Benim Yolum Yol Değildi. Bunu Anladım ve… | Bekir Develi ile Peynir Gemisi | Mahmut Erkan | 4K
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=999wrrkETNs.
Online alışverişte güven arayanların adresi, Özboyacı Hatun, Bekir Develi ile peynir gemisini sunar. Yıllarca abi hakikaten başarılı bir televizyonculuk, sonuculuk kariyerim vardı. Yani yıllar geçti, böyle bir kendimle aslında çatışmaya girdim. Yani küçücük bir iman kıvırtısı varsa, kıvılcımı varsa bunu bir bomba şekline getirmeye çalışmak için
hayatımı bu bağlamda harcamaya karar verdim. Boşa geçen kötü yıllar ki ben onları unuttum. Kendi çocuğuma ne düşünüyorsam, karşımdakinin çocuğuna da aynı şeyi düşüneceğim bir hayat bana nasip et Allah’ım dedim. Mahmut abinin bu güzelliğinden, güzelleşmesinden rahatsız olan ki onları biliyorsunuz bazıları şey demişler Meriç Erkan radikal bir değişim oradadır. Evet, radikal bir değişim.
Ve Meriç Erkan’ın sahte gülüşlerinin bedelini Mahmut Erkan güzelleşlerine ödedi.
Ol ordering, donatarak dolduranın ol diyince olduranın 99 adıyla. Kıymetli dostlar hoş safa geldiniz. Cüman’ız mübarek olsun inşallah. Rabbim şu mübarek vakitler hürmetine bizi de affedilenler zümresine ilhak buyursun. Vaktiniz bereketli olsun. Ömrünüz bereketli olsun. Cenab-ı Allah son nefeste hepimize iman nasip etsin. Azından böyle dua edilir, Cenab-ı Allah son nefeste hepimize iman nasip etsin.
Rabbimiz bize bu nefeste de iman nasip etsin. Rabbimiz bize hayatımız boyu her nefesimizde iman nasip etsin. Son nefeste de etsin inşallah. Çünkü derler ki insan yaşadığı gibi ölür, öldüğü gibi haşrolur. Rabbim güzel yaşayıp hayırla iyilikle yaşayıp hayırla iyilikle güzellikle bu yalan dünyadan göçmeyi nasip etsin. Bu duaları da Bekir kardeşiniz size böyle cuma olması vesilesiyle etmiş bulundu. Hoş safa geldiniz.
Şimdi bundan bir zaman evvel bir abimizin hikayesi çıktı. Sosyal medyada bir anda patladı. Bana yüzlerce mesaj attınız. Bekir abi, Mahmut Erkan abi istiyoruz. Mahmut Erkan abiyi mutlaka çıkarın falan. Tabii daha önceden gerek Sena kardeşim, gerek Meksalina kardeşim, gerek Aslı kardeşimin hikayelerini de yayınladığım için sizlerden böyle mailler almam oldukça doğaldı. Ben de hemen harekete geçtim. Mahmut abiyi aradım.
Ve ona ev telefonundan ulaştım. Mahmut abi Allah razı olsun. Çok iyilikle güzellikle konuştu. Fakat dedi ki Bekir kardeşim benim bazı hassasiyetlerim var. Hani böyle nasıl diyeyim fırsatı bulmuş işte aa ekran görmüş falan ben bu algıya girmeyi asla istemem. Böyle anlaşılmayı asla istemem çünkü ben beni davet ettiğiniz şeyden kaçtım ve bu yüzden tövbe ettim. O yüzden dedi canım kardeşim ne olur bana müsaade et falan.
Ben de onu bir daha rahatsız etmeyeceğime dair söz vermiştim. Günlerce aramadım Mahmut abimi ama gönlümden de bir taraf hep Mahmut abinin hikayesini burada sizlerle paylaşmak onu böyle ruberu dinlemeyi çok arzu ediyordum. Elhamdülillah Allah razı olsun. Ben öncelikle o konuda kendisine bir teşekkür ediyorum. Bugün kendisi lütfetti döndü. Kardeşim hadi gel sohbet edelim dedi. Benim dedi notlarım var, hazırlıklarım var. Ona göre dedi oturup konuşalım dedim. Tamam abi nasıl arzu edersen.
Mahmut abi hoş geldin. Hoş bulduk. Allah razı olsun. Ben de senin nezdinde tüm izleyicilerimize kardeşlerimize selamünaleyküm diyorum. Cumaları mübarek olsun. Rabbim her iki cihanda da afiyet versin. Amin. Küçük bir şey ekleyebilirim. Sohbetimizle alakalı ben sizle konuştum. Yani ben eğer bir katılacaksam size katılacağım söz dedim.
Ama şu anda dedim kafam karıştı. Ben hani böyle bir teveccüh beklemiyordum. Tamam iyi niyetli bir şekilde bir sohbet ettik. Yeni Şafak gazetesinde. Tabii bu kadar da üst düzey bir ilgi alaka beklemiyordum ama hayırlı bir sohbet olması asibiyle de bu hoşuma gitmedi değil. Bu bir riayla alakası yok bu olayın. Bu yani tamamen hayırlı bir işin insanlar tarafından teveccüh görmesi, ilgi görmesi tabi ki bir Müslüman olarak beni mutlu etti. Ben de aslında sana söz verdim ama bana zaman ver biraz dedim. Biraz kendime geleyim bir duruma bakalım nedir ne değildir. Müslüman da sözünden dönmez. Müslüman verdiği sözü tutmalı. Dolayısıyla de belli bir süre geçince sana söz verdiğim gibi ilk yayını da seninle yapmak istedim. Arada bir İslami sohbetlere çağırdılar. Böyle katıldım. Gördüm ama Salih hocama gitmişsiniz, Salih hocamla sohbet etmişsiniz. Ben onun çekim yapılıp da ekrana yansıtılacağını düşünmedim ama orada çekim yaptık. İzniniz var mı deyince, icazet isteyince de ben de dedim şimdi öyle bir baktılar ki gelirken yolda da size anlattım. Tamam dedim yani yayınlayın. Sonuçta ben buraya bir program niyetiyle gitmedim. Sadece gençlerden hani en ufak bir katkımız olabilecekse bu bağlamda bulunduydum orada.
Dolayısıyla sana sözüm vardı. Rabbim nasip etti geldik. İnşallah hayırlara vesile olur. Rabbim mübarek eylesin. Ameen. Maksadımız burada inanın yani ne bir maddiyat ne bir menfaat tamamen buradaki sohbetten bizi izleyen kardeşlerim eki çok değerli zamanlarını veriyorlar. İnşallah biraz katkımız olursa küçücük bir iman kıpırtısı varsa kıvılcımı varsa bunu büyütmeye bir bomba şekline getirmeye çalışmak için hayatımı bu bağlamda harcamaya karar verdim. Çünkü boşa geçen kötü yıllar ki ben onları unuttum tövbe kapsamında ama onun geri kalan belki de kısa ömrümde tamamen kefaretini ödeyebilmek için çok daha düzgün bir hayat yaşamak ve dürüst yalanın hiçbir şekilde olmadığı şaka dahi olsa yalanın olmadığı verilen sözlerin tamamen tutulduğu kimsenin kalbini en ufak bir kırmayacağımı düşündüğüm
elimden geldiğince herkese yardımcı olacağım diğer gamlık yani kendime ne için ne düşünüyorsam karşımdakini de aynı şekilde düşüneceğim kendi çocuğuma ne düşünüyorsam karşımdaki çocuğa da karşımdakinin çocuğuna da aynı şeyi düşüneceğim bir hayat bana nasip et Allah’ım dedim ve Neriç Erkan’ın sahte gülüşlerinin bedelini diyetini Mahmut Erkan göz yaşlarıyla ödedi ama bazı ağlayışlar o gülüşlerden çok daha değerli.
Ağlamanın değerini anlıyorsun. Allah mübarek etsin. Bir iki damla göz yaşı çok şeyi temizliyor aslında. Rabbime bana bugünleri yaşattığı için milyonlarca kere şükürler olsun. Ben o yayına giderken çok tedirgindim çünkü bambaşka bir hayata geçmiştim. Çok sakin bir hayatım vardı. Sadece çocuğumla ilgileniyorum. Derslerimi yapıyorum. Mümin adamın boş vakti olmaz. Mümin adamın boş vakti olmaz Müslüman adamın.
Yani bu yayın ben bir kaç kere Darulacize’ye gitmiştim orada ilmim benim yok yani ben İslami ben öğreniyorum şimdi hızlı bir şekilde Kuran’ı okumayı hızlandırmaya çalışıyorum. İslam ilmal bakmaya çalışıyorum. Sünnet hadislere bakmaya çalışıyorum. Nereden tutabilirsem hani evliya’ya sormuşlar yanlış olmasın bir gün ömrün kalsa ne yaparsın? İlim yaparım demiş ilim. Bir gün sonra öleceksin. İlim yaparım ne kadar değerli demek ki. Ben bu ilme verdim kendime. Ondan sonra ben şimdi ondan sonra da o oraya İsmail kardeşim var bizim sitede o dedi ki böyle böyle dedi yeni şafak gazetesinden yayın almak istiyorlar. Ya kardeşim dedim. Bizim önceki durum belli. Şimdi oradan bir karşılaştırmaya giderse insanlar dedim. Ben dedim yani ben içinde girdiğim olayın bu bedelini ödeyemem bu sıkıntı bunun kefaretini ödeyemem dedim. İslam’a zarar verme tehlikesi var. Yanlış anlaşılır.
Başka düşünceyi iter insanları. O değil. Bir de milleti de günah sokarız dedim. Yani ama tabii ki samimiyetimizi gösterip birilerine hidayet vesilesi olacaksak emrinizdeyim. Hizmetçiniz olurum. Ama çok kritik bir çizgiydi. Ben orada Rabbime eğildim. Siz çok doğru bir iş yaptınız. Benim kanaatime göre. Şimdi o akıntıyı o akışı ben de gördüm. Evet şimdi orada bazı nasıl diyeyim bazı yayın organları yani Mahmut abinin bu güzelliğinden
güzelleşmesinden rahatsız olan ki onları biliyorsunuz bazıları şey demişler Meriç Erkan radikal bir değişim. Radikal değişim. Ne radikal değişim pardon. Bir insanın fıtratına yönelmesi midir? Radikal değişim. Yani bir insanın kıyafetiyle sakalıyla duruşuyla vakarıyla Allah Resulü aleyhisselatü vesselama benzemesi midir? Radikal değişim yoksa bir insanın fıtratından uzaklaşması mıdır? Radikal değişim.
Siz fıtratınıza yaklaştığınız için çok güzel bir iş yaptınız. Allah razı olsun. Allah daim etsin. Ben de bu bağlamda işte sonra birkaç arkadaşımla istişare ettim hocalarımız da ya dedi bir kişinin bile bir hidayetine vesile olur. İnşallah. Siz dedi yapın bu röportajı dediler. Ya Allah bismillah. Gerekli hazırlıkları yaptım manevi olarak ve çıktım. Rabbim dedim bizim bizet şerifimizde sıkıntı var.
Yani bizim daha önceki hayatımız. Ama bir giydiğim kıyafetimin yüz suyurmetine dedim. Sana olan samimiyetimin yüz suyurmetine tövbe yüz suyurmetine beni mahcup etme. Şelare vesile ol. Öyle gidince Rabbim istedikten sonra biz hiçiz biz hiçiz. Ama o istediği zaman çok şeyler oluyor. Biz gene toprağa karışıp gideceğiz. Rabbim o gün öyle bir hayırlı teveccühler nasip etti. Bu bağlamda benim o yayınımdan dolayı teveccüh gösteren dualarını esirgemeyen benim samimiyetimi sevincimi tövbemi sanki benmişim gibi benim ruhaniyetime girip yani empati kurup sevinen tüm kardeşlerime teşekkürleri teşekkürü bir borç biliyorum. Allah hepsinden razı olsun. Amin. Dua isteyenler olmuş evlatlar için kendileri için. Hepsine hepsinin evlatlarına da kendilerine de Rabbim tam hidayet versin. Ben tüm sağlığı huzuru bereketi kapsayan afiyet kelimesini kullanacağım. Onların hepsine Rabbim bu cihanda da sonsuz alemde de afiyet versin. Peygamber Efendimiz aleyhisselatü vesselam’ın bir hadisesini anlatacağım. Ebu Cehil geliyor. Peygamber efendimize işte çok kötü sözler söylüyor. Çok kötü yani ağzı alınmayacak sözler söylüyor. Ondan sonra diyor haddini açtın ama diyor doğru söylüyorsun diyor. Ondan sonra Ebu Bekri Sıdık Hazretleri radıyallahu anh geliyor. O da bir güzel sözler bir güzel sözler. Ay yüzdüm melek yüzdüm artık kelimeler yanlış olabilir ama yani ağzımdan bal damlıyor. Bir iltifatlar bir iltifatlar. O da işte biraz bir şeyler söylüyor. İşte dünya gözünden sıyırılmış bir şekildeysin ve sen de doğru söylüyorsun diyor. Tabi bir şey söyleyeyim mi Ashab-ı Kiram sahabe diyor ki şaşırıyorlar. Sahabi şaşırıyor. Sahabenin biri de soruyor yani Ya Resulallah bu nasıl iştir diyor.
Ona da doğru söylüyorsun buna da doğru söylüyorsun diyor. Ben diyor Rabbimin cilaladığı bir aynayım diyor. Onlar bakıp kendilerini görüyordu diyor. Şimdi herkes düşünsün bana yazdığı mesajı. Hepsi kendi söyledikleri kendilerini gördüler. O dualar kendilerineydi. O sevinçler kendilerineydi. Onlar bana ikramda bulundular bu güzel dualarıyla. Rabbimin hazinesinden eksilmez. Rabbim onlara kat katını versin zaten onun zenginliği şüphesiz.
Rabbim o duaların karşılığını o güzel düşünen kardeşlerimin benim sevinceme ortak olup paylaşan tüm kardeşlerime versin. Allah hepsinden razı olsun. Bu bağlamda da bu dualar edelim. Küçük bir detay var. Burada konuşmak istemiyorum ama rahatsızlık verici bir olay. Daha sonra başını ağrıtabilir diye özellikle arkadaşım yeğenim yani yeğenim avukat dedi böyle böyle dedi. Bazı sahte profiller açıldı dedi.
Ha bunu söyleyelim arkadaşlar şu an gördüğünüzde Instagram’a Facebook’a onlarca Meriç Erkan Mahmut Erkan ismine profiller görüyorsunuz. Bunların hiçbiri gerçek değil. Şöyle. Sakın itibar etmeyin. Mahmut Erkanların hiçbiri benim değil. Meriç Erkan da var birkaç tane. O da olabilir de yani Meriç Erkan’ın yani Meriç Erkan 55 benim. Yani madem öyle Meriç Erkan çoksa mecbur söylemeyecek. Bakın arkadaşlar hemen şu aşağı yazıyoruz. Gerçek adresi hiç uğraşmayın. Şu gerçek adresin haricinde hiçbir profil gerçek değil.
Benim bir tane zaten şuradan anlayabilirler sevgili kardeşlerim. Biz burada sakın da yanlış anlamasınlar. Yani ben beni takip edin diye demiyor yani. Beni takip etmeyin de başka sahte hesabı da takip etmeyin. Çünkü bazen arıyorlar diyorlar ki işte biz borç istiyoruz kardeşim. Biri bayanla konuşmuş. Tabi tabi biri bir hanımefendiyle yazışmış falan böyle bir şey yok. Lütfen dikkatli olun. Şahmen şu altta yazdığımız hesabın haricinde. Benim bir tane Facebook hesabım var Meriç Erkan’ın orijinal. Bir tane de Instagram zaten daha bizim bu yayın dokuşu battı ya.
Ondan önceki paylaşım onlarda daha önceki zamanların paylaşımı olamaz. Öyle değil mi genelde? Dokuz sübattan önce. Ne sahteler var Mahmut abi. Öyle mi onlar yapabiliyorlar mı? O kadar benim aklım ermiyor yani. Yani siz bu hesapların haricinde iki tane hesap görüyoruz. Bakın hem bir tanesi Facebook bir tanesi Instagram. Bunların haricinde hiçbirine itibar etmeyin. Bakın orada bile Mahmut abi şart düşüyor. Diyor ki bunları söylüyor olmamızın nedeni beni takip edin diye değil. Ama en azından yanlışlarla muhatap olmak zorunda kalmayın diye. Benim öyle yüz binlerce takipçim yok zaten.
Beni benim kalbimi takip edin. Ben Allah razı olsun sizlerden. Benim milyon takipçim olmasa da milyon takipçi olan arkadaşlarım var. Tabii. İyi niyetli arkadaşların var. Bize söyle Mahmut abi biz bakıyoruz o işe. Yani kusura bakmasın kimse. Biz sizin gibi kardeşlerimiz olduktan sonra tabii ki takip etsinler. Başım gözüm üstüne ama ben de bir seneye geçkindir. Küçük hikayeler hariç annemin rahmetli olduğu günden beri bir paylaşım yapmadım. Allah razı olsun.
Annemle babamın arası on ayda yoktu. İkisi peş peşe rahmetli oldular. Allah razı olsun. Ondan sonra ya bu dünya. Bir şeyler her dakika anlıyorsun. Hayır tamamen o vesile değil ama pay pay pay pay. Mahmut abi kaç yaşındasınız? 1969 doğumluyum. 1969 doğumlusunuz. Temmuz 22. 2 diye geziyor. Basıldım 2 diye oldu da biraz hatalı olmuş. 22 Temmuz doğumluyum. Samsun’da doğdum. Tabii 52 dolmuş oluyor. 53’e doğru gidiyoruz o aradayız. 53’in içindeyim. Allah razı olsun. Bugüne kadar bu ömrü verdiği için Rabbime. Özellikle tövbe edene kadar nasuh tövbesi edene kadar bana ecelimi getirmeyen Rabbime milyonlarca kere şükürler olsun sizin nezdinizde de. Sizlere teşekkür ettim. Rabbime de şükredelim. Şimdi eskisi bizi ilgilendirmiyor. Eski görüntülerini de bu programda yayınlamayacağız. Çünkü Bediüzzaman der ki batılı tasvir safi zihinleri iddaldır der. Kötüyü nazara verip bakın şimdi ne kadar iyi değil. Bizim iyimiz iyi olduğunu anlatmak için bir kötüyü göstermeye ihtiyaç duymaz. Bu halimizde biz iyiyiz. Biz o andan itibaren konuşmak istiyoruz. Yıllarca abi hakikaten başarılı da bir televizyonculuk ne bileyim mankenlik sonuculuk kariyerim vardı. Zahiri bakarsak o şekil. Zahiri bakan da öyle. Dünya bir rasyonel olarak düşündüğümüzde.
Sonra Mahmut abi senin düğmene basan hadise ne oldu? Yani bir dur ya. Çünkü Yeniştafak’ta verdiğiniz röportajda diyorsunuz ki ya sonra geriye dönüp baktım şey dedim biz ne yapmışız öyle ya? Sizin orada ilk yani o düğmenizi açan hadise ne oldu? Birden bire mi oldu? Yani evet bu hayat böyle geçmemeli dediğiniz an birden bire mi oldu? Yoksa aşama aşama mı oldu? Şimdi şöyle insan bazen bir aynaya bakmalı diye bir kelime var. Bazen bir kendine bir bakacaksın ya bir akşam yatarken. Ben bir hayat yaşıyorum ama bu beni nereye götürüyor? Son anımız belli değil. Yani son ecel ne zaman gelecek belli değil. Bu zaten bir muamma durum. Bu aslında tehlikeli bu durum. Ne olacağı belli değil. E son halinde çok önemli. Siz tam gelirkenki haliniz işte demin söylediniz ya nasıl öyle ölürsün nasıl ölürsün öyle var. Hadis-i şeriftir.
Şimdi burada neyi görüyoruz? İşte onu ben bu mantıkla gittiğim zaman ya benim yaşantım. Buysa ölümüm de böyle olur. Bir de böyle dirileceksem vay halime. Şimdi ya küçük mantıklar yapıyorum. Lef-i mafuzdan herkesin ölümü yazılı yukarıda. Bu lef-i mafuzu bir günlüğüne indirse Rabbim. Şöyle bir gün servis etse dünyaya. Herkes ölüm tarihine bir baksa. Şimdi düşünsene Ahmet ben üç gün sonra öleceğim bir birader. Ne yapayım? Hemen secdeye iyilik sevap uyumaz bile üç gün. Tövbeler göz yaşları ya ben ne yaptım zaten tövbe edecektim Allah’ım üç gün kaldığına bakma sen. Şimdi arkadaşlar ölmeden ölelim. Öldüğümüzü bilmeden öleceğimizi bileceğimizi idrak edin. Yani öleceğini kimse kendine yani böyle yakıştıramıyor. Yani gidiyorsun cenazeye bakıyorsun ediyorsun dönüyorsun. Ya nasıl bana gelmedi sıra herkesi veriyoruz toprağa. Sen sanki kalıcısın. Çok enteresan bir mantık.
Pıhtı atmış diyorlar gömüyorlar hiç kimseden emmik. Nasıl ya demiyor yani. Tabii pıhtı atabilir diyorlar. Allah gani gani rahmet eylesin. He yani o şekilde o pıhtının kendi damarında da atabileceğini hesap etmiyor. Yani bu kadar riskli yani ikinci bir can da yok. Biri bitse hani biri ölse tamam abi son hakkım geldi. Oyun da değil bu. Bilgisayar oyunu da değil. Gitti gitti kaldı kaldı.
Lef-i Mahfuz inset ediyoruz tamam Lef-i Mahfuz’daki yazdığını da Allah kader üstüne kader vardır. Sadakan azı belayı def eder. Çoğu ömrü uzatır muhabbeti var. Olabilir gidersin berat gecesi bir 100 rekat namaz kılarsın. Oradan Allah ömrünü açar. Dersin ki şimdi kader mi değişti değil. Onu ezelde senin o yapacağını biliyordur Rabbim. O şekilde sana ömrünü de uzatır. Bir de biz uzun ömürden de bazen yanlış anlıyoruz. Efendimiz aleyhisselatü vesselam hani burada tembih buyururken. Hani yıl zaman bağlamında değil bereketlenir. Kimileri vardır mesela 50 sene sefihane 100 sene 60 sene sefihane bir hayat yaşar. Bakarsın geriye döndüğünde hatırında kalacağı böyle gönlüne dokunacağı oh elhamdülillah diyeceği bir şey yoktur. Birileri Allah için 3 gün yaşar. Öyle güzel yaşar ki onun ömrü bereketlidir. Ve o anlamda da uzunluğuz değil mi? Sen zamanı bereketlendirdi Allah’ın Rabbine. Zaman içinde zaman yaratır çünkü Cenab-ı Allah.
Ya sen bu gece ben 10 bin zikir yapacağım diye gece matematik hesabı yapsam 10 bin zikir o gece yetişmiyordur mesela. Ama sen 100 bin zikir yaparsın o gece bitmez. İstese yapar mı? Yapar mı istese? Sana 100 bin zikiri çektirir mi? 1 milyon da çektirir. Bitti. Zaman aynen durur mu? Durur. Şimdi şunu anlatmaya çalışıyorum. Rabbim istedikten sonra sen zalim yatarsın alim kalkarsın. Alim yatarsın zalim kalkarsın. Siz bu muhasebeleri yapıyordunuz zaten kendi kendinize.
Yani sonra ben yani yıllar geçti böyle bir kendimle aslında çatışmaya girdim. Yani tabi psikolojik buhram anlamında değil. Yani ben bu hayattan sonum hayır değil dedim. Bu şekilde ben ama güzel bir yan vardı. Ben idrak etmiştim bunu. Ne yapabilirim nasıl kendimi daha düze çıkarabilirim dedim. Yani illa bir evliyanın kerametini mi göreceksin?
Ya bir rüyalanacak mısın bunu mu bekliyorsun? İnsanlar mucize bekliyorlar çünkü Mahmut abi diyor ki bir rüya görsem şöyle bir şey olsa da ben artık diyor şunlardan bir kurtulsam bir başlasam. Aslında çok iyi niyetli bir beklenti. Ama yağmurdan Kur’an’dan Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam’ın hadisinden şu atan kalbinden uzayan saçından Allah’ın seni yeniden ve yeniden yaratıyor olmasından daha büyük mucize ne bekliyor insan? En büyük keramet kötülükleri terg edip iyiliklere geçmek. Kötülükleri iyiliklere çevirmek en büyük keramet. Hep şöyle derler yani genelde bunu söylerler diye düşünüyorum. Ben böyle diye düşünüyorum diyorum kimsenin de hakkına girmek istemiyorum öyle düşünür veya düşünmez kişi. Ama ya şöyle bir hanım hatun bir bayan arkadaşım olsa şöyle bir işim olsa kendimi düzelteceğim toparlayacağım gerçekten imanlı güzel yaşayacağım. İslam’a uygun yaşayacağım. Evlenince sabah namazlarını da kılacağım inşallah. Hanımımla sürt sürta vereceğim. Hanımım böyle işte İslam’a uygun bir hanım hep böyle önce verilsin sonra İslam’a döneceğim. Sen İslam’a dön onlar gelir. Sen önce İslam’a dön dünyalığın da gelir ahiretliğin de gelir. Çünkü Cenab-ı Allah da öyle formülize ediyor. Bana bir adım atana diyor. Bakın önce sen bir niyet göster bak ne oluyor ne kapılar açılıyor. Yani şöyle diyebiliriz kısaca. Rabbim bizi affetmek için bahaneler yaratıyor. Her yerden her şekilde yani bir günah işliyorsun o günahı soldaki melek yazmıyor bile yazdırmıyor. Sağdaki melek kiramen katibinde değil mi melekleriniz? Onların sağdaki amir diyor ki dur yazma belki tövbe eder belli bir süre veriyor. Ama sevap olduğu zaman en az 10 misli olmak üzere anında yazıyor peşin. Biz senden bir günah işlemeye yola çıktık. Kötü bir yere gidiyoruz eğlencez işte kötü bir ortama gireceğiz.
Oraya giderken yolda bir aksilik oldu bir telefon geldi biz oraya gidemedik. Günahı işledik mi? İşlemedik. Giderken yolda tövbe edebilir miydik? Edebilirdik. Biz o günahı işlemedik diye aslında niyetimiz kötüydü ama Rabbim bize günah yazmıyor. Ama biz iyi bir şey hayırlı bir şey yapmak için gidiyorduk bir telefon geldi gidemedik yoldan geri döndük. Bizim niyetimiz hayır Hakîbet hayır. Oradan geri sevabı verdi. İkisinde de gerçekleştirebilir.
Aynı ama oradan sevap var. Ya biz de sanki bu fırsatları değerlendirmemek için çabalıyoruz. Ondan dolayı yani biraz dikkat biraz dikkat. Yani bu kadar avantajlı bu kadar bonuslu hele ki yani bu ahir zaman dediğimiz zamana girdik mi girmedik mi geçiyor muyuz? Artık ahir zaman alametlerinden bunu da iyi kötü çıkarabilirsiniz. İslam alimlerini bu konuda dinleyin. Çünkü bizim ilmimiz çok zayıf.
Biz hiçbir şey bilmiyoruz ama yaşadıklarımızdan deneyimlerimizden öğrendiğimiz bilgilerden bir harmanlama yapıp kardeşlerimize aktarıyoruz. Mahmut abi yani sakalda sarığınızda cübbenizde çok yakışmış o düşerle düşmeliyim. Yani bunu bir iltifat olarak telaki etmeyin bu hakikat. Peygamber efendimizin kıyafetini güzel güzel görmen kadar çok normal bir durum olamaz. Yani heybetlisiniz de maşallah.
Şimdi bu kıyafetin bu kıyafet biz bu kıyafet işte o bazı arkadaşların yorumladığı gibi işte radikal değişim falan değil. Yani bu kıyafet bildiğimiz sünnettir. Yani şu bastonuma kadar ki bastona da hani bazıları bu imajını bastonla süslemiş yani artık öyle bir yere varmış ki ama tabi Allah razı olsun bazı kardeşlerimiz de hem de o sünneti uyararak kaç şey sevabı alıyorlar o sünneti de hatırlatarak inşallah.
Bu baston 40 yaşından sonra Peygamber efendimizin kullandığı bir şeydir ve her işe yarar yani bu ne işe kullanırsan hani vahşi hayvanlara karşı bile gerçekten seni korur enteresan ama bunda bir fazilet var. Bu sünnet sakalımız sünnet sarığımız cübbemiz şalvar pantolonumuz diyeyim bunların hepsi bizim kıldığımız namazda bile derecelerimiz yükseltiyor. Daha işte cemaate gidiyoruz bunları giyiyoruz bir de yani şunu anlamıyorum ya Peygamber efendimiz işte o zaman Arap dönemiydi de bu Arap kıyafetiydi bunlar çok eski dönem kıyafetleri işte bu şekilde olur mu bu devirde yani çok özür diliyorum.
Rabbim affetsin beni şöyle söyleyeceğim yani Peygamber efendimiz bu devirde gönderseydi Rabbim öyle uygun görseydi bir tişört bir kukbulucu mu giyecek hep zahiri bakmayın diyoruz ya atini bak yani bir olay bir şunla bir yürü de bakalım bir kendini nasıl hissediyorsun içine bir gir bunu bir manevi hazine al bak bir günlüğüne şu nefsi evimizde bırakalım kodese sokun şu nefsinize bir gün ben sana kızgınım bir günlüğüne seni kodese tıkıyorum bugün ne istiyorsa nefsim tersini yapacağım de çık dışarı. Ne olursan o ateist deist o siyasi görüşten bu siyasi o futbol takımından bu futbol ne isen kardeşim hiç fark etmez çıkar nefsini bir at kendim için yaşamayacağım başkaları için yaşayacağım bugün de nefsim için yaşamayacağım de tam tersini yapacağım de ve de bunu da bir deneyelim bakalım de ya bir de bunu bir giy şunu bir yürüyüşünde şundaki asalete bir baksana ya. Her markayı denedim her trendi denedim bir de bunu denedim tabi ya hep moda tarz şimdi artık sünnet farz yani biraz tarzı değiştir yani. Moda tarz bizim manken şimdi sünnet farz tabi farz önce sünnet olmaz sünnet sonra önce farzlar geliyor böyle bir espri yapalım yani tabi biz böyle bazen konuşurken de.
Ahmet abi çok tatlı adamsın ya sözünü keseceğim ama gerçekten güzel insansın yani biz ruberu ilk defa karşılaştık biz sizi. Allah razı olsun sen güzel baktığın için güzel görüyorsun bizim kardeşlerimiz de güzel bakıp güzel görüyorlar güzel yorumlar yapıyorlar.
Ben de işte dedim ya herkes aynaya bakıyor o güzel yorumlar kendilerinin o imanların ateşi.
Öz boyacı altında öz boyacı altında sen belirle terzi. Ben şunu rica edeceğim kardeşlerimden bu senin programın vesilesiyle de hani bu çok önemli bir mesaj burasını özellikle dikkatli dinlerlerse kardeşlerim ateist olabilirsiniz deist olabilirsiniz hangi siyasi düşüncede olursanız olun hangi dinde olursanız da olun.
Eğer Müslümanla karşı içinde biraz iman olan tüm kardeşlerim de hani biz Müslümanız elhamdülillah ama eksiklerimiz noksanlarımız var diyen kim hangi arkadaşın varsa bakın kardeşim varsa lütfen lütfen bakın İslam’ın şartı kaç? 5 5 Eşhöden la ilahe illallah ve eşhödenne Muhammeden abdühü ve resulü bu birincisini yaptık mı tamam bitti deme bunu kalben söyledin mi oldun mu Müslüman şirke girme bundan sonra inşallah.
Geldik ikinci şarta paran yoksa hacca gitmek farz mı sana? Hayır. Düştü mü bir tane? Peki zengin değilsin hiçbir zaman zekat vereceğin bir çizgiye gelemedin yani fetva sana zekatı vermek sana farz değil dedi. Sen zekat vermek zorunda mısın? Değilsin. Sağlığın yerinde değil kefaretin ödemek kaydıyla oruç tutmak farz mı sana? Evet. O da düştü. Ne kaldı geriye? Namaz. Namaz kaldı. Namaz namaz namaz. Döndük tersine zaman. Zamanı iğderlendirin namazınıza yapışın. Hiç kılamıyorsan iki rekat namaz kıl şu dünyada da Allah kolum desin.
Seni şeytandan ayıracak tek nokta budur. Şeytan ateist değildi. Şeytan Allah’ı biliyordu. Şeytan namaz kılmadı için secde etmem dedim insan benden balçık benden değerli olamaz dedi. Sen iki rekat namaz daha yıkılsan bugün hiçbir şey yapmasan ondan sonra namaz kılmadığına hep kahrolsan çünkü üzülmezsen namaz kılmadığına oradan kafirlik tehlikesi var ama hiç kılamıyorsun ama hep içinde bir acı var. Ama iki rekat namaz kıldın Allah benim kulum dedi. Şirke girmedin gizli şirke girmedin kömür de olsan yansan da seni bir gün gene cennete alacağım diye. Daha ne merhamet olsun daha ne merhameti bekliyorsun. Daha böyle bir Allah’ımız var daha neyin peşindesin. Burada bakın bu topraklar İslam’ın kalesidir. Yok Arap kültürü şunları geçin Osmanlı bakın bu ülke bu ülkenin toprakları şimdi bura Türkiye Cumhuriyeti değil mi şu anda? Bu topraklardan tamam mı? Ben şunu gördüm benim sevincim ne biliyor musunuz? Yani ben biraz umutsuzluğa kapılmıştım. Cami cemaatlerini falan görünce yani Müslüman ülke yazıyor değil mi bizim ülkemizde Müslüman ülke yazıyor ama yani bunu görünce insan ürküyordu. Yani biz nasıl Müslüman ülkeyiz acaba ben mi yanlış görüyorum diyordum ama ben bizim bir önceki röportajımızdan sonra gelen yorumlardan sonra o cevheri gördüm.
Aslında çok gizli bir cevher var bakın şimdi İslamiyet’in Allah’a imanın ki bütün peygamberler Müslümandır. Bunu unutmayın bir kere daha söylüyorum Hz. İsa, Musa, Davut, Hz. Davut, Hz. Adem hepsi bakın öbür tarafta inşallah namaz kılacağız hep beraber hepsi Müslümandır. Gelin kardeşim inkar yok bizim peygamberi bizi inkar ettikleri için sıkıntı oluyor. Son kitap en gerçek kitaptır. Diliyorsunuz yani diğer kitaplarda sıkıntı oldu 104 tane emir çıktı neyse ona 4 tane de toparladılar yoksa o kitaplarda kutsaldı. Onlarda çok güzel kitaplarda Rabbimin gönderdiği kitaplar hepsine saygımız Zebur’un Tevrat’ın, İncil’i hepsi güzel ama bunlara Rabbim hemen o günde söylediğimiz gibi güncelleme yaptı. Sonra Kur’an’ı Kerim’i yolladı. Bak en çok bu kadar uzun bir kitap nasıl ezberlenebilir bu Allah’ın lütfu olmadan. Oğluma giderken hafızası gelirsin diye Rabbi Zidni ilmen ve fehmen ve imanen 7 kere tekrarlıyor bunu bir gidiyor her şey hafızasında. Allah’ın verdiği formüller aslında yerini buluyor yaşamayı bilene. Bunu yani hep tarzlarda aramayın sünnetlerde de arayın her şey önünüze geliyor. Ve onun için şu andan itibaren şunu söylüyorum. İslamiyet’in haritasını yeşil kabul edelim. Yeşil renk kabul edelim.
Yolun topraklardan batını bir kamera ile yukarıdan bakıldığında meleklerin böyle yükseldiği, meleklerin dolduğu artık namazına tamamen başlayan bir millet olarak İslam nurunu tamamlayacaktır, zaferini tamamlayacaktırın ilk adımını Allah rızası için şu en ufak kalbinde imanı olan en ufak bir iman partisi olan kardeşlerimden rica ediyorum. Ve eğer imanı olmayan bir kardeşlerim varsa onlara Allah hidayet versin. Bana kötü konuşanlarımda hepsine hakkımı helal ettim. Ben onların hepsine duacıyım. Kalbi mühürlü olanlara bir şey yapamayız belki ama öbürler için hepsi için duacıyım. Ben birisi için de yorum yaparken benim için demiyorum. Bana yorum yapsanız da. İslam’a şeref İslam’a Rabbime laf gelmesin. Şahsımıza hakaret edenler hakkımız helaldir. Rabbimize hakaret edenler hakkımıza helal etmiş. Onlara, onlar benim sahibim bakar o işe. Onun için şimdi bir adama bir şey söylersin. Haklıysan bile adam kötü niyetliyse bile, haklıysan bile çok bir şey kazanmazsın.
Ama adam öyle değilse sen veya kadın öyle değilse sen onu o şekilde dersen iftiraya girmiş olursun. Sonra da öbür dünyaya gidince neden ben kardeşimin öyle etini yiyorum demeyeceksin. Onun için ben üzülüyorum yani konuşurken. Söyleyin söylediniz. Biz İslam’da olgunlaşan adam bir kötü söz duyduğunda veya iyi bir söz duyduğunda hiç fark etmez onun için. Duruşu aynı olmalıdır. Aynı tepkiyi verebiliyorsan olmaya başladın demektir. Allah hepimize ağır ağır pişmeyi nasip etsin. Olmayı nasip etsin. İnşallah ve bunu bu afiyetimizi daim kılsın. Son nefeste böyle gitmeye nasip etsin. Amacımız büyük olmalı. Bugün burada belediye başkanı olmak için, devlet başkanı olmak için 5-7 sene ülkeyi yönetebilmek için bile en üst seviyeye çıkarmak için ömür boyunca çalışmalar hep hayaller yukarıda. Niye öbür tarafta büyük oynamıyorsun? Niye gidiyorsun mesela bir evliyaya gidiyorsun. Dua ediyorsun. Ondan Rabbinden istiyorsun. Hatırlı ya. Onu da vesile ediyorsun.
Nasıl bir devlet dairesinde benzetiyorum. Rabbim affetsin. Teşvihata olmaz diyelim. Devlet dairesinde bir işini hallettireceksin. Aşağıdan birine hatırlı gönüllü birine arattırıyorsun onu. Biz de burada evliyalara gidiyoruz. Mübareklere. Onlardan Rabbim ben böyle şey istiyorum. Sen de bana şafahat et. Sen de bir söyle. Bu şekilde yoksa kimse gidip de kuldan bir şey istemez. Ama hep evliyadan dua istiyoruz. Evliya yapsın. Niye evliya olmayı düşünmüyoruz? Niye büyük düşünmüyoruz?
Neden ermeyi düşünmüyorsunuz? Neden arif olmayı, derviş olmayı düşünmüyorsunuz? Yani biraz hedefiniz büyük olsun. Çocuğum doktor olsun, avukat olsun, şu olsun, bu olsun. Kardeşim çocuğum evliya olsun de ya. Yani dünyalığına bir kariyer planı yapıyorsun çocuğunun. Kendinin bir kariyer planı var. Çocuğuna kariyer planı yaparken neden bir de manevi kariyer planı yapıyorsun? Aynen aynen. Şu yaşta namaz kılacak, şu yaşta Kuran öğrenecek. Şu yaşta şöyle olacak. Yaştır var ya. Manevi kariyer planı da yap. Dünya kadar dünyaya önem ver. Ahiret kadar ahirete.
İki çeşit meyve var düşünün. Birinci meyve dünyalık meyve. İkinci meyve ahiretlik. Onları o anda yiyemiyorsun. Biriktiriyorsun kenarda. Ama onların sonsuz süre yeme hakkın var. Birinden biri doğacak doğacak doğacak çoğalacak. Sen hala bu dünyadaki meyveleri yemeye düşün. Bunun gibi düşün. Bir bahçede hep bu dünyalık meyve yiyorsun. Geçtiğin zaman öbür tarafa kaldı orada meyveler. Onları da topla. Boş ver onlar devam et. Bazı hayvanlar bile bu devirde. Görmüyor musunuz? Allah onları otomatik kodlamış. İlahi kodlan.
O bütün işini doğmadan. Yani bir kedi inanılmaz işler yapıyor. Yani bunun fakülte mi bitirdi? Bunun anası babası öğretim görevlisi miydi? Yani bunu Allah o şekilde. Onun için sen de iste iste iste. Nereden nereye atlayacağım? İste iste iste. Rabbim zenginliği kendi istediğine verir. Ama hidayeti isteyene verir. İste iste iste. Sonunda sana bir şekilde gelir o böyle kodlanırsın. Peki Mahmut abi bir soru sorabilir miyim size? 24 saatiniz nasıl geçiyor? Şimdi Müslüman adamın mümin adamın boş vakti olmaz. Demin de burada kardeşlerim onu söyledim. Bak mümin adamın boş vakti olmaz. Şimdi namazlarını düşün. Kendi derslerin vardır. Bir manevi hayatın vardır. Bir tane de oğlum var hareketli. İşte 13 doldu 14 doldu olmadı. 13 14. Serkan Meriç Erkan. Bir de şu ismini söyleyeyim. Onun kuramdan olan. Bir de daha hamileydi annesi. O ara biri bir arabada cam siliyordu bir beyefendi. Gel dedi işte Halit olsun adı dedi. Tamam göbek adı da Halit olsun dedi. O ismini ben çok seviyorum. Onu da söyleyelim. Serkan Meriç Erkan. Halit kardeşime de selamlarımızı iletelim. Nasıl geçiyor 24 saatiniz Mahmut abi? Yani biz şimdi nasıl geçiyor derken. Zaten ibadetlerimiz belli. Recep ayında Recep oruçları var. Ramazan’dan sonra en makul oruçlar Recep oruçları.
Oruç tutmaya çalışıyorum bazen. Tam her gün tutmuyoruz. Çünkü Peygamber efendimiz bazen tutardı bazen tutmaz. Yani ben işim bizim dinimiz taklit dini. Benim de gönlümü Peygamber efendimiz’e taklit etmek var. En güzel şekilde kıyafetimi de taklit ediyorum. Onun gibi böyle ufak tefek nükle damlıklarım var. Böyle hoş sohbet güzel. O eti seviyordu. Ben de eti seviyorum. Bir kedi geliyor evimize sürpriz. Başkasına pek yanaşmayan bir kedi var başkalarına. O geliyor. Bu da sünnet bunu da alalım. Yani oğlumla aslında şunu söyleyeyim.
Farz olan ibadetleri tahmin ediyorlardır da. Ama mesela oğluma ağaç yaş iken iyilir. Nasıl ağaç yaş iken kıvırırsın her şekli alır. Ama sertleştikten sonra yaşı geçten sonra çat diye kırılır. Onu artık kabullendiremezsin. Şimdi bu devirde çocuklarımıza eğitim vermekte zorlanıyoruz. Özellikle İslam eğitimi oku oku oku. Ama oku değil de bunu alaylı şekilde diye tabir edeceğimiz şekilde. Onları yaşatarak. Mesela sünnet siz demin mesela hapşırdınız.
İşte elhamdülillah dediniz. Ben yer hamukallah siz yehtinaveyyehtikumullah. Mesela benim oğlum bunları bilir. Mesela ben sağ ayakta temiz yere sağ ayakla necis yere sol ayakla girileceğini bilir. İşte bunları öğrettiğim için artık bu bizde bazen esviri konusu. Camii ya baba diyor sol ayakta diyor. Kaçtı Allah’ım diyor beni sağ ayakla girdi kabul et diyorum. Tabi böyle esvirler dolayı ama öğreniyor çocuk. Hatalar, eksiklerimiz de olsa sünnettir farz değil. Ama o sünnetlerle birlikte işte İslam’ı hayatımıza sokmuş durumdayız.
Yani bu tabi huzur da getiriyor. Eve bereket getiriyor. Kedi geliyor misafir. Ya bu da peygamber efendimizin evinde kedi var diye o mutluluğu yaşabiliyoruz. Aslında küçük küçük küçük küçük böyle hani şimdi bir önceki soruya da gelince nereden buraya geldin. Ya sen iste, güzelleşme. Önce kötülüklerden kurtulayım dedim. İyiliğe gitmekten önce kötülüklerden kurtulmak. Kötülükleri terk edeyim dedim.
Def-i mazarat celb-i maslahattan evladır derler, mecelledir. Önce kötülüğü def et, sonra iyilik. Aynen tabi. Şimdi siz tabi tam dilinde söylediniz. Ben halk dili şimdi onu algı hani ben siz söyleseniz öyle belki o anda çeviri yapmasanız zorlanırdım. Anlamayabilirdim. Onun için ben anlayabilecekleri dilde söylüyorum. Siz bu konularda lügatınız çok sağlam. Allah güzel sana saklasın. Ahmet ağabey daha kutlandırma beni. Hayır hayır çok güzel kelimeler ediyorsun.
Şimdi hakkını hakkı ya da hakkını verelim ben seni övmek anlama hakkını vermek. Bu da çok güzel koku yanınıza. O kokunun başka bir manevi yanı da var. Bize yayından evvel bütün arkadaşlarıma, yol arkadaşlarıma da böyle çok güzel bir koku sürdü. Muhteşem. Ara ara kamera beni göstermezken böyle çekiyorum ya. Çek çek. Sana hediye edelim ondan. Madem o kadar sevdin. Sen onu sürdükçe de bizi hatırlarsın. Böyle sevgili dostlarımız tarafından senin gibi imanlı kardeşlerimiz tarafından hatırlanmak. Onların dualarına masar olmak bizim için en büyük şereftir. Mahmut ağabey namazlara mescide camiye gidiyorsunuzdur. Gidiyoruz genelde gidiyoruz. Hangi camiye gitmeyi tercih ediyorsunuz acaba? Onu da söyleyeyim. Tabii ki söyleyeni uğraşıyorum zaten. Demin ki konuya da bağlıyacağım. Mesela oğlumla bazen evde cemaat yapıyoruz. Sonra geçenlerde ilk namazı o bana kıldırdı. Yani ilk kez dedi bu sefer ben imam olayım dedi. Ben müezzin oldum. Oğlum da böyle ilk namazını bana kıldırdı. Oğlum da maşallah namazında 5 vakit. İşte sünnetler böyle. Mesela su içerken 7 tane sünnet var onu uygulamaya çalışıyoruz.
5 tanesi bu da 6 tanesi. 7 neydi? Hep espri oluyor. Böyle konu oluyor. 7 neydi ya? Yanındakini ikram edecektim falan. İşte Bismillah ile başlayacaksın. İşte kıbleye döneceksin oturacaksın. Sonunda Elhamdülillah ile bir çek. Yani şey ama güzel yani zeytin yiyoruz 7 tane yiyelim şifa olsun. İşte hep böyle sünnetleri yaşatınca yani İslam’ı evde hep Allah deniyor. Allah deniyor. Yukarı çıkarken bunu bazen unutuyorum ama işte Allahu Ekber aşağı inerken. İlginç bir şey oluyor. Subhanallah. Vau falan diyorlar bu devirde. Hani hep Allah Allah Allah diyen geri kalır mı? Kalmaz. Öyle diyorlar ya buluşma vakitlerinizi bile namazlara göre ayarlayın. Hani saat 2 de buluşalım değil. Öğle namazından sonra buluşalım mı? Ya da yatsıyı kılıp çıkalım istersen. Ya da sabah namazına müteakip kahvaltı yapalım mı? Bütün terminolojinizi de buna göre ayarlarsanız hayatınızın ritmi de diyor İslam’a göre ayarlanmış olur. Bu sefer düşünmenizde hareketinizde Allah da ona bereket ihsan eder. Tabii tabii işte şurada bir televizyon programına bile gitsen biri bizi gözetliyor. Orada bile dikkat ediyorsun öyle değil mi? İşte bir banyodayken bile yani en en özel yerdeyken bile onun sizi izlediğini bilin. Ona göre önleminizi alın. Ona göre yani çok küçük detaylar var. Bunlarda konuşuruz. Namaz olayını sormuştun namaz olayına. Aslında çok bizim İsmail A’ya çok gitmek istiyorum ama arada gidiyorum. Bana biraz uzak kalıyor. Benim de işler güçler çocuğun işte okulları imtihan dönemi oluyor. Bir buçuk sene okula gitmediler. Onun açığını kapatmak için çalıştırmam gerekiyor. Biraz bir yoğun dönem geçirdim. Oraya gidiyorsunuz geliyorsunuz ama bizim kağıthanede semerkan. Yerlikten bir soru sorabilir miyim? Tabii tabii kağıthanede kılıyorum genelde camide namazımızı. Efendi Hazretleri ile birebir görüştünüz mü? Yok görüşemedim onu talepte bulunacağım şu ara. Çok kritik bir yerde sordun bak bilmiyordun. Ben bunu sormak istedim yani. Ama benim ruhumu çok okşayan bir şey söyleyeyim. Ben tabii onu hep hayalim böyle düşünüyorum ediyorum. Geçen gün bir kaç tane mesaj geldi. Ya hocamıza benzemeye başladın diye. Ya sevincimden çok duygulandım. Yani daha neye benzemem? Yani ona benzetmeleri yani biz yani ilmimiz derecemiz. Ama zahirende benzettilerse bu bile benim için çok büyük mutluluk.
İsminiz benzemiş. Cisminiz de benzemiş. Gönlünüz de benziyor inşallah. Rabbim inşallah nasip eder. Allah ona hayırlı uzun ömürler versin. Hocamız baya yaşı oldu. Ama Rabbim ömürlü kıldı. Ömrün en hayırlısı uzun olup da hayırlı. Onun için gittikçe derece yükseliyor. Hocam adına da bir onun müridi olarak çok mutluyum yani. Bir şey söyleyebilir miyim? Bir ekleme yapayım.
Yani hangi bağın hangi bahçenin gülü olursanız olun. Bakın vallahi diyorum gül olun. Gül olun da hangi bağda olduğunuz önemli değil. Yani Allah hepsinin şefaatine nail eylesin. Allah’ın içine Hz.Yunus’un o sözünü o kadar yolda gelirken de biraz konuştuk. Dedim ki Mahmut abi yolda bırakmazlar alırlar seni.
Büyüklük almakla, büyüklük affetmekle, büyüklük hoş görmekle, büyüklük bu çok bizim bağda dolaşmazdı ama gülü severdi. Bu çok bizim bağda görmedik ama bu üstüne gül kokusu silmiş ya da bir gül gördüğü zaman o da Allah Resulü’ne hatırlardı der. Büyükler mutlaka alırlar bırakmazlar yolda inşallah. Ben yapamıyordum ama hep böyle işte çarşaflı bir kardeşimizi gördüğümüzde cübbesarık da hep böyle ya ne kadar mübarek görüntü ne kadar güzel işte. Bari yapamıyorsan bari sev köstek olma ama onu da Allah’ın bana nasip etti. Tabi canım. Çok şükür bazı kardeşlerim böyle tedirginlik falan diyorlarsa akıl vaal olduktan sonra çok rahat olsunlar benim için dua etsinler. Ben canımla malımla bu yola artık başımı koydum diye ben kefenin başımda geziyorum. Peki bir şey daha soracağım Mahmut abi ben YouTube’da trendlere girdi sizin o videonuz ve eminim bir sürü yerden size telefonlar geldi. Ben bu işi 25 yıldır bu işin içindeyim siz de en az benim kadar iyi biliyorsunuzdur medyayı çünkü daha önce içindeydiniz. Neden bir çok kere reddettiniz çıkmadınız abi? Ya su istimal edilmesin yani şimdi bakın ben programın başında bir şey söyledim.
İslam zararı görmesin Rabbime böyle sallallahu aleyhi ve sellem’e yani bir tarafa bir laf gelir bir şey olur bu beni yıkar. Benim şahsıma işte şöyledir böyle bunlar çok sorun değil ama lütfen rica ediyorum yani herkes birazcık da manevi değerlere saygılı olarak yorum yaparsa iyi olur. Benim şahsıma ettiklerinden bir şey demiyorum yani. Ama davamıza değil yani.
Bu çok önemli ben demin de bir konu konuştum yani namaza başlayalım şuradan bir yeşil dalga yükselsin. Yukarıdan bakıldığında melek yoğunluğunu görsünler. Yukarıdakiler baktığında şu topraklardan bir namaza başlayalım. Hepimiz inşallah şu böyle kafası karışan kardeşlerim bakın ben hayatımda kötülüklerden uzaklaştıkça, iyilere yönlendikçe ondan sonra kimi görürsem etrafında emri bilmeoruf yapmak isterim. Nehye anılmıyor hünkar iyiliği emredip kötülükten nehye etmeye. İslam’da zorlama yok ama öneriyorum böyle yap kardeşim böyle ol. İşte ben oraya gittim de bir siyaset konuşuldu ya boş ver sen onu diyorum sen gel sen bizdensin gel. Onlar sonra yani bu işleri kutuplaşarak değil de tamamen hepimiz aynı geminin yolcusu olduğumuzu anlarsak. Aynen öyle. Aynen öyle biz hepimiz Allah’ın yarattığı kullarız. Ne olursan ol Amerika’daki de öyle.
O siyasi görüşteki de böyle bu futbol takımını tutan da böyle. Biz hepimiz aynı yolda gidiyoruz ve yeri gelen durağında iniyor. Onun için ha birisi de dedi ki ben bunu tam ehli sünnete göre yapacağım ama cesaretim yok. Ben bu cübbe sarığa kadar giyeceğim. Hani bunu abartı gibi görüyorlar ama bu tamamen sünnet sineyeye uymakla alakalı. Sen giyiyor musun şu anda? Giymiyorsun. Biz giyiyoruz diye bir ransızlık duyuyor musun? Ne münasebet. Bunun daha makbul olabileceği konusunda bir fikrin var mı? Evet var. Allah senden razı olsun. Onun da bunun hakkını veriyorsun zaten. İslam’da şu var. Yani o eleştirdiğiniz falan dediğiniz var ya bir gün çıkın İstanbul’da bir çarşafla gezin. O insanların bakışlarına buna sabretmek bırakın bir gün bir saat bile sabretmek çok büyük bir aşk ve motivasyon istiyor yani. Ben bunun çok farkındayım. Bir de eğer diyor ya hani ille de birilerini eleştirmek istiyorsan aynalar bunun için var. Tabii zaten ben dedim.
Aynalar bunun için var git bir bak herkes kendi nefsiyle meşgul olsa kimsenin kimseyle meşgul olmaya mecali kalmaz. Şimdi siz bir şey yapamıyorsunuz. İslam’ın kuralları ağır geliyor değil mi? Yani aslında bir şey yok aslında. Sınav gibi düşünün. O kadar sınavlara giriyoruz bir yerlere girebilmek için. Ama o sınavlarda soruları bilmiyoruz. Girince sınav zormuş kolaymış. Bu sınavın soruları belli mi? Belli. Sınavın soruları belli bir sınavdan geçiyoruz. Kopya çekmekte kitaba bakmakta serbest. Her şey var.
Yardım da ediliyor çanı erisi gibi. Ahir zamanda günahlar şimdi çanı erisi vardır böyle çok seviye düşüktür. Yüz üzerinden 15-20 alan bile geçirilir. O kadar düşüktür ki seviye. E şimdi bu devirde müjdeler var bazı hikayeler anlatılıyor bize. Hadiseler anlatılıyor. İşte bilmem kaç yüz sene yapılan ibadete bir günde alabileceksin bu devirde. Şu zamanda diyor. Kebair’den uzak duran büyük günahtan uzak duran. Ferahizi de yerine getiren fazla inşallah kurtulacak. Mahmud Efendi Hazretleri hocamızın var. Sözü de var bu arada. Bu devirde başı önde giden delikanlı evliya gibidir diyor. Bakın bunlar boş sözler değil. Edeb, edeb, edeb bir Ermiş’e gidin bir evliya’ya gidin ziyaret edin. Edeb ile gelen lütufla gider. Edeb, edeb, edeb. Edeb ne zaman toparlar sen kendini başka bir yerde görürsün. Onun için biz çok dikkat etmeliyiz. Kurallar şu. İslam’ı hiçbir şekilde yaşamıyorsun. Ama tüm kurallarını kabul ediyorsun. Tamam dindesin kardeşim. Ve üzülüyorsun bir takım ibadetleri yapamadın. Dindesin kardeşim şirke girmediysen.
Ama ben bu kadar içsem bu ne olacak? Ben bundan kafayı bulmuyorum. Bundan günah olur mu? E şimdi sen kendine göre bir ölçü koydun ona. Ya bu el ele tutuştuk ondan ne olur? Biz ileri gitmedik diye. Sen kendine göre orayı serbest kıldın. E sen kendine göre yeni bir din oluşturdun. Sen dinin kurallarını koydun. Yeni bir din oluşturdun. Bırak dine dokunma. Sen kurallara dokunma. Bugün futbol maçında az ellim penaltı verme. Azıcık şuradan tek belin faul verme. Böyle bir şey değil misin? Oyun bile olsa. Sen ne yapacaksın? Onun için kurallarla oynama. Ben günahkarım de çık.
Sonra aff-u mafirat var. Estağfirullah el azim. Ellez ilahe illahü el hayyel kayyum ve ve tüvilek. Vur derinden kurtar kendini. Her secdeden kalkar. Allah’ım mağfirli. Ya dersin affet. Her yerde af için estağfirullah de. Ama dini değiştirmeye çalışma. Dinle ne işin var senin? Şimdi biri girmek istiyorsa buradan da bir duyuru yapacağım. Senin müsaadenle. Buyur. Güzel kardeşim. Beni çok güzel misafir ediyorsun. Gerçekten ilk seni gördüm araçtan çıkınca bunu da burada söyleyeceğim.
Bu tamamen dünya gözüyle olmayan bir şey. Kalbindeki güzelliği gördüm. Rabbim senin dereceni artırsın. Bambaşka bir şey. Sen hayırlı bir iş yapıyorsun. Ama seni eğer bu konuda da Rabbim dereceni yükseltmesi için bir şeylere sebep olacaksa. Bugün de bunun için hayırlı olsun. Doğalarla girdik buraya Allah’ımın izniyle. Bereketini versin. Senin de yolun açık olsun güzel kardeşim. Sen bugün de beni buraya davet ettin. İnşallah birilerine bir hayırlara vesile olursak da bu çarkın içinde olduğunuz için Allah sizden mümker olsun. Cümlemiz olsun. Buradan bizi izleyip de bu vesileyle bu çarkın içinde kim giriyorsa Allah’ımın hazinesinden azalmaz. Hepsi hepsine pay sahibi etsin Allah’ım. Güzel düşünenlerin hepsine gitsin. Eğer ki derse ki bir kardeşim. Ben çarşafa gireceğim. Ama etrafımdan beni dışlarlar. Çekiniyorum. İşte birisi değil ben cübbesara gireceğim etraftan dışarlar. Ben şöyle bir formül söyleyeyim onlara.
İnsanların rızası için Rabbimin istediğini yapmaktan vazgeçersen Rabbimin rızasından vazgeçersen çok kötü bir duruma gidersin. Ama sen dersen ki. Rabbim ben senin rızanı öne aldım. Bunların rızası yok bu işe. Ben bunların hepsine karşı çıktım ama bunlar bana zarar verir dersen. Sen Rabbinin rızası için bir işlemi yaparsan bir işi yaparsan. O kişilerin kalbini Allah eninde sonunda sana yumuşatır.
Yani onlar sana öyle dehşet içinde kalamazlar. Ben bunu bizzat yaşadım ve gördüm. Burada rızayı ilahi esas maksat yapmak gerekiyor. Bana inanılarsa bunu bir şekilde gördüm. Bir kardeşim eğer cübbesara girecekse dışarıda hiç arkadaşım kalmaz. Yalnız hiç merak etmesin Rabbim var. Ama diyorsa ki dünyalıkta bir arkadaşım olsun diyorsa en iyi arkadaşı benim kardeşim. Eğer bir gün bir cübbesara girecekse bu yola girecekse Allah yoluna girecekse namaz kılacaksın namaza başlayacağım. Gel kardeşim ilk cemaatinde ilk sen namaza başla gel cemaatinde beraber yapalım.
Benim için büyük şereftir. Bu açık bir tekliftir. Bana ulaşsınlar gerekirse buradan ulaşsınlar. Ben namaza başladım. Mahmut abimle bir namaz kıl. Ben bir namaz kılınırım güzel kardeşlerime. Böyle bir şenlendirelim ortalığı. Şu bir hareket gelsin şöyle gidiyor. Şu nur uçasın melaikeler. Yani yukarıdaki gök ehli de desin ki. Yahu arşa ne güzel şeyler çıkıyor bu topraklarda. İslam’ın kalesi burası. İslam nurunu tamamlayacak. Düşün ehli küffar bir merkez burası bir merkez. Rabbim inşallah buraya nasip edecek. Kurban olduğum Allah. Bizim beklentimiz o yönde. Dualarımız o yönde. Rabbim buraya da. Ha sen diyeceksin çok coşkulu konuşuyor inanıyorsun. Çünkü ben o iman ışığını gördüm o mesajlarda. O kardeşlerimin o kalbindeki güzelliği gördüm. Onlar aynaya bakıyorlardı. O mesajlar onların mesajı. Bugün ben buraya çıkıyorum konuşuyorum. Konuşana değil konuşturana bakacaksın. Ben yarın toprak oluyor giderim. Bir de İslam alimlerimiz var bu devirde yaşıyor. Hep onların böyle cımbızdan kelimelerini çekip de kötüremeye çalışmayalım da. Değerini bilelim. Öldükten sonra ne alınacaksın çok değerli. Bakın onlar İslam alimi olmasa siz farzı kifaya bu. Eğer onlar İslam alimleri olmasa senin İslam alimi olman farz duruma geliyor. Sen kendin İslam alimi olmak zorundasın. Bakın yüzde doksan dokuz. Mantıklı geliyor her şey. Yüzde bir ya da daha da küçük oranda bir şey. Kafalarına uymuyor. Bu onların ateistlik sebebi oluyor. Yani bu kadar inanılmaz bir şeyi görüyor. Ondan sonra ne bileyim iki göz kulak. Ben şimdi size frekans yolluyorum. Buradan alıyorsunuz. Vücudunuzda zaten dünyayı kaç tur açacak damar var. İki ayak üstünde durabiliyorsunuz dimdik. Kameralar var kulaklıklar geliyor. Frekanslar buradan algılan. Beğine gidiyor düşünüyorsun. Ne diyorsun şimdi anlatamayacağım. Bir yeni sistem harekete geçiyor. Bir şekilde ses yolluyor. Bundan daha büyük nimet bundan daha büyük bir mucize. Niye arıyorsun sen?
Ben şu anda çıksam tavanda tersten yürüsem. Şimdi bu telefonu buraya koysam havada dursa. Allah var desem tamam abi orada yürüdün. Burada da telefonu koydun. Demek ki sende bir şey söylüyorsan boş söylemiyorsun. Demek imana geleceksin. Sen gördüğün bütün mucizeleri alışmışsın. Ben senin doğduğun andan itibaren tersten yürüseydim. Doğduğun andan itibaren bu cep telefonu havada görseydin. Bu mucize de sana sıradan gelecekti. Sıradanlaştıracaktın. Sen bugün dünyanın havada durduğunu görebiliyor musun? Sen duruyor değil mi? Koca güneş kaç bin tane dünya belki de kaç yüz bin tane. O da havada duruyor mu askıda? Bunu gördün mü? E tamam o zaman nasıl oluyor bu iş? 100 binlerce ton litre su havada duruyor mu? Sen öbür dünyada 5 alttan 10 tane dünya verecekler. 60 tane dünya vereceklermiş. Senin onu algılayabilmen için tasavvur edebilmen için bir örnek var. Bak uzaya bir yeni yıldız bir yeni şey paylaştırsa düşer mi adam başı o kadar? Fazlası düşer. Onun için Allah’ın büyüklüğünden kudretinden şüpheniz olmasın. Ve her zaman şunu yapın.
Önümden arkamdan sağımdan solumdan üstümden altımdan gelebilecek görünür görünmez tüm kaza, bela, musibet ne şer odağı varsa bilip bilmediğimiz Rabbim senin azametine sığınıyor. Azamete sığının. İki siz Allah’la bir şekilde tövbeyle onun gönlünü alıp affettirebilirsiniz kendinizi kul hakkını yapacağız. Kul hakları içinde bir öneri yapalım kardeşlerimize. Diyeceksiniz ki kardeşim ben kimin bilerek veya bilmeden kul hakkına girdiysen. Rabbim onun günahlarını bağışlasın afiyet versin bolluk versin bereket versin cennette güzel hediyeler varsın. En ufak bir imanı varsa kalbi mühürlü değilse hidayetini büyütsün artırsın. Afiyetini tamamlasın devamını sağlasın. Duva mı edeceksin? Ne oldu? Hep şimdi devam et dua ettin dua ettin. Çünkü bulamıyorsun belki kişiyi helallik olamıyorsun. Bir şekilde ona ulaşamıyorsun. Ne yapacaksın dua dua dua. Ne yapıyor insan mümine ne diyecekmiş mümin. Müminin en önemli uzvu dilidir. Mümin diliyle cennete gider. Ama kafirin de en kötü uzvu dilidir. Çünkü o da diliyle ateşe atar kendini. Dil çok önemlidir dillen. Kul haklarına helalleşeceksiniz. Sonra öbür dünyada bir araya geldik. Rabbim diyecek. Kurban olduğum Allah’ım ben de böyle söylüyorum kelimelerimiz. Onu belki çok da hakkını veremiyorum kelimelerime. O burada beni affetsin sizler de şahitsiniz. Rabbim diyecek yani sizin hakkınıza çok girmiş Mahmut ama siz hep devamlı dua etmiş dua etmiş dua etmiş. Ben sana şu köşkü şu ağacı şu iki tane dünya birlikte yeri verdim. Sen bunun hakkını helal ettin mi? Sen belki de içinden diyeceksin ki. İyi ki de diyeceksin adam bana trafikte önüme geçmiş. İyi ki diyeceksin o lafı söylemiş. Baksana buradaki nimet tamam ben affettim. Ama sen de kurtardın kendini. Siz tabi buna güvenerek bizim alemize konuşmayın. Sevaplarınızı verirsiniz. Bak sevabı verirsin verin o kadar çok yazıyorsundur ki millete sevabı dağıtırsın. Sevap kalmadı mı? Günahları almaya başlarsın bu sefer. Bu da günahımı alma dedikleri buradan kaynaklanıyor geliyor. Maşallah. Ya ne güzel bakıyorsun kardeşim. İşte böyle güzel bakan kardeşleri de güzel görüyorlar. Ben şunu bir kere daha söyleyeyim. Sen bunu açıkladın ama arkadaşlar benim ekran benim ben kendi bir dünyam var. Ben kendime göre bir hayatta gidiyorum. Benim için Allah Allah Allah. Benim bir yolum var. Ama şimdi bazı yerlere sohbetlere çağrıldım. Şuraya buraya hani kıramıyorum. Yani gençler senle sohbet etmek istiyorlar. Şunu bilsinler ben bir hiçim. Ekranda benim olmam. Paradır,puldur,şudur,budur bilmem sadece bana gel diyorlar işte yol masraflarını karşıladım falan. Ben bir şeyden para talip etmiyorum kardeşim. Ama bir yerde çalışırım. Maaşımı alırım ekmeğimi,aptalığımı alırım. O başka bir şey ama hani buradan sakın bu şimdi o ekrana gidiyor. Bu ekrana gidiyor. Sakın böyle düşünmesinler. İstiyorlarsa yazsınlar bana ben hiç gözükmem. Ben kendi halimde değilim. Olur mu ya? Ama ben gene kendi çapımda emri bilme harfini yaparım. Kınayıcıların kınamasına göre hareket etmeyin. Siz hakikati söylüyorsunuz. Siz beni çağırdınız. Siz konuş dediniz de konuşuyorum. Konuşturana bakacaksın. Ama ben çok özür diliyorum. Ha beni şimdi diğer konsept programda görürsen o zaman tamam. O zaman değil. Ama benim buradaki görüntümü alıp oraya koyarlarsa ben karışmam. Eyvallah. Ben senin gibi hap yolda bir kardeşim davet etti. Boynumun borcu diye geliyorum. Allah senden razı olsun. Cümlemizden. En şöhret bir paradır bir derdim yok. Olmaz. Ben en fakir de olsam rızkı Allah kefil. Ben fakir de olsam ben hatta ben her şeyim bitsin. Kardeşime de onu söyleyeyim. Her şeyimiz bitsin Allah yoluna sadaka icariye yapalım diyoruz. Öldükten sonra üç şeyden amel defterimiz açık kalacak. Birisi sadaka icariye. İkisi faydası devam eden ilim. Üçüncüde hayırlı bir evlat bırakırsın.
O amel işledikçe sana yazar. İyi de kötü de yazabilir. O tehlikeli bir durum. Onun için bir sadaka icariye ne? Bir yerde bir kuyu açarsın. Bir yerde bir çeşme, bir vakıf yaparsın. Bir fakirlere bir yemek dağıtılıyordur. Bir yerde devam edecek bir sistem kurarsın. Ben kardeşim onu diyorum böyle bir şey yapalım. Elimizdeki imkanları bırak çulsuz gidelim. Ama biz gittikten sonra oraya yazsın yazsın. Aşağıda ihtiyacımız olur. Kabir var bunun. Mahmut abi ne olur bir yudum su iç. Allah razı olsun. Bir su iç. Bir su içsene. Daha da ne olur bir su iç.
Bir su iç rahatla abi. Allah razı olsun. O kadar ateşli konuşuyor. O kadar aşkla konuşuyor ki. Samimi söylüyorum siz konuştukça ben yutkunuyorum. Hani böyle boğazı kurudu falan diye. Benim boğazlarım şiş şu anda. Ne derler Anadolu’da? Aşk ağlatır, dert söyletir. Şimdi insan o derdi alınca artık kalbine söylüyor. Bir de şöyle bir örnek vereyim. Yaradılışlarla alakalı kimse isyan etmesin Rabbime. Bu oyun şöyle bir yetmiştir. Yani şöyle bir seksen olsaydım dersin. Sonra askerde birisi yanlışlıkla bir ateş eder. Ateş denir tabanca şuradan geçer. Mermim buradan geçer. Bir 10 doya atarsın. Bir 10 santim o zaman alnımdan yediydim bu mermiyi. Sen Allah’ın. Rabbim ne ilerse güzel iler. Takdiri ilahi. Onun için hiç isyan etmiyoruz. Rabbim ne verdiyse razı geliyoruz. Bu şekilde de herkes haddini bilirse. Neye razı gelirse ve başına bir şey gelirse de. Zaten İslam’ın yani dinin yarısı sabır. Yarısı şükür.
Ne yapacaksınız? Sakin olacaksınız. Başınıza 3 musibetten biri gelmiyorsa belli bir süre. 40 gün diyelim herhalde 40 gün yanılmıyorsam. Yani başınıza bir hastalık gelmiyorsa. Ya bir maddi sıkıntıya girmiyorsanız. Ya da bir gıybetiniz dedikodunuz yapılmıyorsa. Böyle 40 günde yanılmıyorsam. Gene hocalarımız daha iyisini bilir. O zaman kendini sorgula. Müslümanlığını bir sorgula diyor. Başına bir şey gelecek. Bu dünya rahat dünyası değil. Bu dünya sıkıntı dünyası. En rahat firavundu. Nereye gitti? En sıkıntılı hayatı en zor hayatı Peygamber Efendimiz aleyhüssalatü vesselam yaşadı. Nereye gitti? En yukarıya. Onun için derdiniz büyükse sıkıntınız büyükse Rabbim dervansız dert vermesin. Dayanacağımızdan fazlasını vermesin ama sınavı büyük olanın mükafatı büyük olur. Onun için sınavlardan şikayet etmeyelim. Hangi dinde olursanız olun. Hangi görüşte olursanız olun. Gelin abinizi bulun kardeşinizi bulun. Ben sizler için varım. Ben artık kendim için değil sizler için yaşıyorum. Başkası için bir günde bir yüz lira bin lira gidin. Başkası için harcayın. Mutluluğun ne olduğunu görün. Bunu söylüyorum. Hep diyor alıyorsunuz şu vermenin tadını. Ver ya ver ya. Bir bilse. Peygamber Efendimiz dağıtmış. But kaldı diyor. Kurban daha diyor desene diyor. Bu tarih hepsi bizimdir diyor. Hepsi bizim oldu diyor. Arkadaş yani bir takip et ya. Sana kötü bir şey söylüyor mu? İslam sana kötü bir şey söylüyor mu? Ben bu cemaatin içine girdim. Hemen de pat diye yayına atlamadık. Benim derse bir sene yakındır ben. Ortam yani bizim şeydeyim cemaatteyim. Yani o tamam o gün sağ olsun Allah razı olsun. Onlarda bir sebep olacağı varmış. İyi ki de sebep olmuşlar.
Hayırlısı olsun yani. Sizi tanıdık. İnşallah sizin nisanınız vesilesiyle. Rabbim sizin de dilinizin vesilesiyle ihtiyacı olanların kalbine nakşettirir sözlerinizle. Bir kardeşimiz bu gece yahu beş vakit kılamıyorum ama bari yatsıyı kılayım yatayım dese. Arkası gelir zaten bir baştasa. İbadetin çok olanından ziyade istikrarlı ve devamlı olanı makbuldür. Yapmaya çalışın. Yapmaya yapmaya uğraşın. Ben tek tek de uğraşıyordum. Şimdi bu ekranlar vasıtası ekranlar ne avantajı oldu? En azından ben birçok kardeşimize buradan ulaşabiliyorum. Gerçekten ben bazı yorumları okurken çok duygulandım. Yani çok çok teşekkür ediyorum. Allah hepsinden razı olsun. Yani böyle kendilerine abim diyen kardeşim diyen bilin ki ben hakikatten abinizim kardeşinizim. Ben bu yola da girip bir böyle kafasında soru işareti oluşup gerçekten başka bir dünya. Yani bu şimdi başkasına anlatamayacağı bir şey. Gelip paylaşabilirler de ulaşabildikleri ölçüde hani bir şekilde sizden ulaşırlar. Ben yardımcı olmak isterim. Ben şu andan itibaren benim eğlence de işim var. Ne Luna Park’a gideyim ne onunla bununla gezeyim. Hiç böyle bir derdim yok. Arada bir işte beni şimdi bir yere bir mangal yapalım gel dediler söylemezler. Ben de bak düşünüyorum ki bayağıdır da böyle bir şey yapmadım. Yani insan dünya şeylerinden uzak çünkü. Müminin Luna Park’ı artık mangal. Kalka dolu Allah mahvetsin biraz tebessümde kalması iyidir. Böyle bazen abartı oluyor işte diyorum ya geçmiş kahkahaların bedelini. Meriç Erkan’ın kahkahalarının bedelini sahteki kahkahaların bedelini Mahmut Erkan’ın göz yaşları ödüyor. Sonradan da pişman oluyorum. Şimdi sen de güzel espri yaptın. Ama işte bir güldük Allah’ım da affetsin. Çok teşekkür ederim. Ben teşekkür ederim kardeşim.
Mahmut Abi seni gecenin bu saatinde evinden aldık buraya getirdik bize hakkını helal et. Ben şimdi iki konuğa bir konuğa bugüne kadar yayın içinde şey dedim. Sana sarılabilir miyim dedim. Bunlardan biri Salih abim Salih Selman’dı. Bir de sana sarılmak istiyorum. Sağ ol Allah razı olsun. Hadi gel sarılalım. Allah daim etsin. Allah razı olsun. Kardeşim senden de ben bir helallik almak istiyorum.
Helal olsun. Düşünmem. Şimdi söyleşi tadında geçen bir programım var. Koncept gereği. Ben gerçekten güzel sözleri güzel duaları sevincimi paylaşmalarından dolayı biraz fazla konuşup belki senin hakkına girdim konuşmam. Siz haklı konuştunuz. Çok da güzel yaptınız. Burada kameraman üç kardeşimin de ismini bir söylersen onlarda Abdül Semad var. Abdül Sametimiz var. Enesimiz var. Ve Emirhan kardeşimiz var. Onlar da çok güzel karşılanlar.
Buradan hasıl olan bir hayır varsa ki inşallah vardır onları da hisseder etsin. Sizi de hisseder etsin. Ikramda bulunduklarında da böyle İslami terimlerle olmaları beni çok duygulandırdı. Böyle gençlerimize çok açız. Dediğim gibi bir biri namaza başlayacaksa gelsin cemaatte ben olmak isterim ondan. Gelsin bulsun beni. Biz gariban bir adamız yani fakir ulağın tekiz. Gelin kardeşim burada ekranta görüyorum. Ben bu adama nasıl ulaşırım psikolojisine girmesinler. Kendim açıldığından söylemiyorum. Belki bazılarına öyle gözüküyor olabilir. Siz isterseniz Allah yolları kesiştirir.
Ben kendi halimdeyim. Burada gördüğünüz ben şimdi bir hitap etmek istedim. Siz çağırdınız Allah razı olsun. Ben yarın gör ekranlarda da olmam bir şey de olmam. Ama beni bulmak isteyen gelsin. Bu benimle aynı yolculuğun içinde olup da en azından bu abim de benimle aynı yolculukta. Ben bu abimle beraber gidip diyen. İsterse bu ehli sünnetin şık vakarlı bu haşmetli kıyafetine giren girmek isteyen varsa da gelsin. Ben onun da en iyi arkadaşı olsam inşallah elimden geldiği zamanım yettiği maddiyatı metçede
onlara ikramlarda bulunmak isterim. Allah tekrar razı olsun senden. Beni sarılmaya layık gördüğün için ki bu bir mağnevi bir işaret. Yani biz sadece bedenen sarılmadık. Ruhlarımız sarıldı inşallah. Rabbim cennette de kucaklaşmayı nasip etsin. İnşallah burada en ufak bundan dolayı bir mutluluk duyan hangi kardeşimiz varsa cennet alâ da hepimizi bir arada buluşturmaya nasip etsin. Amin inşallah. Allah’a beden nasip etsin. Allah razı olsun ben dualar isteyen kardeşlerim vardı. Ben hepsine elimden gelce dualarımı ediyorum bilgileri olsun. Onlar da bize dua etsinler çünkü Müslüman’ın gıyabında ettiği dua geri çevrilmez. Allah razı olsun. Allah sizden de razı olsun. Fikretli dostlar teşekkür ederiz izlediğiniz için. Rabbim hepimizi bu güzel meclisten hissedar eylesin inşallah. Haftaya cumaya kadar Allah ömür verirse yeniden buluşma duası, dileği, muradıyla ahiriniz, evvelenizden hayırlı olsun inşallah.
Allah’a emanet olun.
İlk Yorumu Siz Yapın