"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kemal Kılıçdaroğlu | Devlet Bahçeli | Nureddin Nebati | Recep Tayyip Erdoğan | NATO

Kemal Kılıçdaroğlu | Devlet Bahçeli | Nureddin Nebati | Recep Tayyip Erdoğan | NATO

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=Zn38v8GAjKA.

Herkese merhaba ve programa hoş geldiniz. Bugün pazartesi hafta başladı. Fazla sizi yormayacağım bu hafta. Yormak istemiyorum. Ondan dolayı program formatında küçük bir değişiklik yaptım. Bugünkü programın mesela kısa kısa haberler vereceğim. Kısa kısa yorumlar yapacağım. Kısa tak tak tak. Kısa haber tak tak. Bu hafta ayrıca Perşembe Cuma yayın olmayacak. Ondan sonra da size söyleyeyim. Biliyorum biliyorum biliyorum. Üzüleceksiniz diyeceksiniz ki Nerede Umur? Umur! Mardin’e gidiyorum. Biennale’ye gidiyorum. Çok çok çok heyecanlıyım. İlk defa Mardin’e gideceğim. Oradan size sözü de verebilirim. Ya oradan ben de program çekeceğim falan sözü de verebilirim. Ama 40 derece olacakmış. Ben o 40 derecede ne sizi düşüneceğim ne bir şeyi. Tamamiyle amacım orada gölge veyahut da klima.
Arayışında olacak gibi geliyor bana. Neyse biz programımıza başlayalım. Hatırlıyorsunuz Kılıçdaroğlu geçen gece geçen hafta saat 10’da Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın kaçış planını ifşa etti. Amerika’ya kaçacakmış da 40 milyon dolar şey yapacakmış. O haberi yapmayacağım. Çünkü bana göre bence absürt bir haberdi. Fazla da böyle bir şey yoktu içinde böyle nasıl derler ne diyorlar. Et yoktu yemekte.
Ama haberi yapan 4 kanala rütbükten ceza geldi. Telebir, KRT, Flash ve Halk TV. Flash TV niye aldığını bilmiyorum. Flash TV standart zaten. Flash TV. Ama diğer kanallar Telebir, KRT ve Flash TV ve Halk TV %3 para cezası verildi. Yani oradaki o günün reklam şeysinin gelilerinin %3’ü gibi bir cezası verdiler.
Eee İşte tabi ki her zamanki gibi tepkiler verildi. İşte bu bir kara lekedir. Bilmem nedir. Şudur budur. Abi yani susturmaya çalışıyorlar. Anlatabildim mi yani o televizyon kanallarını susturmaya çalışıyorlar. O kadar basit. Geçiyoruz. NEXT
HAHHAHHAHHAHHAHHAHHAHHAHHAHHAHHAHHAHHAHHAA Sen iyi değilsin. Cem küçük bir televizyon programında çok ilginç bir laf etti. Beşiktaş kulübüyle ilgili. Dedi ki Bütün takımlar vergi indirimi yapılıyor. Bu indirim yapılıyorsa siyasetin dediğini yaparsın. Siyaset istemese Beşiktaş mı kalır ortada. Şeklinde konuşması kısa sürede tepki çekti. Tabi ki çekecek. Ama Biraz da hakkaniyet yok mu orada. Çünkü ne oluyor şimdi. Kulüpler borçlanıyor borçlanıyor borçlanıyor. Sonra devlete gidiyorlar. Babacım biz çok borçlandık. Niye? Bir evvelki başkan borçlandırdı bizi. İşte çok borcumuz var. Abi yani kusura bakma. Demokratik bir yer var. Bütün kulüpler bir nevi demokrasi var. Kardeşim o zaman sen de borçlandırmasaydın. Başkanını uyarsaydın protesto etseydin. Yani bu kulüpleri anlamıyorum. Gerçekten ben daha sırayla olarak da bazen şey yapıyorum. Başkan geliyor. Ha babam paralar sarfediliyor. Bilmem neler yapılıyor. Borçlanıyoruz. E baba para bitti. E baba yani Anlatabildim mi yani. Şey yok burada. Sen devlete gidip bana yardım et deyince devlet de diyecek ki. Sana sen de bana yardım et diyecek. O kadar basit. Ben hak veriyorum burada Cem Küçüğe.
Hak veriyorum. Biraz tabi ki söyleşme şekli biraz ters ama ben hak veriyorum. Şeyin haberi çok ilginç. Barış Yarkadaş’ın haberi çok çok ilginç. Diyor ki Kılıçdaroğlu adaylılığını açıkladığı gün Mr. Kapat devlet bahçeli de o gün erken seçim kararını verecekmiş. Yani o gün o da Audrey Mayden o zaman hemen seçime gidelim diyecekmiş. Barış Yarkadaş’ın çok yakın Kılıçdaroğlu’ndan aldığı bilgileri ve AK Parti’ye yakın ve hatta AK Parti’nin içerisinden AK Partilik kaynaklarıma göre diye yazıyor. Devlet Bahçeli bu konuda hayli kararlı görünüyormuş. Bence ilginç bir şey. Tabi ki yani ben şaşırmam. Günün sonunda devlet bahçeli bir nevi ne diyorsa o oluyor. Ve hatta en son o diyor her şeyi. Hoşuma da gitti.
Yani güzel bir de bir taktik. Eğer seçim kararı verirse bence bu altılı masa o kadar hızlı şey yapamayacak. Yani aksiyona geçemeyecek. Son Alâeddin Aktaş’ın haberine göre Dünya Gazetesi Gıda enflasyonunun Kazacağım dedim. Ama
Nasıl doluyorum? Böyle özür çok çok özür diliyorum. Bitti mi? Evet. Dünya Gazetesi yazarı Alâeddin Aktaş’a göre Aylık bazda enflasyon %14 olacak. Ve de gıda üzerindeki enflasyonun %115 olacağını öngörüyor. Bu baya baya baya iyi. Ya geçen hafta gördünüz dolar 16.40’ların üstüne kadar çıktı. Ondan sonra bir anda düşmeye başladı. Cuma gününe doğru.
Cuma günü düştü düştü düştü baya belirli bir para artık şey yapıldı piyasaya. Ama şu an bakıyoruz dolar yine aynı yerde. Doları tutamıyoruz. Doları tutamıyoruz. Böyle büyük bir sıkıntımız var şu an. Sayın Nebati gözlerinden ışıklar akan Sayın Nebati başkanımız da dedi ki Öncü göstergiler ilk çeyrekte %7’lik büyümeye işaret ediyor.
Ama aynı zamanda şunu da söyledi. Enflasyonun geçici nitelikte olduğunu düşünüyoruz. Ya şuna getirmeye çalışıyorum. Çünkü son haberle de bağlayacağım. Doğrusunu söyleyeyim. Gelin bunu da birlikte izleyelim. Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamaz. Rahip Brunson’dan bahsediyordu Sayın Cumhurbaşkanımız. Hatırlıyorsunuz Rahip Brunson, PKK, FETÖ, Illuminati gibi çeşitli suçlamalarla birlikte onu alıp içeri tıktık.
Ondan sonra hatta bir iki tane de adam da bulduk. Evet biz gördük onu. Türkiye haritasını bölüyordulardı falan. Abuk sabuk suçlamalar yaptık adama. Ne oldu sonra? Trump, Cumhurbaşkanı Trump ikinci tehtit etti. Yani size ekonomik savaş yıkarım diye. Aptal olma dedi Sayın Cumhurbaşkanımıza. Onu dedikten sonra al Rahibi, ver Rahibi dedi. Al papazı, ver papazı dedik. Ondan sonra biz de hak, hukuk, adalet var, kanunlar var gibi gibi cümleler kurduk. Ve de ne oldu sonra? Adam daha mahkemesi bitmeden evvel uçağı havalimanında idi. Bu gerçek bir hikaye. Yani mahkeme kararı çıkmadan uçak Atatürk havalimanında idi. Adamı geri götürmek için. O kadar net söyleyebilirim. Şimdi niye götürüyorum bunu? Bu Finlandiya olayına. Finlandiya ve İsveç olayında da Cumhurbaşkanımız gene bir açıklama daha yaptı. Bu da bu sefer dedi ki Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin başında olduğu sürece teröre destek veren ülkelerin kesinlikle NATO’ya girmesini biz ebediyemeyiz. Kime ifade ediyor? İsveç ve Finlandiya. İsveç ne dedi? İsveç döndü dedi ki ya ben dedi gireceğim dedi şu veyahut bu şekilde. Amerika’ya sor dedi. Yani anlar bize destek verecekler dedi. Ya bir nevi şunu söylüyor. Adamlar. Şimdi bu her seferinde bu büyük konuşmalar, büyük laflar. Şeylerimizi konsoride etmek için yani oyları konsoride etmek için o kemikleşmiş AK Partili’yi havaya sokmak adına tamam mı? Uluslararası arenada böyle laflar edipten sonra e ne yapıyorlar? E baba olmuyormuş diyorlar. Yani bir şekilde bir şey bulunuyor. Ve de değişiyor konjoktur. Bu da aynı şekilde olacak. Ben inanıyorum ki
böyle hissediyorum ve biliyorum ki Finlandiya ve İsveç NATO’ya de girecek. Ve de biz burada veto etmeyeceğimize ben buradan bahise girerim. Girelim ben bu bahise. Girelim. Çünkü hiçbir ülke oturup da Finlandiya ve İsveç Amerika’nın göz kırpmadan ben NATO’ya girmek istiyorum demek gibi bir lüksü yok. Önceden yapılan konuşmalarla yapılır bunlar. Finlandiya Amerika’ya sordu. Biz girsek alır mıyız? Alırız tabi ki. İsveç NATO’ya Amerika’ya sordu. Biz girsek alır mısınız? Ya tabi ki alırız dedi. Hatta Fransa bile şimdi müdahale etmeye başladı. Sayın Cumhurbaşkanım yani şu NATO Finlandiya ve İsveç artık destek verdi demeye başladı. Biz bu baskıya dayanamayacağız. Ve de bu laflar Cumhurbaşkanımızın maalesef bu ettiği laflar sadece arşivde kalacak. Ve NATO da Finlandiya ve İsveç NATO’ya girdikten sonra bu haberi hatırlayacağız. Ben demiştim haberi. En nefret ettiğim. Türkiye’de en nefret ettiğim haber ya ben demiştim haberleri. Maalesef. Piknik yapan yogacılara da bir şey var. Sosyal medyada dolaştı. Hatta Şahan bile olaya girdi. Eskişehir’de piknik yapan bir grup insana Jim Erdan şikayet edilmiş. Ondan sonra şikayet edilince güvenlik görevlisi gelmiş. Burada piknik yapamazsınız. Yoga yapamazsınız parkta demişler falan filan. Abi size ne? Ya gerçekten yoga yapan insanlar kadar yani huzurlu bir ortam bulamazsınız zaten. Ha yoga yapın piknik yapmayın. Bak ona varım. Ya ben de piknik yapanları şikayet edeceğim. Yani o kadar çok çöp bırakıyorsunuz ki küller, plastik şişeler, pet şişeler, bilmem neler.
Ben biliyorum ben görüyorum çünkü. Abi orası sizin malınız değil. Orası hepimizin malı. Ha diyeceksiniz ki ama ben yoga görenleri beni böyle rahatsız ediyor. Abi bakma. Ama dayanamıyorsun tabi ki. Neyse. Abi neyse. Neyse bugün kısa bir programdı. Rahat bir programdı. Kısa kısa formatlı bir programdı. İzlediğiniz için çok teşekkür ederim.
Sesimden de fark ettiyseniz ben de hafif nezle olmaya başladım. Burada hem editörüm hem montajım Deniz Ürer’de hasta hapşuruklarını duymuşsunuzdur bütün program boyunca. Ondan da bugün biraz kısa bir ayak keselim diye düşündüm. Abone olmayı unutmayın. Like atmayı unutmayın.
Ve yarın görüşmek üzere.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir