Aşkı Anlat Bana Hakkı – Hayati İnanç | Derdini Söyle
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=i7y_cGiHLec.
Zehra Grubu’nun katkılarıyla hazırlanan derdini söyle başlıyor. Şimdi benim adım Hakkı Kaptan.
Bu programı ben yapıyorum. İnşallah.
Ya da yani şöyle de yani geçlerimiz hem tahşafı olması için hem de böyle geçler limaj kılsın diye, ulaştırsın diye şey ediyoruz. Ama inşallah Allah-u Teala bizi iyi eder.
İnşallah. Onlar şu anda da böyle güzelce hani hani güzel yerde aşağılık saadet var hani geçler grubu. Onun için de ben onun başkanıyım inşallah.
Maşallah. Tabi böylece şeyde otururuz bir eyyet yapıyoruz şey ediyoruz. Çok güzel. Ya da böyle ben diyorum ki geçlere diyorum hani geçler namaz kılsın, ulaştırsın diye böyle şey tefsir edeyim.
Hakkı. Merhaba. Nasılsın? Hakkı. Beni sevdin mi? Allah. Allah. Hakkı. Evet. Dua ediyorsun sen değil mi? Böyle bir defterin falan da var.
Defterin de var. Onlara dua ediyorsun. Beni oraya yazar mısın? Tamam senin ismini de. Hayati. Hayati abi de seni başımı yazayım yoksa sen mi yazayım? Nasıl takdir edersen nasıl istersen oraya yaz ama beni unutma. Tamam ben seni unutmam. Nasıl dua ediyorsun? Nasıl dua ediyorsun?
Ya Rabbim hani bütün ümmeti Muhammed’e affetsin inşallah. Allah razı olsun. Evet ondan sonra da hani şöyle hani oturuyoruz hani başlar geçler hani çikolete gidiyorlar güzellerde böyle eyyet yapıyorlar. Ya.
Şimdi Hakkı bu programda senin yerinde oturanlar dertlerini anlatır. Ben de onlara ahkam keserim ama burada dert anlatması gereken benim anladığım kadarıyla. Senin bir derdin var mı Hakkı? Yok benim derdim yok. Yok tabii.
Yok tabii senin bir derdin yok. Evet. Dert sahibi biziz. Evet. Bizim derdimizin devası nedir kim bilir Hakkı? Geldik gidiyoruz. Gerçi ilerledi böyle son dönemece geldik Hakkı.
Fakat çok açık ki senin kavuştuğuna çok uzağız biz. Hakkı sen bana tavsiyelerini söyle yahu. Sen bana de ki şunu yap şunu yapma gözünü seveyim ben ne yapayım?
Sen de hani Allah’a dua et inşallah dua edeyim ondan sonra da mevlam kabul eder inşallah. Bilhassa da madem sen beni sevdiğin deftere de yazmaya söz verdin. Evet şey verdim. Senden istediğim dua şu Allah rızası için. De ki Ya Rabbi bu hayati kulunu ve neslinden gelenleri çocuklarını torunlarını onu sevenleri, onun sevdiklerini kendine sevgili et. Bunlar sana kavuşsunlar Ya Rabbi diye dua et.
Dert şöyle bir şey anlatılır Hakkı. Padişahın oğlu hasta oldu. Envayı çeşit hekime gittiler çare aradılar. Hekimler, tabipler çaresiz kaldı. En son bir bilge kişi dedi ki Arif bir zat.
Bu çocuğun şifası şu, dertsiz bir adam bulacaksın, gömleğini buna giydireceksin. Padişah tabi imkanlar elinde bütün ülke emrinde aradılar taradılar. Dertsiz bir kişi buldular çoban. Böyle koyunları gidiyor falan dağda koyunları var kendisi var başka kimse yok. Çok neşeli maşallah şıkır şıkır bulduk dediler.
Tanıştılar sana ihtiyacımız var. Çoban sordu benim neyim var ki sen dertsizsin değil mi hiçbir derdim yoktur dediler. Senin gömleğine ihtiyacımız var. Şehzade hasta dediler ver gömleğini çocuk kurtulacak inşallah. İyi de benim gömleğim yok ki dedi. Yani derdi olanın da gömleği yok.
Dünyası yok, dünyada bir şey yok. Çünkü gönlünü kaptırmamış, sırtını dönmüş. En güzele tutulunca, güzele tutulunca hiçbir şey gözü görmemiş. Ne yaparsın geceleri Hakkı? Geceleri yani gece ne falan kılıyorum.
Kılıyorum. Ondan sonra abime dua ediyorum, size dua ediyorum. Allah razı olsun. Kapıyı çalıyorsun yani. İşte biz de ona kavuşmak arzusundayız. Biz de istiyoruz ki sana verilen de bize de verilirsin. Fakat bilmiyorum ki liyakat meselesi belki kim bilir.
Kim bilir. İstemekle olmaz ama değil mi ancak kavuşan da arayandır. Aramakla bulamazsın diyor. Fakat bulanlar arayanlardır. Ne iyi oldu seni tanıdığım ya. Seni gördüğüm ne iyi oldu ya. Nerede ikamet ediyorsun? İstanbul’a, Tuzla’da mı? Tuzla’da. İnşallah.
Evet. Kimler var evde senden başka? Anne var, baba var, abi vardır. Sen kendi halinde? Evet, kendi halimde. Dostla meşgul. Evet. Hay maşallah. Hay maşallah. Bugünlerde tabii korona için dua ediyorsun değil mi? Evet, korona için dua ediyoruz. Biz birbirimizden ayırıyor ya. Evet.
Bu yüzden. İnşallah. İnşallah. Perdeleri. Bana öbür taraftan haber vermeyecek misin? Biz bu tarafta bir şey görmüyoruz Hakkı. Biz bu tarafta böyle ıvır da zıvırla meşgul oluyoruz. Malayani ile bir sürü telaş aldım sattım. Falan filanla geçiriyoruz ömrü. Sana kim bilir neler gösteriliyor ama sende sır vermezsin ki şimdi kolay kolay.
Evet. Ah Hakkı. Kalbinden ne geçer? Şu anda ne geçiyor kalbinden? Şu anda kalbimde en çok kafsi düşünüyorum. Efendim? Kafsimizi yad ediyoruz.
Yad ediyoruz. İşte ondan sonra sevmek o kadar. Onun gönlüne girmek istiyoruz. Yani kavuşumuzda bize dua eder inşallah. Geçen de biri bana onu sordu. Nasıl girerim gönlüne dedi sultanımın dedi. Ben de kemküm ettim cevap veremedim ne bileyim ben.
Dedim bunu Hakkı gelirse ona soralım. Evet. Nasıl gireriz gönlüne? Nasıl gireceksin gönlüne? Hani onun gönlünde hani cennet kapısı var. Evet. Cennet kapısı. O cennet kapısıyla beraber gidiyoruz ya. Aynen öyle gidiyoruz.
Ama tabii onun için de kalbine girmek çok önemlidir. Çok güzel, hoştur. Onun için tabii onun gönlüne girmeye çok işliyoruz. Seyrediyoruz inşallah. Serdar senin neyin? Abimdir. Abindir. Sever misin onu?
Çok severim. Çok severim. Minel kalbi ilel kalbisebile kalpten kalbe yol var. O da seni seviyor bana söyledi. Çok seviyormuş seni. Ben de kıskandım tabii. Beni de aranızı alsınlar diye. O da bana kopya verdi o deftere girmeye bak dedi. Onun için söyledim. Beni de deftere yaz ki böyle hususi vakitlerde elini açtığın zaman.
Tabii. Hayati amca. Hatta artık nasıl dersen. Niye takıyorsun? Niye takıyoruz? Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Allah’a müsaade edin. Sünnettir. Yani sarı takmak sünnet, bunu giymek sünnet. Hani Efendimiz de giymiştir. Çok güzel olmuştur. Ya da güzel koku üşüdürüz. Hani şey yapıyoruz. Hani niye tıt tıt. Bir adam biri diyor niye sarı takıyoruz, niye cüpe giyiyoruz. O diyor o hani cahildir. Ama bir şey bilmiyor. Bilmediği için söylüyor.
Bak bir şair ne demiş biliyor musun? Fuzuli hakkı. İyi şair ya. Bir numara yani. Cenabı Peygamber’e anlattığı harika bir şiiri var hakkı. Su kasidesi deriz biz o şiire. Uzun. Şöyle 32 beyt, epey uzun yani. Oku oku bitmiyor. Bir beytinde diyor ki bak şimdi senin anlattığın şeyi söylüyor. Men lebin müştakıyam zühad kevser talibi. Nitekim mestemey içmek hoş gelir hoş yaresu. Kısaca izah etmeme müsali et. Tamam açıklayın. Açıkla. Diyor ki.
Kevseri isteyenler var cenneti isteyenler var. Afiyet olsun sözüm yok. Kavuşsunlar ben de onlara dua ederim. Ama onun da üstünde bir derdim var benim diyor. Daha kıymetli bir şey istiyorum diyor. Men lebin müştakıyam ya Resulallah aleyhisselatü vesselam.
Peki o ne? Ben diyor senin dudaklarına. Müştakım aşığım. Şevküm o. Tabi bu şu demek. O iki dudağın arasından çıkanlara. Yani dini İslam’a. Yani şu. O giydiği için gülüyorum. Sünnet olduğu için takıyorum diyorsun ya.
Şair de diyor ki. Ona benzemenin zerresi cennetten üstün. Cennetlerden üstündür ona benzemenin zerresi. Nitekim diyor şaire bak ya. Sarhoş olanlar içki arar ayıklar suyu sever ya diyor. Ben aşkın sarhoşuyum diyor. O yüzden Kevser’den de kıymetli sana uymak derdindeyim. Ya Resulallah nasıl bir aşktır ki şiirin devamında suyla kavga ediyor. Diyor ki suya hani su Resulullah’ın şehrine doğru Medine’ye doğru akıyor ya. O diyor gidiyor diyor Resulullah’a benden önce kavuşacak.
Yolunu kesmek için diyor toprak olasın var. Yani ben öyleyim set olayım kavuşmasın sevgilime Cenabı Peygambere benden önce kavuşmasın diye can vermeye hazırım diyor. Mübarek olsun.
Tabii ki ona benzemenin en küçük bir zerresi bile ona uymanın onu taklit etmenin zerresi bile cennetlerden üstün. Ne güzel tatbik edebiliyorsun. Açık açık üzerinde görünüyor sebebinde söylüyorsun. İşte o işin aslı o. Bir gün bir sahabi yolculuk esnasında genç talebeleriyle sevenleriyle giderlerken bir yere geliniyor aniden durduruyor. Bin itini at mıydı deve miydi artık bilmiyorum. Ve iniyor yere tekrar biniyor.
Bakıyorlar bir şey yapmadı sadece indi ve bindi. Efendim sormaya müsaade var mı neden indiniz burada tekrar bindiniz. Valla diyor buradan geçerken Resulullah indiydi deveden onu gördüm. Ben onu taklit ederim diyor sebebini bilmem. Burada inmişti diyor ben ona uymak için burada indim diyor.
Evet ona benzemekten kıymetli bir şey yok. Yürümekte konuşmakta susmakta herhalde ona benzemekten kıymetli bir şey yok. En çok ne seni özledi? Dübbes seni sarıyor. Seni görünce ne yapar? Sevinir.
Sevinir mi? Sen elini öptürüyor musun? Yok. Yasak. Koronadan dolayı mı yasak yoksa? Normal yani normal yasak. Bazen sana izin veriliyormuş duydum ben. Değil mi? O izin verildiğinde ben öpeceğim. Bak şimdi Hakkı.
Gün geldi Ahmet İbni Hanbel Hazretlerine, mezhep sahibi Hadis-i Alimi Ahmet İbni Hanbel. Biri geldi sordu. Dedi ki takva nedir? Anlattı. Züht nedir? Anlattı. Vera nedir? Anlattı. Sordu. Tevhid nedir? Anlattı. Anlattı ve en son şunu sordu. Aşk ve muhabbet nedir?
Ahmet İbni Hanbel dedi ki, bişriha fî hayattayken ben bu suale cevap vermem. Şimdi ben sana soruyorum. Aşk nedir Hakkı? Bana anlat yahu. Aşk mı? Evet nedir aşk? Şimdi aşk, hani Allah’a âşık demek.
Hani Allah’a ta’la’ya böyle hani yücelce kulluk etmek lazım. Yani aşk demek ki o kadar çok istemek lazım Allah’a. Allah’a ta’la bizi seviyor. Onun için şey diyorlar. Onun için de aşk demek de öyle bir şeydir.
Serdar aşık mıdır? Aşıktır. Onun aranı iyi mi? İyi, iyi. İyi çok şükür Allah çok şükür. Seni üzmüyor değil mi? Yok üzmüyor. İyi. Ona söyleyelim sana dikkatli davransın. En son ne zaman gördün Sayıd Saki? Tepelenirken. Ne kadar oldu yani? Bayıldı, göreli. Özledin tabi. Hasret başka bir şey tabi. Bu konuyu bilsin de görelim inşallah. İnşallah inşallah Allah kavuştursun. Bola Kıyas diyor ki Hakkı’yı çok seviyorlar. Efendim? Beni çok seviyorlar. Maşallah. Çok mu konuşursunuz böyle uzun uzun? O Kürşe konuşuyor, biz de konuşuyoruz Kürşe.
Sayı Saki dedi ki, o şeyden, kapalı kapalı. Kapalı gitti zaman ben dedim Sayıcım, Çatçaba. Öyle diyorum. Çatçaba’ya davranıyor.
Benim başımın gücümün şeyi var. İşte var. Geçtere böyle tefsir veriyorum. Şimdi acayip. Evet. Namaz kılsınlar. En mühim bir bu değil mi? Bu olmadan hiçbir şey olmuyor. Evet. Namaz kılsınlar bir.
Namaz kılsınlar bir, evet. Onu oruç tutsunlar. Evet. İlimle meşgulsünler. Evet. Ondan sonra kalp kırmasınlar. Kalp kırmasınlar. Kulüpten ayrılmasınlar. Ayrılmasınlar. Gıybetten sakınsınlar. Bir de çok konuşuyoruz biz ya.
Böyle çok konuşmayalım değil mi? Tabii çok konuşmayalım. Çok konuşmak iyi değil ya. Az uyuyor az konuş. Ne kadar uyusunlar? Az uyusunlar. Bir de az yesinler dedi. Az yesinler. Çok konuşmasınlar. Çok konuşmasınlar. Kıleti kelam, kıleti menam, kıleti taam. Lazım olan her şeyi söyledin ya. Ne okusunlar?
Kitap falan tavsiyen var mı? Var var. Kur’an’dır. Kur’an-ı Kerim okusunlar. Kur’an-ı Kerim okusunlar. Ondan sonra namaz kılsınlar. Mesela oruç tutsunlar diye. Anladığım kadarıyla Hakkı sen namaza aşıksın. Evet. Her vesileyle namazı zikrediyorsun anıyorsun. Sen namaza aşıksın.
Hatta şu anda biraz namaz gecikti falan diye de keyfin pek yerinde değil. Tabii. Evvela namaz. Namaz dinin direği. Her şey onunla başlıyor. Tabii. Şiir? Şiir az bir şey. Az bir tane okur musun şiir? Ya şimdi kar gaviyi kar edeyim. Allah’ım bu günümüzde veren Allah’ım. Bu ne güzel rahmet yağıyor. Ne güzel şural doluyor. Ne kadar güzel doluyor. Ya da böyle çok güzel oluyorlar. Çok güzel gidiyorlar. Yani. Hakikaten güzel yağıyor bu günlerde rahmet. Allah’ın izniyle. Şöyle bir şey olmuş. Ömer bin Abdulaziz ahbabıyla oturuyor. Gök gürlemiş yağmurdan dolayı muazzam bir gürültü. Şimşekler çakmış. Yanındaki kişi epey bir etkilenmiş yani sarsılmış düşmüş yere.
Ömer bin Abdulaziz rahmetullahi aleyhi. Hiç istifini bozmadan demiş ki. Rahmetin sadası böyleyse Allah gazabın sadasından muhafaza buyursun. Ya. Tabii. Sen rahmet iklimindesin. Yani. Bizler korkuyoruz. Dedik ya dua et de vesileyle biz de kurtulalım. Ya Resulallah çebaşet çünse giy ashabı kef. Dahili cennet şevamdar zümre-i ahbabutu. Kürtçe bilirim dedin değil mi sen? Ama hiç Kürtçe bir şey söylemedi bize ya.
Mesela şimdi bana desen ki Kürtçe Allah senden razı olsun nasıl söylersin. Hodeş de razı be öyle mi? Hodeş de razı be evet. Kırmançı zanım hendik zanım. Hendik zanım az biliyorum yani. İnşallah. Bir de böyle diyorlar hocam. Bir Kürtçe’de dayanamadım geldim. İyi yaptın. Serçeva sarsara başım gözüm üstüne. Başım gözüm üstüne. Mukabele denildi diyor ki çavet de sergülü an güller başının üstüne. Güller başının üstüne.
Bir şey dikkatimi çekti şimdi biz konuşurken olurdu sizinle konuşurken de şimdi ne anlatırsanız anlatın. Hakkı sanki onu zaten çok iyi biliyor gibi diyor fark ettiniz mi? Aynen öyle. Aynen öyle bunu fark ediyorum yani. O yüzden de sözü uzatmaya cesaret hasıl olmuyor. Yani bilmeyen anlatırım da. Bilmeyen anlatırsın da yani şimdi.
Hocam siz diyorsunuz ki Hakkı çok güzel dağlar var diyorsunuz. Hakkı sanki dağın kendisi gibi böyle. Kendisi yani. Biliyoruz işte. Hakkı hocam. Korona bitince ne yapsak? Korona bir şey inşallah iyi olur. Her şey düzene gelir inşallah. İnşallah. Ama sen böyle de güzelsin.
İnşallah Allah’ın izniyle Sedre abi ben böyle nemaş kılıyorum dua ederim inşallah. Tabi o korona virüs bilesinden inşallah kurtulmaya rüsbes inşallah. Şimdi bak Hayat abinin bir derdi var sana söyleyemedi. Söylesin. Ben söyleyeyim mi? Söyle. Hayat abi Allah dostlarını çok sevmek istiyor. Allah dostunu ismek istiyor değil mi? Sevmek istiyor. Onlar da onu çok sevsin istiyor. Evet.
Nasıl olacak? Ne yapması lazım? Hani Allah’a yakın olmak lazım. Hani Allah’a yakın olmak ise yani şeylerde güzel, onu güzel olmak lazım. Allah dostlarına beraber olmak da güzeldi. Böyle güzel olur, hoş olur diye Hayat abi hani insan bunu biliyor. Sarı çaba. Biliyoruz, ediyoruz ama inşallah Rabbim böyle daim etsin böyle bütün ümmeti Muhammed’e inşallah. Ondan sonra inşallah bu böyle çok güzel oluyorlar eriyorlar inşallah.
İnşallah ama sen de Hayat abiye de dua et bana da dua et. Biz de hani gönle girmek dedin ya gönle girelim hakkında. Tamam inşallah gönlüne gidesiniz inşallah. Hocam benim de bir derdim var. Hayırdır? Diyorlar gönle girmek bir andır da gönülde kalmaktır asıl mesele. Bir güzellikle alıverir gönlüne de orada kalmak zordur diyorlar. Bunun için ne yapacağız? Bana sormayacaksınız, ehline soracaksın. Ehline soracaksın, yaramazlık yapmayacaksın herhalde değil mi? Hıyanet etmeyeceksin. Benim aklımın erdiği bunlar. Kendinden bilmeyeceksin hayrı. Bunu sormuşlar İmam-ı Rabbân hazretlerinin oğlu ve Ekmel halifesi Muhammed Masum Faruk’u. O ilim ilmiyle söylüyor tabi. Hıyanetten başka her kabahati affederler diyor. Peki hıyanet nedir? Kendinden bilmektir diyor. Hayrı kendinden bilmektir.
Değil çünkü senden değil diyor yani. Sevgi yukarıdan gelir. Eğer sahiplenirsen benim dersen orada biter diyor. Yoksa her kabahat affa kabil. Hocam hani salatı daim olun diye bir şey var ya sürekli namazdadırlar. Bizimki hıyaneti daim olun. Allah affetsin yani kendimizden bilmediğimiz an yok ki. Allah korusun yani yok abi ya yok. Yani burada ilmi laf edilmez de.
Ne yapayım Hakkı Bey işte susuyor. Mecburen bize kalıyor. Tam ilim meclisi hocam. Eğer inimle zeka ile akıl kabiliyetle kavuşulsaydı. Habibi Rabbil aleminin sevgisine ona inanmaya. Ve bu cehil önde giderdi. Çok zekidir. Liderlik vasfı vardır. Koca Mekke arkasına takmış adamdır. Öyle kolay değil yani. Gözü pektir falan. Dehası var ki. Deha çapında kabiliyeti var ki. Kadir suresi okunduğu bir yerde eli ayağı dolaşmış. Oradaki matematiği görmüş falan. Mucizeyi görmüş. Dizlerinin bağı çözülüyor falan. Ama sevilmedi nasip olmadı. Şakkı kamer hariçesini gözüyle gördü. Ay bölünmüş gözünün önünde mucize apa çık. Herkes gördü. O inat etti. Küfürü de kaldı. Şimdi 1400 sene geçti. Sana iman nasip oldu. Daha mı zekisin? Hayır. Demek ki belli ki sana verildi. Muhafaza et. Artistlik yapma. Ona sevinmek ve onu kaybetmekten korkmak çok önemli. İmansız ölmekten korkma yani imansız ölür dediler. Efendim. Maşallah.
Allah razı olsun. Sen onu benden daha iyi tanıyor ve anlıyorsun tabi. O şimdi susarken anlatıyor aslında. Bize de diyor ki şimdi susmamıdan anlamıyorsanız kelamımdan. Hakkı hocam hadi programı bitir de gidelim. Tamam. Namaz vakti geldi. Evet vakit geldi yani. Sen bitirmen lazım. Seyircilere bir Allah’a ısmarladık de Hayati abiye bir teşekkür et. Olur mu? İnşallah. Allah daimesin.
Amin. Bir de kışa bir dua etsek olur mu? Olur tabi. Hadi edelim. Geçtiğimize bütün ümit-i Muhammed’e inşallah.
Alhamdulillah.
Amin. Amin. Amin.
La ilahe illann ney? Bize tabi eğer ki sevgiye Apple? E 살루 fishừa Bize tabi eğer ki sevguyan bilm unknown burnun Bakabil under my eyes bro Yelul eylesin Fatiha Pictures Abime Şükürler Xu Mah ripped Mission y estavam mi
ZEHRA GURUBUN KADKILARI İLE HAZIRLANAN DERDİNİ SÖYLE, SONA ERDİ…
İlk Yorumu Siz Yapın