Hakan Ural | Bakan Varank | Melek Mosso
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=Dt8JsyuS3xc.
Herkese merhaba ve programa hoş geldiniz. Evet değişim bir dekorla yapıyorum. Çünkü ofisimizde tadilat var. Kameralar ve de aynı zamanda kameralarda bir teknik servise gitmesi gerekiyor. Bu sebepten dolayı böyle değişim bir formatta yapıyorum size programı. Ama canım cuma. Geldik geri cuma gününe. Ondan dolayı çok memnunum, mutluyum. Mesudum canım cuma. Haftanın en güzel günü. Ya hemen gireceğim konuya. Hakan Ural şöyle bir cümle kurdu. Gelin birlikte izleyelim. Ülkede siyasetle bir alakan yok. Ülkenin kendisiyle alakalı. Yakın geçmişi biliyorsun, geçmişini bilmiyorsun. Bugün bu ülkede ne olduğunu bilmiyorsun. Bu ülkenin nelerle mücadele ettiğini bilmiyorsun. Ideolojik olarak yani tam anlamıyla olgunlaşmış bir düşüncem ve fikrim yok. Ama oy atıyorsun. Ya belirleyicisin. Çok üzücü değil mi bu? Üzücü. Çok üzücü bir de çok ürkütücü değil mi?
Mesela ben rica ediyorum gerçekten. Eğer bu farkındalığınız yoksa ayıp bir şey değil. Ben de sizin o yaşlarınızda hiç ben de böyleydim. Bilmiyordum şimdi havada cıvada yapmayayım. Ama oy kullanmamaları lazım bence. Ya Hakan Ural geçmişini bilmiyorsun. Tamam Hakan Ural 1999’da askerden kaçmak için sahte çürük raporu aldığı gerçekçisiyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Belki Z kuşağı bunu öğrenmeli.
Mesela Z kuşağı geçmişini bilmesine gerek yok. Oturup da tutturuyorsunuz. Geçmişini bilmezsen geleceğin yok abi. Geçmişini öğrenirsen inan bana. Moralin çok daha bozulacak. Çünkü geçmişte yapılan bütün hatalarını hepsini aynı şekilde yapmaya devam ediyoruz. Tempolu bir şekilde. Aynı hataları. Bakın bugün 27 Mayıs. Gidin 38. gün arşivde aşağıda linkleri de vereceğiz size.
Oradan oturup izleyin. 32. gün arşivde o belgeselleri izleyin. Ve de oradaki ortak noktaları bulun. Göreceksiniz oradaki ortak noktaları. Çünkü aynı şey yapıyoruz. Aynı hataları yapmaya devam ediyoruz. Tek sıkıntımız şu. Aynı hatalar derken Hakan Ural gibi adamlara da aynı hatalar gibi böyle ekranına yer veriyoruz. Ve zor biliyor musun bu adamın işi? Haftanın 5 günü lak lak lak konuşması gerekiyor.
Bir süre sonra artık konuşacak da mantıklı bir şey de kalmıyor adamda. Bakan Vanank’a sorulmuş. Sayın Bakanım bütün bu şeyin ortasında ekonomiz bu haldeyken uzaya gitmek lüks değil mi? Uzay bir lüks değil demiş. Yarış hatta artık savaş. Dış güçlerle savaşıyordu. Şimdi uzayda da savaşmaya başlayacağız. Rusya, Ukrayna’nın altyapısını vurunca Elon Musk’ın uydularıyla Ukrayna’ya harekete geçebildi. Peki. Artık dünyada etki oluşturmak uzaydan geçiyor. Geçmiyor. Hindistan’ın kişi başına düşen milli gelir 1900 dolar. Ama uzay çalışmalarında öndeler. Eee? Bir buçuk milyar kişi var abi onlarda. Anlatabildim mi?
Öyle bir değil mi onların böylece? Bir buçuk milyar Hintli var. Yani evet uzayda önde olsunlar. Bizde 80 milyon kişi var. Biz de uzaya çay, Rize çayı yollamaya çalışıyoruz. Bizim de farkımız o. Yani orada bir buçuk milyar adam var. Tabii ki adam öyle şey çıkacak. 1900 dolar da iyi para ha. Kaç ediyor? Bizden daha iyi. Ups.
Şimdi ben Melek Mosa ile ilgili hatta küçük de notlar da yazdım. Çünkü sinirlendi. Neye sinirlendi biliyor musunuz? Hükümet nezdinde kimse bir şey söylemiyor. Ya oturup da kimse bu Melek Meso ve hatta bu iptal edilen konserlerle ilgili oturup ya kardeşim saçmalıyorsunuz. Ne yapıyorsunuz demiyor. Demedikçe de tabii ki devam ediyorlar böyle konserleri iptal etmeyi. En son Melek Meso, Isparta, Gül Festivali. Abi ya.
Abi Gül Festivali yani Gül Festivali. Ne o? Ahlaksızlığa özendiren hiçbir şey halkımızın nezdini sanatçı olarak kabul edilir. Ya bak. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız, Farkta Büyükşehir Belediyesi ve onun çalışanları ve bu kararı veren kişiler. Siz bir müzik dinleyip ahlakınız bozulacaksa sizin ahlak gitmiş bile önceden. Sizin artık orada bir sıkıntınız yok.
Siz müzikle ahlakınız bozulacaksa siz zaten o yola girmişsiniz. Ya bir müzik ne zaman beri bir insanın ahlakını bozdu. Ya sadece Kürt olduğunuz için sanatçıyı yasaklamak da ne demek? Hayır anlamıyorum. Müzik bu. Beğenmiyor musun gitme? Beğenmiyor musun para harcama? Beğenmiyor musun dinleme? Beğenmiyorsun iptal et. Yok. Bakın şunu söylemeden de geçemeyeceğim. Bu iktidar bu iktidar. 2000 yıllarının başında bu iptal olma mağduriyetiyle başa geçti. Yani neydi buradaki mağduriyet?
Efendim başörtülü hanımefendileri üniversitelerine sokmuyorlar diye yola çıktı. Bir nevi o dönem başörtüller iptal ediliyordu. Anlatabildim mi aradaki farkı? İnce bir fark var ama aynı olay. Siz beğenmediğiniz bir şeyi o zaman da ben de karşıydım. Bugün de karşıyım tabii ki. Ama oturup da beğenmediğiniz bir şey biz iptal edeceğiz diye yola çıkarsanız bunun sonu yok.
Gün gelir yeniden dolaşır ve yeniden sıra size gelir. Ama birisi dur demesi gerekiyor. Onun dur diyecekti. Cumhurbaşkanımız bizi bir araya getiren cumhurbaşkanımız. Ama maalesef sessede daha yok şu sıralarda. Ya bir sonraki şey ne olacak? Beni mi susturmaya çalışacaksınız mesela beğenmiyorsunuz diye? Ben! Ben. Bakın ofisine.
Küçücük bir ofisim var. Bir şey daha takılıyor aklıma. Bunu da örnek olarak da vermek istemiyorum. Ama abi bir sanat eserinden dolayı sayın Cumhurbaşkanımız hapse girmedi mi? Bir şiir okuduğu için hapse girmedi mi?
Binaveler süngü, kubbeler mifas, camiler kışlamız, müminler asker. Bir şarkıyla bir şeyin arasında farkı bana söyler misiniz? Sonra oturup da Hakan Bey gibi Z kuşağı oy vermesin. Siz Z kuşağı konsere yollamazsınız.
Oy verir size diyecektim ki orada kendimi tuttum çünkü bugün cuma. Cuma gününü tertemiz bitirmemiz gerekiyor. Cuma günü kutsal bir gün. Kimin için? Benim için. Çünkü cuma günü hafta sonu demek. Hafta sonu demek bol bol beni hafta içinde yapmış olduğum programlılığı izlemek demek. İzlemediniz mi henüz daha? Peki. Abone olmayı unutmayın. Yorum yazmayı unutmayın. Like atmayı unutmayın.
Çünkü cuma günü yeni formaltın bu artık. Bir kamera, bir tripod, bir masa.
Pazartesi görüşmek üzere.
İlk Yorumu Siz Yapın