Dünyaya En Çok Zarar Veren Gemi ‘EXXON VALDEZ’
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=XXWP0eL07Fw.
Herkese merhabalar ben Ruhi Cennet. Katıla özel yeni videoya hoş geldiniz. Biz insanlar petrolü işlemeyi ve kullanmayı öğrendiğimiz andan itibaren inanılmaz bir yol kat ettik. Arabalarımızı çalıştıran, enerjimizi sağlayan hatta bizi uzaya taşıyan petrol aynı zamanda plastiğin de ham maddesini oluşturarak yalnızca dışarıda kalmayıp evimizin içine de girmiş durumda.
Bu videoyu hazırlarken kullanılan klavye de şu an çekim yaptığım kamerada, videoyu izlediğiniz ekranlarda ve belki de video izlerken yediğiniz yemeklerin ambalajlarında. Petrol hayatımızın her noktasında. Böyle bahsedince insanoğlunun başına gelmiş en güzel şeymiş gibi geliyor kula. Fakat petrolün yanında getirdiği sorunlar bizi bu düşünceden hızlı uzaklaştırıyor. Petrol yüzünden çıkan savaşların verdiği hasar elbette yatsınamaz. Ancak bunları bir kenara bırakacak bile olsak bu hidrokarbon bileşiğinin yalnızca insanlara değil, tüm doğaya verdiği zararlar hala korkunç boyutlarda. Enerji sektöründe kullanılan petrol özellikle atmosferden başlayarak ekosisteme büyük ölçüde zararlar verirken plastik ürünlerin uygun şekilde geri dönüştürülmemesi sonucu dünyada her yıl 275 milyon tonluk plastik çöp oluşmakta. Bu çöpler sadece çöplüklerle kısıklı kalmamış.
Aynı zamanda 10 binlerce tonu deniz ve okyanuslarda birikerek devasa çöp adaları oluşturmakta. Pasifik okyanusunda bulunan çöp adasının büyüklüğü her geçen yıl artarak 2019 yılında tamı tamına 1.6 milyon kilometre kareye ulaştı ki bu alan Türkiye’nin yüz ölçümünün iki katından daha fazla.
23 Mart 1989 tarihinde ise Kaptan Joseph Hazlewood komutasındaki Exxon Wildes petrol tankeri Alaska’dan 200 milyon litre ham petrol ile ayrıldı. Ve 24 Mart günü gece yarısını henüz geçmemişken Bly Riff olarak bilinen yaygın bir kaza noktasına oturdu. Bu uğursuz konum asla düz gitmeyip sürekli olarak zikzaklar çizen klişeridiyle bilinmekte. Kami’nin petrol taşıyan kompartmanları büyük hasar almıştı ve çok zaman geçmeden 42 milyon litrelik ham petrol Alaska’nın Prince William koyuna 8 saat boyunca dökülmüştü. Böylesine büyük çaplı bir kaza ve takibinde gerçekleşen sızıntı o zamana kadar Amerika’da görülmüş en büyük çaplı çevre yıkımına neden olan deniz kazası olmuştu.
Kazanın ardından salınan petrol, işleri daha da kötü duruma sokarcasına kazanın ciddiyetinin anlaşılmaması, sonrasında da olumsuz hava koşulları ve gemideki hasarın büyüklüğünden dolayı temizleme çalışmalarının hemen başlamaması nedeniyle daha da yayılıp 4000 km²’lik bir alanı kaplayarak kirliliğinin çapını korkunç boyutlara çıkardı. Öyle ki sonrasında yapılan temizlik çalışmalarına rağmen günümüzde halen daha Alaska kıyılarında 80 dönümün üzerindeki sahil şeridi kirli varsayılmaktadır. Bunun nedeni ise ham petrol ürünlerinin deniz yüzeyinin altında birikip kalması fenomeni. Yani temizlik çalışmaları ne kadar iyi yapılırsa yapılsın, toprakta ve suyun hem yüzeyinde hem de dibinde adeta saklı kalan petrol tabakası çevreyi belki de sonsuza dek tehdit edecek. Bölgede kalan ham petrol miktarı yıllık yalnızca %4 oranında azalıyor.
Amerikan Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi’ne göre günümüzde hala denizin altında 4 milyon litre ham petrol bulmakta. Bugün Prince William koyunun sahillerinde azıcık bir kazı yaptığınızda bile topraktan petrol atıkları çıkabilmekte. Çevreyi böyle isnekirleten bir konu hakkında akla gelen ilk soru bölgedeki hayvanlar nasıl beğen ne kadar kötü etkilendi. Normalde kuzeyin dondurucu soğuğunda berrak mavisiyle bilinen bu koy aylarca simsiyah kalmış bir kabus senaryosundan çıkmışçasına katran gibi bir hal almıştır. Sayısız balığın yanında 250.000 deniz kuşu, 3000 susamuru, 300 fok, 250 kel kartal ve 22 katil balina öldü. Göklerde özgürce uçan kuşlar özellikle de kartallar suyun kirlenmesiyle nasıl ölüyor diyebilirsiniz.
Uçsalar bile temel besin ve yaşam kaynakları yine su olan bu hayvanlar okyanusa girip avlanmaya yeltendikleri anda yüzeydeki petrol kuşlara adeta zam gibi yapışarak onları yavaş ve acılı bir ölüme mahkum etmekteydi. Üstelik ölen bu hayvanların yanında çevrenin bu kadar kirlenmesinden dolayı ekosistem hala kendine gelebilmiş durumda değil. Exxon Wilder’s kazasının etkileri bugün dahi sürüyor olsa da kazadan oluşan tehlike ve kililik çok büyük bir seferberlikle temizlenmeye çalışıldı. Çalışmalarda çoğunluğu bölgede yaşayanlar olmak üzere 11.000 insan, 1400 tekne ve 58 adet hava taşıdı kullanıldı. Yaklaşık 3 sene süren temizlik çalışmalarının ardından bölge, konumu ve böylesi bir vakanın ilk defa olması kaynaklı tecrübesizlikten dolayı çok başarılı bir şekilde temizlenememiştir.
Geminin sahibi ExxonMobil şirketi temizlik masrafları olarak 3 milyar doların üstünde bir meblağı öderken ayrıca çevreye ve bölge ekonomisine verdiği zarardan dolayı Alaska Mahkemesi tarafından 5 milyar dolar para cezasına çarptırıldı.
Fakat Birleşik Devletler üst mahkemesine yapılan sayısız itirazdan sonra kimi kaynaklara göre 1.8 milyar, kimi kaynaklara göre ise 500 milyon dolar para cezasına çarptırılmış, bazı kaynaklara göre 900 milyon dolar ödemeyi kabul ettiği söylenirken birtakım iddialara göre ise hiçbir ceza ödememiştir. Bunların yanında geminin sahibi bu şirket kazanın çevreyi uzun süreli bir etkisi olmayacağını öne süren bilim insanlarını da desteklemiştir.
Peki bu kaza nasıl gerçekleşti hiç önlenemez miydi? Raporlar incelendiğinde geminin navigasyon cihazının o an bozuk olduğu tespit edildi. Üstelik bu arza yaklaşık 1.5 sene önce bildirilmişti. Ayrıca geminin tek cidarı yani katmanı vardı ve bu olaydan sonra gemiler çift cidarlı olarak inşa edilmeye başlandı.
Yapılan soruşturmaların ardından geminin alkol bağımlısı kaptanı Joseph Hazelbood’un gemi limandan açılmadan hemen önce akşamüstü bir barda içtiği, yolculuk esnasında ise geminin kumandasını mürettabattan birine emanet ederek uyumaya gittiği ortaya çıktı. Yani Exxon Valdez gemisi oldukça tehlikeli olan Prince William koyunda bozuk bir navigasyon cihazıyla kaptansız bir şekilde seyretmişti.
Üstelik bu koyda seyrederken görev başında olması gereken iki nöbetçi subay da hiç görevlendirilmemişti. Dümenin kontrolündeki tecrübesiz mürettabat, hakimiyeti kaybedince de kaza kaçınılmaz olmuştu. Şirketin yanı sıra bizzat kaptan Hazelbood’a da dava açılmış, dava neticesinde kaptan kısmen kusurlu bulunarak 50.000 dolar para ve 1000 saat kamu hizmeti cezasına çarptırılmıştır.
Fakat kazada can kaybı olmaması ve kaza esnasında ayık olduğu öne sürülmesi sonucu tüm bu cezalar düşünülmüştür. Can kaybı olmaması deniliyor fakat burada hayvanların canlarına hiçte değer verilmediği ortaya çıkıyor. Bölgedeki ekosistem ve halk yaralarını halen daha tam anlamıyla sarabilmiş durumda değil.
Tüm bu felaketin ve peşinden gelen adeta sonsuz tahribatın baş sorumlusu olarak şirket ve kaptan bulunsa da neredeyse hiçbir yaptırıma maruz kalmaksızın işin içinden çıkmışlardır. Bu durum o dönem kamuoyunda önemli bir yer edinmişti ve olay yıllara rağmen unutulup gitmiş değil. Bu kazanın sorumlularının hiçbir yaptırıma maruz kalmaması günümüze de hala tepkilerin sürmesine neden olmaktadır.
Üstüne üstlük cevher taşıyıcısına dönüştürülerek Dongfeng Ocean adı verilen Exxon Valdez gemisinin, 2010 yılında Çin ve Kore yarımadasının arasında bulunan Sarı Deniz’de bir başka yük gemisine çarpması tepkileri tekrar ay yuka çıkarmış. Fakat geminin ismi Orya Naisi olarak tekrar değiştirilmiş ve 2012 yılında bir Hindistan firması tarafından satın alınarak geri dönüştürülmüştür.
Ömrü boyunca doğaya çok büyük zararlar vermiş olan bu gemi ömrünün sonunda geri dönüştürülerek az da olsa bir fayda sağlamıştır. Haftaya yeni bir katıl videosu yüklenecektir. Takipte kaldığınız için teşekkür ederim. Bir sonraki katılı özel videoda görüşmek üzere.
Hoşçakalın. Ben Ruhi Çeliz.
Altyazı M.K.
İlk Yorumu Siz Yapın