Dünyada Tek Başına Kalmak Nasıl Olurdu ?
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=Fhzt-AdLeS4.
Hiç kimse yok. Ne bir dost, ne bir düşman, ne sevilmeyen komşular, ne de çalışıp para kazanma derdi. Her şey sana ait. Bütün ülkeler, bütün saraylar. Ne istiyorsan elinin altında. Gözlerinizi kapayın ve dünyada tek insan olduğunuzu hayal edin. Bütün gezegen sadece senin oyun alanı. Nasıl olurdu?
Bir sabah alarm çaldı ve uyandın. Evde kimse yok. Her halde bir yerlere gittiler diyerek kahvaltını yapmaya başlıyorsun. Fakat ilginç bir sessizlik var. Dışarıdan ne araba sesi, ne de sokakta oyun oynayan çocukların sesleri kulağına gelmiyor. Kahvaltını bitirip sosyal medya hesaplarına bir göz atmak istediğindeyse daha garip bir şeyle karşılaşıyorsun.
Bugün kimse bir paylaşımda bulunmamış. Hem de hiç kimse. Bu seni çok şaşırtıyor. Ne olduğunu anlamak için dışarıya çıkma vakti geldi. Fakat sokaklar bomboş. Kediler ve köpekler dışında kimse yok. Ve artık farkındasın. Dünyada kalan son kişi sensin. Elbette bu şoku atlatmak kolay değil. Ama ne olmuş olabilir ki? Bir virüs bütün insanlığın sonunu mu getirdi? Ya da herkes anlaştı da sana bir şaka mı yaptılar? diye düşünürken dünyadaki tek başına ilk günün geçti bile. İkinci gün aslında bunun o kadar kötü olmadığının farkına varıyorsun. Düşünsene, gördüğün lüks bir arabayı hemen kullanmaya başlayabilirsin. Bunun için para ödemene gerek yok. Güzel bir Mercedes gördüğünde tek yapman gereken anahtarının hangi evde olduğunu bulmak. İçeri gidip anahtarı aldıktan sonra benzini bitene kadar kullanıp sonra da bırakabilirsin. Ve üzerindeki kıyafetler kirlenmeye başlıyor. Bu hiç dert değil. Herhangi bir alışveriş mağazasına gir ve beğendiklerini al çık. Tüm ömrün boyunca yetecek kadar kıyafet var. İstediğin kadar savurgan olabilirsin. Peki biraz acıktığını fark ettin mi? O halde gördüğün ilk süpermarkete gir, canın ne çektiyse ye.
Bütün çikolatalar ve yemekler artık seni. Fakat dikkat et, içerideyken elektrikler gidebilir. Herhangi bir yerde sıkışıp kalmak istemez. İnsansız bir dünyada elektrik akımlarını düzenleyip hatlardaki arızaları giderecek kimse olmadığı için birkaç gün içinde tüm dünya karanlığa gömülecektir. Bulduğun bütün mumları ve fenerleri toplasan iyi edersin. Çünkü ışıksız geceler eskisinden daha uzun geçecek.
Ve belki de bu karanlıkta ilk defa yalnızlığın ne olduğunu hissediyorsun. Çok yakında paketlenmiş gıdalar da bozulmaya başlayacağı için avlanmayı öğrensen iyi olur. Balık tutmak iyi bir seçenek. Ama dikkatli ol, yaşadığın şehrin çevresindeki kurtlar, domuzlar ve ayılar da artık seninle aynı sokaklarda dolaşıyor.
Birkaç ay tereddüt etseler de insan sesi duymadıkları için hepsi şehir merkezlerine dolmaya başlayacak. Bu nedenle silah mağazalarının camını kırıp birkaç tane yanına yemek olmak istemeyiz. Dünyada tek başına hayatta kalabilmek için önemli olan üç şey var. Su, yemek ve barınma ihtiyacı. Barınma en kolay olanı. En güzel köşkler ve saraylar senin hizmetinde. İstediğin bir tanesine gir ve eğlenmene bak. Kimse sana ne yaptığını sormayacak. Eğer yaşadığın şehirden sıkılırsan istediğin yere de gidebilirsin. Sonuçta her yer senin, belki de görmeyi çok arzu ettiğin ama bir türlü fırsat bulup da gidemediğin tatil merkezleri var. Atla herhangi bir arabaya ve yola çık. Ama unutma, gittiğin yerde sen hem patron hem de işçisin. Sana hizmet edecek kimse yok. Bu arada dünyada sadece sen varsın. Yani girmenin yasak olduğu yerlere girebilir ve orduların gizli üstlerindeki savaş uçaklarını, bombalarını alabilirsin. Belki de yalnızlıktan sıkıldığında hayatına heyecan katmak için beğenmediğin binaları bombalayıp yok etmek istersin. Bir dakika, şu sesi duydun mu? Bir kükreme. Şehrin ortasında ne olabilir ki?
Yapılan araştırmalara göre insansız bir dünyada doğal yaşam parkı ve hayvanat bahçesindeki hayvanlar açlıktan dolayı oradan kurtulmanın bir yolunu mutlaka bulacaklardır. Yani birkaç ay içinde seninle aynı sokaklarda aslanlar, filler hatta timsahlar dolaşıyor olacak. Her zaman için dikkatli olmalısın. Fakat insanoğlu olmadığı için her yerde çok sayıda hayvanın dolaşması avcıların yiyecek sıkıntısı yaşamasını önleyecektir. Bu nedenle bir aslanın av listesinde ilk sıradakilerden biri değilsin. Bir süre daha rahat ol. Peki fark ettin mi? Artık eskisinden daha çok enerjin var ve kendini daha sağlıklı hissediyorsun. Sürekli atmosferi ve çevreyi kirleten fabrikalar, arabaların eksos dumanlarından çıkan zehirli gazlar artık olmadığı için vücudun çok daha iyi çalışıyor. Ve sana hastalık bulaştırabilecek de kimse yok. Ama eğer ilk yardım bilgilerine sahip değilsen küçük bir kesik bile hemen mikrop kaparak kötü sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle yanından sağlık çantasını ayırma. Aslında böyle bir dünyada hayatta kalmak en kolay şey. Zor olansa akıl sağlığını korumak. Çünkü insanoğlu gruplar halinde yaşamaya ve sürekli iletişim kurmaya odaklanmış bir bilince sahip. Günler, haftalar, aylar boyunca kimseyle diyaloğa girmemek artık farkında olmadan kendi kendine konuşmaya başlamana neden olabilir.
Hapishanelerde, tek kişilik hücrelerde, uzun zaman geçiren insanlar üzerinde yapılan inceleme sonucunda bu kişilerin bir süre sonra duvarlara çizdikleri insan resimleriyle konuşmaya başladıkları gözlemlenmişti. Bu insanların duvara çizdikleri resimlere isim verip zaman zaman onlarla kavga bile ettikleri biliniyor. Çünkü insan sosyal bir varlıktır.
En içine kapanık birey bile bir zaman içinde konuşma ihtiyacı hissedecektir. Günümüzde tek başına adada ya da ormanda yaşayan insanlar da var. Onlar ise mutlaka bir köpek sahibi olarak sosyalleşme, dialog kurma daha doğrusu arkadaş ihtiyaçlarını böylelikle gidermeye çalışıyorlar. Belki sen de tek kaldığın bu dünyada bir köpek edinebilirsin. Senin için hem bir koruyucusu hem de dost olacaktır. Elektrikler olmadığı için interneti de kullanamadığın bu hayatta dünyayı dolaşıp senden başka yaşayan birileri var mı diye bakmak isteyebilirsin. Bunun için arabalar iş görebilir. Ama çok zaman alacağından eğer kullanmayı biliyorsan tekne ya da istediğin herhangi bir uçak emrine amade. Hızlı ve kaliteli bir tekneyle birkaç yıl içinde dünyanın bütün kıyı şehirlerini gezerek insanoğluna dair izler arayabilirsin. Ya da pilotluk eğitimine sahipsen küçük bir uçakla dünyayı daha çapık dolaşma şansın da var. Ancak dikkat etmen gereken şu konuyu aklından çıkarma. İnsanın kontrolünden çıkan gezegenimizde nükleer tesisler 10 yıl içinde patlamaya başlayabilir. Bu nedenle böylesine tehlikeli yerlerin olduğu şehirlere girmemek en iyisi. Öyle ki bu patlamaların her biri Çernobil etkisi yapabilir.
Yine uzmanlara göre tek başına hayatta kalmanın en önemli unsurlarından biri psikolojiyi korumak ve bunu yaparken de öz bakıma dikkat etmektir. Kimsenin yaşamıyor olması senin kendi bedenine gösterdiğin özünü engellememeli. Çünkü bakımlı bir dış görünüş nerede olursan ol sana pozitif enerji, yaşam hırsı ve öz güven verecektir.
Eğer kendine bakmayıp kurt adama ya da sakallı bir kadına dönüşürsen insansız bir dünyada geçirdiğin ilk yılın sonunda artık hayvanlar gibi yaşamaya başlayabilirsin. Tıpkı kurtlar gibi çiğ et yiyip onlar gibi avlanmak hoş olmaz.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Rusya’nın uçsuz bucaksız bozkırlarındaki hapishanelerden kaçan mahkumlardan bazılarının ormanlarda geçirdikleri yıllar sonunda tıpkı kurtlar gibi yaşadıkları görülmüştü. Aynı zamanda dünyada uzun bir vakit geçirdikten sonra artık yüksek binalara güvenmemek en doğrusu olacak.
Çok katlı apartmanlar bakımsızlıktan dolayı her an çökme tehlikesi taşıdığı için daha alçak evler seni olası bir yıkımdan koruyabilir. Ancak nehir kapaklarını da kontrol edecek kimsenin olmaması akarsularda dev taşkınlara sebebiyet vereceği için seçtiğin ev düz bir ovadan ziyade ufak bir tepenin üzerinde olursa bir sabah sel sularıyla uyanmaktan korunmuş olursun. Her şeyden önemlisi ise kim olduğun ve nereden geldiğin her zaman aklında olmalı. Eğer mümkünse hayatının geçtiği şehire ve anılarının olduğu sokaklara sık sık uğra. Çünkü kimseyle iletişim kurmadan teknolojisiz elektriksiz bir hayatta aklın sana çeşitli oyunlar oynayabilir ve geçmişini unutabilirsin. Yapılan araştırmalara göre ıssız bir adada ya da ormanda 10 yıldan fazla geçirmiş olan insanların geçmişlerini ve kendi hayatlarını unuttukları görülmüştü. Günün her anı hayatta kalmaya ve yaşamaya odaklanan insan bu anıları hayatta tutacak fotoğraflar veya birileri yanında olmadığı sürece uzun zaman sonunda zihnimiz istemsiz bir şekilde unutmaya başlıyor.
Sık sık büyüdüğün şehre geri dön. Bunu yapamıyorsan yanında hatıralarını taşı. Onlar sana vahşi doğada insan olduğunu hatırlatacak. Tüm bunların sonunda karşında sadece iki seçenek kalıyor.
Ya dünyayı dolaşırken karşı cinsten birini bulur ve insanlığın yeni Adem’le havvası olabilirsiniz ya da tek başına kaldığın bu gezegende gezdiğin yerleri anlatıp çektiğin fotoğrafları gösterebilecek olduğun hiç kimseyi bulamadan yapayalnız bir şekilde barınağında ölümü bekleyebilirsin.
İlk Yorumu Siz Yapın