Herkesin Yaptığı İşi Yapmadık | Türkiye’nin Global İlaç Markası
videosundan fısıltılanmıştır. Videoya ulaşmak için Linki kullanabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=TO__6wlVQCA.
İşi kurmak büyük cesaret ister. İşi kurdunuz, bir noktaya geldiniz. Orada kalmak daha da zor. Biz hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğimiz hayallerin peşinden koşmadık. En önem verdiğimiz konu herkesin yaptığı işi yapmamak üzerindeydi. Biz dedik nadir hastalıklar üzerine yöneliyiz. İlk yola çıkışımız MS’le oldu. Şu anda bizim 34 tane ruhsatlı ilacımız var. Gördüğünüz makinede üretilen ürünler, ülkemizde Biontech aşılarının enjeksiyonunda kullanılan özel küçük hacimli enjektörlerimiz. Şu ana kadar yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım. Hep inandığım için başarı odaktayız. Ben ve ekibim. Şirket kurulduğundan beri benimle birlikte olan arkadaşlarım var. Gecesini gündüzüne kapan, benimle sürekli
iyi günde, kötü günde beraber olmuş arkadaşlarımız var. O nedenle tabii bazı kırılma anları yaşarsınız hayatta. Mesela şu işe keşke girmeseydik ya da bu işle keşke uğraşmasaydık dediğimiz bazı çöpe attığımız projelerimiz olmuştur. Bizim tek hedefimiz var. Biz tipik bir ilaç firması, kendi yağıyla kavrulan, sadece kendi piyasasına yönelik ilaçları üreten bir firma olmak istemiyoruz.
Biz her ne olursa olsun global bir oyuncu olma hedefini kafamıza koyduk. 1902-1959 tarihinde Ankara’da doğdum. O tarihten bu yana da bir Ankara aşığı olarak doğduğum günden bu güne hem eğitim hayatım hem iş hayatını Ankara’da kurarak bu günlere kadar geldik. İlk orta ve lise eğitimini Ankara’da aldıktan sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biolojik Bilimler Bölümüne 1977 yılında giriş yaptım. 1982 yılında mehsun oldum. Hemen ardından askerlik görevini tamamladıktan sonra ilk profesyonel hayatıma bir medikal ve analitik cihazlar konusunda lider firmada satış temsilcisi olarak 14 Mart 1984’te iş hayatına atıldım. 2 yıl orada çalıştıktan sonra İsveç kökenli bir firmadan iş teklifi aldım ve 1 Ağustos 1986’da 6 aylık bir süre için Atina’da iş başı yaptım. Atina’da 6 aylık iş süresinden sonra evet yetiştin olduğunu artık dediler ve Türkiye’ye gidip irtibat büroumuzu açarsın diye bana görev verdiler. Ve onun sonucunda da yabancı firmanın Ankara’da yerleşik irtibat ofisini kurarak 2 yıl süreyle onu yürüttüm. Daha sonra bu firma benim hayatımdaki en önemli kırılmanlarından birisidir. Eğer istersem bu işi kendi adıma yürütebileceğim teklifimde bulundu ve böylece ben 1988 yılında ilk işimi o başlamış olduğum İsveç firmasının temsilciliğini yaparak başlatmış oldum.
Ki bu benim hayatımdaki en önemli kırılma noktasıdır. Daha sonrasında biz bu işte oldukça hızlı bir büyüme sağladık. 1994 yılında ilaçla ilk tanışıklığımız oldu. O dönemde bir İtalyan firmanın Türkiye’de ilaçlarını getirmeye başladık.
Fakat orada bir hata yapmışız çok başarılı olduk. Çok başarılı olunca İtalyan firma İsveççe İtalyan ortaklığıydı. Türkiye’de kendi ofislerini açmak istediler ve bir anlaşmazlığa düştük. Bunun sonucunda ben de o anlaşmazlık ve süreç devam ederken dedim bu iş böyle gitmeyecek. Bunun hukuki süreci oldukça uzun bir zaman alabilir. Bundan negatif etkilenmemek için gen ilacı kurmaya karar verdim. 1997 yılında ve 98 yılında da yol haritamızı çizmiş olduk. Bir şirketi kurarken en önem verdiğimiz konu herkesin yaptığı işi yapmamak üzerineydi. Biz dedik nadir hastalıklar üzerine yönelelim. Bu nadir hastalıklar konusunda hastalığın varlığı belli ama diagnozu ve tedavisi konusunda daha alınacak çok yol vardı.
Biz bunu nasıl aşabiliriz diye aslında ilk yola çıkışımız MS hastalığıyla başladı. Biz şöyle bir stratejik hedef koyduk kendimize dedik ki biz burada ürettiğimiz ürünü yüzde 70’ini yurt dışına ihraç etmeyi başarabilecek altyapıya, bilgiye ve netvörke sahibiz. Bunu nasıl hayata geçirebileceğimizi zaman içinde göreceğiz demedik.
Onun planlamalarını yaptık. Biz çıtayı daha da yükselttik ve dedik ki biz buradan Amerika’ya ilaç satabilir hale gelmeliyiz. Onun da tek yolu var FDA’den onay alabilmeniz ve geçen yıl 2020 yılının Eylül ayında FDA ilk müracaatımızı yaptık.
Önümüzdeki yılın ortalarında FDA onayını bekliyoruz. Aynı şekilde Avrupa’ya ilaç satabilmeniz için de EMMA dediğimiz Avrupa ilaç ajansından onay almanız gerekir. Onunla ilgili müracaatımızı da tamamladık. Bu yılın sonuna kadar oradan denetim bekliyoruz Almanya Sağlık Hortu Rokesi’nden. Eğer bunu gerçekleştirebilirsek ondan sonra Avrupa’daki diğer ülkelere de rahatlıkla bu ürünleri satabilecek hale geleceğiz. Biz hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğimiz hayallerin peşinden koşmadık. Bunun hayalini hep kuruyorduk. Bugüne kadar da son 15 yılımıza baktığımız zaman ortaya koymuş olduğumuz hedeflerin hepsini başarıyla tamamladık. Hatta üstüne bile çıktığımız yıllar oldu. Bunca yıl içerisinde kazanmış olduğumuz tecrübe ve ilaç sektörünün köklü geçmişi çok iyi insan kaynağına sahip olması
bizi neden biz üretim yapmayalım yoluna itti ve 2014 yılında bu stratejik kararı aldık. Büyük yatırıma giriyorsunuz, ürünler üretmeyi planlıyorsunuz ve bunda ne kadar başarılı olacaksınız? Bu çok heyecanlı bir süreç. O nedenle her yeni ilacı üretip teknoloji transferini tamamladığımızda tüm ekip arkadaşlarımız da böyle bir mutluluk ifadesi görürsünüz.
Çünkü o çok önemli bir görevdir. Bir ilacın geliştirilip ürün haline getirebilmesi çok uzun soluklu, sabır gerektiren bir süreçtir. Bir örnek vereceğim size. Hepimizin çok bildiği, başımızın ağrıdığında kullandığımız aspirin. Aspirini yeni bir fabrikada yapıp üretip ruhsatını alıp piyasaya sunalım demeniz bu kadar 50 yıldır, 70 yıldır, 80 yıldır bilinen bir ilaç olmasına rağmen minimum 2 yıldır. O nedenle ilaç sabır gerektirir.
İlaç sektöründe fabrikaların ayakta kalabilmesi, yeni ürünlerle piyasaya girebilmesi, ne kadar güçlü bir ARGE yapınız var, ne kadar güçlü bir ARGE ekibiniz var, onunla çok ilgilidir. İnsan kaynağı da önemli, ARGE merkezinizin olması da önemli. Bir de çok masraflı bir iştir. Fabrika elinizi kurarken ARGE merkezimizi de baştan planladık ve 2019 yılında Türkiye Cumhuriyeti Sanayi Bakanlığı’ndan ARGE merkezi belgelimizi aldık.
Daha sonrasında bununla da yetinmeyip Hacettepe Üniversitesi Teknokent Kampüsü’nde bulunan eliksir araştırma laboratuvarının büyük hissesini satın alarak dünyamıza kattık. Şu andaki hedefimiz 2022 yılından itibaren, ki başladık şu anda da aynı durum söz konusu, her ay yeni bir teknoloji transferi yaparak,
yeni ürünlerle portföyümüzü güçlendirmek, ihraç pazarlarına yönelmek ve böylece de global oyuncular arasına girmeyi hedefliyoruz. Ama daha önemli bir hedefimiz var. Biz Türkiye’den faz 1’inden başlayarak, faz 2, faz 3’ünü tamamlayıp, uluslararası pazara çıkacak bir ürün yaratmak istiyoruz.
Türkiye’den 1 veya 1’den fazla finansal imkanlarımız elde ettiği sürece, ürünü geliştirip, dünya pazarlarına evet bu Türkiye’de üretilmiştir mesajını vermek istiyoruz. Bizim en önemli hedefimiz budur.
Biraz evvel eliksirden bahsetmiştik, gen ilacın iştiraki olarak. Bir de hemen bu tesisimizin yanında Genject isminde yepyeni bir tek kullanımlık enjekte üreten fabrika kurduk. Fabrikamızın adı da gene gen kökenli olduğu için Genject diye geçiyor. Şu anda bundan da çok mutluyum bunu söylemekten.
Şu anda bildiğimiz üzere aşılama kampanyası çok ciddi şekilde, hızlı bir şekilde büyüyor ve bu aşılama sürecinde bu aşıların yapıldığı özel enjektörlerle gerekli. Bu enjektörleri de üretip ülkemizde herhangi bir sıkıntıya sebep vermeden, ekosisteme de destek olduğumuz için çok mutlu olduğumu söylemek isterim.
Bu gördüğünüz Genject’e kullanımlık enjektör fabrikasında günde 1 milyon adet enjektör üretebiliyoruz. Şu anda gördüğünüz makinede üretilen ürünler, ülkemizde daha yeni aşılamaya başlanılan Biontech aşılarının enjeksiyonunda kullanılan özel küçük hacimli enjektörlerimiz.
O nedenle biz gerçekten çok mutlu oluyoruz. Ülkemizin dışarıya muhtaca olmadan kendi ihtiyacını karşılayabilecek ürünlerin tarafımızdan üretiliyor olması ya da üreten firmalardan önemli yerde olan bir tanesi olarak bunu size gururlu anlatmak istedim. Biontech aşıları biliyorsunuz sürekli sağlık bakanımızda açıklamalarda bulunuyor. Bir vahyılda 6 doz var. 6 dozun boşa gitmemesi gerekiyor.
Bir enjektörün bu aşının içine girdiği zaman 0.35 mililitre çekmesi lazım. Ona özel yapılmış enjektörlerimiz. İhracat pazarında çok ciddi talep var ancak bizim için önce kendi insanımız, kendi ülkemiz bunu karşıladıktan sonra eğer fazlası kalırsa dışarıya ithar etmek düşünüyoruz.
Tabii üretimlerimiz sadece bununla sınırlı değil aynı zamanda kan gazı enjektörleri, beslenme enjektörleri, birikacınlık, 50 cc’lik, 20 cc’lik referner enjektörleri her tür enjektörü üretebilecek kapasitedeyiz. Ve yıl sonuna kadar da FDA müracaatımızı tamamlamış zaten CE belgeli bir teşhis olduğu için şu anda da yeni bir regulasyon var MDR diye onun hazırlıkları içerisindeyiz.
2022’nin başı itibariyle tüm Avrupa ülkelerini ihraç ediyor olacağız. Bu görmüş olduğunuz alanda biraz evvel gördüğünüz imalat anında gördüğünüz ürünlerin paketleme alanı, bayan kaki aşılığının yapıldığı enjektörlerin paketleme prosesi gibi görüyorsunuz. Tamamen otomatik gördüğünüz gibi ürün akışını oradan takip edebilirsiniz. Eğer birisi bana sorarsa bu sektöre girmek için ne yapmalıyım diye onlara vereceğim tek tavsiye şu olur. Odaklanacağınız alanı seçin, ilk önce o odak etrafında projenizi geliştirin, onun etrafında büyümeye çalışın. Bir anda birçok alana girmeyin diye tavsiyede bulunur. Hedefimiz her zaman büyük oldu, ben ekip arkadaşlarıma her zaman şunu söyledim. Hızlı büyüyoruz, doğru. Kalabalıklaşıyoruz, bu da doğru. Ama biz yolun başındayız.
Onun için bir sloganımız var. Bu sloganı 10 yıldır kullanıyor ekibimiz. Gönülden iner herhalde. Gelecek, gene gelecek.
Altyazı M.K.
İlk Yorumu Siz Yapın