Hadımköy’e Skechers Fabrikası Kurdu | Dünya Spor Devinin Tasarımını ve Üretimini Yapıyor
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=QYMlMyDBM_E.
Herkes bana deli diyor. Varım, yokumu bu işe yatırdım. Hayatımı bu işe yatırdım. Bir yere gelmek çok güzel hayatta ama bunu sürdürebilmek önemli. 10 yıl önce bunu hayal etmem mümkün değildi. Böyle bir öngöreği sahipliydim hayır. Çok şükür hayallerimin ötesinde bir 10 yıl yaşadım. Şu anda Türkiye’de satıyor olduğumuz skeçes markalı tekstil ünit
biz tasarlıyoruz ve biz üretiyoruz. Ben ve bütün ekip arkadaşları para odaklı çalışan insanlar değiliz. Siz yaptığımız işi çok seviyoruz. Yaşayarak gece gündüz, hiç fark etmez. Üretmeyi çok seviyoruz. Bize, şirketimize, ülkemize yakışan işler yapmak istiyoruz. 31 yaşındaydım. 10 yıllık bir profesyonel deneyimim vardı.
Türkiye’nin kurumsal perakende şirketinin spor bölümünde çalıştım. 10 yıllık için 31 yaşında bir adam için ciddi bir zaman kariyer yükseleyim. Den ziyade işin kendisiyle çok ilgiliydim. Maaşımın belli bir kısmıyla uluslararası raporlar satın alırdım. İşim gereği de uluslararası birçok markayla çalışıyorsun. Sektöründe en büyük perakende şirketindeki bu işi yönetiyordum. Sonra bir fikir doldu. Hemen de evlendiğim dönemin ertesi aylarına tekabül eden bir süreç. Sağ olsun eşim de her anlamda destek oldu yanımdadır diyen. Evleniyorsun, hikaye söylüyorsun ki ya ben işi gücü bırakıyorum. Başka bir şeyler yapacağım. Nereye kaldırsam altından Skechers’e görüyorum. Türkiye pazarına da girip çıkmış bir marka. Ben dedim bu işi yapmak istiyorum. Tamahsak içtim ve şansa birkaç ay sonra Skechers’ın uluslararası operasyonlarının başındaki kişi Türkiye’ye geldi. Tabii sadece bizimle değil, birçok kurumsal şirketle de görüştüler. Ben tabii adamcağızı kitledim yani tabiri caizse.
Genç bir çocuk bir şeyler anlatıyor bana ve hikaye başladı. Fulya’da 120 metrekare bir ofis. Ellerimle yaptığım duvarlarının ürünleri sunmak için. İki tane arkadaşım yanımda. Öyle başladık. İlk önce toptan satışla başladık. Ulusal perakendi kanallarına tedarik etmeye başladık. Bütün yatırımımıza da toptan satış kanalı dediğimiz, bize ait olmayan departman mağazalarına, ayakkabı mağazalarına, spor mağazalarına başladık. Alanlar oldu, almayanlar oldu ilk darran tabii ki.
Ve 2013 yılında, 50 ayında ilk göz ağrımız, mağazamızı Bağdar Caddesi’nde açtık. 12 Eylül’de hiç unutmuyorum. İlk açtık mağazayı, 145 adet ayakkabı sattık. Dedim ki bu iş alıyor. 2011’de başladık, 2014 yılında Los Angeles’ı hiç de beklemiyordum. Daha yılın başındayız çünkü. Böyle binlerce insan var. Yılın distrbütörü seçtiler bizi.
Sağ olsunlar. Çıktım ödülü aldım. Ertesi yıl bana yarım saattir konuşmalar ve sunum yapmamı istediler. Ben de onlara Türkiye’ye anlattım, Türkiye Pazarına anlattım, Türk tüketicilerine anlattım. Markayı nasıl buluşturduğumuzu onlara anlattım. Çok keyifli günlerdi. Varımlı yoğumu bu işe yatırdı. Maddi manevi olarak. Bütün hayat birikimi, bütün tecrübelerimi, bütün networkimi. Çok şükür karşılık buldu. İnsanlar diyor ki müthiş işler yaptı. Önemli olan sürdürme. Şanslar, konjonktür önemli. Doğru bir zamanda bu işe ayak bastım diye düşünüyorum. Skechis bugün dünyanın en büyük üç numaralı ayakkabı markası. Bu işte biraz planlama işi, öngörü işi. Her zaman öngörüler yapılırken kötü gün senaryolarında hesabı katmanız lazım. Risk almadan büyük getiriler elde etmeniz kolay değil. Ama riski de olabildiği kadar hesap edilebilir risk olarak almak lazım.
İş modelinde de olabildiği kadar hesap etmeye çalışıyorsunuz. Bir ilk başladığım zaman biraz olmuyor mu acaba dediğim dönemler oldu. Müşteri ziyaretlerine gidiyorum. Numaralarım arabanın bagajında. Tabii bazen reddediliyorsunuz. Ticaret yapmaya değer görülmüyorsunuz. Hoş bir duygu değil. Çok mı yıldım? Hayır. Ama bunlar oluyor. Bugün de olabilir, yarın da olabilir. Acaba mı dediğim birkaç kere yaşadım ama
ne yaptığınızı biliyorsanız bu sizi sadece birkaç dakika etkiliyor. Şu anda 52 tane mağazamız var Türkiye genelinde. Perakent tarafında yatırımlarımız da devam edecek. Müşteriye yegâne platformumuz. 2 milyonu geçtik adet olarak. 2021’de yapacağız çok daha ilerine. Bizim sekmantimizde şöyle bir özelliği var. Tüketici birazcık markanın ismini, markanı tasarruf ediyor. 3-4 senedir bu iş kafaya taktık. Bunu Amerikaları nasıl ikna edeceğiz? De bir marka bu.
Şartların da yardımıyla, onların da bize güveniyle önce Teksil lisans anlaşması yaptık. Şu anda Türkiye’de satıyor olduğumuz bütün skeçis markalı Teksil düğünü Türkiye’de biz tasarlıyoruz ve biz üretiyoruz. Arkasından da esas büyük gemimiz olan Ayakkabı ile ilgili anlaşmamızı yaptık. Hadimköy’de 21 metre kadar bir bina tuttuk an itibariyle. Bunun 3 katı dağıtı merkezimiz. Ayakkabı üretimi için kolları sıvadık. Bu arada genelde bizim gibi markalar bunu hal hazırdık ki üretim testlerine yaptırırlar.
İş benim bebeğim, ürün benim bebeğim. Bir de şirketimiz bizim çok ürün etrafında dönen bir şirket. Biz bir ürün şirketiyiz. Dolayısıyla da tabii ki çok sevdiğim arkadaşlarımla beraber kolları sıvadık. Skeçis global tarafta da biz yılaşır ödül alan ülkeyiz. İş bilgimizden, başaramızdan, bizim buradaki profesyonalliğimize, kendimizi adamımıza çok güvendeler. Doğru olarak aldık market.
10 yıl önce bunu hayal etmem mümkün değildi. Böyle bir öngöreye sahip değilim hayır. Çok şükür hayallerimin ötesinde bir 10 yıl yaşadım. Pandemi dönemi malum. Nisan ve Mayıs ayları bütün ayları kapattık. Ama ticarette bu var. Çok fazla şikayet etmeyi sevmiyorum açıkçası. Pandemi oldu oldu, faizler atlı, dolar düştü, dolar çıktı. Yani konjöktür bu. Dünya bu kadar toz pembe değil.
Yani bunu hepimizin hazırlıkta olması lazım. Bunlar da hayatın bir parçası. Günlük ilk 2500 adet üretim kapasitesiyle başlıyoruz. Bunu 10.000 yapabilecek durumdayız şu anda. Denemeler, yanılmalar yapalım. Çok umutluyuz, çok güzel bir argi alanımız var.
Orada ürün geliştireceğiz. Dünya standartlarında ayakkabıları Türkiye’de üretmeye hedefliyoruz. Elbette bunu bütün dünyaya satmak hedefimiz var. Kendim arkamızda bir şeyler yapmak belki de neden olmasın? Tabii ki finansal yaralar oluştu. Yine de yaptık çünkü seviyoruz, severek yapıyoruz bu işi. Ciddi bir yatırmı yani şu anda nereden baksanız 50 milyon TL geçeceğiz. Fabrikada üretim tarafında 165 kişi planladık.
2. yöre itibariyle 222 kişi olacağız gibi görünüyor. Lojistik çok önemli, altyapı çok önemli. Biliyorsunuz özellikle pandemimizde çok şeyler öğretti. Yani tüketicinin ürüne ulaşma şekli güncellendi aslında bakarsanız. Pandemi döneminde online satışlar patladı.
Kargo şirketlere yetişemediler. Dolayısıyla altyapı çok önemli. Dolayısıyla bütün süreçlerimizi 360 derecede değerlendiriyoruz. Ve bu bağlamda da yapmamız gereken ne varsa korkmadan çekinmeden sonuçodaklı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Olka şirketimizin yanında 3 tane kardeş şirket kurduk.
Bunlardan bir tanesi Markalab tamamen tekstil olaklı. Commerce Lab, Eğit İcariği şirketi. Bir de Prolab’imiz var. Prolab ayakkabı üretim şirketi. Ve bu 3’ü bağlı gerek Avrupa Pazarı olsun gerek Ortadoğu Pazarı olsun ciddi bir potansiyel harc ediyor bizim için. 20 yıl oldu bu işte emek vereli. Kendi markamı yapmak isteme arzum parayla elintili değil. Bu ideal ile elintili bir şey. Ben yapmayayım bunu. O yapmasın.
Kim yapacak bu işleri? Türkiye’den güzel bir başarılı bir uluslararası büyük markalar çıkmıyor. Birilerini burada inisiyatif alması lazım. Oluruz olmayız. Bu da aynı bir konu. Ama en azından inisiyatif alıp, kolları sıvayıp, buna emek harcamak da çok kıymetli bence. Idealimiz bu. Birkaç yeni projem var.
Onun üzerinde çalışıyorum. Ayakkabıyla ilgili farklı bir ürün, marka ve perakende ve e-ticaret bütünleşik bir yapı. Farklı bir segment yaratmayı hedefliyorum Türkiye Pazarında arkadaşlarımla beraber. Onu projelendirdik. E-ticaretle ilgili farklı planlarımız ve projelerimiz var. Gerek marka odaklı, gerek ise e-ticaret platformu ile ilgili. Altı dolu, yurt dışında örnekleri olan, Türkiye’de henüz hayata geçirilmemiş fikirler var kafamızda.
E tabii fikir çok ama önemli olan, fikir çok güzel. Hayal etmek çok güzel, çok seviyorum zaten. Ama önemli olan bunu hayata geçirebilmek. Onun için bunları olabildiği kadar kendi içinde öncelik sıralarını koyuyorsunuz. Çünkü bir tarafta da hayal sırada dönen bir iş akışınız var.
Umuyorum akıllı bir şekilde ikinci 10 yılda güzel işler yapacağız.
Bir sonraki videoda görüşürüz.
İlk Yorumu Siz Yapın