerini böyle bırakıyor. Biz zaten Türk insanı olarak çevreyi hor kullanıyoruz. Zaten öyleyiz. Atarız, bir şey yaparız. Kaç kere şahit oldum, kaç tane kavga ettim biliyor musunuz? Çok. Dayak yemedim ama.
Ama şunu, şuna getirmeye çalışıyorum. Ya biz yurtdışından niye bunu şey yapıyoruz? Bu mu? Bu mu bizim şimdi artık çöp politikamız? Ve de bakıyorum haberlere. Bir iki kişi haber yaptı. Biraz ilgi gösterildi. Evet doğru ya çöp ithalatı yapıyormuşuz. Çöpler bize geliyormuş. Ya bu çöplerin zaten şey yapılmıyorsa, geri dönüşü yoksa ömür boyu binlerce yıl, beş yüz yıl boyunca öyle Adana’da çeşitli yerlerde toprağa karışıyor, suya karışıyor, tabiata karışıyor. Sonra üzülüyoruz. Tabiatı biz mahvediyoruz. İstediğiniz kadar bu hafta sonu Atatürk Havalimanı’nda fidan dikme töremi yapın. İstediğiniz kadar. Ama bunun gibi temel kendi, affedersiniz Avrupa’nın çöplüğü yolunda olmaya gidersek hiçbir işe yaramayacak. Hadi fidan dikmişsiniz. Yok işte ne bilmem ne olmuyor. Burada bir hata var. Bu çevre için bir katliam. Ha şimdi şunu da söylemem gerekiyor.
Katliamı biz yapıyorsak kabullenirim. Tamam. Türk kendi katliamını yapsın. Ona varım. Ama Avrupa Birliği’ni biz niye çöplüyüz? Onu anlamıyorum. Ben Avrupa Birliği’ni çöplüğe olmak istemiyorum. Kardeşim yani bu olmamalı. Ama yapacak bir şey yok. Birileri karar vermiş, birileri para kazanıyor, birileri buradan gelir elde ediyor.
Ya bakıyorum. Mısır 1.9 milyon ton almış sadece. Biz 14.7 milyon ton. Abi anlamıyorum. Bizim onlarda nedir? Aramızdaki fark ne? Anlamıyorum. Biz özelliğimiz ne bizim? Biz niye bütün yük bize geliyor? Anlamış değilim. Abi çok üzüldüm ya. Bu gerçekten çevre için çok üzüldüm.
Zaten zor bir ilişkimiz var çevreyle. Üstüne bunun da gelmesi çok sinirimi bozdu. Neyse. Üzülmeyeceğim. Çünkü eminim, eminim. Birileri dönüp diyecek ki ya kardeşim gerçekten Umur Biran çok haklı. Biz en iyisi Avrupa Birliği’nden çöp almayalım artık diyecek.
Der misiniz? Vallahi isterim demenizi. Son olarak. Uykusuzun kapağı. Bu uzay ajansıyla ilgili. Çok güzel.
Bir tane uzaylı. Bir tane şeyde. Bizden çok Türk var. Bu uzay ajansı uzaya Türk yollayacak ya. Şunu da söyleyeyim dün ben Tüpit Akta üzerinden ben de başvurumu yaptım. Ben de ismimi koydum. 40.000 kişi başvurmuş uzaya gitmek için. Ama bu böyle online online bir şey yapılacaksa yani ben biraz daha böyle ince dokunuşlu bir şey olmasını bekliyorum yani.
Ne bileyim. İlk uzay adamı ne olacak? İlk Türk uzay adamı sizce? Türk Onot. Neyse. Çok teşekkürler programı izlediğiniz için. Abone olmayı unutmayın. Yorum yazmayı unutmayın.
Beğenmeyi unutmayın. Ve de like atmayı unutmayın. Türk Onot. Çok iyi.
İlk Yorumu Siz Yapın