"Enter"a basıp içeriğe geçin

Dünyanın En Günahsız İnsanı – Serdar Tuncer

Dünyanın En Günahsız İnsanı – Serdar Tuncer

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=9yz4RmnUdmY.

Selamun aleyküm erenler ve dahi erenlere gönül verenler, hatta ve hatta erenlere gönül verenleri sevenler, hiç olmazsa onlara laf ettirmeyenler. Hz. Musa aleyhisselam zamanı, Hz. Musa merak etmiş. Diyor ki ya Rabbi dünyanın en günahkar insanı kim? Ben onu merak ederim. Düşmüş böyle gönlüne. Allah-u Teala diyor ki ey kelimim filan tepeye çık sabah bir adam geçecek yanında da bir çocuk var. Deniz kıyısına doğru giderken göreceksin onları. O adam dünyanın en günahkar adamıdır. Hz. Musa efendimiz varmış oraya beklemeye başlamış. Tam Allah-u Teala’nın buyurduğu gibi bir adam çocuğun elinden tutmuş beraber deniz kıyısına doğru gidiyorlar. Bakmış ha dünyanın en günahkar insanı bu demek. Sonra demiş ya Rabbi peki dünyanın en günahsız insanı kim? Onu merak ederim. Allah-u Teala demiş ki akşama doğru o tepeye git deniz tarafından bir adam gelecek yanında bir çocuk olduğu halde. O dünyanın en günahsız insanıdır. Hz. Musa söylenen yere gitmiş. Bekliyor güneş batmaya yakın bir bakmış a sabahki adam. Dünyanın en günahkarı dediği adam Allah-u Teala’nın akşam dünyanın en günahsız dediği adam aynı adam. Ya Rabbi demiş hikmetinden sual olunmaz ama ben merak ettim ne oldu da bu böyle oldu. Cenab-ı Hak diyor ki okulum diyor evladıyla beraber deniz kenarına gitti oturdu. Çocuk sormuş babasına babacım demiş ya bu kumlardan daha çok bir şey var mı dünyada? Kum taneleri falan öyle görünce her taraf kum yaz gelse tatile gitsek her taraf kum. Babası demiş ki var yavrum bak denizlerin köpüklerine bak oradaki damlalara bak onlar kumlardan çok daha fazladır.
Çocuklar severler böyle üst üste soru sormaya. Çocuk da sormuş peki demiş babacım o denizdeki köpüklerden damlalardan daha çok bir şey var mı? Çocuk böyle deyince adam mahsum bir şekilde başını önüne yemiş böyle bu dudağını sırmış var olum demiş. Nedir babacım? Babanın günahları o denizdeki köpüklerden damlalardan çok daha fazladır. Bir insanın evladına bunu demek durumunda kalışını düşünsenize. Çocuk soruyor belki günahın ne olduğunu bile bilmiyor da soruyor diyor ki babacım peki babamın günahlarından daha çok bir şey var mı?
Adam demiş ki bari evladım Allah-u Teala’nın rahmeti babanın günahlarından daha da çoktur. Allah diyor ki ey kelimim onun bana olan hüsnü zanlı sebebiyle onun geçmiş bütün günahlarını affettim.
Dedi ya Allah’ın rahmeti var bütün günahlarını affettim diyor. Allah-u Teala’ya karşı hüsnü zanlımız olsun Erenler o bizi sever o bizi affetmek ister. O bizi cennetine koymak ister. O bizim makamımız daha yüksek olsun diye ister. O bizi sevdiklerinden eylemek ister.
Bununla alakalı bize bahaneler lütfeder vesileler lütfeder. Peygamberler gönderir, kitaplar gönderir, evliya-ı kiram gönderir, ramazan gönderir, kadir gönderir. Türlü türlü vesilelerle bizim günahlarımızı affetmek ister. Allah bizi çok sever de biz pek kendimizi sevmeyiz.
Ayaklarımızı dileriz. Affedeyim der, üst haneye dururuz. Cennetime alayım der, geri kaçarız. Onu yapma der, yapacağım der koşarız. İnsanın da biraz kendine yardımcı olması lazım. Bu yardımcılık tövbe ile başlar. Ramazan tövbenlikli midir?
Ne günahımız var ki? Demeyin. Şair çok güzel söylüyor diyor ki, tövbe Ya Rab hata rahına gittiklerime, rah yol. Tövbe Ya Rab hata rahına gittiklerime, bilmeyip ettiklerime, bilip ettiklerime. İnsan bazen günah işler. Günah işlediğini de bilir. Bazen farkına varmadan işler günahlar. Hem bildiğine tövbe icap eder hem bilmediğine tövbe icap eder.
Allahü teâlâ bu Ramazan gecelerinde dermiş ki, yok mu isteyen? İstediğini vereyim. Ya Allah böyle söylüyor. Gece hani uyuyorsun, televizyondasın, Instagram’da rizlerle uğraşıyorsun uykum gelsin diye filan. O süre Allah sesleniyor. Hani sen uykunu getirmeye çalışıyorsan riz seyrederek. Allah diyor ki, yok mu isteyen? İstediğini vereyim.
Sen? Derdin başka. Allah dermiş ki, yok mu affedilmek isteyen? Affedeyim. Ya o sıra Allah diyor ki, affedilmek isteyen yok mu affedeceğim. Sen meşgulsün o sıra. Ayıp. Her gece şöyle bir boyun büküp Allah’tan hayırlı olanı, iyi olanı, güzel olanı hem kendimiz için hem çoluk çocuğumuz için hem ailemiz hem anne babamız hem akrabay talugat hem ümmeti Muhammed hem devlet millet için istemek lazım.
Her gece bir boyun büküp, estağfurullah el azim demek lazım. 33 defa, 70 defa, 100 defa, 1000 defa ne kadar diyebiliyorsa uyucağım başını yastığa koydun ya Ramazan gecesi. Hani sahuru yaptın, sabah namazında kıldın, oh yatacaksın kafayı koydun salavat getir. Allahümme salli ala seyyidina Muhammed ve ala seyyidina ve nebiyye Muhammed.
İşte başından başla estağfurullah el azim, estağfurullah el azim. Bu el olmaz da sağ tarafa yat. Estağfurullah el azim, estağfurullah el azim, estağfurullah el azim. Belki o senin estağfurullah el azim beni affet Allah’ım deyişin, Allahü Teala’nın yok mu affedeyim deyişiyle aynı ana gelecek gecesi şak.
Mevzu çözüldü, sabah bir kalkıcağın kuşlar gibi. Hanım bugün bir rahatlık hissediyorum kendimde. Ya olur mu olur.
Allah dilerse verir. Versin inşallah biz isteyelim. Verirler ben acizim sen büyüksün dedikçe, verenin şanı büyük. Sen iste istedikçe eyvallah.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir