Dünyanın En Güçlü Ailesi – Rothschild Hanedanı
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=hcIt1T-JxfU.
Bakmayın televizyonlarda ve sosyal medyada Ross-Shite ailesini kötülediklerine. Yanlarında iş verecek olsalar birçok kişi Ross-Shite spor olur peşlerinden ayrılmaz. Ve bunu akıl almaz bir güce sahip bu ailenin Türkiye’de yaptığı yatırımlar ve harcamalarla zaten görüyoruz. Onlara zengin demek yanlış olur.
Kendileri tam anlamıyla para kelimesinin sözlükteki karşılığı oluyorlar. Öyle ki yönettikleri paranın 15-25 trilyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu Amerika’nın ve Çin’in bütçelerinden bile fazla. Ailenin bilinen geçmişi ortaçağ Avrupa’sına kadar dayanıyor. Ama esas tanınmaya başlanmaları 1700’lü yıllar.
Almanya’daki Yahudi getdosunda 10 çocuklu bir aile olarak standart dindar bir yaşantı sürüyorlardı. Birçok meslek Yahudilere yasaktı. Biri hariç. Vadili borç. Kısaca tefecilik. Sonraki ismiyle bankacılık. Tarihte ilk defa bir ülke yerine çeşitli ülkelerde şubeler açarak güçlerine güç katarak ilerlediler. Rossite ailesi Avrupa’nın ekonomik zeminine oturmaya işte böyle başladı. Bu aileyi en zenginler listesinde göremezsiniz. Çünkü servetlerini asla açıklamazlar. Bu aile gelenekleri. Magazin sayfalarında onlarla kolay kolay karşılaşamazsınız. Aşk skandallarına asla karışmazlar. Aile tam anlamıyla bir sır küpü.
Yahudiler dışında hatta kendi akrabaları dışında sadece birkaç evlilik gerçekleştirildi. Ama boşanma durumunda aile ile ilgili hiçbir şekilde konuşmama sözleşmesi imzalatılarak. Kısacası kim olduklarına dair çok az bilgimiz var. Ancak şunu söyleyebiliriz ki neredeyse elimizden geçen her kuruştan bu ailede payını alıyor. Hatta doları basanlar dahi onlar.
Roszard ailesi Osmanlı ekonomisinde de önemli bir söze sahipti. İlk olarak 24 Aralık 1854 yılında Kırım Savaşı’nda Osmanlı Devleti kendini finanse edebilmek için Londralı bankerlerden 3 milyon sitelim borç almıştı. Hemde %6 faiz oranıyla. Borca teminat olarak Mısır vilayetinin vergilerini göstermiştik. Ancak ödeyemedik.
Bir yıl sonra Roszardlar aracılığıyla tekrar borçlanmaya başladık ve maalesef devletin ekonomisi bu ailenin kontrolüne girmeye başladı. Ki sürecin ilerleyen zamanlarında ilk Türk bankasının büyük ortaya olarak Osmanlı bankasını açtılar. Osmanlı’nın borç kapısı Roszardlarla öyle büyüdü ki son Osmanlı borcunu ancak 1954 yılında kapatabildik.
Ailenin sır küpü olması ve kendilerini her anlamda gizlemeleri onlar hakkında birçok dedikodunun da çıkmasına neden oluyor. Şeyh uçmaz, müritleri uçurur misali, dünyadaki bütün savaşları Rosşad’ların çıkardığı efsanesini duymuşsunuzdur. Bunlar komplo teorilerinden öteye gidemez. Ama savaşlardan bir şekilde beslendikleri gerçeğini de unutmamalıyız. Nasıl mı? Dünyadaki en büyük ekonomik güç olmaları onları yasal bir tefeci konumuna getirmiş. Örneğin ikinci dünya savaşı Amerika’ya 400 milyar dolara mal olmuştu. Bunun çoğunluğunu karşılayanlar tabii ki Roszard’lardı. Bu sayede Amerika’ya yani yeni dünyaya da el atmış oldular. Ailenin son 15 yılda yeniden ülkemize ilginç bir şekilde giriş yaptığını görüyoruz.
Bakalım nelermiş. Öyle ki grubun Türkiye şubesi olarak Roszard Türkiye 2005 yılında Almanya eski başbakanı Gernhard Schröder’in de katıldığı bir törenle açıldı. Düşününce size de çok garip gelmiyor mu? Almanya’nın eski başbakanı Roszard’ların danışmanlarından birisi. 2005 ve 2006 yıllarında verdikleri yatırım bankası danışmanlık hizmetiyle Türkiye’de en çok kazanan şirketlerden oldular. Roszardlar sadece bahsi edilen yılda 15 milyar euroluk işlem acmiyle büyük gelir elde etti. Bu bir, gelelim ikincisine. Riotinto adında Kanada merkezli büyük bir madencilik şirketi var. Ortakları ise Roszardlar ve enteresandır ki İngiliz Kraliyet ailesi. Riotinto şirketi geçtiğimiz yıllarda Erzincan Altın Madenlerinin de işletmesinin önemli bir bölümüne sahip oldu. Kendiniz de araştırarak bu konuyla ilgili akıl almaz bilgilere nasıl altın madenimizin Roszardlar tarafından çıkarıldığına ve kullanıldığına sadece posasının bize bırakıldığına şahit olabilirsiniz. Hatta Türkiye’de madencilik alanında 4.5 milyon dönüm araziyi kapattıkları aynı şekilde basına yansıyan bilgiler arasındadır. Sadece bunlar da değil.
Ülkemizdeki ING grup, Aviva, HSBC hepsi Roszardlara ait kurumlar. Kısacası dostlar o televizyonlarda boy göstererek batıya atarlanan yazar ve çizerlerin Roszardların parası söz konusu olunca bir anda sustuğunu görmemek için kör olmak gerekiyor. Zira bu ailenin servetinin tozu bile insanın 7 sülalesini ihya etmeye yetecek boyutta. Yaşadıkları saraylar bile birçok kralın hayal edemeyeceği seviyede. Örneğin 1800’lü yıllarda 100 hizmetçi, 80 at her an hazır bulunuyor ve evin altında da raylar geçiyordu. Rayların nedeni pişen yemeklerin soğumadan misafirlere taşımaktı. Saraylarının her karesi çeşitli ülkelerden gelen usta sanatçılar tarafından süslenirdi. Ve bu saraylardan kendilerine ait yüzlercesi var. Hızlı bir şekilde imparatorları bile hayran bırakan bir servete ulaştıklarında kendileri de şaşırmış olmalılar. Rosschite’lar Avrupa’ya merkez edinmiş bir ailedir. Günümüzde İngiltere’nin herhangi bir yerinde ya da İsrail’de Rosschite sokağı görebilirsiniz. İsrail devletinin en büyük finansmanlarından biridir. Aynı şekilde İngiltere’nin. Hatta bir çoğunuzun bilmediği ve Londra’nın göbeğinde olan küçük bir ülkeden bahsedebiliriz. İsmi City of London. Vatikan nasıl katoliklerin ülkesiyse City of London’da paranın ülkesi. Kendi polisi, ana yasası, mahkemeleri olan garip bir yer. Aslında bir finans merkezi. Rosschite’lere ait İngiltere Merkez Bankası’nın, bütün İngiliz bankalarının, 455 yabancı banka ve bütün borsaların bulunduğu yerdir. Burası dünyanın en eski yerel hükümetlerinden biridir. İngiltere’nin kanunlarından muhaftır. Yaklaşık 3 km2 bu alanda tüm dünyadaki hisse senetlerinin %51’i, vadeli işlemlerin %45’i, euro tahvil işlemlerinin %70’i ve çok daha fazla ekonomik döngü gerçekleşir. Rakamlarla aklınızı bulandırmak istemediğim için daha çok detaya girmiyorum. Ancak şunu bilin ki Amerika’nın bile çok çok büyük ölçüde ekonomik bağımlılığı olan bir bölgedir burası. Ve bu finans merkezi Rosschite’lerin özel şirketi gibi işlemektedir. Varın gerisini siz düşünün.
Gözünüze biraz abartı gibi gelebilir. Ancak bu belgeseldeki her şey komplo teorilerinden uzak bir şekilde, kamuoyundan saklanmasına gerek duyulmayan açık bilgiler ve sayılarla hazırlanmıştır. Zira yaklaşık 200 yıldır her faaliyetlerinde büyük başarı ile çıkan geniş bir banka ağı oturtmuş, dünya madencilik alanına hükmeden kalabalık bir ailenin ne kadar büyük güce ulaşabileceğini düşündüğünüzde
aslında çok da şaşırmıyor insan. Ancak karıştıkları bazı gizemli olaylar da romanlara ve komplo teorilerine neden oluyor. Örneğin 1972 yılında ilginç bir parti vermişlerdi. Partideki kostümler ilk görüldüğünde insanı gerçek anlamına ürkütebilir. Batı toplumu bu tarz maskeli balolara alışkın olsa da bizim için sıra dışı görünüyor.
Partinin önemli konuklarından biri de ünlü ressam Salvador Dalí idi. Geçtiğimiz yıllarda aile tarihinde ender olarak görülen bir evlilik yaşandı. Philip Rothschild, Hilton otellerinin varislerinden Nicky Hilton ile evlendi. Philip Rothschild ailenin genç üyelerinden ve babası 1996 yılında Paris’te bir otel odasında boğularak öldürülmüş halde bulundu. Bunun nedeni intihar olarak açıklandı. Ancak çok da üzerinde durulmadan sanki gizli bir elbasını susturmuş gibi unutulup gitti. Rothschild ailesi baronluk ünvanına sahip ve uluslararası alanda hanedan olarak kabul ediliyor. Ve genellikle hanedanın bütün üyelerini devlet başkanlarıyla, ülke yöneticileriyle, krallarla anlaşmalar yaparken görebilirsiniz. Hatta geçtiğimiz yıllarda ülkemizin yöneticileri de Rothschild’lerle basına kapalı bir görüşme yapmış, Amerika’daki bu görüşmenin resimleri haberlerde yayınlanmıştı. Herhangi bir Arap prensi de Avrupa’ya ya da Amerika’ya gittiği zaman Rothschild’leri ziyaret etmeden ülkelerine dönmez. Acaba neden? Şimdi gelelim işin önemli kısımlarından birine. Dünyada bilinen zengin Yahudi iş insanı, kültünü ortaya çıkaran aile onlardır. Nasıl mı? Basit bir örnek verelim. Herhangi bir ülkede bir liman işletmesi satılacak olsun. Eğer bu limanı Yahudi iş adamı almak isterse ve onlara satmazsanız, dünyadaki diğer Yahudi iş adamları o limana turistik gemi veya yük yemesi göndermeyerek limanın işlevini kaybetmesini sağlıyorlar. Ve doğal olarak mecbur kalıp önemli hisseleri onlara satmak zorunda kalıyorsunuz. Bu aslında başarılı bir ticari yöntem. Genellikle bütün iş grupları bu tekniğe uygular. Fakat onlar yüzyıllardır bunu içselleştirdikleri için aksamadan devam ettiriyor. Şimdi gözlerinizi kapayın. Yüzyıllardır devam eden ve sayıları çok kalabalık olan, dünyanın her yerindeki bütün iş alanlarına hükmeden bir aile hayal edin. Ülkelerden öte, kişilerden öte, her yeri birbirine bağlamış bir ağ düşünün. Ağın neresine dolanırsanız dolanın, sanki örünceye yakalanmış bir sinek gibi bir daha çıkışınız imkansız. Kurdukları ağın ne derece derinlere işleyebileceğini tasavvur etmeye çalışın. Eminim ki birçok sorunuz yanıtsız kalacak. Daha fazla içeriye ulaşabilmek için kanalıma abone olabilir, beni instagram hesabımdan takip edebilirsiniz.
İyi seyirler.
İlk Yorumu Siz Yapın