"Enter"a basıp içeriğe geçin

Canan Karatay: “Midye de yulaf da yemeyin”

Canan Karatay: “Midye de yulaf da yemeyin”

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=GPKL7NHpfq8.

Eğer bir şey yemek istemiyorsanız bilin ki vücudunuzda onlar reaksiyon var. Kardeşim bir anne bir çocuğun aç olduğunu bilmez anlamaz. Çocukları zorlamayın anneler babalar. İlla bunu yemen lazım sen açsın. Şeker en tatlı zehirdir. Uzak duracaksınız. Ama tuz dediğiniz zaman hangi tuzdan bahsediyorsunuz? Hastalıkların hiçbiri genetik değil onu söylüyorum. Hatta ben şimdi kelle paça dedim diye bana diyorlar ki kelle paçacılardan sponsorluk aldım. Allah’ım yarabbim.
Benim hiçbir kimseden sponsorluk almadığıma burada size de belirtmek istiyorum. Hayatta almamışımdı.
Hayatım boyunca böyle bir şey yoktur.
Dondurma tabii ki yenilecek yalnız ev dondurması olması lazım. Dışarıda paket dondurmaların içinde maalesef mısır şirubu şekeri çok kullanılıyor. Ve o hakikaten bütün çocukların metabolizmasını bozuyor. Büyümelerine mani oluyor. Bağırsaklarını bozuyor. En önemlisi de bağışıklık sistemlerini bozuyor çocukların. Çocuklar tabi şekeri çok seviyor. Dondurmasız yapamıyorlar. Anneler babalar da çocukları sakinleştirmek için habire susturmak için. Anneler babalar dedeler neneler halalar ne aklınıza gelirse.
Rüşvet olarak şey yapıyorlar ama çocukları zehirlediklerini bilsinler. Mısır şirubu şekeriyle yapılmış hiçbir tatlı, hiçbir dondurma, hiçbir şeker çocuklara verilmemesi lazım. Lütfen rica ediyorum çocuklarımızın ve gençlerimizin sağlığı için. Çiğ köfte tabii ki yiyeceğiz ama sağlıklı etten yapılacak. Sağlıklı soğan olacak ve de yerel bulgur olacak efendim. Bizim geleneksel, çok güzel bulgurlarımız var, budaylarımız var. Onlardan yapılmış bulgurla yapılırsa en sağlıklı yiyecektir.
Bol bol yenebilir. Kilo alıyorum diye de korkmayın efendim. Midyeye ben iyi bakmıyorum. Midye çünkü fabrikada üretiliyor. Kayseri’de bir fabrika var. O fabrikada üretiliyor ve her yere aynı şekilde servis yapılıyor. Onun içine koydukları pirinç sağlıklı bir şekilde evde yapılırsa, evde yapılanlara ben hiçbir şey demiyorum. Tabii ki yenebilir. Ama hazır yiyeceklere, hazır satılanlara, bu şimdi sahillerde falan, plajlarda falan midyeciler, midyeciler dolaşıyor.
Onlar hakikaten, onların kullandığı pirinçler çok sağlıksız pirinç. İçine de ne koydukları bilmiyorum. Onun için şey yapmıyorum, önermiyorum. Yani yenilmese ne olur diye soruyorum. O kadar da elzem olan hiçbir şey değil. Kusura bakmasınlar. Kahvaltıda ne yiyeceğiz? Kahvaltıda tabii ki karatay kahvaltısı yapacaksınız. Şuradan göstereyim kahvaltıda. Tabii ki selenayca önce biz şey yaptık. İşte karatay kahvaltısı bu efendim iş olarak. Bunu 2015’te çıkan kitabımızdan beri söylüyoruz.
Tabii ki köy yumurtası, köy tereyağı efendim ben söyleyeyim. Şirden mayalı peynir, zeytin, zeytin, doğal zeytin hakikaten. Ve de yanında mevsimine göre sebze olabilir. Mesela kışın turp olabilir. Yazın da onun yanında hakikaten eğer istiyorsanız, yani bir domates olabilir. Ama tarla domatesi olacak. Daha tarla domatesinin mevsimine gelmedi efendim. Kış domatesleri tehlikeli. Kış biberleri de tehlikeli. Şimdi yulaf işlenmiş oluyor efendim. Ben eskiden beri söylüyorum.
İnsan yiyeceği değildir. Evet. Az geldi. Yulaf gluten doludur. İşlenmiş olduğu için karşı. Ve de maalesef, sayflayacağız diye onu yiyorlar ama maalesef vücuttaki metabolizmayı bozuyor. Vücuttaki metabolizma bozulunca yavaş yavaş kilo da alınıyor, tiroid de bozuluyor. Memelerde kist de oluyor vesaire vesaire. Özellikle barsaklar bozuluyor. Ve barsaklardaki mikrobyon bozuluyor.
Ben de kahveciyim. Türk kahvesi. Türk kahvesi önemli. Şekersiz olmak şartıyla. Rahmetli büyük babam Kemalettin Efendi derdi ki Türk kahvesi şekeri sevmez. Kahve çok önemli. Çok güçlü bir antioksidan. Çok güçlü bir antioksidan. Ben bütün bu çiçeklerimi görüyorsunuz sabah kahvesiyle beslerim efendim. Kendim kahvemizi içerim. Kahve suyuyla en doğal gübredir. Kahve telvesini Türk kahvesinin telvesinden bahsediyorum. Başka kahvelerden bahsetmiyorum.
Sulandırıp bütün çiçeklerinizi dökebilirseniz, bitkilerinizi dökebilirseniz sularsanız. Öyle bakın şurada gördüklerinizin hepsinin altında Türk kahveci vardır efendim. Ben sabah aç kanına içerim. Uyandırır, rahatlatır. Çok güçlü antioksondandır. Bir Türk kahvesi, bir fincanı, domatesin verdiği antioksidan, vücudunuza yüz kat daha fazla antioksidan verir efendim. Beyni de açar, cin gibi olursunuz efendim. İşlenmişlere karşıyım. Latdeler tabii ki işlenmiş. Süt tozu kesinlikle yasak. Şurutlar, kokulular falan filan. Ben ne diyorum? Sade Türk kahvesi diyorum. Hatta bir konuşmam da senelerce önce, ertesi gün üniversite öğrencileri iddihana girecekti ne yapsınlar diye. Ben de kahve içsinler dedim. Beyni açıyor, dişleştiriyor, güçlük veriyor. Onun üzerine kıyametler koptu. Dört yaşındaki çocukları iskemliye oturtup, ağzına kahve verdiler. Gençlerin ve de şeylerin hakikaten kahve önemli. Yani içindeki kahve önemli. Ben içiyorum, bütün gün boyunca içerim ben ama yaşım ileri. Saat dörtten sonra içersem uykumu kaçırır. Ama hastanede çalışırken sabahlara kadar içeriz. Dik tutmak ve koşturmak için. Şeker en tatlı zehirdir. Uzak duracaksınız. Ama tuz dediğiniz zaman hangi tuzdan bahsediyorsunuz? Hangi diye soracaksınız? Bakın işte burada,
kristal kaya tuzu, 84 tane mineral var. Kristal kaya tuzu mineral deposudur. %30 sodium klorur vardır. Ama bu sofra tuzu var ya, çarşarşar bembeyaz, kolay akıyor diyor. O tehlikelidir. Onun içinde katkı maddesi var, alüminyum var, ağırlı sıcı var. O tehlikelidir. Tuzdan uzak durun demek doğru bir ifade değildir. Hangi tuzdan uzak durun onu söylememiz lazım. Hangi yağdan uzak durun, hangi kırmızı etten uzak durun.
Onu söylememiz lazım. Şimdi tuzu selenete yasaklandı. Tuz işte tansiyonu yükseltiyor diye. Halbuki kristal kaya tuzu, yani mineral deposu, ki bu minerallere bütün insanların, bütün canlıların ihtiyacı var. Bunu vücudumuza sokmamız lazım. Şimdi bütün dünya sağlık organizasyonu, efendime söyleyeyim bizim Türk Kardiyoloji Derneği, Amerikan Kardiyoloji Derneği ve diğer tıp dernekleri, Öbreklil vesaire vesaire,
bir çay kaşığı kaya tuzunun, tuz dedikleri zaman kaya tuzudan bahsediyorlar. 24 saatte bir kişinin, sağlıklı bir kişinin ihtiyacı olduğunu, vücudunun sağlıklı olması için, sıhhatli olmasının gerekli olduğunu söylüyorlar. Bir çay kaşığı dedikleri batıda, yani budur efendim, yani nedir? Yani bizim tatlı kaşığımızdır. Bu yasaklandı bizim halkımızdan. Bizdeki çay kaşığı nedir? Budur efendim. Yani bu çay kaşığından yurt dışında, batıda arasanız.
Züccaciye de bile yoktur. Böyle bir çay kaşığı bize mahsustur. Ve bize bu önerildi, insanlarımıza ve hastalarımıza. Bir de üstüne üstlük, işte tansiyonu yükseltiyormuş. Kristal kaya tuzu, tansiyonu yükseltmez bilakis. Mineral dolu olduğu için, bütün yüceleri iyi çalıştırdığı için, tansiyonu yükseltmez. Bir de vücuttan tuz atmak için ilaç veriliyoruz. İşte onun için, fakat bütün mineraller dengeli bir şekilde,
bozulmamız bir şekilde vücuda girdiği zaman, insanın beyni çalışıyor. İnsanın bağışıklık sistemi güçleniyor. Bağışıklık sistemimizi yapan en önemli faktörlerden biri, kristal kaya tuzunda bulunan minerallerdir efendim. Onun için bundan korkmayacağız. Bu yanlış algıyı ben düzeltmek istiyorum. Bu kadar bir tuz, bu 6 gramdır. Bizim tatlı kaşığımızın tuzu 6 gramdır.
Ve içinde 2,5 gram kadar sodium krelür vardır. Ki bu sodium krelüre bütün vücudumuzun hücrelerinin, salgılarının, hormonlarının ihtiyacı vardır zaten. Büyümemiz için şarttır. Sinir sisteminin ve kalbimizin hücrelerin çalışması için, bu tuza da ihtiyacımız var efendim. Kristal kaya tuzu. Kristal kaya tuzu bakın, bu kristaldir. İyice bakın, gösterin. Bunların üstüne hiçbir zaman ne mikrop yapışabilir, ne virüs yapışabilir, ne kir yapışabilir. Çünkü bizim zaten, bilirsiniz şeyde de vardır geleneksel olarak, biz turşumuzu da kristal kaya tuzuyla yaparız. Peynirimizi de, beyaz peynirimizi de, bütün peynirimizi de onunla yaparız. Zeytinlerimizi de onunla tuzlarız. Hiçbir şey olmaz. Bizde de bir laf vardır biliyorsunuz. Aman tuzlayalım da kokmasın. Gençler paraşütlerini açacak. Vücutlarına sağlıklı bir şekilde, doğal ve bütün, hakikaten bozulmamış, vücudun ihtiyacı olduğu gerçek besinleri gençler tüketmek mevzubetindeler. Ama maalesef hakikaten gençlerimiz hazır yiyeceklerle besleniyorlar. Bir kere gençlerimizin hiçbiri, hazır yiyeceklerden mümkün olduğu kadar uzak durmaları lazım. Evde yumurtalarını yapabilirler. Gündüz yanlarına yumurta taşıyabilirler. En basiti, en basiti.
Ben taksiyle dolaşıyorum. Taksiyle gidip geliyorum işe. Pardon. Mesela şoför arkadaşlar da bana soruyor. Ne yapalım diye böyle göbekli göbekli. Göbeğiniz var diyorum. Göbeğiniz şekerdir diyorum. Şeker hastasınızdır diyorum. Ne yapalım diyorlar. 10 tane yumurta haşlasın eşiniz diyorum. Mesela güllük olarak. Kayısı kıvamında yumurta soğuk yenir. Yani pikniklerde her zaman soğuk yenir. Şuraya korsunuz diyorum. Evde de yumurtanızın yeri çıkıyor. Acıktıkça da iki yumurta yersiniz. O göbek de gider kendinize de gelirsiniz diyorum. Gayet basit. Gençler için yumurta çok önemli. Yumurtanın sarısındaki kolil ve yumurtanın sarısında bulunan mineraller ve vitaminler doğal olarak beyinlerini geliştirir. İmtaandan önce mutlaka yemeleri lazım. İmtaanları için çok önemli. Şimdi imtaan devri geliyor. Kelle paçayla ilgili tabii ki çocuklar, şimdi gençler bol bol kelle paça içebilir. Onu söyleyeyim. Hani dediyiz ya gençlerle yapsın. Kelle paçaya alışsınlar. Şimdi ki gençler kelle paçaya böyle yapıyorlar suratlarını.
Siz de mi öylesiniz? Ben nasıl biliyorum? Bakın onu kelle paça ve kemik suyu hayati besindir, süper besindir. Süper besin yumurtadır. Bütünüyle, sarısıyla bir de kelle paçadır. Şimdi onu şöyle söyleyeyim size açıklayayım. Suratınızı asmayın genç hanım. Bu işte pandemi devrinde antikor antikor antikor diye konuştuk ya. Konuşuldu ya işte herkes bir antikoru öğrendi. Neyse antikor. Antikor neden yapılıyor?
Antikor, doğal yağ, hayvan salya. Doğal hayvansal protein. Ve doğal mineraller olmasa vücutta antikor olmaz. Bunların hepsi kelle paçada var. Bunların hepsi kelle paça içe yiyemiyorsanız ki hakikaten yiyemeyebilirsiniz. Kemik suyu yapabilirsiniz. Yani kemik suyu evde gayet güzel kendiniz yapabilirsiniz. Kitapta anlatıyoruz, bu kitapta onu anlatıyoruz. Yapabilirsiniz. Evde yapılacak yalnız. Veya güvendiğiniz bir kevk.
Çok güzel şimdi kelle paçacılar açıldı. Hatta ben şimdi kelle paça dedim diye bana diyorlar ki kelle paçacılardan sponsorluk aldı. Allah’ım Yarabbim. Benim hiçbir kimseden sponsorluk almadığımı burada size de belirtmek istiyorum. Hayatta almamışımdı. Hayatım boyunca böyle bir şey yoktur. Ben ne yiyin diyorum ya, şunun sağlıklı yiyin, doğal yiyin diyor. Hepsinden ben sponsorluk alıyormuşum. Bunu da söylüyorlar yani. Bu bir yani kusura bakmasınlar büyük bir iftiradım. Zaten normal olarak ben iki öğün diyorum.
O ona uyuyor. İnsan vücudunun fizyolojisinin talımlamasında normal bir şey, doğal bir şey. Sık sık yemek tehlikeli zaten. Bir aramada oldu ya sık sık yiyin, ona karşı aralıklı oruç lafı çıktı. Aslında normali odur zaten. Susuz kalınmayacak. Susuz kalınmayacak, kahvesiz kalınmayacak. Şimdi bakın bu kitapta sizin sorunuza cevap var. Bu Karatay Diyeti Kitap. 2011’de yazıldı bu. Bütün şimdiye kadar yaşadıklarımızın önlenebilir olduğunu söylüyorum. Hastalıkların hiçbiri genetik değil, onu söylüyorum. Epigenetiktir. Epigenetik ne demek? İç ve diş faktörlerin vücutta başlattığı hastalıklar demektir. Burada mesela, bunların sebeplerinde mesela burada bu kitapta bir haftalık diyet listesi var. Verdik o zaman. 2011’de verdik. Mesela Pazartesi kahvaltı.
Haftanın her günü için yazdık, fakat bir günü verebiliriz. Kahvaltı, kahvaltı ne demek? Uzun bir süre sonra, açlıktan sonra yediğimiz yemek kahvaltıdır. Breakfast. Fast’in açılması. Ama doğal olarak yaşıyoruz, çalışıyoruz. 8-9 da veya 10 da yediğimiz zaman 2 adet yumurta. Özgür tavukların doğal yumurtası.
Suda haşlanmış olabilir, rafadan olabilir, kayısı kıvamında olabilir veya tereyağında doğal, gerçek tereyağında omlet yapılabilir. 8-10 adet tuzu alınmış, yeşil ya da siyah zeytin olabilir. Daha da fazla sizin vücut ne istiyorsa onu yiyebilirsiniz. Büyük bir avucunuz kadar şirden meyalı peynir, sevdiğiniz bir peynir olabilir. Gün kurusu 4-5 adet kayısı. 1,5 bardak kadar ceviz, bunlar ekmek yok, tost yok, makarna yok, börek yok efendim. Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte ceviz, beyaz peynire çok yakışır. Yani Fransa’da peynirler cevizle yapılır. Bazı peynirler gurmedir, cevizlidir. Onu öneriyorum. Sonra eğer çok açsanız şart değil, öğle yemeği 4-5 saat sonra yenebilir. Sevdiğiniz bir et olabilir, sevdiğiniz bir tas yemekleri olabilir. Karatay mutfanda anlattığımız Türk yemekleri, tencere yemekleri olabilir. Bunlar olabilir. Ayran olabilir. Ara öğün şart değil ama ilk başlangıçta ara önsüz yapamıyor. Vücut kendini toparlayınca vakit geçmesi lazım. O zaman istiyorsanız yarım su bardağı kadar ceviz ara öğünde.
Şekersiz olarak sevdiğiniz herhangi bir çay veya kahve olabilir. Sonra akşam yemeği de 18-19 arası olması lazım. Balık, Allah verdiyse et, çorba. Bizim çorbalarımız çok önemli. Kelle paça çok önemli. Tarhana çorbamız çok önemli. Mencimek çorbalarımız var. Annemizin yaptığı ayran çorbaları var. Düğün çorbalarımız var. Yani bütün bunlar en besleyici şeyler. Bunlar yenebilir ama salata bol bol yenebilir.
Akşam 19.20’den sonra meyve dahil hiçbir şey yenmeyecek. Bol su, taze limon eklenmiş olarak içilebilir. Mümkünse yatmadan önce 30-40 dakika yürüme. Buna örnek olarak salı günü, çarşamba günü bu değişik olarak kullanılabilir. Eğer bir şey yemek istemiyorsanız bilin ki vücudunuzda onlar yayaksı yok. Onun için ben genel olarak şunu söyleyebilirim. Çocukları zorlamayın anneler, babalar. İlla bunu yemen lazım. Sen açsın.
Bir annen bir çocuğun aç olduğunu bilmez. Anlamaz. Herkese sıhhatli günler diliyorum. Sağlıklı günler diliyorum. Huzurlu günler diliyorum. Bol bol kristal kaya tuzu ve kelle paça diliyorum efendim. Eğer bir şey yemek istemiyorsanız bilin ki vücudunuzda onlar yayaksı yok. Bir annen bir çocuğun aç olduğunu bilmez. Anlamaz. Çocukları zorlamayın anneler, babalar. İlla bunu yemen lazım. Sen açsın.
Şeker en tatlı zehirdir. Uzak duracaksınız. Ama tuz dediğiniz zaman hangi tuzdan bahsediyorsunuz? Hastalıkların hiçbiri genetik değil. Onu söylüyorum. Hatta ben şimdi kelle paça dedim diye bana diyorlar ki kelle paçacılardan sponsorluk aldım. Allah’ım yarabbim. Benim hiçbir kimseden sponsorluk almadığımı burada size de belirtmek istiyorum.
Hayatta almamış.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir