"Enter"a basıp içeriğe geçin

Gelmiş Geçmiş En Kötü İnsan – CALİGULA

Gelmiş Geçmiş En Kötü İnsan – CALİGULA

videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=QrokYdwsIQA.

Milattan sonra 12 yılında Roma’nın kalbinde bir çocuk dünyaya geldi. Fakat kimse onun yaşamış olan en zalim insana dönüşebileceğini düşünemezdi. O, Caligula. 37 ve 41 yılları arasında 4 yıl boyunca Roma İmparatorluğu yaptı.
Zaten psikopat sayılabilecek ebeveynler tarafından yetiştirilmesi ve büyüdüğü acımasız ortam onun bir manyak olması için yeterli zemini hazırlamıştı. İlk garip hareketleri yaşadığı kellik kompleksi nedeniyle başladı. Kimsenin kendisine yüksekten bakmasına izin vermeyip çevresindeki herkesin saçlarını kazıttı. Ama inanın bunlar sonrasında yapacaklarının yanında devede kulak kalır. Ülkenin dört bir yanından getirttiği tanrı heykellerinin kafalarını kestirip kendi yüzünü onlara monte ettirdi. Tabii bunlar sadece başlangıçtır ve o artık tanrılığını ilan edip insanların ona kurban kesmesini emreder. Sapkınlığı öyle boyutlardadır ki kız kardeşinden çocuk yapar. Fakat doğumdan önce kardeşinin karnını açtırıp cenini aldırır ve onu da yarı tanrı ilan eder.
Kız kardeşi Durusila öldüğünde ise yaz süresince Roma halkına gülmeyi, yıkanmayı, ailecek yemek yemeği ve sokakta birbirleriyle konuşmayı yasaklamıştır. Caligula’nın yaptıklarına rağmen takma isimleri biraz enteresan gelebilir. Vatanın ve orduların babası, en iyi ve en büyük hükümdar, inançlı adam gibi birçok takma adı var. Ama işin daha güzel kısmı bu isimleri kendi kendine vermiş olması. O dönemlerde Roma imparatorları dünyanın en güçlü ve dokunulmaz insanlarıydı. Bu güç zehirlenmesi Caligula gibi zayıf karakterli insanların akla hayale gelmeyecek şeyler yapmasına da olanak sağlıyor. Eğer onunla göz göze gelirseniz bilin ki bu sizin ölüm fermanınız demek. Hem de çılgınca bir ölüm. Kendi mühendislerine yaptırdığı özel işkence aletleriyle vücuttaki neredeyse bütün kemikleri insan henüz canlı iken yerinden söktürüp bunu izlemekten büyük keyif alırdı. Özellikle de yemek saatinde, sofrada otururken ve biraz da tadına bakarak. Yaptığı hoyratça harcamalar yüzünden boşalan devlet kasasını doldurmak için de basit çözümleri vardı. Zenginleri öldürüp mallarına el koyun. Ama bu da yetmedi. O da daha farklı bir çözüm buldu. Senat oyuyelerinin ve Roma’nın güçlü insanlarının eşlerini ve kızlarını büyük bir genelev açarak burada çalışmaya zorladı. Ve genelevin açılışında halka seslenirken şu cümleleri kurmuştu. Ey Roma halkı! Bakın, tanrınız sizin için ne hediyeler getirdi. Bütün senatörlerin ailelerini size veriyorum. Küçük bir bedel karşılığında onlarla istediğiniz gibi oynayın. Caligula senat oyuyelerine hiç güvenmez ve onları sevmezdi. Bu nedenle tek dostu olan atını senatör yapmak istemiş ve onun için özel bir saray bile hazırlatmıştı.
Zaman zaman atıyla beraber uyuduğu da Romalı tarihçiler tarafından kayıtlara geçirilmiştir. Senatörlerden o kadar nefret ediyordu ki kendisi at üstünde giderken bazı senat oyuyelerini saatlerce yanında koşmaya zorluyor ve bazen de onları soyup kadın gibi giydirerek dans ettirip eğleniyordu. Özellikle şişmanları çok komik bulurdu. Onlar bu konuda her zaman ilk tercih olmuştur.
Bazı senatörleri ise sebepsiz yere öldürüp sonra da hala yaşıyorlarmış gibi onları toplantıya çağırırdı. Doğal olarak gelemedikleri için de onların intihar ettiği söylentisini yayıyordu.
Gladiatör dövüşlerini izlemeyi seven Caligula, profesyonel gladiatörler yerine hasta ve yaşlı ya da bedensel engelli insanları arenada dövüştürüp bunları izlemekten haz alır, bazen de onlarca cüceyi toplayıp cüce savaşları yaptırırdı. Roma arenalarında aslan ya da fil gibi egzotik hayvanların dövüşleri de çok popülerdir. Bu hem izleyiciler için değişiklik hem de imparatorluğu ne kadar büyük sınırlara ulaştığının da göstergesi demek oluyor. Ancak o hayvanların karşısına seyircilerin arasından seçtiği şanssız insanları atmayı özellikle severdi.
Arenada gösteriye çıkacak olan yabani dövüş hayvanlarına yem olarak verilecek küçük baş hayvanların maliyetinin çok olduğu söylenince bu hayvanlara esir insanların yem olarak verilmesini emretmiştir. Bu esirlerin seçimini de bizzat kendisi yapıp şu kel adamdan şu kel adama kadar gibi garip seçme kriterleri belirlemişti.
Ama en büyük korkusu unutulmaktı çünkü kendi döneminde bir felaket yaşanmamıştı. Örneğin imparator Augustus devri Varus bozgunuyla imparator Tiberius devri Fidina’daki tiyatro’nun çökmesiyle anılıyordu. Bu nedenle Kaligula’da büyük bir savaş yenilgisi veba salgını, yangın veya bir depremin olması için dua ediyordu.
Her tanrı ve tanrıcanın kılığına girdiği, kadın kıyafetleri içinde Aphrodite gibi dolaştığı, Neptune’le kavgalı olduğu için denize askeri çıkarma yaptığı ve ganimet olarak kumsaldaki deniz kabuklarını toplattığı biliniyor.
Bir gün Prakus adındaki bir generali idam ettirmek ister. Ancak bunun için bahane bulamaz çünkü Prakus dürüst ve onurlu bir askerdir. Bunun üzerine Kaligula ona döner ve şöyle der. Sen dürüst bir adamsın Prakus, bu nedenle gerçek bir Romalı olamazsın. Seni vatana ihanetten tutukluyorum.
Bu söz o kadar derin ki sanki yaşamış bütün diktatörlerin varlığını kendi bünyesinde toplamış. Bir gece yarısı, olmadık bir saatte eskiden konsüllük yapmış üç kişiyi sarayına birdenbire çağırdı.
Öldürüleceklerinden korkan zavallı adamlar, saraya geldiklerinde Kaligula’nın kendilerini onunla zorla dans etmeye çağırdığını öğrenince hem sevinmiş hem de şoka uğramış olmalılar. O içinde bir yerlerde illik barındıran biri değildi. O salt kötülüğün timsaliydi. Sadece gaddarlık ve sapkınlığın vücut bulmuş haliydi. İnsanlar ondan o kadar nefret etmeye başlamışlardı ki isyanlarda birçok defa taşlandı. Roma sokakları defalarca kanla dolup taştı. Ya o yok olacaktı ya da Roma halkını yok edecekti. Şakaları da sadece kendisi için komikti. Senatörlerin yemeklerinin içine çişini yapar, öldürdüğü birini onlara yedirip yaptığı bu iğrençliği yemekten sonra söyler ve sofradakilerin kusmasını görünce de kahkahalara boğulurdu. Kaligula’dan önceki imparator Tiberius bir varis olmadığı için yeğeni olan Kaligula’yı evlat edinmişti. Daha küçük yaşlardayken acımasızlığı ve hırçın duyguları açığa çıkmaya başladı.
İdamları izlemeyi seviyor, geceleri üzerinde garip giysilerle ve kafasında perukla dışarı çıkıp şarkı söylüyor, dans ediyor ve garip eğlenceler düzenliyordu. Düzenlediği eğlenceler insanın aklına gelmeyecek çılgınlıklarla doluydu. Çevresindekilere zorla yamyamlık bile yaptırıyordu. İmparator Tiberius Kaligula’nın Romalılar için bir su yılanı, dünya içinse bir piton yılanı olduğunu belirtmiştir. Tiberius’un bu tespitinin ne kadar yerinde olduğunu görüyoruz. Aslında tam ismi Gaius, Julius, Caesar, Augustus, Germainus ama küçük yaşlarda ordu kamplarında asker kıyafetleriyle dolaştığı için küçük çizme anlamına gelen Kaligula, lakabı ona askerler tarafından verilmiş
ve öyle de anılmaya başlamıştı. Atını senatoya getirip artık yeni konsülünüz o demesi ise suyu taşıran son damla oldu. Milattan sonra 41 yılının ocak ayında bir grup gardiyan spor müsabakasından sonra tünellerde ilerleyen Kaligula’ya saldırdılar.
30 kereden fazla bıçaklandı ve bazı parçaları köpeklere verildi. Geri kalan bölümü ise sıh bir mezarın içine gömüldü. Karısı ve kızı da bıçaklanıp öldürüldüler. Ölümünden sonra Senato onun Roma tarihinden silinip heykellerinin yıkılması ve cumhuriyetin yeniden kurulması için büyük bir yapılanmaya girişti. Kaligula hakkında bugüne kadar binlerce kitap yazıldı. Korku filmlerinde izlediğimiz karakterlerin çoğu ondan esinlenerek yaratıldılar. Hakkındaki en ünlü film ise Tintobras’ın yönetmenliğini yaptığı Kaligula isimli filmdir. Tüm bu sapkınlıklarının nedeni olarak tarihçiler ve uzmanlar epilepsi, şizofreni gibi birçok rahatsızlığı bünyesinde barındırdığını düşünüyorlar.
Şu an ekranda gördüğünüz fotoğraf ise Kaligula’nın gerçek yüzünün yeniden yapılandırılmasıyla oluşturulmuş. Onun adına yapılmış olan heykellerden yola çıkarak hazırlanmış bu çizimde saçlarının gaye sık olduğunu görüyorsunuz. Aslında bunun nedeni döneminde yaşayan ve Kaligula’dan korkan ressamların ve heykel tıraşların onu gür saçlar içinde çizmesinden kaynaklanıyor.
Ve şuna emin olabilirsiniz onun yaptıklarının ancak onda birine yer verebildim. Çünkü yasalarımız daha fazlasını anlatmamıza müsaade etmiyor.
Daha fazla içeriye ulaşabilmek için kanalıma abone olabilir beni Instagram hesabımdan da takip edebilirsiniz. İyi seyirler.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir