Buzul çağında hangi canlılar yaşadı? | Teke Tek Bilim
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=C5pSatxipGI.
Evet ben de çok şey öğrenmiş oldum çünkü ben mağaraların oluşumu falan hakkında fazla bir şey bilmiyorum. Allah Allah. Çünkü bunlar benim konum değil. Yani ilgimi çok çekiyor ama bu vesileyle ben de bir sürü şey öğrenmiş oldum. Şimdi ben geçen ay Fransa’daydım. Tamamen bambaşka işler yapmak üzere. Benim doktor öğrencim şu anda Fransa’da oradaki bir meslektaşla çalışırken, Pierre Henry,
o ya dedi benim bir doktor öğrencim var bir mağara üzerine çalışıyor dedi. Ben dedim bu hangi mağara? Ha dedi sen duymadın mı Koske mağarası diye bir mağara. Bu Marsilya’da. Buranın bir haritasını getirmeye çalıştım ama getirmedim. Başka 14. Abi bir dakika bir dakika bir dakika var mı sende haritası 14?
Benim 14. figürü açalım. Çünkü ben oranın kalankıların şeyini getirdim ben. Evet şimdi burada evet İtalya Fransa sınırından biraz daha şeye doğru gidelim. Fransa’nın sayını şu tarafa doğru gidelim.
İyi mi? Sinan sen orada dur benim 129. slide getirsenize.
Ceylan Hoca’nın 129’u. Bu kadar zor mu ya? Ceylan Hoca’nın 129’u arkadaşlar. Hah, Sinan. Kalkanlar. Çıkartalım şimdi bir saniye. Neresi burası? Marsilya bunun batısı ve kuzeyinde kalıyor biraz. Emin misin ya? Hayır, Kalkanlar Marsilya’nın batısında.
Hayır, doğusunda kalıyor. Marsilya’nın doğusunda kalması lazım. Doğusunda, doğusunda. Bir saniye, burayı karış. Burayı tam çıkartalım. Yani, artık kafamda tam. Bence sen tekrar ömür ver. Burayı ben de tam olarak çıkartalım neresi olduğunu. Şimdi, Kalkanlar aslında Marsilya bölgesinin etrafındaki kireç taşı formasyonları. Ve hatta benim üçüncü resmi alalım. Güzel bir fotoğrafı var Kalanlar’ın.
Üç. Sinan Hoca’nın üçü. Burası Kalan Sujiton yani Marsilya’nın merkezinden otobüse binerseniz işte aşağı yukarı yarım saat falan gittikten sonra sıkı bir yürümeyle yani otobüse indiğiniz yerden sonra çünkü bizdeki gibi oralara böyle yollar yapıp
Çizburgeciler falan açmıyor Fransızlar buraları koruyorlar. Onun için burası ilgin çok güzel bir yer bir kere yüzmek için falan çok güzel. Ve aynı zamanda Kusto’nun da çok genç izleyicilerimiz Kusto’nun adını bilmiyor olabilirler ama benim jenerasyonum benden önceki jenerasyon için. Siz verebilirsiniz TRT sayesinde.
TRT sayesinde yani Kusto sualtı araştırmalarını geniş halk kitlelerine belgeseller vasıtasıyla tanıtan büyük bir araştırma. İlgün yayınlarından ben çocukken Alexander Dumas vardı Kusto’nun arkadaşı. Onun yazdığı bir kitap vardı onu tercüme kusura bak. Sessiz dünya diye. Evet. Çok güzel bir kitap. Evet.
Evet. Kusto’nun da yani Kusto aynı zamanda günümüzde scuba yani tüplü dalışlarda kullanılan nefes alma mekanizmasının mühendisliğine büyük katkılarda bulunan aslında bir deniz subayı. Emir Ganyan ile beraber. Emir Ganyan ile beraber. Oğlan’ı biliyorsun sualtında araştırma sırasında bir buzun altında kalarak öldü. Hayır. Bir helikopter değil efendim deniz uşakası aslında. Katarina.
Katarina Portekiz’de bir nehre inmeye çalışırken tam nasıl olduğu belli kazan 39 yaşında vefat etmiştir oğlu. Diğer oğlu hayatta. Değil mi? Michel hayatta galiba değil mi? Michel hayatta. Diğeri değil. Ben sanki Michel’le öldü diye hatırlıyorum. Hatta hazır yeri gelmişken Kusto’nun da 35. resme bakarsak benim yaş grubumdan olan izleyiciler ve benden daha büyük olanlar hatırlayacaklardır bu Sima’yı görünce 35. Yarbay değil mi? Aslında deniz aslında havacı olmak istiyor Kusto. Yani şöyle deniz kuvvetlerinde havacı olmak istiyor.
Fakat bir trafik kazasında iki kolu birden kırılınca bu iş için yatacağı ortaya çıkıyor. Sonra 35. resme alamadık galiba. 35’te Kusto’nun güzel bir fotoğrafı var. Evet. Jack Kusto.
Hatta bu işte regülatör de şöyle bu nefes alıp verme mekanizması scuba da bu aslında karmaşık bir mekanizma denebilir. Jack Kusto’nun bir arkadaşı var. Paris doğalgaz şebekesini dizayn eden mühendislerden biri. Ona bunu anlatmaya çalışıyor. Yani öyle bir şey olsun ki işte nefes alayım ama verdiğim zaman hava dışarı çıksın falan.
Adam içeri gidiyor şöyle bir şey mi diyor böyle bir şey getiriyor ve buradan doğru gelişerek yani Jack Kusto’nu bulmuş. Başka çalışanlar da var ama çok büyük katkısı var. Emir Ganyan’la beraber diye biliyorum ben dedantör diye beraber dizayn ettikleri bir açık sistemi yapıyor ve zaten o sessiz dünya belgeselide vardır 70’lerden diye. Hayır o karanlık dünyayı. Karanlık dünyayı. Sessiz Dünya kitabı nasıl? Ben o karanlık dünyayı da gördüm. Gördüm. Bu kadar sinavasına geldiği için unutmuyorum. Orada bu cihazları bol bol kullanıyorlar zaten yani orada o kendi pioneer dediğimiz ilk versiyonları orada denizaltısı da vardı. Tabi tabi şey UFO gibi bir şey. Evet evet. Ve tabi Jack Kusto bu kadar sualtı araştırması yapınca bir kere Fransa Akademisi’ne seçiliyor. Ve Fransa Deniz Kuvvetleri bu adamın yaptıklarını tamamen destekliyor. Mono Academia müzeyi kuran da bu değil midir? Yok. Albert. Fransa Albert. Fransa Albert. Fransa Albert. Yalnız Monaco’daki müzeye girişinde çok minik bir sarı denizaltı vardır. O Kusto’nun Kusto’nun demin Celal’in bahsettiği denizaltından bir önceki denizaltısı. Çok küçük bir şey. Ben sanki oraya danışman oydu falan da hatırlıyorum ama mutlaka şey vardır. Olmuştur ha muhakkak olur. Fakat Albert Premier şeyde 20. yüzyılın başı. Sen müzeye gittin mi? Bittim. Orada hatırlıyor musun? N’efalarca.
Bir şey var. Akademi üniforması var. Yani prens diye seçilmemiş herif. Bilim adamı olarak seçilmiş. Tabi tabi tabi. Üniformasını da sergiliyorlar orada. Akademisyen şey değil mi? İbrişimli, İbrişimli üniforması. Jacques Cousteau bu işleri yaparken Fransa Deniz Kuvvetleri tam destek veriyor.
Hatta araştırma gemisi Catalina Toulon’daki askeri deniz üstünde kalıyor hep. Tabi Fransız araştırma gemisi büyük bir konteyner var içi şarapla dolduruluyor her sefere çıkmadan önce. O çok önemli. Onu bilmiyorum da hatırlıyorsun bizim gemilerde de iyi şarap vardı. Vardı.
Ama benim şu ana kadar katıldığım asyonografik araştırma seferleri arasında en güzel yemeği yediğim gemi kesinlikle açık ara Uranya. Fransız araştırma gemisinde güzel Fransız yemekleri var ama yemekhaneye gidiyorsunuz, yiyorsunuz. İtalyan gemisinde öyle değil. Bir seferde en çok 4 kişi yiyor. Beyazması, örtüsü seriliyor. Ne diyorsun?
Kılıç balığı ve mesela geminin aşçısı tarafından gemide yapılan dondurma örneği. Ne diyorsun ya? Maalesef Uranya şey battı ve şey onarım esnasında battı. Neyse. Bu Jack Cousteau şimdi bu kalanklara geri dönelim. Kalanklar yeniden üçe dönelim isterseniz.
Şimdi bu üç Celal’in deminden beri anlattığı karstik bir yapılaşma ve aslında bu sadece bu büşturan bölgesine has değil. Akdeniz’de bir sürü yerde böyle formasyonlar var. Burada da kalanklar var. Burada da var. Mesela Kelebekler Vahadisi vardır Fethiye’de. Kalanktır. Kalank mı? Burada 1985’te bir dalgıç Henry Koske dalış yaparken bir oyuk buluyor. Yani oldukça da yakın bir geçmiş aslında 1985 çünkü burada bir sürü dalgıç. Bu oyu şimdi birinci resme gidelim. Şimdi burası Koske mağarası’nın bir kestir. Bu oyun çöpü ne? Çok küçük yani bir kişi iki kişi ancak aynı altın geçebiliyor. Henry Koske buradan şuradan dalıp, Eksi 36 metreden dalıp. Eksi 36 37 metre burası. Buradan dalıp şurayı gitmeye başlıyor. Bu mesafe aşağı yukarı 175 metre. Yani insanın tabi klozotrofobik durumu düşünün yani. Senesi kaçınca? 1985. İçeride manevra yapacak alanı var mıdır? İçeride. İçerisi bir kere buradan yan kesite bakıyoruz. Üçüncü boyutu görmüyoruz. 80 derecelik falan dönüşler var. Yani ışık kaynağınız dozulsa. Biz manyak mısınız buradan dalıyorsun diyeceğim. Bu idi yani. Hakikaten orada bir delik buldum ve girdin içine. Ucu nerede çıkar diyeceksin. Fakat işte keşif merak.
Yani bakın adam ve bizdeki meraksızlık. Yani bizim yazlığımız var Antalya’da. Yazlığa yakın yerde bir kasaba var. Geçen sene ve ondan önceki sene orada saçımı kestiriyordum. 60 70 yaşlarında bir amca saçı kesiyordu. Yarım saat mesafede bizim yazdık. Biz oranın varlığından haberimiz yoktu dedi bana. Çocukken. Yani 1500’lerde Avrupalıların yaptıkları keşifleri düşünün. Burası yarım saat mesafede burada. Sen ne diyorsun? Baba kalede oturan asosu görmemiş ömür boyun. Evet. Neyse devam edelim. Daldık. Arnaikoske bu arada 18. Fotoğrafta da Arnaikoskeyi görebilirsiniz. Maranın içinde arkasında da mağara resimleri var. Şimdi buraya geleceğiz. Şimdi yeniden 1’e dönelim isterseniz. Koske mağaracı mı aslında? Koske mağaracı değil. Koske dalgıç.
Yani aslında profesyonel dalgıç ama hobi olarak da dalıyor aynı zamanda. Ve burayı keşfettikten sonra da hemen haber vermiyor yetkililere. Başka bir takım arkadaşları da gelip dalıyorlar. Hatta niye haber vermiyor? Bilmiyorum. Kıskançlık. Benim olsun, bizim olsun sakin bir yer. Belki. Bir kere içeri girdikleri zaman bu mağara resimleriyle karşılaşıyorlar. Birazdan o mağara da mı bu resimleri? Evet.
Evet, evet. Bu sansasyon oldu. Şimdi 1. resme geri gidelim. Şimdi dolayısıyla işte 36 metreye dalıyorsunuz. 175 metre böyle çaprazlamasına yarı yürüyerek yarı yüzerek yukarıya doğru çıkıyorsunuz ve mağaranın içine çıktınız ve bütün bu resimleri gördünüz. Bir kere şöyle acayip bir durum var.
Bu resimler ortaya çıktı ki çok farklı dönemlerde yapılmış resimler. Bazıları 17 bin yıl önce bazıları daha fazla 27 bin yıl önce falan bunların yaşlandığı. Demek ki 17 bin yıl öncese kadar orası suyun altı değilmiş. Tabii. Şimdi şöyle şunu biliyoruz. En son buzul çağının bitmesi aşağı yukarı 11 bin küsur yıl. Ondan önce deniz seviyesi şimdikine göre.
Sinan 125. Slate üstünde anlat. Tamam. Cehal hocanın 125 arkadaşlar. Bak bak bak. Bin yıl ve değil mi senin? Şimdi bunu koske yani daha aşağı yukarı iki bin yıl öncesine kadar. Yürüyerek gidebilir mi? Yok hayır. Bak bak. Hayır. Olmaz olmaz. O zaman İtalya’ya ne olacak? Eksi kırkta duruyor. Akliniz. Eksi kırk. Yani. O zaman mesela vezur patladığında. Kaç metrede?
Aşağı yukarı daha daha alçakta. Bayağı daha çok oluyor. Şehirler var ya. Yani şöyle son 11 bin 12 bin yıl öncesinden sonra yani son 11 bin yıl içinde falan yerleşim. Şimdi burası keşfedildikten sonra tabi Fransız bir sürü amatör dalgıç buraya dalmaya çalışıyor. Birkaç tanesi ölüyor tabi. Bu mağarada yolunu kaybedip.
Bir şey olarak olacak gibi değil mağaranın kapısına bir kilit vuruyorlar. Kapı koyuyorlar. Ve diyorlar ki burası şey sadece araştırmacıların ziyaretine açık. Hem güvenlik yönünden öyle hem de insanlık tarihi açısından çok önemli bir. Bozulmasın. Bozulmasın diye. Ve bir sürü arkeolog, antropolog, jeokimiacı, speleolog, jeolog. Ondan sonra mağara ortamlarının hava sirkülasyonu ile ilgilenenler. Çünkü bu mağara her ne kadar tamamen hermetik gibi kapalı görünse de üzerindeki küçük çatlaklardan dolayı içine hava geliyor. Taze var işte yani. Çok taze değil. Şu anki yapılan çalışmalar bu havanın ne kadar zamanda aşağı yukarı yenilendiğini araştırmaya çalışıyor. Fakat şimdi isterseniz bunun içindeki resimlere bakmaya başlayalım.
İkinci fotoğrafa bakalım. Bir tane el izi. Bu bir el izi. Şimdi bu çeşit el izleri birçok mağarada görülüyor. Bunlar genellikle boya malzemesini tükürerek, diyerek elinizi mağaranın duvarına koyup. Çocukken de bizim yapımıza yaptığı. Bizim de hepimizin yaptığı türden şeyler. Ve bir dünyanın birçok yeri. Endonezya’da, Avustralya’da. Çok yaygın.
Fransız’daki başka mağaralarda darastlanan türden şeyler. Fakat Koske’de çok ilginç başka resimlerde var. Örneğin yedinci resme bakalım. Şimdi yedinci resimde bir penguen. Şimdi bu aslında penguen değil. Fok. Değil, fok değil. Bu sekizinci resme bakalım. Ördek mi? Ne bu abi? Şimdi bakın sekizinci resimde sizce bu hayvan ne? Great oak bu. Bu bir great oak. Bunun Türkçesini bilmiyorum. Yok. Yok Türkçesi. Şimdi bu hayvan dikkat ederseniz penguen’e çok benziyor. Ama penguen değil. Her ne kadar Fransızca bu great oak’un Le Grand Penguen. Ama Latince isminde penguen vardır bunun. Penguen nerede yoktur. Hayır mesele şu.
Bunun soyunun tükenmesi 19. yüzyıl. Yani insanlar penguenlerden çok. En azından Avrupalılar penguenler önce bunu görüyorlar. O nedenle. Ama bu aslında yaşadığı bölge dünyada great oak’un yaşadığı bölge. Büyük oranda kuzey yarım küre. Bugün ki şey diyor. İskoçya, Miskotça, Greenland’ın oralar. İspanya’ya kadar var.
Var mı? İspanya’ya kadar var. Fakat dikkat edin. Aslında bunun daha yakın akrabası. Penguen o kadar yakın akrabası değil bunun. Bunun daha yakın akrabası. Mesela bu İzlanda’da gördüğünüz. Mesela 12’yi açalım. Bunun da Türkçesini bilmiyorum. Bu puffin. Puffin nerede?
Bu İzlanda’da özellikle çok rahatlı çok doğru düz uçamayan bir kuş. Dikkat ederseniz hepsi siyah beyaz bir şekilde. Şimdi bu siyah beyaz. Mesela penguenlerde de var. Fakat bu siyah beyaz kamuflaj aslında başka hayvanlarda da var. Köpek balıklarında var. Valinalarda var.
Bu evrim teorisi açısından buna baktığınız zaman böyle renk kontrastı olması vücutta bir taraf koyu renk bir taraf açık renk ne işe yarar? İhtiyazorlarda var. Onu buldular. Onu nasıl buluyorlar? Çünkü o melanom hücrelerini buluyorlar ya. Oradan ihtiyazorun sırtı koyu renk altı açık renk. Büyük olasılıkla suda giderlerken yukarıdan tespit edilmemek için. Köpek balığı aynı şekilde. Mesela büyük beyaz köpek balıklarının alt tarafı beyaz, üst tarafı koyu gri. Köpek balığını yukarıdan birisi görse ne yapacak ki? Herhalde köpek balığının doğru dürüst predatörü de yok aslında. Hayır abi de beyaz ya. Bence aşağıdaki görmesin diyor. Alttan bakan da göremiyor. Yani şu var, eğer aynı renkte olursanız mesela beyaz bir küreği ele alalım her tarafı beyaz. Işığı bir taraftan buna tuttuğunuz zaman tabak gibi görünüyor. Çok kolay tespit ediliyor. Renk kontrafsı olduğu zaman bu azalıyor. Ve bu coğrafyaya çok bağlı değil demek ki. Çünkü bütün güney yarım kürede penguenler bir tek Antarktika’da yaşamıyorlar. Güney Afrika’da varlar, güney Amerika’da varlar. Yeni Zelanda’da varlar. Ben güneyim hayatımda bir tek gerçek pengueni Yeni Zelanda’da gördüm. Ben çok küçük penguenler gerçi. Ve işte kuzey yarım kürede de bunlar var. Örneğin demek ki bu Koske mağarası bu dönemlerde… Great Orklar varmış. Great Orklar varmış etrafta. Ve tabi mağaranın girişinden kilometrelerce uzakta şey sahil. Şimdi sahilin mağaranın girişinden ne kadar uzakta olduğu meselesi de oradaki topografya bağlı tabi. Ama oradaki batimetre iyi biliniyor. Su altı topu şey iyi biliniyor. Dolayısıyla burası bir tane tara içinde. Yalnız seyircilerimize söyleyelim. 1725’ten beri biliniyor. Orada General Marsilinin kitabı var. Istua fisik lemeğe 1725’te. Orada kesit var Sinan.
Bugünkü şerif kenarına kadar. Evet. Yani örneğin 15.resime bir bakalım. Şimdi 15.resim bu deniz seviyesi farklılıklaşması nedeniyle. Kaç bin yıl evvel? 11 bin yıl önce aşağı yukarı. 11.712 bin diyelim aşağı yukarı.
Sahiller hareket ediyor. Adriyatik yok. Adriyatik neredeyse tamamen kara. Marmara yok. Marmara da bağlantı yok. Kötü çizilmiş. Marmara göl. Boğazlar yok. Yok yok tabi. Çünkü boğazlardaki su geçiş derinliği. Boğazlar 16 bin yıl önce değil mi açılması? Yok.
Yok yok. 9 bin. 9 bin pardon. Tabii tabii. Şimdi burada başka hayvan resimleri de var. Örneğin 21.resime bakalım. 19,20,21. Mesela bu bir yaban öküzü. Ibex’e benziyor. Ama ibex değil bu. Değil mi?
Yaban öküzleri de bildiğim kadarıyla 17.yüzyılda soyları tükeniyor. En sonuncusu Polonya’da ölüyor Avrupa’da. İlginçtir Avrupa’da soyunun tükenmesi yaban öküzünün başka yerlere göre çok daha sonra. Yani Afrika’da falan çok daha erken tükeniyor. Tabii bunlar en eski mara resimleri değil. Mesela 23’e bakalım. Örneğin 23’de bir domuz figürü var.
Neredeyse 42-43 bin yıl önce. Aynı yerde. Hayır değil. Bu Endonezya’dan. Endonezya pardon. Ve dikkat ederseniz etrafında yine el figürleri var. Dolayısıyla bu Koske mağarası. Peki eli acaba ölecek olarak mı koymuşlar yoksa öylesine mi koymuşlar? Herhalde öylesine koymuşlar. Bir de şöyle. Bunlar aynı zamanda yapılmamış olabilirler. Bir de şöyle bir şey oluyor. Örneğin hem Koske’de hem Lesko mağarasında.
Daha sonra mağaraya gelip orada oturanlar eski resimleri modifiye ediyorlar. Güzelleştirmeye çalışıyorlar kendilerine göre. Bu iyice karmaşıklaştırıyor analizi. Çünkü çok zor işte. Yani oradaki şeyden kömür materyeli yaşlandırılmaya çalışılıyor. Ve oradan yola çıkılarak mağara resmini nasıl yapıldı.
Mesela 24’de bakacak olursak. 24. resme. Örneğin 24 çok daha yeni bu. Yani 5-6 bin yıl. Ama bu Avustralya. Evet dedek kanguru. Ondan sonra dan bir mağara resmi. 22 neresi peki? Afrika mı? 20… 20 hayır. 22 dedim ben. 22 pardon. 22’ye bakalım. Bu ne biliyor musun Fatih? Hayır 22 de burası. Bu bu bu. Kaledonta Antiquitatis. Kürtlü gergeden. Kürtlü gergeden. Yalnız beni hep şaşırtan şu hem Lesko’da hem burada. Çok profesyonel resimler. Evet baya iyi.
Lesko’dakiler iyice yani şu yok. Tamam deminki Great Oak resmi çok güzel sanatlar mezunluğundan çıkmadı belli. Ama mesela bu ve diğerleri olağanüstü. Bunlar orta çağ resimlerinden daha kaliteli. Hakikaten. Daha kaliteli ve açıklaması gerçekten zor. Yani herhalde çok güzel bir şey yapana kadar başka yerlerde. Örneğin 34 de bakalım. 34 Lesko’da. 34 bahar renesans resmi gibi. Evet. Evet. Olağanüstü gerçekten yani. Bu kaç yıllık? Bu daha eski. Ve ne kadar gerçekçi. Bu biraz storyboard gibi legend yani hareketli. Biraz sanki öğretici bir havası var gibi. Aynen.
Şimdi yalnız olağanüstü bir şey şu. Bu Koskem Harası keşfediliyor 81’de. 90’da falan artık tamamen çalışmalar başlıyor buradaki araştırmalar. Ve Fransız Kültür Bakanlığı bir şekilde bu mağarayı tanıtmaya karar veriyor. Ve büyük bir bütçe ayırıyorlar buna. Ve 5. resme bakalım.
5 arkadaşlarım. Burası Marsilya’nın, limanı Marsilya’nın şehrin en önemli yeri sahilde eski liman. Lübiu Pör denen yer. Burası hemen onun yan tarafı. Burada arka tarafta dikkat ederseniz bir kale var. O kalenin içi müze Marsilya’daki genel müze. Burası ama buraya bir asansör yapıyorlar. Suyun içine inen bir betonarme sütun. Ve içinde bir asansör. Aşağıya iniyorsunuz. 34 metreye. Koskem Harası’nın aynısı. Tamamen aynı geometriyle yapılmış. O kadar gerçekçi ki bilmeyen biri kesinlikle mağaranı kendisi zannedebilir. Sular damlıyor şıp şıp diye. İçinde minik bir tren var. Bunlara biniyorsunuz. Ama su altı bölümü yok. Var mı? Suyun altındasınız tabi. Aynen o su altı girişi var mı? Hayır o yok. Bu o asansörle. Ama asansöre bindiğiniz yerde etrafta böyle regülatörler dalma tüpleri filan var. Yani bunlar orada çalışan, hala çalışan bilim insanlarının ekipmanı falan. Ve çok güzel anlatıyorlar. Ve olağanüstü yapmışlar gerçekten. Örneğin içinde Koske’de çok eğer burada fotoğrafları var.
Koske’de çok eğer burada fotoğraflarını hepsini koyamadım. Örneğin bir yengeç girmiş. Ve öyle kalmış daha sonra kalsifiye olmuş. Onun bile aynısını yapmışlar. İnanılır gibi değildi gerçekten. Kaç yıl girmiş şu an bu araya? Baya giren var benim işte orada öğrencisi doktora yapan arkadaşım Pierre. Şu anda geçen hafta girmiş olması lazım.
2 senedir dalış eğitimi alıyor. Çünkü 175 metre az değil. Yani bir kere klostrofobiyle başa çıkmanız kolay değil yani. Henri Koske mağarayı bir ziyaret ettiğinde lambası bozulmuş. Çok zor geri dönmüş ve korkudan baya bir süre gidememiş bir daha. Yani öyle şey değil.
Ve burada 6. resme bakalım isterseniz. 6. resim bu Koske mağarasının… Oradaki resimlerdeki hayvanların… Evet çok güzel modelleri. Örneğin bu yaban ülke. Tabii bu Aurox. Aurox bu. Aurox evet bu Aurox. Arka taraftaki de at ama değişik bir at. Projevalski atlarına benziyor. Ama değil. Ama daha ona benzeyen bir ilkel at. İlkel at evet. Olağanüstü bir müze gerçekten. Ve yani ben çok etkilendim. Mağaralar… Sen gittin mi müzeye? Hayır. Hayret. Varlığını bile bilmiyorum. Şimdi gideceğiz ama.
Hiç sorma ben de Masili’ye gittim. Kalakları falan gezdik. Bunlar haberim yok. Enteresan bir şey. Yeniden 1’e dönelim. Ne zaman yapılmış? 5 seneye yazıp oraya gideceğiz. Bu müze yakında herhalde son 10 yıllık falan. 2005’te oradaydım. Bence son 10 yıldır gitmedin. Sen 1’dir Masili’ye yani. Şimdi tabi bu mağaranın içini… Burada nispeten basitleştirilmiş bir şeklini görüyoruz. Mağaranın içine basınç ölçerler…
Termometreler falan konuluyor. Bunun nedeni de şu. Şimdi deniz seviyesi arada… Fırtınalarda falan değişince… Birleşik kaplar usulü nedeniyle… Mağaranın içindeki deniz seviyesiyle değişiyor. Peki ama içeride bir iç basınç yok mu? Var. Havayı sıkıştırıyor. Havayı sıkıştırıyor. Ne kadar sıkıştırdığını ölçerek… Mağaranın tam hacmini hesaplayabiliyorlar. Ve başka bir sürü şey de yapıyorlar. Yani gerçekten çok… Speleoloji…
Fransa’da çok çalışılan bir konu. Çok çok uzmanı olan bir konu. Abi orada icat edilmiş zaten. Mahdeli… Ve şimdi… Dolayısıyla bu… Mesele böyle. Şimdi birçok izleyici… Belki aşından… Şu doğru değil mi? Burası suyun su seviyesinin… Üzerinde olduğu dönemlerde… O 170 metre yolu kullanarak… İnsan mağarın içine giriyorlar.
O resimleri mağaranın içinde yapmışlar. Evet. Aslında… Mağaranın o 175 metrelik kısmına da… Resimler yapmışlar. Ama onlar denizden dolayı kaybolmuş. Hatta… Arada deniz seviyesi artıp azaldığı için… Şu anda var olan resimlerin bazıları da… Risk altında. Onun için onları korumaya çalışıyorlar. Peki içerisi nemli bir ortam mı? Kuru bir ortam mı? Bildiğim kadarıyla nem var. Onu da ölçüyorlar. Çünkü o resimlerin kalması da en son nemli. Zaten o sinema hocanın bahsettiği ölçerlerin… İçerlerinde muhtemelen. Standartta onun bütün kaydını alması lazım. Fakat tabi bu… Hazır yeri gelmişken bu konuyu açtık. Demek ki iklim değişiyormuş. Yani bu iklim meselesi… Sabit değil. Magazinal bir konu. İşte bakanlığımız bile var galiba. İklim değişikliği falan. Fakat iklim değişikliği… İnsan etmese de… İklim zaten kendi kendine değişebilir. Tabii tabii. İklimin kendi kendine olan bir… Salınımı var ve bu… Salınım… Bir glasiyeller… Yani buzul dönemleri. Bir de bunların… Arası olan inter glasiyeller. Yani buzul dönemi arasındaki dönemler. Dünyanın güneş yatağı dönüşündeki… Salınımdan ötürü… Oldu ve her 12.000 yılda bir… Gerçekleşme ihtimali oldu. Milankovic’e gittikliyor tabi. Milankovic’e gittikliyor. 12.000 yıl ayrı. Ama şöyle… Dünyanın… Dönme ekseninin… Eikliği… Dünyanın ne kadar güneş radyasyonu… Aldığını etkilediği için… Ve güneşten alan… Enerji de iklimi birleyen en önemli parametre olduğu için… Astronoik parametreler önemli. Ama şu var… Şimdi dünyanın… Dönme ekseninin… Değişimini etki eden… Şeyler aslında diğer gezegenler de etki ediyor. Venüs falan. Fakat çok az. Çok çok az etki ediyorlar.
Az ama… Milyonlarca yıla vurduğunuz zaman… Bu küçük etki önemli. Ve biliyorsunuz… Mekanikte üç cisim problemi vardır. Üçten fazla cismin birbirine göre olan… Çekim etkisini analitik olarak…
Sakın alçak CT.
İlk Yorumu Siz Yapın