"Enter"a basıp içeriğe geçin

Altın 5000! – Olmaz Öyle Saçma Ekonomi – Hakan Özerol – B11

Altın 5000! – Olmaz Öyle Saçma Ekonomi – Hakan Özerol – B11

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=pL7drDbpgMw.

Hocam merhaba. Hoş geldiniz. Teşekkür ederim hocam. Bugünkü konumuz altın ve kıymetli madenler. Wait for it. Geliyor geliyor. Altın nedir? Hocam bu çekiz üzerinden yer yiyoruz gibi geldi bana. Bu da olmadı. Hocam giriş hep aynı. Bu sefer öyle girmeyin. Direkt konuya gireyim. Bir takım insanlar bu bitcoin’e laf ediyor ya. İki noktadan eleştiriyorlar. Bir sanal bir şey. İki bunu üretmek için çok elektrik harcıyoruz. Ne gerek var? Bunların ikisi de altın içinde geçerler. Bu da altın. Bu da altın. Bu da altın. Bu da altın. Bu da altın.
Charanydoors’a plante forthlaws’a� usesinde bir impos comentariye sahip alınacak ve herddek itslediğimiz araştıranchı açılogue, topl uy inspirational, denildiğiajesi orta знаете Messias’ın���� kommer claiming
bir karşılığı var. Ama esasen biz onu sanaydaki karşılığı için tutmuyoruz. Tutmuyoruz çok doğru ama yine şu var. Geleceğin parası dediğimiz şeyin geçmişi zaten 10 yıl. Bitcoin referans alırsak ama elimizde başka bir arkadaş var. 7 bin yıldır net kullanıldığını biliyoruz. Yani her krizden sonra milletin altında boyundan çıktığını biliyoruz. Sistem çöktükten sonra tekrar kurulduğunu biliyoruz. Merkez bankaların defalarca bunu rezerv para kabul ettiğini de biliyoruz. Burayı sıfır alıp da kardeşim çok benzer demek okey ama 7 bin yıldır çalıştı yani. Ama 7 bin yıl sonra bir YouTube programında crypto efendim 7 bin yıldır vardı diyebilirler. Diyebilirler ama yani bu deme ihtimal üzerine. Geleceğin ürünü budur demek biraz tehlikeli geldi. Aslında ben crypto’yu savunmak için demedim de şöyle sorular soruluyor. Yarın amelikabatsan olacak, elektrik kesilsen olacak. Şimdi aynı şey altın içinde geçerli abi. Yarın elektrik kesilirse altın da bir boka yaramaz yani. Ne yapacaksın altını yiyecek misin? Şuna kesinlikle bir itirazım yok. Hatta şu anda insanların altına yatırım yaptığı şey dijital altın. Gerçekte o kadar altın yok değil mi? Yok tabii bir kurum üzerine almışsın ekranda bir tane rakam görüyorsun. 23 gram altınım var diyorsun. Var mı baba? Var diyor var. Yani aslında altın da sana almış. O da kaldıraçla çoğaltılmış. Geçen programımız izleyen konuklarımız için söylüyorum orada şey vardı hani paranın dijitalleşmesi ve aslında arzının arttırılması muhabbeti vardı. Gerçeğin çok üzerinde para vardı. Altında da durum aynı. Şimdi fiziki altına gelince durum biraz değişiyor. Çünkü ben şunu biliyorum. Dünya savaşı çıktı mahvolduk çıktık ama adam cebine 20 gram altın koyup o hayadan çıkabilmiş. Ya da bir dünya savaşı da çıkabilmiş. Ne demek bu onu anlamadım.
Yani sistem çökmüş, mahvolmuşsun evin, barkın falan filan her şeyin gitmiş. Adam işte peştevalin içine bir yerine filan bir 20 gram altın koymuş. O savaştan kurtulduktan sonra yeniden hayatını kurabilmiş. Mesela şu anda Suriye sınırından geçişlerde filan bu çok yaygın. Adam oradan koyunluğu bilmem nesini getiremiyor. Diplomasını bile getiremiyor. Ama işte burasını dolar ya da altını sokarak bu ülkeyi kendine attığında biz muhtemel kabul ediyoruz mesela. Bir de orada temel fark şu değil mi? Altın doğal bir element. Bitcoin’le vesaireyle bir alakası, kripto parayla. Bitcoin’in de doğal bir elementi abi.
Hayır yani o keçme ifüken de var da hatırlarsanız. Adam bir şekilde altın saatini, kaçırmayı başarabiliyor bir tarafına sokarak da daha sonra onu çıkartıp bozdurarak hayatını kuruyor. Ben felsefesinden bahsetmek istiyorum. Sonuçta değer dediğin şey her zaman izafidir ya değil mi? Ya haklısın. Bir de Bitcoin’e bağlarken de şu halin konu var aslında değil mi? Altındaki hikayemiz ne abi? İşte sınırlı sayıda, az miktarda var, şu bu filan. E biz Bitcoin’i de aslında spekülatif olarak böyle fiyatın sürekli artması üzerine kurgulamışız. Yani biz bakma para mıdır değil midir derken niye para değil?
Çünkü para dediğin şey şudur abi ben bu çekmece 10 bin dolar koyduğumda 6 ay sonra onunla 10 tane cep telefonu hala alabileceğim ülkemiz ÖTV çakmazsa. Kendine bir çipi arıyorsun. Ama ben Bitcoin koyduğumda bilmiyorum. 3 ay sonra onunla 10 telefon mu alırım, 53 telefon mu alırım, hiç telefon mu alamam bilmiyorum. O zaman bu para değil. Ama aslında altında da bilmiyorsun değil mi? Doğru bilmiyorum ama o kadar oyun ak değil. Kripto’yu çok fazla tartışmayalım. Altın tarafında elimizde şu var abi şimdi mesela bir sürü arkadaşım kimya dersinde okuyor ya Periodic JetFed. Kafamızı çakılmış tabi. Şimdi Periodic JetFed’deki arkadaşların bir bölümünde bakıyorsun abiciğim gas. Bunlardan para olmaz. Helium vardı abi bizim gitti falan ama ondan olmaz. Bir bölüm az miktarı sıvı ondan para olmaz abi. Bir bölüm radyoaktif. Hani paramız var derken ölüyorsun falan böyle kuruyorsun. Şimdi bu eriyor. Sonra bir bölümü çok bol, acayip bol artık. Bir bölümü inanılmaz kısıtlı. Mesela altın onlardan biri değil aslında. Rare metals diye geçer yani çok istisnai bulunanlar. O da para olmaz. Çok bol olan olmaz, sıvı olmaz, gazı olmaz. Ele ele ele ele bütün tarih boyunca aslında kendi kendine çıkmış yani. 2-3 tanesi kalmış. Bunlardan da Gümüşbakır falan kararıyor mararıyor.
Ele ele ele aslında böyle insanlığın büyük buluşu falan değil. Şöyle bir şeyle karşı karşıyayız. Diğer metallerle fazla tepkimeye girmiyor. Asite karşı falan biraz daha sağlam. Cowboy filmlerinden millet bilir. Bir bölümü böyle derede falan elekle sallayarak bile erişebildiğin. Ve bundan sonra onu çıkarıp bir yere gömsen abiciğim. 25 yıl sonra çıkarsan falan deyip pırıl pırıl devam ediyor. Onun için altın kalmış aslında. Yani kim bulmuş oğlum ilk altını falan değil. Yani doğası gereği tarihsel olarak altın kalmış. Tamam ama bunu ekonomik sistemi anlamak için soruyorum. Değeri aslında azlığından ileri geliyor. Ve bundan. Kullanılabilir. Buradan çıkışı tamam. Çıkıştan sonra yanında bir şey daha geliyor. Aa parlak pırıldak falan böyle altınlar takmış. Abi touch yapmış falan böyle gücün mücün sembolü. O da güzel gelmiş. Sonra üçüncü aşamada şu olmuş. Devletlerin zaten doğal olarak parası altın olmuş. Bu sefer de para altın olunca aynı noktaya gelir. Ekonominin büyüdükçe daha çok para basman lazım. Biz burada mesela bitcoin’in miktarı sınırlı dediğimizde iyi bir şey mi yapıyoruz emin değilim. Miktarı sınırlı olduğu için büyüyen ekonomide bitcoin yetmiyor. Bitcoin fiyatı artıyor. Onun için spekülatif diyorum.
Altında da bu sınırı geliyorsun defalarca tarih boyunca. Savaşta kaybetmişsin. Ekonomimicik altın yok filan. O zaman gümüşü de bunun yanına alalım diyenler var. Sadece gümüşü rezerv para olarak kullanan var. İkisini karışık kullanan var. Sonra gelinen noktada genelde dünya savaşlarında oluyor bu. Bir dakika abi ya. Kitlendik herkesin parası pul oldu. Bende çok altın var. Aslında iki dünya savaşından sonra çıkıyor bu. Bretton Woods ile beraber. Bravo. Orada diyor ki para bu. Bende altın var. Altınla karşı dolar. Örnek veriyorum işte bir gram altın bir on saltın şu kadar dolar. O yine buradan başlıyoruz. Bunu masaya koyduğun anda senin bastığın kağıt parçasına biz itirazda bulunamıyoruz. Arkasında altın var diyoruz. Sonra dönüp diyoruz ki bir dolar iki mark olsun. Dokuz frank olsun. Bilmem kaç bir şey olsun. Liret olsun filan. Bu iş devam ediyor. Ama bir kez daha kitleniyor Amerika çünkü aynı yerdeyiz. Ekonomi büyüyor. Altın rezerv arttıramıyorsun. Ben bir on şu kadar demiştim ama bu kadar olsun. Sonra 1970’lerin başı kardeşimin doların arkasında altın falan yuka geliyor. Yani iş aslında tarihsel abi. O gün altınmış sonra gümüş olmuş. Altında karşı kağıt basılmış. Ondan sonra gelinen nokta şu andaki muhabbet.
Yalnız bizim Merkez Bankası karşılıksız para basıyor. Oğlum hepsi karşılıklısı basıyor zaten. Karşıttı paramasan yok yani. Hocam nasıl bir dümenin içindesiniz? Hocam büyük oyunu gördük değil mi? Ya ben burada en çok şeye bozuldum. Gümüş oksitleniyor gibi çok psikko bir sebepten dolayı ikincilikte kalmış ya. Amerika’yı keşfettikten sonra altın buluyorlar. Seviniyorlar ama facia ile sonuçlanıyor doğru muydu? Doğru. İnka imparatorluğu çok fazla altın rezervat oluşturmuşlar. Çok ilginç o. Hikaye şu. Bunlar da aslında güneş kültü. Tanrı güneş.
Kralda Güneş’in oğlu abiye kustallaştırdık diyor ki altın ne? Altın güneşin teri. Çok romantik. Hiç romantik değil. Bizim pederbeğin teri. Tamam mı? Dolayısıyla çıkarıp bana getiriyorsunuz doğal olarak. Yani dokunmanız caiz değil. Senin sevdiğin Gümüş de şey. Ay’ın gözyaşları. Bak müthiş romantizm. Ay kim? Bizim valide. Güneş’in eşi. Dolayısıyla bizim validenin gözyaşlarıyla pederbeğin terini toplayıp bana getirin deyip dünya tarihinin en büyük rezervini oluşturuyorlar. Ama ne yapıyor onu? Bir ekonomik sistem mi yok aslında? Bu anlamda yok. Ekonomik sistemleri emek üzerine kuruluyor. Enteresan bir sistemleri var. Zenginlik bir yerde toplanıyor ve tarihine en büyük altın rezervi oluyor dediğin gibi. Ta ki İspanyollar gelene kadar. İspanyollar geldiği zaman da hikaye şakırı şöyle. Diyorlar ki işte kardeşim altın var mı? Yok nerede? Hiç yok. Yok vermem göstermem falan. Kralı öldüreceğiz deyince tamam diyorlar altınlar burada. Altını alıp kralı öldürüp. Devamlı varkışta dönüyorlar. Çok iyi bir… Tabii tabii. Hiç beklenemeyecek bir yuvaraket. Beklemeyecek bir Avrupalı üçkâdı. Bu o zamana kadar icat edilmemiş bir davranış biçimi değil mi? Zavallı asetler de anlamıyor tabii onu değil mi? Bunu verirsen öldürmeyeceğiz. Peki niye kadar mı yersin burada? Nasıl öldürür bunlar? Koba filmi seyretmemişler yeterince. Bu azdan bir rakam. Ve o rakam geldikten sonra dediğin gibi çok acayip bir felaketle karşılaşılıyor. İşte ona da Allah çarpması diyor. Konu şöyle şu. İspanya’ya geldin. At sayısı belli abi. Eşek sayısı belli. Aracı sayısı belli. Yemek sayısı belli. Ev sayısı belli. Para miktarı belli. Sen bilen bire para miktarının bilmem kaç katı kadar parayı daha sisteme koyunca hiper enflasyon oluyor.
Çünkü at sayısı artmıyor para sayısı artıyor. Hocam durun burada çok iyi bir soru soracağım. Geliyor bak. Fed para bastı ya. Tamam. Bu pandemi sırasında. Aslında onun yaptığı şey de aynı şey değil mi? Doğru yani biden bire para bollaşıp hiper enflasyon yaratacak. Bu dönemde buna benzer bir şey yaşamamazın sebebi şu. Bastığı para sınırları olmadığı için biraz Nikaragua’ya biraz Türkiye’ye falan gittiği için lokal bir yerde kalmıyor. O dönem lokal bir yere biden bire altını gömüyorsun ve hiper enflasyon oluyor. Doğru zaten şu anda aslında dikkat edersen Fed de enflasyon baskısı var. Önlem almalıyız falan konuşuyor.
Enflasyon olacak ama o günkü korkuşluğun sebebi daha azıcık bir yere para yığılması. Dolayısıyla özetliyorum. Bir şekilde para basarsan veya değer enjekte edersen piyasaya herkesin elindeki deersizleşiyor. Çünkü malların sınırı var. Entiyaların sınırı var. Varlıkların sınırı var ama sen parayı o gün için altını çok arttırdığında bu sefer şeylerin değeri artmaya başlıyor. Bu da cahil arkadaşlarımızın sıklıkla sorduğu devlet para bastı bize versin kurtulalım şeyini. İspanya üzerinden cevap almış haline.
Peki ilkelin dediği sanal altın değil de gerçek altının gezegendeki miktarı değişmediği bilgisiyle altın niye arada sırada değer kaybediyor? Yani zaten sürekli çıkıyor olması gerekli değil mi? Güzel soru ama galiba onun da cevabı var hocam. Doğru söylüyoruz. Bir kere yeryüzündeki çıkılmış altın miktarı sürekli artıyor. Her yıl birkaç bin ton çıkarmaya devam ediyor. Dolayısıyla arıza artıyor ama tespit yerinde miktarını aşağı yukarı biliyoruz. Yani tüm altın miktarını biz her yıl örnek veriyorum. Dört ton artacağını biliyoruz.
Buna göre fiyatının sabit olması düşünülebilir. Doğru madem miktarı sabit ama aynı soru bitcoin için de aynı. Toplam bitcoin miktarını bilmemize rağmen niye mesela bir ay içinde iki katına çıkıyor? Bitcoin kul yapısı. Öbür Allah yapısı doğru. Peki Mustafa’nın sorusunu uca götürelim. Diyelim ki hiç kazılmamış bir yer var. Tesadüfen kazdılar ve öyle bir manyak bir şey buldular. Böyle bir durumda ne olacak? Altın fiyatları hızla düşecek. Böyle bir ihtimal var mı? Böyle bir kazılmamış bir yer altın olma ihtimali olacağı gibi daha da abartılısı. Şu anda bu hep konuşuyoruz. Biz işte Elon Musk oraya gitti, öbür abi uzaya çıktı falan. Bu zengin abilerin kurduğu bir şirket var. Uzayda maden arama için kurulduk. İnaktif şu anda hani bir roket yapacak da göktaşını yakalayacak filan. Ama teorik olarak bu tartışılıyor. Hakikaten geçen göktaşı abi yakaladın indirdin. Komple altınmış. Komple altın. Dünyadaki altı fiyatlar çöker mesela. Ya oraya gelmeden şey çok komik değil mi? Deseler ki bulduk ben nereden bileceğim ki? Bu yani bizim Cumhurbaşkanımızın hani şey demesi gibi hani gaz bulduk dediği zaman neyse bunu söylemeyeyim. Örnekleri birleştirmek şey yapıyoruz. Başka konuya geçebilir miyim hocam? Bu konu biraz şey geldi. Peki ama bununla ilgili bir şey soracağım. Şöyle bir şey deniyor yine cahil ortamlarda. Altının çıkarma maliyeti yaklaşık 1000 doların. 1000 doların biraz altında yerine göre değişiyor. Yanlış söylersek sonra biliyorsunuz hocam kızıyorlar. Alttan düzeltmeyelim sonra. Geçen seferlik gibi acayip rakam söylemeyelim. Şimdi altını aynen petrolde de bu geçerli ya aslında onu da sormak istiyordum. Belli bir çıkarma maliyeti var. Demek ki zaten o maliyetin altına düşmemesi lazım. Doğru mu? Abi doğru ama şu da var ya mesela gidersin bazen şurada. Zararına salışlar falan yaparlar. Bazen o çıkaran açıdan çünkü maden enteresan bir şey. Mesela maden de hep şöyle bakılır. Abi talep gelmiyorsa üretimi kısarsın tişört üretirken. Maden de bu olmuyor. Yani altın özel de konuşuyor. Kömürde de olmuyor. Hatta daha ileri götüreyim. Ben kocaman sanayi tesislerimiz var. Erdemir, kardemir falan. Onlarda bile mesela talep yok abi. Dört ay kapatalım pek yapılmaz. Petrolde de öyle galiba. Petrolde de öyle çünkü mesela üretim tarafı. Demir çelik tarafından örnek vereyim. O tesisin içinde işte tuğlalar, molalar falan filan. Bir soğuduktan sonra tekrar ısınması durumunda tahribat yaratıyor. Hiç üretim yapmasa mesela fabrika greve gitse düşük ısıda filan çalıştırılır bazı tesisler. Şimdi madenler de durum aynı. Adam o madeni kazmak ve ilerlemek zorunda. Dolayısıyla kazıp ilerletip çıkardığı zaman da altın fiyatları dünyada düşmüşse bile tutabiliyorsa mesele yok ama finansman sıkıntısı varsa maliyetin de altında bunu sattığı durumlar var. Ama doğru söylüyorsun. Elimizde en azından bir referans var. Kardeşim maliyet en azından bunun bu kadar. Ama yine de altına inmişliği var. İler yani zaman zaman. Bir de bildiğin ars talep abi. Yani biz hep böyle panikleyip. Dünyada şöyle sahneler oluyor. Dünya bankacık sistem batacak galiba. Ben altın alayım abi filan diye koştuğun zaman o zaman fiyat zıplıyor senin demin sorduğun konu abi. Niye çok artıyor ki? Bunun miktarı belli değil mi? Panik halde almaya koştuğumuzda artıyor. Ya da kriz geçti abi artık ya. Borsa çok artacak. Altınları ver. Kaçtan aldığını boş ver diye fiyatı çok düşebiliyor. Yani ars talep aslında. Bu da bize ekonominin en pis yönü olan psikolojik yönüne getiriyor galiba. Doğru. Ama ondan önce şeyi soracağım. Orta vadede, uzun vadede hep çıkmış bu.
Yani onu biliyoruz değil mi? Ne kadar uzun vadede baktığına bağlanıyor. Ama öyle değil ya galiba. Yani işte yıl bazında, üç yıl bazında yani baktığında sürekli bir yükseştiren dolar. Şimdi ben buradan bir uçayım. Sonra şuraya bir yere grafik koyarız hocam. Tamam mı? Uçayım önce bir şöyle söyleyeyim. Tarihte acayip zıplamalar var. Mesela 1980’de bir zıplaması var. Altının, ons fiyatının. İran devrimine filan denk geliyor. Tam bizim darbe 79-80 tam orası. İran’da var, bizde var. Bir de Irak’ta var. Saddam’ın gelişi aynı yıldır.
İki yıldır üstü 78. Orada mesela altının fiyatlaması ilgili 1980’ler yani 80 darbesi, bizim darbe 79, İran’daki, Irak’taki o dönem mesela altının fiyatının zıpladığı bir dönem var. Tamam mı? Bir payik yapmış. Orada bir rekor var. 700 küsür dolar olması lazım. Ondan sonra düşüyor. Çok uzun süre. 2008 krizinde acayip bir zıplama var. Bak yıllara bakarsan inanılmaz aslında. Arada bir yerde 10 yılı aşkın zamanın sabit gittiği dönem var altın. Yani altın uzun vadede hep kazandırır. Baya uzun vadede hep kazandırır konuşuyoruz. En son rekor da geçen sene gördüğümüz 2000 küsür yani döneme baksana abi. 40 yılda 3 kere acayip gitmiş, yakalarsan müthiş ama aslında ne bileyim 5 yıl tutsan hiç kazanmadığın dönem çok. Altın garantidir o kadar doğru bir laf değil yani. Altın garantidir diye bakan insanların şusu doğrudur. Şunu biliyoruz. Baba deprem olsa, savaş çıksa, banka batsa, bilmem ne olsa ben abi bir yerlerime 50 gram altın koyarsam buradan Norveç’e de gitsem paraya çevirebildiğim anda hayatımı sürdürebiliyorumun tarih boyunca binlerce örneği var. Ya da her sene evleniyorsan altın garantidir. Çok garanti o zaman zaten.
Bir de Keynes’in müthiş lafını tekrar hatırlatmak isterim. In the long run we are all dead. Diyor ki yeterince uzun vadede bakarsan her şey artar. Aslında yeterince uzun vadede bakarsan her şey değersiz deyir demek istiyor bir yandan. Pesiktir abi. İktisattaki meşhur varsayımdır. Uzun vadede dengeye varır abi. Bizim ömrümüz vefa ediyor yani. Tabii denge mutlaka da yani. Ben göremedikten sonra. Bizim memleket mutlaka ilk ona girecek uzun vadede misal. Ama hangi uzun vadede? Sonra biz görecektik başka bir konu. İlk önce söylediğim şeyi düşündürdü.
Ama ben başka sebeplerden biz gezegen değiştirmek zorunda kaldık insanoğlu olarak. Bütün altın burada kaldı. Oraya altın götürsek işimize yaramayacak. Dolayısıyla alsana altın. Olaya şöyle bakacağız. Orada deniz kabuğu varsa deniz kabukları üzerinden parasal asistan kuracağız. Binlerce yıl önce oldu. Veya hocam gibi bir takım pis ekonomistler çıkıp şey diyecek. Biz onu şey yaptık. Dünyadaki altın üzerinden tekrar onu rap ettik. Abi şey de olabilir. Oradaki beş bin o senin. Şeyde kalmış olan züritte kalmış olan da senin falan değil mi? Dijitalleşiriz bence. Senin mi? Gidip alabiliyor musun? Onu bilemem. Küçük prens de vardı değil mi? Yıldızları sayıyordu. Benim bu kadar yıldızım var falan. Nereden biliyorsun? İlk ben düşündüm. Bu arada miktarda çok enteresan biliyor musun bu altında? Bir laf ettik dedik ki bu çıkarılıyor. Eee işte bozulmuyor, yok olmuyor. Başka şeyler tepkimeye girmiyor. O zaman teorik olarak en kadar zamanla çıkmış olan altın hala aramızda olmalı. Ya eritilmiştir senin parmağında yüzüktür. Ya denizin dibindedir. Ya binlemle müzesindedir falan. Bunun tamamı konusunda çalışmalar var.
Toplan ne çıkarılmış insanlık tarihi boyunca? Çünkü tekrar ediyorum çıkarılmış olan rakam aramızda olmalı. En iyi tahminler 200 bin ton civarı. Yani 190-200 bin ton civarı. Bütün insanlık tarihi boyunca çıkarılmış olan kaybolmadığına göre var olan altın. Neden bahsediyorum? Mesela astrod başlıklarını falan çok kullanıyor altın kaplama güneşe karşı. Oradan tut denizin dibinde batmış olan bir Hollanda gemisine kadar. Müzedekinden senin evdeki çeyrek altına kadar. Tamam mı? 200 bin ton. Çok az aslında. Bu kadar ki 200 bin ton desen izleyenler için söyleyelim.
Bir köşesi 23-24 metre olan bir küp hayal edelim. Bir bina yapamazsın yani. Evet ya da işte Levent’teki orta oba bir binadan bahsediyoruz. Dolayısıyla abi dediği gibi ben bugün onu aldım. Sen altın sattın. Altın üzerinde varlığa dayalı bir şey yaptım. Altın fonu aldım falan dediğin zaman aslında öyle bir altın yok. O altının üzerine türev işlemler yapıyoruz. Türev bak bu çok önemli. Gittiğimiz gezegende de öyle yapacaklar. Biz bir türev oluşturduk. Dünyada kalan altınlar. Hocam gerçek hayatta ne iş yapıyor bu türev öğrendiği zaman lise girdi. Aha bu işte. Peki hakikaten türev nedir ya?
Aslında yalanın değişik hali. Ona da yalı. Altın saf kalsaydı türevigini anlardım. Bir de şimdi bu altın manipüle ediliyor ya. Yani içinde bilmem kaç ayarı var. O ayarı var. Bu ayarı var. Yani inanılmaz bir kombinasyon çıkıyor. Fark etmiyor ama galiba değil mi? Tabii ben toplamı söyledim. Dediğin doğru. Bizim bu 24 ayar dediğimiz saf altın. Ve aslında saf dediğimiz de %99, %99 zaten saf değil aslında. Beyaz altın dediğin platin katılmış hali. Ya da işte başka bir şey katıyorsun başka bir renk çıkıyor filan. Ama onların hepsinin elemesini çıkar. Saf altın dediğimizin toplamı bu 200 bin ton. Şu var. Mesela bugün Amerika Merkez Bankası’nda 8500 ton altın var. Şimdi bunu biliyoruz. Açıklıyor işte. Türk Merkez Bankası’nda. Biz Türk Merkez Bankası’nda girmeyelim. Şu Merkez Bankası’nda şu kadar. IMF’de bu kadar filan. Onları topladığımızda 30-35 bin ton yapıyor. Yani bu konusumuz 200 binin, 30-35 bini zaten Merkez Bankası’nda. Kalan bölümü de sen alsat dediğin zaman zaten bizim ülkedeki senin benim aldığım taktığım çeyrek meyrek bile. Abi bu nasıl bu kalan bölümü nasıl dünyayı fırattırır ki zaten yani. Çok az bir rakamda. Çünkü bir de bunların bir kız bir şey de abi. Sahte mi yani o zaman? Sahte değil. Türeye geldik. Türe hep şu. Bizim bankalarımız da yapar. Bankadan sen gram altın aldın. Çeyrek altın aldın dediğin zaman bankadan genelde şöyle yapıyor. Londra’daki bir oyuncudan altın alır bizim bankamız. Diyelim ki 20 kilo. O 20 kiloyu bankanın internetine ve sistemine koyar. Sen böyle girip de tıkır tıkır ben gram altını alacağım ya da şubeyi aradım dediğin zaman o altını sattıkça Londra’dan altın alır banka. Genelde Londra’da işlemler geçti. Saati de uygun bize çünkü. Ama fiziksel olarak almıyor yine.
Aldım 20 kilo aldım 50 kilo burada sattım dedi ya sen de 50 kilo var dedin ya aslında onu sattım diyen yabancı banka diyor ki bende 50 kilo altının var sevgili Türk Bankası diyor. Ben de diyorum ki sevgili Türk Bankası sende benim 20 gramım var değil mi var diyor. Şimdi bizim bankalarımız denetleyen kurum BRDK diyelim ki bu Hakan’ın altın nerede? Vallahi şu banka nereden bileceğim aha da sertifikası güzel. O yabancıya gidip baba nerede bizim altın demiyoruz aslında biz. O da başka sertifikası. O da başka sertifikası. Dolayısıyla türenden kastın bu aslında. Tamamen sahtekarlar.
Öyle demeyelim öyle demeyelim. Yani İspanyolların inkalara yaptığını İngilizler bize yapabilir diyorsun. Abi zaten şöyle bir işleyiş var. Pratik olarak bu aslında işe yarayan da bir şey. Çünkü başka türlü bu iş yürümez ki. Sen normalde gram altın nasıl alacaksın abozum? Gömleğini giyip bankaya gidip çeyreği alman lazım. O bitince kapalı çarşıdan bilmem ne fiziken alması falan lazım. Yani bu işin hızlanması ve teminat olarak kullanabilmesi için zaten bu şekilde çalışması lazım. Ama dediği gibi ilklerin yani bu sakata gidebilir mi? Sistemsel olarak herkes ben fiziken altınımı alayım derse yok. Sıkı durun zaten bankalarda para da yok. Bunu özel kul konuşmuyorsun. Aslında hiçbir şey yok. Yani herhangi bir yerde sen finansal sistemi ver benim x mi dediğinde o x yok. Çünkü o bir yere satılmış. Sistem çökmeyeceği üzerine kurulu. Ben sisteme güvenmiyorum diye arkadaşlar da fiziken arkadaş gibi altınını alıp çeyrek meyerek aslanlar gibi onu biriktiriyor. Çünkü o tecrübeli abi. Dün akşam 17. kez Big Short izledim. Ben anlamadım. 12. sınıfında anlamıştım zaten. Aslında her şey buna geliyor.
Ve teorik olarak biliyoruz ki bu büyüdükçe bir noktada patlayacak değil mi? Niye bilmiyormuş gibi davranıyorsun? Ben bilmiyorum. Bilmiyormuş gibi davranıyorum şu anda. Şöyle haklısın. Buradaki işleme eğer biz böyle sürdürelim türev, onun türevi türev’in türevi haline getirelim ve birbirine dayanaklı bir sürü ürünlerden oluşan bir piyasaya yaratalım dediğin zaman evet fiyatlar çok şişiyor. Sonra bir yerden düşüyor. Çöküyor.
Ama bu kadar alengirli bir sistem kurmasaydık çünkü finansal krizler tarihinde çok daha ilkel dönemlerde de bir şeylerin türevi yokken de finansal piyasalar çökmüş. Yani finansal piyasaların çöküşünün sebebi bu değil aslında. Bu doğası gereği hep olacak. Sadece bu daha büyük olmuş. Bu güzel bir soru. Bunu biraz çalışalım hocam. Aslında hep şu düşünülüyor. Ya ekonomi piyasaları veya finans piyasaları dümenci. Harari’nin kitabında bu konuya biraz giriyordu. Aslında dünya tarihindeki en büyük buluşlardan biri olarak mesela krediyi gösteriyor. Ve harari şunu diyordum. İnsanlık aslında hikayelerle yürüyen bir şey. Ortak bir takım hikayelere inanmazsak yürümüyor. Dolayısıyla ekonomi de altın dediğin para dediğin ve diğer bütün araçlar da aslında hepimizin ortak inancıyla yürüyen şeyler değil mi? Finansal sistem için çok iyi bir örnek yani. Kitabı ben de okudum. Çok da iyi bir analiz aslında bakarsan. Çünkü düşündüğümüzde senin demin sorunun soruluyor. Altın niye değerli ki? Peki devam edelim. Bu kağıt para niye değerli ki? Hani biz niye bunu almaya kıymet veriyoruz ki? Bu hep ortak kabul aslında.
Ben seni niye öldürmeyeyim kiye kadar? Bir kabuller üzerinde. Sizi öldürmem hocam. Teşekkür ederim. Arkadaş isim vermiyoruz. O öldürebilir. Çok doğru. Finansal piyasada öyle aslında baktığında düşünsene abi. Merkez bankacılığı. Merkez bankası nasıl çalışır? Böyle bir yerden sonra kıvırıyor. Yani şöyle oldu o da öyle falan değil. Niye öyle abi? Niye biz bunu kabul ettik? Niye bu sistem böyle çalışıyor? Bu da şunu getiriyor. Aslında sistem eski bir kelimeyle söyleyeceğim. İğitimat üzerine yani güven üzerine kurulmuş ya. Fakat insanlar bugün güvenmiyor bu sisteme.
Yani sokaktaki insan, arkadaşımızın ne bi sorduğu gibi, sizi üçkağıtçı olarak görüyor ya. Ona bir şey demek ister misiniz hocam? Şahsınızdan bahsetmiyor hocam. Aman değil, aman değil. Ben şöyle söyleyeyim. Pound eski pound’ların çok büyük bölümünde var. Üzerinde böyle 5 pound falan yazıyor. Sen de 5 pound diyorsun. Halbuki yukarıya dikkat etsen şey yazıyor. Bu kağıdı elinde tutan arkadaşa istemesi halinde 5 pound vermeyi taahhüt eder. Pound ise bu yazıyor ama o küçücük yazıyor. Sen bakıyorsun 5 pound diyor. 5 pound değil baba. Adam diyor ki bu kağıdı getiren arkadaş istemesi durumunda 5 pound ödemeyi taahhüt ederim. Kim? Bir imzabi arkadaş. Kim bu arkadaş? Bir yanında da kraliçe var. Kraliçe’ye mi güveniyoruz? Bu abiye mi güveniyoruz? Evet bunlara güveniyoruz. Ve sen teorik olarak o 5 pound’u alıp Londra’da Merkez Bankası Bank’teydi galiba. Kardeşim benim 5 pound’u nereden san? Bu 5 pound işte derler. Değil. Kandırmıyorlar aslında. Onun karşılığı 5 pound diye fiziki para varmış eskiden. Mantık şu aslında. Senet. Bravo. Fiziki parayı veriyor sonra sana kağıt veriyor. Sonra bu kağıdı sen bana ben sana ben sana verince hiçbirimiz gidip 5 pound’u almaya gerek görmüyoruz. İngilizler çaktırmadan o poundları satıyorlar.
O kağıt kalıyor elimizde ama uyanmayalım diye yazık kalmaya devam ediyor abi. Hikaye basın. Peki şunu soracağım işte. Esas soruya cevap vermedim Serzaman. İnsanlar bu sisteme güvenmemekte haklı mı? Abi yani buna güvenmeyen insanlar fiziki altın ya da şu anda gençlerin gözdesi olan kriptolarla abi parasal sistemin dışında devlete güvenmeme gerek olmayacak bir sisteme geçiyorlardır. Ama bu yaygınlaşamayacaksa altın işlerimizi görmedi. Bu kadar bin yıldır var olmasına rağmen görmeyince bu sisteme güvenmek zorundayız aslında bakarsan.
Böyle çalışmış. Peki taştan sorayım. Bu sistemin çok güvenilir olduğunu söylüyorsun ya finans dünyası ekonomi dünyası bununla ya şu dünya bununla dönüyor. Ama mesela kriptokörensi gibi yeni bir şey çıkınca buna güvenilmez diyorlar. Aslında ben de diyorum ki aynı güvenilmezlikte değil mi abi? Bir itirazım yok. İtiraf ettirdim Mustafa. Bence dur bir de ben deneyeceğim.
Ama şöyle bir durum var abi şimdi burada biz alışkanlıklar sonucunda bir şeye ikna olmuşuz ve çalıştığını biliyoruz bilmem kaç yüz yıldır. Şimdi kriptodaki durum bence sorun şu zaten dikkat edersen itiraz edenler sosyal medya üzerinden kabul edenler ve destekleyenler genelde bunu almış ve para kazanmış olanlar karşısında olanlar da alamamış ve kaçırmışlar. Alamadık 61 oldu falan diyen grup. Dolayısıyla o grup o gruba boomers filan diyor.
Şimdi abi boomers tabi yani sonuçta bakıyorsun der de bu yok daha kaçtı falan yani anlatabiliyor musun? Bir sürü insanı sen hala abi bu televizyonun arkasından ses mi gelen içinde biri mi konuşuyor diyen bir kitleye sen diyorsun ki param var var nerede canını sıkma dijital. Bu çok zor bir şey abi anlatabiliyor musun? Yani niye inanmıyorsunuz? Adam gördüğün şeye inanmıyor zaten adam yani gördüğün televizyona inanmıyor. Baba diyorsun ki bu da dijital baba. Tezi merak etme bunun içinde senin 57 milyon dolar. Yapma ya yani.
Tam şunu soracağım. Okey bütün dediklerin çok güzel de şöyle bir risk yok mu? Bu kadar sanal bir sistemde dedin ya İngiliz Merkez Bankası’nın yaptığı numara hop 5 pound yok oldu bir kağıt kaldı elde. Bu şuna tabi imkan vermiyor mu? Big shortta da anlatılan şey. Bunu kötüye kullanmak çok mümkün.
Hatta parayı basan bile kullanıyor. Merkez Bankası bırak bankacıyı Hakan’ı bilmem neyi üç kağıtçıyı basan adam bile kullanıyor. Tabi Türkiye’de de görüyoruz zaten. Ona tabi demedim ben diğer öbürüne tanıyordun. Ama o zaman işte insanlar haklı oluyor güvenmemekte. Bir sürü üç kağıt var ve sistem o kadar komplik hale getirilmiş ki anlayamıyorsun algılayamıyorsun.
Abi zaten bak şurada mutabık kalalım. Bütün dünyadaki finansal sistem çok güvenli midir sorusunda ben evet demedim. Güvenmeyen insanlar var. O ne kadar acayip de demedim. Yani alternatif yok abi.
Güvenmiyorsan bu sisteme çeyrek altını alıp çekmeceye koyacaksın zaten. Burada bence hiçbir şey yok. Pozisyonunu doğru bağlamaktan ibaret bu. Mesela ben şunu çok biliyorum eskiden vardı gayrimüslim vatandaş büyük abilerimiz vardı. Bir kısmı altın sürekli alırdı bir kısmı da elmas alırdı. O daha da küçük ve daha da kolay saklanabilir diye.
Mesela x-ray’den geçti geçmedi öttü ötmedi metaldi değildi falan gibi işleri için de tercih edilirdi. Mesela aaa ne acayip demezsin. Ya adam üç kuşak ya bir yerden bir yere konmuşlar ya malına çökmüşler ya vergi çakmışlar. Adamın tecrübesi var abi.
Ne kadar ilkel. Bak dijital bilmem ne var falan diyemezsek ya adamın tecrübesi var yani. Dolayısıyla bunun hiçbir itirazı yok. Mesela şu ama genelde yaygın bir sistemi biz fiziki altın fiziki elmas şu an için dijital kripto ile yürütemediğimiz için elimizdeki en iyi sistem bu diyorum yoksa müthiş bir sistemdir demedim çok fazla açığı var sistemin. Ama bu kadar büyük bir ekonomiyi abi fiziki bir şeyi teslim ederek yapamıyoruz.
Bak düşünsene şimdi kahve filtremiz kalmadı ne yaptın abi girdin tık tık tık kredi kartını girdin geldi 5 dakika içinde kahvemizi içtik. İç etmiyorsun gerçi bana soru sorarak ama yani toplamında bu işi biz başka türlü nasıl yapacaktık abi. Sen ATM’ye de geç hadi bak güvenmiyorsun sisteme abi. Gömlek cebinden bir çeyrekli çıkarıp abi şu çeyrekli ya üstüne olarak da bize yarım gramlık altın mı anlatabildim mi yani? Onu da soracaktım hocam. Cash çok iyidir ya cash nakit kraldır. Cash is the king abi. Aslında teorik olarak şunu sormaya çalışıyoruz 50 sene önceki ekonomi günümüzde yok belli ki 50 sene sonra da bambaşka bir şey olacak. Öyle bir sistem var mı ki teorik olarak icat edilebilir mi ki aslında bütün bunları kavur etsin. Dolayısıyla ne olacak? Ne olacak hocam? Hocam ne yapalımın değişik bir versiyonunu üretelim. Bunu söyleyemez mi o senin lafın? Bir kere şu da net bu ortaya çıkan dijital para.
Dijital para tırnak içinde devrimi bir işe yaradı. Şu işe yaradı. Asıl bu işin kralı olan dünya merkez bankaları dedi ki evet bu var ve millet çok kolay kabullendi. Genç jenerasyon içinde harika bir şey. Gençler çabuk çok adapte oldu. 50-50-45 biz iyi kötü adapte oluruz. Bizden yukarıdaki kuşak 20 sene sonra olmayacak diye bakıyor. Onları da atarsak o zaman para sistemi çok iyi sistem biz dijitale geçelim mi kabullendi. Bak Avrupa Merkez Bankası geçen hafta söyledi. Dijital euroya geçiyor. Dolayısıyla bunun geleceği yer bu işin dijitalleşmesi. Tüm merkez bankaları bunu istiyor aslında. İstemedikleri şey Satoshi Nakamoto isimli bir arkadaş evde yazalım yapmış. Onun arkadaşı yollamış. Mustafa eve indirmiş. Abi o olmaz o. O iş olmaz. Yani Mustafa oradan hizmet alacak ondan peer to peer gönderecek. Baba vergi? Haberimiz yok. Mustafa para gönder. O olmaz. Adını koyalım. Dijital. Çok güzel. Onu bırakmayacaklar mı diyorsun? Abi yani bırakmamak için elinden elini yapacak. Bu tarz konusu var ya nasıl yakalayacak? Aynı bir konu. Ama bu olmasın diye. Bak dijital harika. Geçilecek. Geçilmek üzere. Aslında geçildi abi. Demiştim muhabbet.
Ona diyecektim. Altın zaten dijital olmuş işte. Hem öyle. Seninki de abi ne yaptın? Aldın kahve iç. D geldi kahve içiyoruz. Şimdi buna kibir itirazı var abi. Devlet diyor ki süper. Banka diyor ki harika. Getiren firma diyor ki müthiş. Kapıya kadar geldiğimde vallahi param yoktu. Muhabbet ortadan kalktı. Satan diyor ki abi çok satarken çocuk parayı toplayıp arazi olma ihtimali yok. Parayı direkt yok. Müthiş. Buraya geçeceğiz.
Gelecek nokta burası. Dijitalleşecek ama bunun Satoshi Nakamoto’ya bırakılmaması, benim kontrolümde olması, hala bunu aktarırken ben bileğim benim bankacılığım üzerinden geçsin, o banka %2’sini alsın, devlet vergisini alsın, alsına doğru gidecek bence.
Naktin yok olması konusunda bir sürü adım atıldı. Mesela dedik herifler 500 Eur’luk banknot nedir kardeşim ya? Dünyanın parası ya. Adam cebinde niye 3 tane 500 Eur’lukla gezer ki yani normalde? Dediler ki bu kara para işlemlerinde, kayıt dışı parada çok kullanılıyor. Çünkü 500 Eur’luktan böyle bir iki tane deste alıp atsan zaten hayatın boyunca kazanacağın parayı çekmeyeceği sığdırabiliyorsun. Dediler ki 500’lü yavaş yavaş kaldıralım 200’lük 100’lük falan diye indirelim. Dolayısıyla bunun geleceği yer belli. 200’lük 100’lük 50’lük 10’lük 5’lük diyecek o da hala taksi maksi döndü. Döndü mü tamam o da bitti artık abi. Full dijital’e geçelim. Bence bu hedef. Peki başa dönersek niye hala altın rezervi diye bir şey konuşuyoruz o zaman? Yani her şey zaten yalana döndüyse, sayın cumhurbaşkanımız dedi ki altın rezervlerimizi getirdik Türkiye’ye, önlem aldık dedi mesela. Bunu anlayamıyorum. Ne demek o?
Şimdi iki şey var. Senin benim aldığımız altın dijital. Merkez bankası rezervi delikanlı gibi orada duruyor. Aslanlar gibi duruyor. Merkez bankası rezervi dediğimiz şey bildiğin filmlerde gördüğün o külçe. Patlatılabilir bir şey yani. Şimdi patlatılabilir bir şeyle ilgili bir örnek vereyim. Yani o çok güzeldir böyle. Fort Knox’u Amerika’daki rezervleri saklandı ya da soyarlar böyle bir siyah abiler böyle ışıkların arasından falan geçtiler.
Sonra çantayı alır James Yakala falan der ya o arkadaşlar altın görmemiş abi. O gördüğün külçe 12.5 kilo falan civarında tanesi. Large bar diye geçiyor. 10 tane koydun baba 125 kilo. İkiniz sırayı koydun 250 kilo. Vin Diesel onu sağ omuzuna alıyor abi. 250 sol omuzuna alıyor. Hatla çıkıyor falan ya. Oğlum siz ne yaptın nasıl bir şeysiniz siz ya? Onun en iyisi abi İtalyan işi filminde vardır. Oradaki sahne gerçektir. 4433 taşırlar. Onun yönetmeni mesela belli ki kasada altın var kaldırmış. Oğlum kaç tane tutabiliyorsun? 3 güzel 3 taşıyalım bunu ya. Gerçekçi film abi. Öbürün de öyle ya. 3 çantalı herif. Bir de atlayıp yüzerek 400 kilo altın var. Baba nereye gidiyorsun ya? 24 ayar değildir o. Tabii tabii. O şey karışmış. Çeyrekli arada boşluk var falan değil mi? Şimdi bu fiziki var rezervlerde. İşte niye var? Abi niye? Türk Trust dediğin şeyi bizimkiler matbaada basabiliyor. Evet. Bunu basabiliyor.
Zaten kalmamış ya bir ilişki abi. Soran mı var onu anlamak için. Birisi gelip Amerika’ya şey mi diyor? Fort Knox’daki altınlar duruyor mu? Bu arada belki durmuyordur abi. En son 1980’lere bir tane fotoğraf var abi. Google’larsan iki fotoğraf çıkıyor. Bir tane şey böyle altın kütçeleri duruyor. Önde şey yazıyor. Ireland. Yanındakinde Argentin falan böyle. Sizinki burada. Sizinki de burada. Baba görebilirsiniz. Öyle göstermiyor size. Burada duruyor fotoğrafı var diyor.
Yani hakikaten mesela Cumhurbaşkanı ne demek istedi orada? Şimdi o ilginç bir konuydu. Oradaki mesele şu normalde abi Merkez Bankaları altınlarını Amerika’ya atıyorum kenara. Bizimki gibi işte. Bizimki Rusya bilmem nere falan filan. Rusya da atmak lazım. Özür dilerim. Dünyadaki Merkez Bankaları genelimi yapayım. Venezuela, Argentin, Meksika falan. Bunlar altınlarını baba merkez bankalarında tutarlar. Mesela Londra’da tutarsın ki kredi alacağın zaman şey diyorsun benim altınları teminat olarak al bana şu kadar kredi ver.
Bir bankadan nakit lazım. Onu teminat tut. Paramı ver. Yerince teminatı kaldırırsın. Yani kullanabilmek için, mobility’i arttırmak için İngiltere Merkez Bankası, Amerika Merkez Bankası, İsviçre Merkez Bankası, Fransa Merkez Bankası temelde bu dört tanesi. Dört yerde tutuluyor genelde. Bize özel değil. Hepsi böyle yapar. Ama nasıl olur bu adamlar bizi kıskanmıyor muydu ya? İşte kıskanıyorlar. Almanya demedi. Almanya yok abi. Bu dördü temelde kullanılıyor. Ve riski dağıtmak için de böyle biraz İngiltere, biraz İsviçre, biraz Amerika falan diye tutarsın. Yani şunu mu anlayalım bundan? Türkiye’de parasını gidip bir bankaya yatırmış aslında. Türk Merkez Bankası altın rezervini bunlara tutuyor. Doğru. Hatta eskiden döviz rezervimizi de mesela atıyorum Almanya’daki en büyük bankalarda tutardık. Hatta Merkez Bankası’da bir yer öyle bir girim vardı. Hangi bankada tutacağız notu düştüğü zaman o bankadan çekiyor Fransa’daki bankaya aktarıyor.
Yani devletin parasını dünyadaki en sağlam bankalara tutmak zorundasın. Tamam mı? Hem transferi kolay olsun hem iyi kötü duruma göre faiz alıyorsun falan filan. Fakat senin sorduğun soru. Cumhurbaşkanı dediği an şuydu. Ray Branson krizinden sonra F35 S4-BIS falan Türkiye yaptırım yiyebilir mi? Dendiğinde hemen kayıtlara şunlar geçti. Venezuela yaptırım uyguladıklarında İngiltere Merkez Bankası altınına el koyma durumu gündeme geldi Amerika’nın.
İran’ın altınlarına dondurma durumu gelince benim anladığım bizimkiler böyle bir sertlikte rezervimizi bir dondurma durdurma olabilir diye Amerika’dakini İngiltere’ye çektiler. Sonra İngiltere’dekini de çektiler. Şimdi çok küçük bir bölümü Avrupa’da galiba İngiltere Merkez Bankası’nda duruyor. Bu önemli bir bilgi değil. 3 ay sonra başka banka olabilir mi? Yani altınlar garanti de hocam. Garanti muhabbeti o. Hepsini buraya fiziken getirdik biz altınları. Bu da piyasalarda Türkiye bir yaptırım bekliyor demektir aslında. Şeyi doğurmuyor mu? Bu açıklamanın toplamı bu. Getirdik ve güvenceyi aldık. Yani güvence şu mu? Londra’yı soyarlarsa bizim altınlara bir şey olmasın değilse eğer aklıma bu geliyor. Bu hareket aynı zamanda da bir şeylerin değerini düşürtüyor oluyo olması lazım değil mi? Evet bunu söylediğin anda güvenilirliğin düşmüyor mu? Abi senin borsanın düşmesi, doların zıplaması aynı sebep Türkiye risk altında diyorsun. Ben de risk altından paramı çekiyorum diyorum. Zaten düşürttük. Ama hani Cumhurbaşkanı’nın seviyesinde bunu söylemese daha iyi değil miydi hocam? Abi işte soran olursa burada bizim altından nerede aha da burada yani. Abi çok soracak sorun var. Yani yine net bir cevap alamadık sizden. Hiç iç kahveni iç. Hiç bir şeye cevap vermiyor. Her bölümde şu şey fıkrasını anlatalım mı ya? Balondaki. Abi niye ben bayağı cevap vermiyorum. 33-40 dakika konuşuyorum daha ne yapayım kardeşim? O çok büyük başarı zaten. Abi o televizyon alışkanlığı ya televizyon tarafı da öyle. Kur ne olacak 25 dakika konuşup yani ne olacak şeklinde bir. Şimdi iki şey soracağım. Bir bu kadar değerli bir malzeme neden mücevher olarak da kullanılıyor? Cumhurbaşkanı’nın açıklamasından gidersek o zaman şunu da diyebilirdik. Arkadaşlar ülke olarak risk altındayız. Bütün yüzüklerinizi işte çeyrek altınlarınızı getirin. Eritip kasaya koyacağız da diyebilirdik ya. Amerika bunu yaptı. Amerika bunu kendi vatandaşlarına yaptı. Yanlışım yoksa ruzvel değilse arkadaşlar altta artı düzeltme yaparız. Amerikan başkanı dedi ki kardeşim evde altın tutmak yasaktır. Altınlarınızı fede şu kurdan örnek veriyorum bir gram altın şu kadar dolardan. Merkez bankaları bankaları teslim edin dolarınızı alın. Bu zor olan günlerde milli birlik ve beraberliğimiz çerçevesinde memleketin bekası demişlerimdir bilmiyorum. Bu çerçevede Amerika bunu yaptı. Tarihte yapılmışlığı vardır. Ülke içinde altın tutulması saklanmasının yasaklandığı deyince akla uyduruk ülkeler geliyor. Amerika Birleşik Devletleri yaptı. Ama mücevherat ne olacak? Mücevherat ile ilgili değil. Bizde çoktur yani bizim coğrafyada böyle altın kültürü ortadoğu filan deriz. Kuzey Amerika’da yaygındır. Mesela Amerikan Eagle var. Bizim böyle tam altına filan denk düşüyor. Amerikanın kristalında da fiziki altın kültürü yüksektir. Onları getirip dolara çevirme hatta hapis cezası filan zorlaması ile yapıldı. Ama şu anda yok öyle bir şey. Yok yani tarihte yapılmışlığı var anlamını söylüyorum. Yok işte ben mantığını soruyorum yani niye yapmıyoruz? Bunlar son çareler tabi. Niye bu kadar değerli bir madeni bırakıyoruz halk koluna taksın düğünde öbürüne taksın diye? Gineşte serbest piyasa. Yani tarihte aslında para olarak kullanıldığı kadar da süs olarak kullanılmış aslında. O devam ediyor. Tabi devam ediyor. Hatta yanlışım yoksa bugün için hala takı olarak talibi diğer teknolojik talebinin filan üzerinde olabilir dünyada. Bir de Türkiye diye bakıyoruz ama burada biliyorsun Hindistan, Çin, Türkiye filan ilk üçlü bunlardır. Peki hocam mesela Gülsema evlenecek haftaya ne takmak lazım? Çeyrek mi takalım? Ooo hocam şimdi. Onun çözümü bulundu. Bir dakika Gülsema ne diyorsun? Tam.
Tam hocam tam. Tam Flü Tv sarsar hocam. Bunu diyorsanız siz hiç hayatınızda tam görmemişsiniz hocam. Tam kaç para ya şu anda? Ben hiç görmedim. Çeyrek 850 filan işte tam dört leçer yapacağız. O iş böyle 300 200. O iş pratikte çözüldü gram falan takabiliyorsun. Peki biz şimdi Türkiye’de Hanife teyzelerin tamamının yastık altında ne kadar sakladıklarını projekte edebiliyor muyuz? Yani çok tarihtir rakam konuşuluyor ama aslında bilmiyoruz abi.
Düşünsene bazen bakanlar konuşur bir de böyle genelde hükümetler şey yapar abartılı rakam söylüyorlar. Çok var da vatandaş da yani yoksa vatandaş fakir görünüyor ama çok zengin aslında anlamına gelen bir sürü rakam konuşuluyor. Aslında çok şey gibi abi inkalardan beri kaç altın çıkarmış gibi bir şey bu. Mesela bizim sınırımızda nasıl bileceksin abi? Suriye sınırında adam sınırı karşıya geçiyor öpüşüyor bayramlaşıyor geri geliyor. Çeyrek götürdü çeyrek getirdi sınırdan altın geçti. Şu anda mesela sen kuyumcudan altın alsan kaydı nerede? Düğünümde takmışlardı diye bir laf vardır zaten. Çıkında evinden getirdim falan annemin evinden getirmiştim daha sonra çok zengin olan bir başbakanımız vardı. İkinci sorum da şey bir takım biliyorsun adamlar var YouTube kanalları falan da var bunların. Sabah akşam bana bağlamayacak değil mi? Senin de var aslında. Hocamızın kanalına da iyi olabilirsiniz ama sen öyle yorumlar pek yapmıyorsun galiba. Dolar 12 olacak altın 2000 doları geçecek bunun bir anlamı var mı ya bunu konuşmanın? Mesela şu anda son 2 senedir galiba altın 1500 dolarla 2000 dolar arasında sürekli salıyor. Böyle diyebiliriz evet yıllardır böyle gidiyor.
Ama şöyle söyleyeyim bu da art talep ya. Yani birileri altın almış artar değil mi diyor. Sen de oraya onsu 2000 olacak diye seni izliyor. Yani konuklansın anlatabiliyor. O zaman bu videonun başlığı şey olsun mu? Altın 5000 olacak. Altın 5000 olacak mı olacak? Olacak. Altında kalın bence çok güzel başlık. Bu arada o da yasak değil mi? Yani bizim ülkemiz dünyada da böyle bir şey var. Mesela normalde yatırım danışmanlığı yapmak yatırım önerisinde bulunmak yasak. O da şöyle oluyor. Öneride bulunduktan sonra bu yatırım tavsiyesi değildir diye bir sayfa koyuyorsun. Bu şekilde ilerliyor.
Nasıl kalması çok yerinde. Biri çıkıyor bir şey anlatıyor. Çok iyi anlattı diyorsun. Lan bu adam neci filan ya ne yapıyor? Bir adam var mı? Biz izliyoruz. Doblo’da çekim yapıyor. Doblo’nun içinde her gün de ki odan doları alalım buradan. Nasıl bir şey bu ya? Abi şu anda biliyorsun bu kripto paralarla 300-500 lirayla oynayan herkes ciddi ciddi birbirine tavsiyelerde bulunuyor. Çünkü ne olmuş o kazanmış. Kazanınca kendinden mi ekolü düşünüyor yani? Ben yaptığıma göre çok doğru bir şey yaptım. Ne yaptın aldın mı? Aslında tam. Çok iyi yapmışsın da yani niye arttın arkadaşım? Bundan bir tane bütün program çıkar biliyorsun değil mi? Yani dünyadaki sisteme bak. Adam orada 300 liralık oynuyor ve kendine payı biçiyor ya. Muhteşem hikaye bence. Dediği gibi aslında bu iş şöyle çalışıyor. Normalde bizim ülkemizde yatırım danışmanlığı için Sermal Piyasası Kurulu SPK sınav yapıyor. Lisanslaması hılından lisansını alıyorsun yatırım danışmanı oluyorsun. Bankalar, aracı kurumlar da mesela o işi yapan müşteri kontanındaki çalışanlarının o lisansı almayı şart koşarlar. Ondan sonra da derler ki sen gene de adama bir şey aldırma başımıza aramasın. Kurumun raporları var. Yani yetkin insanlar belli aslında. Bilmem ne bankın araştırma bölümü bu kağıda öneriyor.
Sen onu söyleyebilirsin sadece ama abi maşallah dediğin gibi adam ben diyorum yani 12 kesin görür. Daha önce de demiştim değil mi? Hatırlamıyorum demiş mi? Derim zaten onu da hatırlamıyorum. Selçuk var hastasıyım ya. 3 yıldır takip ediyorum sürekli aynı mabed. Midyat olmuyor ya. Sen ekonomist misin, finansçı mısın? Ben finansçıyım. Sana zaten saygı duymuyorlar bu arada ekonomist. Adam madem mühendisi yani bunu daha kimle konuşacaktık değil mi? Finansçı veya ekonomist. Bu arada o farkı da çok anlamıyorum yani birini bilenin öbürünü de bilmesi gerekiyor gibi geliyor.
Abi ben mühendislik okudum. Üstüne işletme mabastırı yaptım. Üstüne finans doktorası yaptım. Dolayısıyla ben bu işin finans literatürü yani işte ne bileyim para yönetimi, portafö yönetimi filan tarafını biliyorum. Okey şey soracağım. Biraz daha başka bir yer. Bu adamlar hani atıp tutuyorlar ya işte dolar 3000 olacak Zartut. Bunların gerçekten öngörülme ihtimali var mı bilimsel olarak? Çünkü bir bölümde şey yapalım teknik analiz diye bir şey var ya oraya çizgi çektim. Çizeriz.
Yani bırak onları gerçekten seneye ne olacak tahmin etmek mümkün mü? Şöyle düşünelim hani örnek veriyorum. Sen şunu diyebilirsin kardeş, biz Flu TV olarak kurulduğumuzda şu kadar cıra yapıyorduk. Bugün bu kadar yapıyoruz. Her yıl yüzde beş büyüyoruz. Demek ki 10 yıl içinde şurada oluruz diyebilirsin ama olmayabilirsin. Ama bir elinde bir malzeme var. Bunun aynısı burada da geçer. Örnek veriyorum dövizle ilgili en kullanılan kavram şudur. İki ülkenin faiz oranları arasındaki fark ya da enflasyonları arasındaki fark kadar biri değerlenir.
Yani teorik olarak şunu varsayarız biz. Dolar’daki enflasyon kaç? Örnek veriyorum. Yüzde 3. TL’deki enflasyon kaç? Yüzde 13. Demek ki yüzde 10’luk bir değerlenme olacak Dolar’da TL’ye karşı. Bu mantıkla ben sana seneye Dolar şu olmalı teorik olarak derim. Tutmazsa tutturamadım ama aslında uçmadım yani bir şey koydum ortaya. Anlatabiliyor musun? Şimdi bu tip yöntemlerle tahmin yapmak başka bir şey. 15 abi. Buradayız başka bir şey yani. Anlatabiliyor musun? Ama ben onları seyrediyorum. Onlar da o kadar boş söylemiyor. Bir sürü şey söylüyorlar altında canım.
Doğru ama mesela şunu fiyatlaması daha zor. Benim anlattığım bu en temel kullanılardan bir yöntem. Yani enflasyon farkı kadar. Temeli seninki. Ama bunun içine sen kalkıp da örnek veriyorum. Cumhurbaşkanı erken seçime giderse bu arada Türkiye’de bilmem ne olursa Afganistan asker yollarsa gerginlik çıkarsa kuru artar. Doğru. Ne kadar artar bilmiyorum. Buradan matematik bulamazsın onu söylüyorum. Artarı bulursun o zaman geriye çizgi çubuk kalıyor. Daha önce 880’i görmüştü. 880’e doğru bir gider. Oradan sonra 10. 10 niye?
Çünkü bu daha finanstik. Düz rakam etkisi. O ekstrem olaylar bizim günlük hayatımızda var. Günde üç kere oluyor bize. O yüzden. Hocam son olarak benim adımı temizler misiniz? Bisiklet yüzünden linç yiyorum. Olacak iş değil. Evet hocam. Bisiklet fiyatlarını bu adam bilmiyor şeklinde bir şeyler gördüm galiba. Arkadaşlar çok akıllı değil. Yani. Hakikaten açıklayalım. Benim orada bahsettiğim bisiklet Pinokyo’ydu. Ve yoktu Türkiye’de. Zaten öyle bir fark var. Onu yeni kuşaklar bilmiyorlar. Onun için çok kızamıyorum arkadaşlara. Bisiklet bulamıyordun. Bak bulamıyordun. Yani yok gelmiyor. Sayısız sınırlı falan filan. Evet. Gelişimini ara falan yapıyor. Öyle çalışıyordu. Hayır Pinokyo öyle bir yurt dışında. Hani şey de diyemiyorsun. Ben Amerika’dan alacağım abi falan gidip Amerika’dan alman lazım. Onu da içeri sokamazsın falan. Öyleydi yani. Daha havalısız da pola var da. Tutuyorsunuz ki vitesli ortadan ortadan vitesli. Ciddiydi. Dolayısıyla ben şunu demek istedim. O orada bulabileceğiniz en kötü. Yani bugün alabileceğiniz en kötü bisikleti düşünün. Onu 10’la çarpın. Kötülük seviyesinde ondan bahsediyorum. 400 liraya da bisiklet var bugün.
Herifler şey demişler 7500 liraya bisiklet var. Benim kiram 3500 diyor. Elektrik bir şeyde bakmayacaksın. Konuştuğunuz en basic dediğin gibi. Bugün o kötülükte bir bisiklet bulamazsınız. Uğraşın. Vitesli falan değildi mesela. Çin’e gidin. Vitesli okudu. Şu kadar söyleyeyim. Türkiye’nin bisiklet satın alma merkezi Haşimişcan geçidi.
2 artı 2 pinokyon vardı el freyine döndüğüm. Servet. Anlatamam sana. Haşimişcan geçidi. Borso oyununda vardır. Haşimişcan geçidi. Biz oradan almaya çalıştık önce. Haşimişcan geçide gittik. Konuştuk. Babam çek yazayım dedi. Adamlar ne çek ki biz çek almayız dedi falan. Neler. O zaman da nakit varmış. Nakit olsun abi. Çekmek yorma biz şimdi. Kayıttı şu olay çünkü. Gerçekten haşimişcan geçidi.
Anlamıyorlar. Bambaşka bir paradigmadan bahsediyoruz. Arabada konuştuğumuz öyleydi. O araba yoktu zaten. Araba amaçlı sıraya giriyordun zaten. Yani renk falan seçemiyordun. Şey ne abi 3 renk var. 3 renk tercihinde bulun diyorsun. 3 tane söylüyorsun. 4’ün çıkıyor tamam olsun. Niye liste yaptık baba biz zaten kafaya göre araba veriyoruz. Ve şunu da söylemek lazım. Bisiklet ancak sünnet olunca alınabilen bir şey. Abi evet ya o kadar büyük bir fedakarlıkta bulunduğumuz bir şey. Bu kadar büyük bir fena kârlıkta bulunduğumuz bir şey. Bu kadar büyük bir fena kârlıkta bulunduğumuz bir şey.
Bisiklet olsun diye. Şey biliyorsunlar mı? Bisiklet değiştirmek için bir daha mı sünnet oluyormuş? Olabiliyor mu? Size bisiklet almışlar mıydı? Bu konu tehlikeli bir yere geldiği için söyle şey yapamıyorum yani. Onun için evet evet. Hocam çok güzel bir konuşma oldu ama daha çok konuşacak şey var. Şimdi buradan zaten üzerinde altın plakaları olan et yemeye gidiyoruz. Evet evet şöyle.
Pratikte o abi hayatımızda altın yoksa. Bu konuşma çok iyiydi. Onun için size tam altın hediye ediyoruz. Süper şuraya doğru alayım ben. Abi sen o arkadaşları öveceksin. Hocam görüşmek üzere. Teşekkür ederim. Hocam sevgiler sağ olun.
İyi mukavele.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir