Evini Sattı, Fabrika Kurdu! | Mercedes ve Porsche’un Parçalarını Üretiyor
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=hfln0yF9138.
Hayal etmiştim. Hedefe varmak için çok çalışmak gerektiğini biliyordum. 13 yıl gece 2’ye kadar çalıştım. Çünkü bir hedef koymuştuk. Arkamızda hiçbir güç yoktu. Bu hedef çok yoğun bir çalışma sonucunda bunun başarılabildiğini de gösterdik. Şimdi Mercedes’e yirmi yedi tane parça veriyoruz. Mercedes’in yıldızını, amlemini 30 yıldır biz veririz. Yani o arabada takılan orijinal amlem bizimdir aslında. Eşimle biz bir süre çıktık. Çıktıktan sonra istedik ailesinden. Benimle konuşmak istediler. Ne iş yaparsınız dediler. Kalıpçıyım dedim. Ne kadar alıyorsunuz dediler. Eşimin ağabeyi öğretmen dedi. Siz ne maaş alıyorsunuz dedim.
Ben 2.000 lira alıyorum dedi. Ben haftada 2.000 lira alıyorum dedim ama bu böyle gitmeyecek. Ben atölye açacağım dedim bir yıl içerisinde. Sizin makineler çok pahalı dedi. Böyle bir şey açabilir misiniz? İmkan var mı dedi. Ben hedef koydum. Bir yıl içerisinde kalıphanemi açacağım dedim. Güldü. O zaman dedim farklı bir şey söyleyeyim size. 10 yıl sonra da fabrika mı taşınacağım?
1955 yılında Kosova’nın Prishtina şehrinde doğdum. 58 yılında Türkiye’ye göç ettik. Babam ayakkabı tahammicisiydi. Bayrampaşa’ya yerleştik. Ortaokulu ve liseyi parası yatırlı olarak Haydarpaşa lisesinde okudum. 1970-71 döneminde mezun oldum. Ağabeyim kalıpçılık sektöründeydi. O zaman ben de bir şey söylemedim.
Yazın boş geçirme ve kadına yazı. Onun yanında çalışmaya başladım. İtönün sınavlarını kazanmıştım. İyi para kazanmaya başlayınca 4 yıl kaybetmeyeyim ben devam edeyim mantığıyla. İşime devam ettim. 1979 yılında ilk atölyemizi açtık Bayrampaşa’da. Tamamen borç olan iki makineyle.
Yeni teknolojiler gelişmeye başlayınca kalıpçılıkta. Fakat maddi imkanlarımız yoktu. Bayrampaşa’daki evimizi satıp satamayacağımızı babama sordum. Sonra beyaz kağıt var mı dedi. Varsa yaz dedi satılık ev. Cama yapıştır dedi. Yapıştırdım 3 gün sonra sattık. Onun 3 katı parasına bir o makinayı satın aldık. Ama o makine diğer kalıpçılık sektöründekilerin içinden bir şey yapamadı.
O makine diğer kalıpçılık sektöründekilerin içinde bizim bir adım öne geçmemize sebep oldu. Hele hele babanız ayakkabı tamirciliğiyle çamurlu topukları tamir ederek kazandığı üst üste koyduğu paralarla o evi yapmışsa aldığımız risk çok daha büyük o zaman. Özgüven diyelim buna. İlk işle aldığımız makine evet. Bizim için çok değerli.
1981 evin 3 katına o günün parasıyla evimizi 3 milyona sattık bunu 9.3 milyona aldık. O kadar değerliydi ve o borcun altına girdik. Şahin metali şahin metal yapan makinelerin başında bu makine geliyor. Çok büyük bir yük aslında bu. Yani onun hayatını aldığımız bir anlamda bahçeli filan bir evde bütün gün orada onlarla meşgul oluyordu. Ama sağ olsun beni kırmadı demek ki bana da güveniyordu. Sonra bayrampaşıdaki atölyede oraya sığmaz hale gelince Yakup’taki fabrikamızın arsasını aldık. 2000 yılında da döküm işine girdik. Firmalar bize onu önerdiler kalıbını yapıyorsanız dökümünü de yapın bunun. Bu dönemde biz beyaz eşya sektörüne genelde çalışıyorduk. Sonra parçaların kendini de üretmeye başladık. 4 yıl kadar önce buradaki adresimize taşındık.
Şimdi döküm sektöründe de şahin metal aşağı olarak oldukça iyi durumda olan bir firma istedik. Burası fabrikanın mutfağı diyebiliriz. Yani bizim burada yaptığımız kalıplar müşteriye sunuluyor. Firmamız %100 iracat yapan yaklaşık 304 kişinin çalıştığı bir firma. Şahin metal 19 ülkeye iracat yapıyor. Bu ülkelerin içinde Amerika, Çin, Hindistan, Endonezya dahi var. Ancak şöyle, Mercedes’in oradaki fabrikalarına ürün gönderiyoruz biz. Almanya, İngiltere, Fransa, İspanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan. Bunlar çok ciddi ürün sevk ettiğimiz ülkeler. Kalıbçılık sektöründe yarın yoktur. Bilemezsiniz. Yani iş gelmeyebilir, 6 ay boş oturabilirsiniz. Herkesin yaptığından daha iyisini yapmalıyım.
Nedir bu? En kaliteli çelik nedir? İsveç çeliği. İsveç çeliği kullanacağım. Hiç kimsenin yapmadığı 100 bin garanti. Ben 100 bin garanti vereceğim. O esnada olacak herhangi bir şeyi tahmin etmeyi göze aldım. Ama 1 liraya yapılan şeyi 3 liraya yaptım. Körfes krizi vesaire çok zor günler yaşadık biz. İş hayatında sürekli kazanmak yok malumunuz. Bu pandemi döneminde de çok sıkıntılı aylar yaşadık. Kurmak da çok zor ama devam ettirmek daha zor.
13 yıl gece 2’ye kadar çalıştık. Çünkü bir hedef koymuştuk. Arkamızda hiçbir güç yoktu. Bu yüzden çok yoğun bir çalışma sonucunda bunun başarılabildiğini de gösterdik. Yaptığımız ürünlerin çok küçük bir bölümü. Hemen hemen hepsi otomotif. Mercedes’e örneğin şu parça Fransa’ya gidiyor. Direksyondaki hava yastığının elektronik devresinin saklandığı kutu bu. Şu enteresan, arabalardaki gece görüş ve normal kamera sistemlerinin kameranın yerleştiği parça bu. Bu Amerika’ya dahi satılıyor. Kol dayama ünitesinin alüminyum gövdesi örneğin. Emniyet kemerlerinin içindeki makaralar. İki yıl, arka arkaya yılın tedarisi seçildik. Bursa’daki bir firmada. O bizi Almanya’ya önerdi. Ondan sonra Almanya’ya ürün vermeye başladık.
O firma tesadübu Mercedes’e ürün üretiyordu ve firma kapandı, iflas etti. İflas edince biz doğrudan temas kurduk Mercedes’le. Şimdi Mercedes’e yirmi yedi tane parça veriyoruz. Ve Mercedes’in Amerika’daki fabrikasına dahi buradan otomatik şansımanın çok önemli parçaları gidiyor. Bunları da artık işleyip de göndermeye başladık. Bunların içinde Porsche, Audi, BMW gibi, Volkswagen gibi, Seat gibi çok ciddi firmalar var. Bunlar hepsi Mercedes’in. Bu yine emniyet kemerinin patlamalı sistemli, öngergili emniyet kemerlerinin yine bir parçası. O Q8’in kol dayaması. Ama siz bunu görmüyorsunuz plastikle kaplı. İyi bir konumdayız. Biz üç ayda bir yaklaşık oditten geçeriz. Her firma gelir bizi denetler. O esnada mesela Mercedes’den 98 aldık 100 yüzerinden. Porsche’den 96,5 aldık. Bunlar çok ciddi rakamlar.
Yani bunu pek çok kişi bilmez ama Mercedes’in bandını, Mercedes’in yıldızını, emblemini 30 yıldır biz veririz. Yani o arabada takılan orijinal Mercedes emblemi bizimdir aslında. İki yıldır onu da bıraktık. Artık ekonomik bir değeri almadı. 30 yıl kadar yaklaşık üretilen ve tek tedarikçisi olduğumuz montaja takılan Mercedes emblemi bu orijinal.
Özel hayatınızda da bu tarzı benimsiyo ve uyguluyoruz. Her şeyin yeri bellidir, her şeyin tarzı bellidir ve her şeye görevleri çok iyi tarif edildi ve takip edildi. Asıl mesele bence takiptedir. Üretim esnasında bizde %100 göz kontrolü de vardır. Almanların tarzını birebir yaşayan bir firmayız. Ofislerimizi de gezerseniz hep o basit ama kullanışlıdır hep.
Yani bu yaşam biçimimiz bu bizim artık. Kalıpçılık çok özel bir sektör. Çok büyük deneyim gerektiriyor. Yani Mercedes’e parça öderiyorsunuz. Ben fen bölüm mezunuyum. Lisede uzay geometri, tasarı geometri okuyorduk biz zamanında. Onun müthiş faydalarını gördüm. Yani bir kalıbı uzayda eğer planlayamazsınız, onu ürettiremezsiniz. Bunda sıkıntımız var her sektörde olduğu gibi. Mühendis arkadaşlarımızı alıp yetiştiriyoruz. Fakat 2-3 yıl sonra maalesef onları kaybediyoruz. Haklı olarak gidiyorlar. Çünkü sizin verdiğiniz rakamın 2-3 katını veren firmalar var. Yetişmiş eleman yok ne yazık ki. Fabrikaya ilk yerden biz olduk her zaman. Yani 8 de iş başıysa biz 7.5 da iş yerindeyiz. Ve akşamları 9-10 gibi çıkıyorduk. Yani yakın zamana kadar, 2 yıl öncesine kadar bu böyleydi. Sonra bir problem yaşadım. Ben iki tane stand takıldı. O günden sonra biraz daha rölandiye aldım iş hayatına açıkçası. Öğlen gibi gelip işte akşam 5-6 gibi firmayı terk ediyorum. UTE kaldı içimde. O çerçeveyle dinlemiş kağıdın önemi var bazen.
Hani belli ortamlarda işte konumunuz gereği konuştuğunuzda hangi üniversiteden dendiğinde iyi bir cevap vermek istersiniz aslında. Yani bir ara teşebbüs ettim ama sonra çok da önemli olmadığını düşünüyorum. Bu yolu tercih ettim ben. Liseyi bitirdiğimde bir cumartesi günü 3 saat çalışarak omuzuma bir 55 ekran siyah beyaz televizyonu koyup eve gittim mesela. Bizim sektörde usta ilanı verdiğinizde iki tane de bizim sektörde usta ilanı verdiğinizde iki üç kişi müracaat ediyor. Ama beyaz yaka ilanı verdiğinizde iki üç bin kişi müracaat ediyor. Hayal etmiştim ama hedefe varmak için çok çalışmak gerektiğini biliyordum ve başardıklar hedefe ulaştık açıkçası. Hatta belki de beklentimizin de üstünde gerçekleşti. Yolda şekilleniyor zaten müşteri talep ediyor sizden ürünü. Yani yaptığınız işi çok başarılı yapıyorsanız eğer bir başka ürünü öneriyor size bunu da yapın diyor. O yaptığınızın birkaç katı büyüklükte daha önemli bir fonksiyonu var diyeyim arabada. Yani daha çok müşteri sizi şekillendiriyor. Kar topu gibi böyle büyüyorsunuz.
Körfes krizinde zorlandık açıkçası. Hayatımızda ilk defa mağlup oluyorduk. İki makinayı satmak zorunda kaldık. O bize çok acı geldi. Personel çıkarmak gerekti. Evlatlarınız gibi hangisini verirsiniz? Yani onlarla birlikte geldik biz bir yerlere. O çok ağır geldi bize. Çıkarmadık hiç kimse işten makine satmayı tercih ettik. Fırsata dönüştürdük o sıkıntıyı biz. Şöyle ki talep çok az oldu.
Han madde fiyatları dip yaptı. Müşteri yeni han madde fiyatlarını tespit edene kadar o aradaki süreçte eski han madde fiyatından sattığımız için kazanca dönüştü o. O bize çok fayda sağladı. Hatta bankadan aldığımız kredilerimizi o dönemde sıfırladık. Gençler özgüvenleri olsun istiyorum. Kendilerine güvensinler. Ama mümkün olduğu kadar da durun.
Kendilerine güvensinler ama mümkün olduğu kadar da dolu hale gelsinler. Eğilsinler kendilerini. İki yıl öncesinde kadar bir fiil çalışıyordum. Yani yeri geldiğinde eyleyip yeri geldiğinde makinalarda tek tek çalışıyordum. Ama bu ses bizi rahatsız etmiyor. Bu ses aksinin yiğni gibi geliyor bize. Sesi duymadığımız zaman biz rahatsız oluyoruz. Genetör kabinleri bizim ses anlamında çok iyi yalıltılmış ünlüler. Tüpit dağın tespitlerine göre sesi düşürdük.
Yani pancar motorda 130 küsur olduğunu düşünürseniz ama bizde düşün 67 desibel. Biz şimdi doğalgazla çalışan jeneratör ürettik. Ve ekonomik anlamda çok çok iyi. Yani dizel bir motornun tüketimi 23-24 liralarda iken doğalgazla 4,5 liraya kadar düşebiliyor. Çocuklar daha hakimler çünkü biz onu gençlerimize kurduk o şirketi. Onlar yönetiyorlar.
Üç kardeşiz biz. Büyük ağabeyim, ortada ben ve Ersin’in babası en arkada görünen bir kahvaltıda çekilmişti. Fotoğrafı benim kızım çekmişti. O da fotoğraf eğitimi aldı.
Dolayısıyla iyi bir hatıra işte üçümüzün anısına bu resmi oraya koydum.
İlk Yorumu Siz Yapın